Yıkımın sürdüğü Sur’da kalmakta direnen mahalleliler Ramazan’a susuz ve elektriksiz girdi. Surlular, yaşam alanlarının yıkımın hedefinde oluşunu bir ‘cezalandırma’ olarak niteliyor. Mahalleliler yetkililere ise sağlam kalan duvarlar aracılığıyla sesleniyor: “Oruç geldi, su yok, nerede Müslümanlık?”

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 28 Kasım 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında yaşanan çatışmalar sonrasında 6 mahallede binlerce ev ve işyeri yıkımın hedefi oldu.

İlçede, halen yasağın sürdüğü 6 mahalleden ‘eser kalmazken’, yasak kapsamı dışındaki Alipaşa ve Lalebey mahalleleri de yıkımın hedefinde.

Mahallelerde beş  gün önce başlayan yıkım devam ediyor. Ancak aileler baskılara, susuzluk ve elektriksizliğe rağmen evlerini terk etmiyor.

Ramazan ayını da elektriksiz ve susuz karşılayan Surlular, bunun bir ‘cezalandırma’ olduğunu düşünüyor.

Maruz kaldıkları uygulamanın hiçbir dine sığmadığını söyleyen mahallelilerden Nazife Tanrıkulu, sahurda az olan su ile idare ettiklerini ve çocukları için de gün boyu diğer mahallelerden su taşımak zorunda olduklarını belirtiyor ve şu soruyu soruyor:

Ben Müslümanım deyip her gün çıkıp bağıranlar, bu Ramazan’da, bu sıcakta başımıza getirilenleri görsün. Var mı Müslümanlıkta böyle bir şey?

“Kimse sesimizi duymuyor” diyen Mahmut İsimli bir diğer mahalle sakini ise “Susuzluktan öldürmek istiyorlar. Susuzluktan ölsem dahi buradan bir adım dışarı atmayacağım” diyor.

Surlular yıkıma tepkilerini duvarlara yaptıkları yazılamalarla da gösteriyor.

Örneğin, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Diyarbakır ziyareti sırasında “Sur’u Toledo yapacağız” sözüne gönderme yapılarak duvarlara “Toledo’ya hayır” diye yazılmış.

Duvarlardan birinde yer alan bir yazı ise, Ramazan ayının başlaması ve günlerdir suların kesilmesine gönderme yapıyor: “Oruç geldi, su yok, nerede Müslümanlık?”

Karınca