Hristiyanlar terkediyor: Nefret söylemi, ‘Zirve Yayınevi Katliamı’ öncesine döndü

21 Şubat 2019
Hristiyanlar terkediyor: Nefret söylemi, ‘Zirve Yayınevi Katliamı’ öncesine döndü

Noel’de nefret söylemi artıyor Van, Diyarbakır, Mardin, İzmir, Manisa’da birçok kilise önderi gazetelerce hedef gösterilmiş, onlara yönelik kara propaganda yapılmıştır.''

Diken'den Kemal Göktaş'ın haberine göre, Protestan Kiliseler Birliği’nin 150’den fazla kiliseden oluşan Türkiye Protestan topluluklarının yaşadığı hak ihlalleriyle ilgili raporunda Protestan Hristiyanlara yönelik nefret suçlarında 2018 yılında belirgin bir azalma görülmesine rağmen nefret söylemlerinde ciddi bir artış olduğu belirtildi. 

Raporda, herhangi bir temelden veya kanıttan yoksun olarak kiliseler ve Hristiyanları terör örgütleriyle yan yana gösteren yayınlarda artış olduğu ve kişilerin fotoğraf, isim ve işlerinin yayınlanmasının, hedef kişileri, kiliseleri ve üyelerini büyük endişeye sevk ettiği ifade edildi. 

Zirve Yayınevi katliamı endişesi

ABD ile krize neden olan ‘pastör Andrew Brunson davası’na geniş yer verilen raporda, Brunson’un ‘müjdeleme’ (tebliğ), mültecilere yardım, farklı dillerde ibadet, inancı konusunda öğretişlerde bulunma gibi her kilisenin yaptığı alanlardaki çalışmalardan dolayı terör örgütlerine yardım ve casusluk suçlamalarına maruz kaldığı savunuldu. 

‘Ülkeyi terk ettiler’

Raporda şöyle dendi: “Bu süreçte kiliseler ve birçok Hristiyan birey hedef gösterilmiştir. Birçok yabancı Protestan aile endişe etmeleri nedeni ile ülkemizi terk etmiştir. Bu dava sayısı zaten çok az olan Protestan toplumunda güvensizlik ikliminin egemen olmasına neden olmuştur. 2018 yılında kiliseler ve üyelerine karşı özellikle Pastör Andrew Brunson davası üzerinden nefret söylemleri içeren yayınlarda büyük artış görülmüştür. Bu yayınlar 2007 yılında yaşanan Malatya Zirve Yayınevi Katliamı öncesi yayınlara benzediği için Protestan toplumunda ve özellikle adı geçen topluluklarda ve kişilerde ciddi bir endişeye neden olmaktadır.”

Ulusal ve yerel yayınlarda birçok kilise ya da kişinin fotoğraflarının yayınlandığı ve yalancı gizli tanık iddialarının gerçekmiş gibi kamuoyuna sunulduğu ifade edilen raporda “Anayasal bir hak olan düzeltme ve cevap hakkının bu yayın organlarında kullanımına izin verilmemesi veya ortam yaratılmaması adı geçen kilise ve kişilerde ciddi endişelere neden olmaktadır” dendi.

Van’da bir kiliseyi ibadet için ziyaret etmiş bir kilise üyesinin ulusal gazetelerde terör örgütü destekçisi olarak lanse edilerek kendisinin ve işyerinin isminin yayınlanmasının, birçok iş antlaşmasını kaybetmesine neden olduğu anlatılan raporda şu ifadeler kullanıldı: “Van, Diyarbakır, Mardin, İzmir, Manisa’da birçok kilise önderi gazetelerce hedef gösterilmiş, onlara yönelik kara propaganda yapılmıştır. Tüm bu yayınlara karşı hukuki yollar denenmiş ancak soruşturmaya gerek duyulmamış veya basın ve ifade özgürlüğü gerekçe gösterilerek cezasız bırakılmışlardır. Yargının bu tarafsızlıktan uzak ve ayrımcılık endişesi yaratan tavrı, Protestan toplumunun adalete olan güvenini zedelemektedir.”

