'Çağlayan, yalan söyledi, direktif verdi, suç çarkını korudu' --New York Güney Bölgesi Savcılığı, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Halkbank eski Genel Müdürü ve evinde kutular içinde paraların bulunduğu Süleyman Aslan ve yine Halkbank Uluslararası bankacılıktan sorumlu müdür yardımcısı Levent Balkan ve Zarrab’ın yardımcısı Abdullah Happani, Reza Zarrab davasına dahil edildi.
Halkbankası sadece bir hafta önce yıllığı 1.5 milyon dolara Trump’a yakın lobicilerle anlaşmıştı. Şimdi ise Halkbank’tan 2 yetkili daha, toplamda Mehmet Hakan Atilla ile üç yetkili sanık haline geldi. WHatti’na konuşan Washington uzmanları, bir adil yargı sürecindeki Halkbank’ın neden lobicilerle anlaştığının anlaşılamadığını iletmişlerdi. Nitekim sadece bir hafta sonra Halkbank’tan 2 yetkilinin daha sanık sandalyesine konduğu görüldü. Bu sanıkların artması bekleniyor.
Bu durumdan Erdoğan’ın pek memnun olmayacağını tahmin etmek güç değil.
Daha geçen hafta Erdoğan’ın baş koruması Muhsin Köse de dahil olmak üzere 3 koruması daha başka bir federal davada sanık hale geldiler ve buna Erdoğan’ın sert tepkisi görülmüştü.
New York Güney Bölgesi Savcılığı, yeni iddianameye Çarşamba akşamı Çağlayan, Aslan, Balkan ve Happani’nin eklenmesi ile sanık sayısı 9’a yükseldi. Daha önce sanık olanlar içinde Zarrab’ın abisi ve Türkiye’de yaşadığı iddia edilen Mohammad Zarrab, ve ayrıca Jamshidy ve Najafzadeh bulunuyordu.
Çağlayan, en son Malazgirt Savaşı anma törenlerinde Erdoğan’ın hemen arkasında görüntülenmiş, Erdoğan’ın tekrar koruması altına alındığı söylentileri çıkmıştı.
Suçlamalar oldukça ciddi: ”ABD ambargoları ile yasaklanmış olan İran hükümeti ve diğer İran kurumları adına ABD finansal sistemini aldatma amacıyla yüz milyonlarca dolarlık işlemin yapılması, bu işlemleri yapmak için Amerikan hükümet yetkililerine yalan söylemek, bu illegal işlemlerle bağlantılı bir şekilde fonların aklanması, ve ayrıca Çağlayan, Aslan ve diğerlerine bu çarkı işletmek için rüşvet verilmesi, bu işlemlerin gerçek halini saklayarak bazı finansal kurumları dolandırmak.”
Yeni sanıklar içinde evinde 4.5 milyon doları tutan bir nakitin ayakkabı kutularında çıktığı Süleyman Aslan da bulunuyor. Aslan, bu paraları imam hatip yapımında kullanacağını ileri sürmüştü. Aslan’a bu paralar mahkemece daha sonra geri verilmişti.
Yeni iddianamede Halkbank’ın çok geniş bir yer tuttuğu görülüyor.
İddianame, çarkın nasıl işlediğini anlatırken bu kez Halkbank’ı ”Türkish Bank -1- olarak adlandırdığını görüyoruz. Çark şöyle anlatılıyor:
”Çark, çoğunlukla Aslan’ın Genel Müdür olduğu ve Atilla’nın Genel Müdür Yardımcısı, Balkan’ın da uluslararası bankacılıktan sorumlu olduğu devlet bankasının kullanılması ile İran’a karşı ABD ambargolarını ihlal edilerek işlettiler. Sanıklar, Türk Bankasını -1- (Halkbank) Zarrab’ın şirketler ağını kullanmasına yardımcı olarak para ve altını İran hükümetine, İran kurumlarına sağlayarak ve New York’un güney bölgesindeki Türk Bankasını (Halkbank şubesi) kullanarak Türk bankasının rolünü saklayarak ABD ambargolarını ihlal ettiler. Happani, Reza Zarrab’ın işçisi idi ve ona bu şirketler ağı ile çarkın işlemesine yardım etti.”
Çağlayan: yalan söyledi, direktif verdi, suç çarkını korudu
İddianamede Çağlayan’a yöneltilen suçlamalar, onu adeta çarkın lideri olarak gösteriyor. Çağlayan’ın iddinamenin hitap ettiği dönemin tümünde bakan olduğu vurgulanıyor. İddianamede Çağlayan’ın suçları şöyle sıralanıyor:
”Çağlayan, iddianamenin muhatap aldığı dönemde Ekonomi Bakanı olarak hizmet ediyordu ve bu iddianamenin hitap bütün dönemde de bakan idi. Bu halde on milyonlarca dolarlık rüşveti nakit ve mücevher şeklinde aldı ve İran hükümeti için olan bu çarka yardım ederken bunu Amerikan hükümet yetkililerinden sakladı. Ekonomi Bakanlığı pozisyonunu kullanarak, Çağlayan çarkın diğer üyelerini, Türk Bankasındaki yetkililer de dahil olmak üzere, bazı aldatıcı işlemleri yapmak için direktif verdi, diğer üyelerin bu çarkın adımlarını atmasını onayladı, ve diğer rekabet kurumlarının incelemesine karşı da korudu. Bunun neticesi olarak, planın yapıcıları Amerikan bankalarını bilmeyerek de olsa İran karşıtı ambargoları ihlal edilmesi için teşvik etti.” / WHattı
Sarraf davasındaki ek iddianamede aralarında Çağlayan'ın da bulunduğu isimlerin, İran'a uygulanan ambargoyu delmekten 5 yıl. Karapara aklamaktan 20 yıl, bankacılık sistemini zarara uğratmaktan 30 yıl olmak üzere toplam 55 yıl hapis cezasıyla yargılanacakları belirtildi.
