İşsiz Sayısı Artıyor, İşsizlik Oranı Düşüyor!

Rahmi Yıldırım

12 Mayıs 2021
İşsiz Sayısı Artıyor, İşsizlik Oranı Düşüyor!

Covid19 salgını nedeniyle esnaf işletmelerinin kapandığı, tekel konumundaki büyük işletmelerin de talep daraldığı için üretimi azalttıkları, yüz binlerce kişinin ücretsiz izin adı altında sokağa atıldığı koşullarda çalışan sayısı (hem de 550 bin) artıyor ama işsiz sayısı da artıyor. İşsiz sayısı artarken işsizlik oranı azalıyor!

Başlıktaki tuhaflık ortada. Öyle ya, işsiz sayısı artarken nasıl olur da işsizlik oranı düşer?

Tuhaflık bende değil, Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK’te. İşsiz sayısı artarken işsizliğin azaldığını söyleyen TÜİK’in ta kendisi. Dolayısıyla vebali TÜİK’in boynuna.

İşte TÜİK’in 10 Mayıs günü açıkladığı Mart 2021 işsizlik verileri:

“İşsiz sayısı 2021 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 59 bin kişi artarak 4 milyon 236 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puanlık azalış ile yüzde 13,1 seviyesinde gerçekleşti.

İstihdam edilenlerin sayısı 2021 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 550 bin kişi artarak 28 milyon 89 bin kişi, istihdam oranı ise 0,8 puanlık artış ile yüzde 44,3 oldu.”

Dikkat buyurun! İşsiz sayısı artmış ama işsizlik oranı azalmış. İstihdam edilenlerin yani çalışanların sayısı artmış ama işsiz sayısı da artmış… 

İnsan aklıyla alay etmek midir, yoksa toplumu aptal yerine koymak mıdır? 

Covid19 salgını nedeniyle esnaf işletmelerinin kapandığı, tekel konumundaki büyük işletmelerin de talep daraldığı için üretimi azalttıkları, yüz binlerce kişinin ücretsiz izin adı altında sokağa atıldığı koşullarda çalışan sayısı (hem de 550 bin) artıyor ama işsiz sayısı da artıyor. İşsiz sayısı artarken işsizlik oranı azalıyor!

İnsan aklıyla başka nasıl alay edilir, toplum başka nasıl aptal yerine konur, bilinmez.

***

Sadece istihdam ve işsizlik verilerinde değil, enflasyon ve fiyat verilerinde de TÜİK aynı tuhaflığı sergiliyor, toplumu aptal yerine koyuyor. TÜİK’in Nisan ayı enflasyon verilerine göre:

Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) Nisan’da yüzde 1,68 artarken, yıllık bazda yüzde 17,14 oldu.

Üretici fiyat endeksi (ÜFE) Nisan’da yüzde 4,34 arttı, yıllık yüzde 35,17 oldu…

Çarşı pazar mutfak enflasyonu anlamına gelen TÜFE’nin yıllık gerçekte yüzde 17 olup olmadığı bir yana, ÜFE yüzde 35. Yani üretici zararına veya hayrına satıyor; üretici sevabına satınca da tüketicinin enflasyonu bunun yarısı kadar oluyor! Ne demeli? Yersen dolapta köfte var, dolma var!

Enflasyon konusunda TÜİK toplumu aptal yerine koyarken, bir grup akademisyen tarafından kurulan Enflasyon Araştırma Grubu ENAG da bir süredir enflasyon araştırması yapıyor. TÜİK’in Nisan ayında TÜFE’yi yüzde 1,68 açıklamasına karşılık ENAG yüzde 2,62 diyor. 

ENAG’ın sitesinde Nisan ayındaki yıllık enflasyon verisini bulamadım ama TÜİK’in verisinin çok çok üzerinde bir sonuca ulaştığı muhakkak. TÜİK 2020 TÜFE’sini yüzde 14,60 olarak açıklamış, ENAG ise yüzde 36,72 olarak duyurmuştu. Yani tam iki buçuk katı bir oran.

***

İstatistikçiler kâğıt üzerinde ne derlerse desinler, çarşıda pazarda mutfakta enflasyonun hakikisini yaşayan tüketicinin enflasyonu, değil TÜİK’in ENAG’ın verilerinin de üzerinde. Bu da ister istemez istatistik kurumunun neye hizmet ettiği sorusunu akla getiriyor. 

