Müslim: Biz bu ihaneti, köleliğe karşı yapılmış bir ihanet olarak algılıyoruz

21 Aralık 2017
Müslim: Biz bu ihaneti, köleliğe karşı yapılmış bir ihanet olarak algılıyoruz

Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ın, Amerika ile çalışan Kürtleri hain ilen etmesine PYD Eski Eş Başkanı Salih Müslim’den yanıt geldi. Müslim, ”Biz bu ihaneti, köleliğe karşı yapılmış bir ihanet olarak algılıyoruz” dedi.

İŞİD’in bittiği yönünde yapılan açıklamaların doğru olmadığını savunan Müslim, 2018 yılının Suriye muhalefeti ile merkezi hükümet arasında yoğun bir savaşla geçeceği öngörüsünde bulundu.

Erbil-Suriye’deki Kürtler arasında Ebu Welat, yani Welat’ın babası olarak bilinen Salih Müslim, Esad’ın açıklamaları ve son siyasi gelişmeleri Ahval’e değerlendirdi.

Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad Kürtlerin hain olduğunu belirtti. Bu açıklama sizin için sürpriz miydi yoksa beklediğiniz bir açıklama mıydı? Neden?

Biz böylesi bir dönemde bu tarz bir açıklamayı beklemiyorduk. Çünkü Suriye, içerisinden geçtiği dönem bu tarz söylemleri kaldırmaz. Bizim için oldukça ani yapılmış açıklamalar gibi geldi.

Kuşkusuz biz Esad’ın Kürt karşıtı bazı açıklamalar yapacağını bekliyorduk. Fakat bizi ihanetle suçlayacağını beklemiyorduk.

Sizce Esad neden bu dönemde bu tarz açıklamalarda bulundu?

Beşar Esad’ın bu sert açıklamalarla niyetinin, Türkiye ve İran’a bazı mesajlar vererek onları destekleyeceğini ima etmeyi amaçladığı kanaatindeyim.

Yine Esad’ın sert söylemlerinin bir diğer nedeninin de, Suriye ve Rojava’da değişim gösteren savaş koşulları ve var olan çekişmelerdir.

Kısa bir dönem öncesine kadar da sıcak bir savaş vardı fakat şimdiki durum aynı değil siyasî ve diplomatik bir mücadele var. Esad da bu dönemde propagandanın oldukça etkili olacağının farkında. Şimdiden bizi karalama amaçlı bir zemin hazırlığında ve basın üzeri yürütülecek mücadelenin hazırlıklarını yapmaktadır.

Yani siz Esad’ın önümüzdeki dönem Kürt karşıtı bir propaganda kampanyası başlatacağını bekliyorsunuz?

Sadece Kürtlere karşı değil, tüm federal sisteme karşı girişimleri olacaktır. Suriye Rejimi ve Esad’a göre federal sistemin arkasında duran güç Amerika’dır ve bizim Amerika’ya bağlı olduğumuzu ima ediyor. Bu şekilde Suriye halkları ile Kuzey Federal Suriye sistemi arasında düşmanlık geliştirmeyi amaçlamaktadır.

Beşar Esad Kürtleri hain ilan ederek, Türkiye’ye ne gibi bir mesaj vermeyi amaçlamakta?

Oldukça açıktır; Kürtlerin hak elde etmesine karşı duranlar ve Kürtlerin demokratik haklarını engelleyenler, geçmişte de karşılıklı bir uyum içerisinde çalıştılar.

Hem Suriye, hem Türkiye, hem İran sürekli Kürt karşıtlığı üzerinden ortak hareket ettiler ve birbirleriyle uyumlu çalıştılar. Kürtleri hain ilan etmekle bu güçlere ortak amacımız, Kürtlerin elde ettiği kazanımlara karşı durmaktır mesajının vermektedir.

Sizce Esad’ın Kürtleri hain etmesi Cenevre toplantısı ile ilişkili mi?

Ne Kuzey Suriye Federal sisteminde yer alan bileşenler, ne de Kürtler Cenevre toplantısına davet edilmediler. Göründüğü kadarıyla Cenevre 8 toplantısı da diğer Cenevre toplantıları gibi sonuçsuz kalacaktır. Fakat Esad bu sert söylemlerle Cenevre toplantılarını etkilemek ve ağırlığını geliştirmek istiyor olabilir.

Esad’ın bu sert söylemleri Kuzey Suriye ile Merkezi Hükümet arasında ne tür gerilim ve çekişmeleri beraberinde getirir?

Kuşkusuz Kuzey Suriye’de inşa edilmiş olan sistem, git gide tüm Suriye’de kabul görülen sistem olma yolunda önemli mesafeler kat etti. Hem uluslararası anlamda Soçi gibi, hem de Suriye’de, Kuzey Suriye Federasyonu geniş bir destek ve kabul görme anlamında büyük adımlar attı.

Beşar Esad bu sert dil ve söylemlerle bu sistemin gelişiminin önünü almayı amaçlıyor olabilir.

Belli ki Esad Suriye’de siyasi çözümden yana değil ve geçmiş sisteme dönmeyi amaç edinmiştir. Geçmişte olduğu gibi despotizmi ve dikta rejimini devam ettirme derdindedir. Esad geçmiş merkezi Suriye devletinin rüyasını görmekte ve her şeyin merkezden yönetildiği sisteme geri dönüşle uğraşmaktadır.

