Afrin'de devam eden ve 12. gününe giren Türkiye askeri operasyonuna yönelik bir açıklama yaparak, barış çağrısında bulunan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi 11 doktorun gözaltına alınmasına tepkiler giderek artıyor.
'Zeytin Dalı' harekatına yönelik sosyal medya hesaplarında ya da kamuoyu önünde açıklamalarda bulunan 300'den fazla kişi 12 gün içerisinde gözaltına alındı.
Akademisyen, yazar, yönetmen ve sinemacılardan oluşan 170 kişi de milletvekillerine gönderdikleri mektupla yaptıkları barış çağrısının ardından, iktidar yanlısı medya tarafından karalama kampanyalarına maruz kaldı.
Yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da bu baskı ve gözaltılara tepkiler sürüyor.
İngiltere'de yayınlanan Financial Times gazetesi, doktorlara yönelik gözaltıların Türkiye'de ifade özgürlüğüne yönelik kaygıları arttıracağını yazdı.
Ankara muhabiri Laura Pitel imzalı haberde, doktorların Afrin operasyonunu eleştirmelerini müteakiben gözaltına alındığı belirtildi ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, barış çağrısı yapan hekimlere 'terörist seviciler' suçlaması yönelttiği hatırlatıldı.
BBC-Türkçe'de aktarılan haberde şu detaylara yer verildi:
"Gözaltılar, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeybatısında Kürtlerin kontrolündeki Afrin bölgesine harekatını eleştirenlere yönelik olarak artan önlemlerin bir parçası. Askeri operasyonun başlangıcından bu yana 300'den fazla kişi sosyal medyada "terör propagandası" yaydıkları gerekçesiyle gözaltına alındı.
80 bin doktoru temsil eden TTB, Suriye'de Kürt milislere yönelik harekatı kamuoyu önünde eleştiren az sayıda kuruluştan biri. TTB, geçen hafta yayımladığı ve 'Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir' ifadelerine yer verdiği açıklamayı şöyle bitirmişti: 'Savaşa hayır, barış hemen şimdi'.
Bu açıklamanın yayımlanması sonrası TTB; telefon, e-mail ve sosyal medya üzerinden şiddet ile tehdit edilmişti."
Haberde aynı zamanda, İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü'nün Türkiye'deki ifade özgürlüğü ile ilgili gidişatın iç açıcı olmadığına yönelik eleştirisine de yer verildi ve bu örgüte üye Doktor Homer Venters'in şu sözleri aktarıldı:
"Bir grup doktorun fiziksel şiddetle tehdit edilmeden barışçıl bir açıklama yapamamaları ve Cumhurbaşkanı tarafından kınanmaları, Türkiye'de durumun hiç de iç içıcı olmadığını gösteriyor. Profesyonel hekimlerin, kamu sağlığına yönelik tehditler hakkındaki görüşlerini cezalandırılma korkusu olmadan ifade etme özgürlüğü olmalı."