Britanya başbakanlarından Benjamin Disraeli’ye (1804-1881) ve Türkiye’de istatistiğin kurucu babası sayılan Ord. Prof. Ömer Celal Sarc’a (1901-1988) atfen denilir ki:

Yalan, derecesine göre üçe ayrılır:

Basit yalan,

Kuyruklu yalan,

İstatistiki yalan.”

Bir istatistik fıkrasına göre de önemli bir iş için mülakat yapılacak. Bir matematikçi, bir ekonomist ve bir de istatistikçi başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve sormuşlar:

- 2 kere 2 kaç eder?

Matematikçi kâğıt kalem çıkarıp çeşitli hesaplar yaptıktan sonra yanıtlamış: 

- Eminim ki 4 eder.

Sonra ekonomiste aynı soruyu sormuşlar. Ekonomist uzun süre düşündükten sonra yanıtlamış:

- Yüzde 0,1 artı eksi yanılma payı ile 4 eder.

En son istatistikçiyi almışlar içeri, aynı soruyu sormuşlar. İstatistikçi düşünmeden yanıtlamış:

- Kaç etmesini istersiniz?

Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK’in istatistikleri de o hesap. Nüfus ve demografi, enflasyon, gelir dağılımı, işsizlik… Hangi konu olursa olsun, hakikati değil, siyasi iktidarın dediğini açıklıyor; yalanın kuyruklusunu söylüyor.

Elbette kimse yemiyor bu yalancı dolmaları. Hatta kendileri de yalan söylediklerini, iktidarın keyfine göre istatistik düzenlediklerini reddetmiyorlar. Öyle ki, iktidarın keyfine göre istatistik açıklamada yeterince cevval olmayan nice TÜİK başkanları görevden uzaklaştırıldı. Son TÜİK Başkanı Sait Erdal Dinçer, TBMM’de bir komisyon toplantısında, kurumun elde ettiği verilerde “eksiklikler, ricalar veya protokoller” nedeniyle eksikler yaşandığını ağzından kaçırdı.

Önceki TÜİK başkanlarından Birol Aydemir de verilere müdahale edildiğini, itiraz edenin görevden alındığını açıkça itiraf etti. Aydemir, “İnsanların yaşadığı ve gördüğü bir hayat var. Bir de istatistik ofislerinin yayınladığı veriler var. Bunlar örtüşmeyince insanlar inanmıyor, eleştiriyor. Arkadaşların bilerek verilerle oynamadığına eminim. Ama verilere benim de güvenim yok. Bizde büyüme de istihdam verisi de enflasyon da şüphelidir. Rakamlara doğrudan müdahale yok, veri değiştirdi diye. Ama dolaylı müdahale var. İtiraz ettiğin vakit, ertesi gün görevden alınıyorsan, hatta memuriyetten atılıyorsan, ne yapabilirsin?” dedi. (Sözcü, 6 Ekim 2020.)

Emirle veri açıklayan bu TÜİK, toplumu aptal yerine koyduğu yetmezmiş gibi, bir de çarşıda pazarda mutfakta gerçek enflasyonu arayan ENAG’ı şikâyet etmez mi? TÜİK’in bu haltını, bağlı olduğu Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan açıkladı. Elvan, bir TV programında, “Kesinlikle TÜİK’in rakamlarla oynaması, yüzde 30-40’lık bir enflasyon söz konusu değil. Tarihte ilk defa TÜİK, Enflasyon Araştırma Grubu-ENAG ile ilgili suç duyurusunda bulundu. Bu grubun amacı TÜİK’i itibarsızlaştırmak” dedi. (7 Mayıs 2021 tarihli gazeteler)

Neymiş amaç, TÜİK’i itibarsızlaştırmak! Siyasi iktidarın keyfine göre veri açıklamak çok saygın bir iş değil mi?

İnsan aklıyla alay etmekte, toplumu aptal yerine koymakta elbette TÜİK yalnız değil. Sonuçta, siyasi iktidarın emriyle hakikati tümüyle görünmez kılmak yerine iskontoya tabi tutuyor veya şişiriyor. İktidar daha beterini yaparak basit de değil, kuyruklu yalan, hem de çoook uzun kuyruklu yalanlar söylüyor ki; yalan, neden siyasetin menüsünde ilk sıradadır, neye hizmet eder? Ayrı bir yazının konusudur. 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…