Erdoğan bir süredir 'Eski Türkiye yok' diyor ya, ben de aynı kanıdayım.

Rahmi Yıldırım

23 Temmuz 2021
Erdoğan bir süredir 'Eski Türkiye yok' diyor ya, ben de aynı kanıdayım.

Gerçekten de eski Türkiye yok artık. Ama Erdoğan’ın “Artık yeni bir Türkiye var” iddiasının tersine, yeni bir Türkiye de yok; daha eski bir Türkiye var. Hatta biraz daha geriye gitmek uygun olur, çok daha eski bir Türkiye var. 

Eski Türkiye’de, yani Erdoğan’ın “artık yok” dediği Türkiye’de yüzde yüz işler olmasa da güçler ayrılığı vardı. TBMM, devletin kurucusu Büyük Millet Meclisi’nin mirasçısı ve milli iradenin tecelligâhı sayılırdı. Yürütmenin başı Başbakan, TBMM’ye karşı sorumluydu. Yargıçlar savcılar, millet adına adalet dağıtmakla yükümlü sayarlardı kendilerini. Cumhurbaşkanı da sadece bir partiye oy verenler tarafından değil, çok büyük çoğunluk tarafından saygı görürdü.

Daha eski Türkiye’de de (yani Meşrutiyet döneminde) bire bir olmasa da benzer bir rejim yürürlükteydi. Modernleşmenin ve meşrutiyetin kör topal yolcusu Osmanlı’da padişah artık her şeye kadir değildi; yetkilerini Meclis’i Mebusan, Meclis’i Âyan ve Sadrazam ile paylaşmıştı.

Erdoğan’ın dediği gibi eski Türkiye yok artık ama Erdoğan’ın dediğinin tersine, eski Türkiye’nin yerine yenisi gelmedi; daha eski de değil, çok daha eski bir Türkiye’ye savrulduk. Hatta çok daha eski Türkiye’de, yani Tanzimat ve Meşrutiyet öncesi Osmanlı’da bile padişah tek başına değildi. Devletin ve mülkün sahibi padişahın yanı sıra sadrazam yürütme erkinin başıydı. Osmanlı tarihi padişahlar tarihi olduğu kadar sadrazamlar tarihidir. Padişah ve sadrazamın yanında bir de Divan-ı Hûmayun ve fetva makamı olarak Şeyh-ül İslam vardı. Yargı erki de kadılar ve kazaskerler ile temsil ediliyordu. Padişah, “Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var!” diye uyarılıyordu.

Bugün ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen, anayasada adı olmayan ucube bir rejim ile yönetiliyoruz. Ne sadrazam veya başbakan var ne de TBMM, Cumhurbaşkanı karşısında etkili olabiliyor. Cumhurbaşkanı tek başına TBMM’den daha güçlü ve etkili. Yargı ve üniversiteler tamamen sinmiş ve teslim olmuşlar. “Mağrur olma Reis, senden büyük Allah var!” diyen de yok. Onun yerine “Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan lider” diye yüceltiliyor. Bu yüceltmeye itiraz ettiği duyulmadı. İtiraz etmediği gibi (hadis-i kutsi olduğunu belirtmeden) “Bizim rahmetimiz gazabımızı aşacaktır inşallah!” diye konuşabiliyor. Oysa Başbakan olarak iktidarının ilk yıllarında cep telefonu açıldığında ekranda “Mağrur olma!” diye bir yazının akmaya başladığı yolunda haberler çıkmıştı matbuatta. Rivayete göre oğlu Burak’ın işiymiş ekrana bu yazıyı yazmak. Yani baba nasihati değil, evlat nasihati gibi. Evlat nasihati tevazuundan hadis-i kutsi şirkine ve kibrine savrulmak her bakımdan endişe vericidir!.. Benden söylemesi.

Bu ucube rejime siyaset biliminde kibarca “monokrasi” deniyor, yani tek adam yönetimi. Muhalefet “şahsım iktidarı” diyor. Marksist literatürde ne dendiğini yazıp başıma bela açmayayım! Merak eden, Dimitrov’un Faşizme Karşı Birleşik Cephe kitabına bakabilir.

***

 Monokrasiye, şahsım iktidarına durduk yerde savrulmadı Türkiye. Eski Türkiye elitlerinin ve kapitalistlerinin aç gözlülükleri ve zorbalıkları ahaliyi öyle bir bunalttı ki, ahali 2002 seçimlerinde can havliyle Tayyip’in ipine sarıldı. Ahalinin eski Türkiye’den yaka silkmişliği Tayyip Erdoğan’ın rafine olmamış, incelikten yoksun siyasi ve dini ihtirasıyla birleşince, monokrasiye, şahsım iktidarına giden yolda bir engel kalmadı. 2007 ve 2010 anayasa referandumlarıyla genişletilen yolda nihayet 15 Temmuz darbe girişimi “Allah’ın lütfu” oldu; Almanya’da Hitler’i tek adamlığa taşıyan referandumun benzeri 2017 referandumuyla Türkiye’de de “şahsım iktidarı” kuruldu.