Sizce Kürtleri hain etme söylemi ile Kürt etkinliğini kırma amacı yok mu ve durumu kendi lehine çevirme çabası değil mi?

Kuşkusuz egemen devletler hiç bir zaman Kürt varlığını da kabul etmez. Bu Kuzey ve Güney Kürdistan için de böyle. 20. Yüzyılda kurulan sistem Kürt varlığını kabul etmez.

Türkler ‘’En iyi Kürt ölü Kürt’tür’’ der. Esad’ta bu şekilde soruna yaklaşıyor olabilir. Kürtlerin sistem içerisinde varlığını istemiyorlar. Çünkü onların gözü Kürtleri kendi çıkarları temelinde kullanmaktadır. Kimse kendi iradesine sahip çıkan bağımsız Kürdü kabul etmiyor.

Eğer Kürtler Kürdistan Bölgesinde 16 Ekim’de kırılma yaşamasalardı, sizce Esad Rojava’daki Kürtler için hain deme cesaretinde bulunabilir miydi?

Kuşkusuz Kürdistan Bölgesinde oluşturulan dengenin arkasında İran ve Türkiye var. Türkiye ile İran işbirliği yaptı. Kasım Süleymani’nin kararı ile Dukan’da toplandılar. Eğer o girişim başarılı olmasaydı, Esad bu şekilde konuşamayabilirdi.

2017 yılının sonlarına yaklaşıyoruz. Siz 2018 yılı için Kuzey Suriye, Rojava ve Suriye’de genel anlamda siyasi proje için ne öngörüyorsunuz?

Bizim kendi projemiz var. Belli bir çizgimiz var ve o çizgide yürüyoruz. Adım adım kendi projemizi hayata geçirmeye çalışıyoruz. Seçimler oldu. Gelecek yılın ilk ayında Federal Encümen seçimleri olacak.  Kısaca biz kendi çalışmalarımızı kendi federal projemiz temelinde devam ettiriyoruz.

Şu ana kadar bizim bölgemiz, Suriye’nin diğer tüm bölgelerinden daha sakin ve güvenli. Fakat rejim cephesi, İslami muhalefet, İŞİD gibi terörist gruplar, Heyet Tehrir Şam ve Ehrar El Şam gibi gruplar için bizim öngörümüz savaşın daha da genişlik ve derinlik kazanacağı yönünde.

Yani onların yönü savaşta, bizim ise sakin ve istikrarı devam etme ve adım adım projemizi geliştirme amacımız var. Dolayısıyla gözüken o ki siyasi çözüm için henüz erken ve öyle kolay kolay gerçekleşeceğini düşünmüyorum. Yine şu ana kadar daha henüz hiç bir ittifak ve anlaşma sağlanmış değil. Onun için ben savaşın daha da gelişeceğini öngörüyorum.

Amerika’nın bu dengelerde rolü ne? Sizce Amerika Rojava’da kalır mı? Yoksa gideceğini düşünüyor musunuz?

Rojava’da uluslararası güçlerle gerçekleşen ittifak terörle mücadele temelindedir. Bazı çevrelere göre terör savaşı bitmiştir. Oysa gerçeklik öyle değil. Terör bir yeri kaybettiğinde gidip başka bir yer de kendisini tekrar örgütleyip ortaya çıkıyor.

Şu anda da Hama’da hareketlilikleri var. Dolayısıyla terör hem hareket olarak hem de ideoloji olarak birden bitmez. Amerika de bu konuda bu gerçekliğin farkında. İŞİD mantalitesi ve diğer terörist gruplar var olduğu sürece de uluslararası güçler Rojava’da kalacaklardır.

Bir vatandaş ve Kürt siyasetçisi olarak, Beşar Esad’ın ihanetçi ve hain söylemlerine karşı en son ne cevap vermek istersiniz?

Eski Kürtler kalmamıştır. Yani eskisi gibi kendi çıkarlarına göre kullandıkları, alınan ve satılan, ya da kendilerine asker ettikleri ve savaştırdıkları Kürtler kalmamıştır. Var olan Kürtler demokrasi ve halkların kardeşliği için mücadele eden Kürtlerdir.

Onun için Esad ve benzerlerinin böyle konuşmaları oldukça normaldir. Onlar bizi ihanetçilikle suçladıklarında, biz bu ihaneti köleliğe karşı yapılmış bir ihanet olarak algılıyoruz.

Kürtlerin eski durumuna ve herkesin kendi çıkarlarına göre kullandıkları ve türlü oyunlar oynadıkları Kürt gerçekliğine ihanet ettik. Onun için de çok fazla kimin ne dediğini umursamıyoruz.

Biz özgür Kürt olduğumuzdan eminiz ve hiçbir şüphemiz yok. Kendi halkımız için elimizden geleni de ardımıza koymayız. Onun için de umarım bu mantıktan vazgeçerler.

Ortak bir vatanda yaşayabilmemiz için birbirimizi kabul etmemiz gerekir. Bunun dışında da başka hiçbir çıkar yol yoktur.

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…