''Köy muhtarı ve sandık görevlilerinin denetiminde ölenlerin, askerde olanların, yurt dışında olanların yerine oy kullanmanın sıradan vaka oluşunu da öğrenmiş olduk. Ve Anadolu Ajansı'nın muhabirlerinden seçim sonuçlarının alınmadığına da tanık olduk.”
16 Nisan referandumunda YSK’nın son dakika kararıyla Evet’in kazanması ardından, CHP bu defa 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçimlerinde oyların ve sandığın güvence altına alınması için oldukça kapsamlı bir çalışma yürüttü. Ciddi kaynak ayırdığı yeni sistem kurulumu, yazılım, seçim ve sandık takip sistemlerinin yanı sıra, diğer muhalefet partileri, sendikalar, STK’lar ile birlikte de Adil Seçim Platformu (ASP) oluşturularak, seçmene “sandıkların ve oylarınızın güvenliği sağlanmıştır, endişe etmeyin” mesajı verildi. Ancak seçim gecesi, tabir yerindeyse tam bir fiyasko yaşandı ve sistem devreye giremedi. Hâl böyle olunca el mahkûm AA’nın kapısında pinekledi Türkiye.
Manipülasyon iddiaları ile sicili bir hayli kabarık olan AA’nın o gece neler yaptığı ise meçhul. Ancak bölgeden gelen son bilgiler biraz perde arkasını aralıyor. Yeniçağ yazarı Yavuz Selim Demirağ, Yeniçağ’daki yazısında, AA’nın sonuçları kaymakamlık polis ve jandarma gelen bilgilerle kamuoyu ile paylaştığını söylüyor.
Kuruluşundan bu yana Anadolu Ajansı küçükşehir, ilçe ve kasabalarda muhabir olarak çoğunlukla öğretmenlerle anlaşır. Yaptıkları haber başına sembolik ücretler ödenir ve bu memur maaşına katkı olarak geçer.
Demirağ, geçen yıl Muş, Van, Bitlis, Ağrı ve Kars illerine 10 günlük seyahatim sırasında bu illerde ve ilçelerinde Anadolu Ajansı muhabirliği ve öğretmenlik görevini yapanlarla uzun sohbetleri olduğunu aktarırken bu bilgiyi paylaşıyor.
Farklı zaman ve mekanlarda bir araya geldiği öğretmenlerin, "Seçim ve referandumlarda artık kurum bizden sandık sonucu istemiyor. Bunun bilinmesini istiyoruz" dediklerini aktaran Yeniçağ yazarı, "Peki. Ya, sonuçları kim veriyor" sorusuna ise "Kaymakamlık.. Yani polis ve jandarma" karşılığını aldığını belirtiyor.
“Bu durumda sağlıklı sonuç çıkar mı?” sorusuna cevap arayan Demirağ, şöyle devam ediyor:
“Üzerine iki yıldır uygulanan OHAL'i ekleyin. Muş'ta bir okuyucu ile sohbet esnasında referandumda Bursa'da bulunan babasının yerine kardeşinin oy kullandığını, benzeri olayların köylerde yıllarca yaşandığını ifade etti. Köy muhtarı ve sandık görevlilerinin denetiminde ölenlerin, askerde olanların, yurt dışında olanların yerine oy kullanmanın sıradan vaka oluşunu da öğrenmiş olduk. Ve Anadolu Ajansı'nın muhabirlerinden seçim sonuçlarının alınmadığına da tanık olduk.”
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ne-kadar-aci-47990yy.htm
