Siyaset Kırkpınarında Başaltı Güreşi

Rahmi Yıldırım

17 Nisan 2020
Siyaset Kırkpınarında Başaltı Güreşi

Siyasette Tayyip Erdoğan’ın fedailiği dışında bir marifeti yok. Normal koşullarda yaşıyor olsak, bir sözcükle bile adını anmaya değmez ama ne yapalım ki, İçişleri Bakanı olarak hayatımızı etkiliyor. Birkaç cümleyle de olsa değinmek hayatın emri.

Kim bu Süleyman Soylu ya da kısaca SS?

Süleyman Demirel’in Doğru Yol Partisi’nde Gençlik Kolları’nda siyasete atılmış. Demirel sonrasında Tansu Çiller’in gözdeleri arasına girmiş.

2002 seçimlerinde Çiller’in silinmesinin ardından ANAP ve DYP’nin birleşmesiyle oluşturulan Demokrat Parti (DP)’ye katılmış. Mehmet Ağar liderliğindeki DP’nin 2007 milletvekili seçiminde hezimete uğramasının ardından Ağar’ın yerine genel başkan seçilmiş. “Devletin bekası uğruna bin operasyon” (muhalifleri katletme operasyonları) yapmakla övünen, “silahlı çete kurmak” suçundan hükümlü Mehmet Ağar’ın varisi yani.

SS de, ikamet ettiği sağcı mahallenin tüm siyasetçileri gibi ilkesiz, omurgasız, bugün dediğini yarını bile beklemeden inkâr edebiliyor. DP Genel Başkanı iken 2009 belediye seçimleri öncesinde Tayyip Erdoğan aleyhine çok sert bir söylem tutturdu, “Paçalarından yolsuzluk akıyor” bile dedi. Yerel seçimlerde hezimete uğrayıp, Ağar’dan bile düşük oy alınca koltuğu Hüsamettin Cindoruk’a kaptırdı ve sonrasında DP’den ihraç edildi.

DP’den ihraç edildikten sonra AKP’ye göz kırptı ve nihayet, 2012 yılında Tayyip Erdoğan tarafından AKP’ye üye kaydedildi. Bir zamanlar “Paçalarından yolsuzluk akıyor” dediği Erdoğan’ın himmetiyle 2015’te milletvekili seçildi; 2016 yılından beri de İçişleri Bakanı. SS, İçişleri Bakanlığı görevi boyunca, mensubu olduğu sağcı mahallenin refleksleriyle hayatımıza hükmetti, hükmediyor. Tek tek ayrıntı anımsatmaya gerek yok.

***

SS son olarak, herkesin can derdine düştüğü coronavirüs günlerinde ilkesiz ve omurgasız siyasetçi kimliğiyle hayatımızı bir kez daha etkiledi.

Muhalif belediyeler, yasaların verdiği yetkiyle bağış ve yardım kampanyaları düzenlediler; SS yasayı çiğneyerek engel oldu. Öyle ki, bir belediyenin 25 yıldır faaliyette olan aşevini bile kapattırdı; belediyelerin yardımlaşma hesaplarını bloke ettirdi.

Tepki çeken en son vukuatı sokağa çıkma yasağı ilan etmek oldu. Ne var ki, sokağa çıkma yasağı AKP’nin seçmen tabanı yoksullar tarafından ihlal edildi. İşte bu anda pek de beklenmeyen bir şey oldu. AKP içindeki Beyaz Müslümanlar, AK yoksullara “Zekâ özürlüler”, “Yasağı çiğneyen ayılar” diye hakaret ettiler. Dolayısıyla kamuoyunda fatura SS’e kesildi.

Ne ki SS, sağcı mahallede onca yıl siyaset etmenin kazandırdığı deneyimle karşılık vermekte gecikmedi. Önce “Amiral gemisinden saltanat kayığına düşen” Hürriyet gazetesine verdiği demeçte, “Zamanlaması açısından alınan karar, bakanlığımıza ait bir karardır. Eleştirileri aldım kabul ettim. Hakaretleri de kabul ettim.” dedi. (Oysa yasağı ilan ederken, “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı” diyordu.)

Bu demecin ardından iktidar katından ve Saray’dan kendisine destek mesajları gelmesini bekledi. Ancak, destek bir yana, Saray’a en yakın gazetenin yazarları eleştirilerini peş peşe sıraladılar.