Noel’de nefret söylemi artıyor

Raporda Noel ve yılbaşının kutlanmasına yönelik nefret söylemleri içeren bilboard reklamları, afişler, sokaklarda dağıtılan nefret söylemli broşürler, gazete haberleri ve televizyon programlarının, kutlamalar döneminde tedirginlik yaşanmasına neden olduğu belirtilerek “Bu tarz kışkırtıcı ve nefret yüklü, nefret ortamını arttıran kampanyalara hükümet ve devlet yetkililerin sessiz kalması Protestan toplumunda derin bir hayal kırıklığı yaratmaktadır” dendi. 

Raporda yer alan diğer ihlaller şöyle:

Sınırdışı edilme ve ülkeyi terk arttı

* “2018 yılında da yabancı uyruklu din adamlarına ve topluluk üyelerine karşı sınır dışı edilme, Türkiye’ye girişe izin verilmeme ve oturum izni veya vize vermeme vakaları yaşanmıştır. Ailesi ile 19 yıldır ülkemizde yaşayan ve misyonerlik yaptığı gerekçesiyle sınır dışı edilmek üzere 2009 ve 2015’de gözaltına alınan David Byle, sınır dışı edilmiş ve sonra ülkeye girmesine izin verilmemiştir. İstanbul, İzmir, Mersin vb. şehirlerde birçok yabancı uyruklu Protestan toplumu üyesi oturum izni yenileyememe gerekçesi ile Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmıştır. Son yıllarda benzer uygulamalar neticesinde tam sayı bilinmemekle birlikte 50’nin üzerinde yabancı uyruklu Protestan aile ülkemizden ayrılmak zorunda kalmıştır.

Ders kitaplarında ‘ulusal tehdit’

* İlköğretim 8’inci Sınıf ‘İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük’ kitabının, Ulusal Tehditler kısmında yer alan ‘Misyonerlik Faaliyetleri’ başlığı, başta Anayasal bir hak olmak üzere, ceza kanununda herhangi bir suç olarak nitelendirilmemesine ve inanç yayma hakkının ulusal ve uluslararası yasalar ile koruma altında olmasına rağmen, inanç yayma hakkı ulusal tehdit olarak yer almaya devam etmektedir. Bu ders ile bağlantılı yardımcı kitaplarda ve kazanım testlerinde de açıkça konu işlenmeye devam etmektedir.

* Hristiyan ibadetine mahsus ibadet yeri kurma ve ibadet için kullanılan mekânların kullanımını sürdürme ve var olan ibadethaneleri kullanma talepleri ile ilgili sorunlar devam etmektedir.

* 2018 yılında da Hristiyan din görevlisi yetiştirme hakkının korunması yönünde herhangi bir ilerleme olmamıştır. Bazı yabancı uyruklu kilise önderleri sınır dışı edilmiş, ülkeye girişe izni verilmemiş ve veya oturum izni yenilememe sorunları ile karşılaşılmıştır. İzmir’de yabancı uyruklu bir kilise önderi FETÖ/PDY terör örgütü üyesi olma gerekçesi ile uzun süre tutuklu kalmıştır.

Çocuklara taşlatıyorlar

* Diyarbakır Protestan Kilisesi Pastörü Ahmet Güvener defalarca telefon ile aranmış, küfür ve hakaret edilmiştir. Yapılan suç duyurusunun ardından savcılık, şüphelinin telefonunu başkaları da kullanması ve yaşının küçük olması gerekçesi ile soruşturma açmaya gerek görmemiştir.

* 2018 Noel döneminde Diyarbakır Protestan Kilisesi yaşları küçük çocuklar tarafından defalarca taşlanmıştır. Çocukları azmettirenlere veya kışkırtanlara yönelik herhangi bir çalışma yapılmamış, çocukların da yaşları küçük olduğu için bir işlem yapılmamıştır. 

* İbadet yeri sorunu ciddi bir sorun olarak devam etmektedir. 150’nin üzerindeki Protestan kilisesi, büyük çoğunluğu tarihi bina olmak üzere sadece 10 resmi kilise binasına sahiptir. Diyarbakır Protestan Kilisesi’nde ibadete devam edilmektedir ancak mülkiyet sorununun çözüme kavuşmaması kilisenin kaybedilmesi endişelerine neden olmaktadır.”

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…