CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tek tip kıyafet ve ‘15 Temmuz darbe girişimi ve devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması’ için hareket eden sivillere getirilen yargı zırhı için 'KHK'ları inceleyemem' diyen AYM'nin üyelerine tepki gösterdi: Anayasa’nın ve TBMM’nin askıya alınmasının vebali üyelerindedir.
Hürriyet'ten Deniz Zeyrek'in haberine göre Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün vefatı dolayısıyla mezarı başında yapılan anma törenine katıldı.
'BU DÜZENLEMELERİN OHAL İLE NE ALAKASI VAR?'
Darbe girişimi ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan son 2 kanun hükmünde kararnameyi sert bir dille eleştiren Kılıçdaroğlu, "Bu işin tek sorumlusu Anayasa Mahkemesi’dir (AYM). AYM üyeleri söylesin, Taşeron, Vakıfbank, Şeker Kurumu, TAPDK düzenlemelerinin OHAL ile 15 Temmuz ile ne alakası var? Anayasa’nın ve TBMM’nin askıya alınmasının vebali AYM üyelerindedir” dedi.
'DUYUNCA 'HOŞ GELDİN ASKERİ DARBE DÖNEMİ' DEDİM'
Kılıçdaroğlu, tutuklu ve hükümlülere tek tip kıyafet giydirilmesi ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Bu düzenlemeyi duyunca ‘Hoş geldin askeri darbe dönemi’ diyorum. 12 Eylül’de bunu yapmışlardı. 12 Eylül’ü yapanların apoletleri vardı. Şimdi bunların tek farkı apoletleri yok. Yüksek yargıya yeni üyeler atanacak. Yargıyı ele geçirme adımları. Üstelik FETÖ yöntemiyle yapıyorlar. KHK ile yargıyı iktidarın arka bahçesi haline getirmeye çalışıyorlar. Çünkü kendilerini güvence altına almak için hukuki düzen oluşturuyorlar. Bunu geçmişte darbeciler de yapmıştı.
'ERDOĞAN, YILDIRIM VE BAHÇELİ HAK VERMİŞTİ'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde linç edildiği ifade edilen askerlerle ilgili yaptığı açıklamayı hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"KHK’ya göre sivillerin, darbeyi önlemek için yaptığı eylemlerin hukuki, mali ve cezai sorumluluğu olmayacak. 15 Temmuz günü, ellerinde silah, mermi olmayan erler linç edilmişti. Onların ne kabahati vardı? Komutanlar yönlendirmişti. Saray’a gittiğimde bu konuyu gündeme getirip, soruşturulmasını istemiştim. (Tayyip) Erdoğan, (Binali) Yıldırım, (Devlet) Bahçeli, İbrahim Kalın, hepsi oradaydı ve hak vermişlerdi. Bahçeli daha sonra linç edilen erler konusunda çok sert bir açıklama yapmıştı. O linç olaylarının soruşturulacağına dair söz vermişlerdi. Sözlerini tutmadıkları gibi şimdi linci yapanlara ömür boyu dokunulmazlık veriyorlar. Hatta daha doğrusu af getiriyorlar. Bu Anayasa’ya da aykırıdır. Böyle bir af düzenlemesi için TBMM’de nitelikli çoğunluk gerekir. Bunlar KHK ile af getiriyorlar."
'SOYLU, YARGI KARARI OLMADAN İNSANLARI TERÖRİST İLAN EDİYOR'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun birçok kişi hakkında yargı kararı olmamasına rağmen 'terörist' yaftalaması yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye’de bu kadar ruhsatsız, kayıtsız silah var. İçişleri Bakanı, yargı kararı olmadan insanları terörist ilan ediyor. Bu düzenleme var olduğu sürece, biri çıkıp o insanları ‘terörist’ diye öldürüp dokunulmaz mı olacak? Böyle olursa devlet, kendi güvenliğini yeraltı örgütlerine havale etmiş olur. Devletin güvenliğini ‘arka bahçe’ olacak bir yapıya teslim edemezsiniz. Buna ‘akıl tutulması’ diyeceğim ama akıl tutulmasından daha fena bir şey. Bir taraftan da toplumu, baskıyla tehditle sindirmeyi hedefliyorlar."
'TAŞERONDA KARPUZ SEÇER GİBİ AYRIMCILIK YAPACAKLAR'
Meclis'te hiçbir partinin karşı çıkmadığı ancak yine de hükümetin KHK ile getirmeyi tercih ettiği taşerona kadro konusu hakkında da değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu'nun ifadeleri şöyle:
"Taşeron işçilerin ne istedikleri belliydi. Kadrolu çalışmak istiyorlar. Oysa, KHK ile çalışanların büyük kısmı kadro dışı kalacak. Hali hazırda asgari ücretle çalışan taşeron işçiler ayrımcılığa tabi tutulacak. Karpuz seçer gibi bir kısmını alıp, bir kısmını dışarı çıkaracaklar. Bu, ayrımcılığın hukukun içine alınmasıdır. Sınav yapılacakmış, güvenlik soruşturması yapılacakmış. Sen devlete genel müdür, müsteşar yardımcısı mı alacaksın? Neyin güvenlik soruşturmasını yapıyorsun? Bu ayrımcı yaklaşım, sosyal devleti ayaklar altına alıyor. Kadro bekleyen adamları şimdi nasıl kapının önüne bırakacaksın? Bu düzenlemeye bizden önce Türk İş’in, Hak İş’in karşı çıkması lazım.”