(Bu anda, Nazi Almanya’sı ile bugünün Türkiye’si arasında benzerlik kurma fikrini ve cesaretini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan ödünç aldığımı belirtmeliyim. Erdoğan, Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaretlerin birinden dönüşünde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorusu üzerine Hitler Almanya’sını örnek vermişti: “Üniter devlette başkanlık sistemi yoktur diye bir şey yok. Şu anda bunun zaten dünyada örneği var. Yani Hitler Almanya’sına baktığınızda orada da bunu görürsünüz. Başka ülkelerde de görürsünüz.” (31 Aralık 2015)

***

Ezcümle, eski Türkiye yok, çok daha eski bir Türkiye var. Ekonomisi tıkanmış, dış politikası iflas etmiş, (resmi rakama göre) 4,5 milyon işsiziyle Türkiye gemisi, Erdoğan’ın “Allah’ın lütfu” saydığı 15 Temmuz felaketinden sonra demokrasi limanından çok daha uzaklaştı. Bunun vebali günahı en başta demokrasiyi amaç değil araç olarak gördüğünü saklamayan Erdoğan ile siyasal İslam’dan demokrasi uman liberallerin boynunadır. Allah’ın lütfundan kasıt Fetullahçı çetenin devletten temizlenmesiyse, darbeye kalkışmalarının beklenmesi gerekmiyordu. Fetullahçı çetenin tasfiyesiyle Türkiye’nin demokrasiye kavuştuğu öne sürülüyorsa şu sorulara yanıt verilmelidir:

- Fetullahçı çete nasıl oldu da darbeye girişecek derecede devlette mevzi kazandı? 

- Recep Tayyip Erdoğan’ın “Cemaatteki kardeşlerimiz ne istediler de vermedik?” sitemi nasıl bir ittifakın itirafıdır?

- Recep Tayyip Erdoğan’ın yolsuzluk maskeli darbeye maruz kaldığı 17 Aralık 2013’te gazeteci Fehmi Koru’yu Fetullah Gülen’e göndermesi, ittifakın sürmesi için atılmış bir adım mıydı?

- Recep Tayyip Erdoğan 15 Temmuz 2016’da nasıl bir ruh hali ve içgüdüyle (daha kalkışma bastırılmadan) darbe girişimini “Allah’ın lütfu” saydı?

- Recep Tayyip Erdoğan darbe girişimini gerçekten eniştesinden mi haber aldı? Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan, anayasa uyarınca bağlı oldukları Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Başbakan Binali Yıldırım’a gelişmeleri haber vermediler mi?

- 15 Temmuz darbe girişimini araştırmak üzere kurulan TBMM Komisyonu niçin çalıştırılmadı? İktidar partisi AKP komisyona üye vermeyi neden iki ay geciktirdi? Komisyonun çalışma süresi neden uzatılmadı?

- Recep Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım, dönemin TSK üst düzey komutanları ve MİT Müsteşarı neden komisyona gitmekten kaçındılar?

- Komisyon, darbeye kalkışanları neden dinlemedi?

- Komisyon, raporunu neden TBMM’ye sunmadı?

- TBMM’nin kendisini kapatmayı hedefleyerek bombalayan bir darbeyi araştırmaktan kaçınması, ne anlama gelir?

- ByLock listesi neden açıklanmıyor?

- Darbe başarıya ulaşsaydı, devletin üst düzeyinde kimler hangi görevlere getirilecekti?

- AKP’li eski milletvekili Şamil Tayyar’ın “15 Temmuz gerçek manada aydınlanırsa, bugün kahraman dediklerimizin aslında belki de darbenin içinde olduğunu göreceksiniz; belki de bugün hain diye suçladığımız bazı isimlerin aslında tam tersi olduğunu göreceksiniz” sözleri, darbe girişiminin perde gerisindeki hangi ilişkileri ima etmektedir?

Bunlara benzer onlarca yüzlerce soru üretilebilir.

Sonuç, darbeye maruz kalan Erdoğan ve iktidar partisi AKP’nin darbe öncesi, darbe gecesi ve sonrasının araştırılmasına istekli olmadığıdır.

Oysa, 15/16 Temmuz 2016 öncesi, gecesi ve sonrası olup biten aydınlatılmadan Türkiye’de gerçek bir demokrasi kurulamaz.

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…