SS’e destek ülkücü MHP’li faşistlerin sahiplenmelerinden ibaret kaldı. Siyasetteki varlığını sürdürebilmesi için SS’e bu destek yeterliydi. Nitekim SS bu desteği arkasına almış olarak, önce sözlü olarak Tayyip Erdoğan’a istifasını sundu. Erdoğan “Sakın ha, biraz sabırlı ol!” diyerek vazgeçirmeye çalıştıysa da SS geri adım atmadı; özenle seçtiği cümlelerle istifasını sosyal medya hesabından açıkladı. İstifa metninde, “Sokağa çıkma yasağı kararının sorumluluğu, her yönüyle şahsıma aittir” diyerek yiğitlik gösterisinde bulundu. “Hayatımın sonuna kadar sadık olacağım Sayın Cumhurbaşkanım beni bağışlasın...Onurla yürüttüğüm İçişleri Bakanlığı görevimden ayrılıyorum...” cümleleri ise, aslında Erdoğan’ın kucağına bırakılmış saatli bombaydı.

Erdoğan’a kalsa istifayı kabul ederdi ve bakanlık görevini aynı sertlikle sürdürecek başka bir bakan atardı. Ama Erdoğan’ın gücü de bir yere kadar; iktidarını sürdürebilmek için sadece MHP’nin değil, BBP’nin desteğine bile ihtiyacı var. SS istifa ettikten sonra Erdoğan iki buçuk saat bekledi. Bu süre içinde SS’in istifa resti, MHP destekli seyyar timlerce sokaklarda desteklendi; sosyal medyada yüz binlerce destek mesajı paylaşıldı. Sonuçta Türkiye’nin kaderine hükmettiği 18 yıl boyunca buna benzer restleri elinin tersiyle itmiş Tayyip Erdoğan SS’in restini gördü, istifayı kabul etmedi.

***

İstifanın kabul edilmediği açıklanırken paylaşılan şu cümleler son derece önemliydi: “Sayın Süleyman Soylu, bugüne kadar başarılı çalışmalarıyla milletimizin takdirini kazanmıştır. Terör örgütlerinin ülkemizdeki eylem kapasitelerinin önemli ölçüde azaltılmasında Sayın Bakanımızın yürüttüğü kararlı mücadelenin büyük payı vardır.” Bu cümleler, SS’in MHP ve AKP tabanında kazandığı gücün kabul edildiği anlamına geliyordu.

Bir makam sahibinin istifasını sunması kendi takdiridir, fakat nihai karar sayın cumhurbaşkanımıza aittir. İçişleri Bakanımızın istifası kabul edilmemiştir, kendisi görevine devam edecektir.” gibi emredici cümleler ise Erdoğan’ın gücünü hatırlatma amaçlıydı.

Sonuçta kazanan SS oldu; istifası kabul edilse kazanan yine SS olurdu. Bu hamleyle ortaya çıktı ki, SS artık iktidardaki Cumhur İttifakı’nın MHP destekli güçlü bir ortağıdır. SS, istifasının kabul edilmediğinin açıklanmasından sonra da 12 saat boyunca istifa mesajını hesabında tutarak, arkasındaki desteği konsolide etti.

Her şeye karşın olan biten, ahlaki ve ilkeli siyaset değil, danışıklı dövüş veya tiyatro hiç değil, saray içi veliahtlık kavgasıdır. Yağlı güreş terimleriyle özetlemek uygun düşerse: Başpehlivan bellidir, hem de Ağa’dır. Kavga başaltı pehlivanlık kavgasıdır. Başaltına güreşen pehlivanlardan biri malum, Ağa’nın damadı; gücünü Ağa’dan alıyor, tribün desteği zayıf. Damada rakip olarak başaltına kispet giyen SS, tribün desteğiyle ve çayırdan çekilirim restiyle güç kazandı. Kırkpınar Ağası Tayyip Erdoğan SS’i caydırmakla ağalığını ve başpehlivanlığını tescil ettirdi ama böyle bir sonucu herhalde kendisi de istemedi…

Bakalım bu siyaset peşrevi nasıl sonuçlanacak? Ağa’nın, bir açığını bulduğunda SS’i çayır dışına itmesi, yüksek olasılıktır, sürpriz olmaz. Ağa’nın kendisine rağmen birilerinin güç kazanmasına, başaltına da olsa peşrev çekmesine tahammül etmediği defalarca görüldü.

Yazıyı noktalarken aklıma geldi: “Bu memlekette her şey olunur, rezil olunmaz.” (Murathan Mungan)

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…