HDP: 'hayır meclislerini büyütelim'

24 Nisan 2017
HDP: 'hayır meclislerini büyütelim'

HDP referandum sonuçlarının değerlendirildiği Parti Meclisi toplantısının ardından bir bildiri yayınladı. Bildiride şöyle denildi: Yerellerde, hangi adla çalışmış olursa olsun ‘hayır’ meclislerini ve platformlarını güçlendirmek, ortak demokratik değerler ve ilkeler etrafında faaliyetlerini geliştirmek demokrasi mücadelesini de büyütecektir."

HDP Parti Meclisi (PM) 22 Nisan Cumartesi günü toplanarak referandum sürecini değerlendirdi. Toplantıda alınan kararlar bir bildiriyle kamuoyuna duyuruldu.

HDP’den yapılan açıklamaya göre Parti Meclisi bildirisinde referandum sürecinde Türkiye tarihi açısından bir ilkin yaşandığı belirtilerek şöyle denildi:
“Devletin bütün imkanlarının iktidar için seferber edildiği, kamu kaynaklarının sınırsızca kullanıldığı kampanyalara, ağır devlet baskılarına ve engellemelere, tek yanlı medya bombardımanına ve son olarak da YSK’nin yasayı yok sayan sandık hilesine rağmen referandumda ‘hayır’ diyenler olarak çok değerli bir sonuç elde ettik, bizler kazandık.
Bu başarı demokrasi mücadelesi için bir bahar uyanışıdır. Herkes kendi gerekçeleri ile ‘hayır’ demiştir. ‘Hayır’ diyenler birbirleri ile rekabet içine girmeyerek demokratik politik kültürümüze olumlu bir katkı yapmıştır. Bu katkı bugün sokaklardaki ‘hayırlarımıza sahip çıkıyoruz, referandum sonuçlarını kabul etmiyoruz’ etkinliklerinde de sürmektedir.”

‘DEMOKRATİK CUMHURİYET MÜCADELESİNDE BULUŞALIM’

Toplumun yeni ve demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi bir anayasa ihtiyacı olduğu belirtilen açıklamada şöyle denildi: “Çağrımız öncelikle ‘hayır’ demiş olanlara, demokratik bir Cumhuriyet mücadelesinde buluşma çağrısıdır. Bu aynı zamanda vicdan sahibi tüm yurttaşlara, sivil toplum örgütlerine, demokrasi güçlerine mücadeleyi ortaklaştırma çağrısıdır. Yerellerde, hangi adla çalışmış olursa olsun ‘hayır’ meclislerini ve platformlarını güçlendirmek, ortak demokratik değerler ve ilkeler etrafında faaliyetlerini geliştirmek demokrasi mücadelesini de büyütecektir.”

HDP PM bildirisinde demokratileşme yolunda atılan her adımın ‘evet’ oyu vermiş olan seçmenlerin de tekrar düşünmelerine, demokratik toplum mücadelesine katkı sunmalarına hizmet edeceği savunuldu ve şöyle denildi: “Partimiz halkla birlikte, onların bağrında, onlarla yan yana, omuz omuza verdiği hakikatten, adaletten, barıştan, demokrasiden, özgürlüklerden yana mücadeleyi, aynı kararlılık ve güvenle hem sokaklarda hem de Meclis’te sürdürecektir.”

KADINLAR VE GENÇLERE ÇAĞRI

Kadınlar ve gençlere çağrıda bulunulan HDP bildirisinde şunlar dile getirildi: “İktidarın kadın mücadelesi ile elde edilmiş kazanımlara yönelik tüm cinsiyetçi saldırılarına karşı son derece kararlı ve örgütlü bir duruş sergileyen kadınlar, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin sürükleyici gücü olduklarını bir kez daha göstermişlerdir. Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesindeki yaratıcı ve cesur duruşları toplumun diğer kesimlerine de önemli mesajlar vermiştir.
Bu çalışmalarda enerjilerini ve yaratıcılıklarını sergilemiş olan, mücadelede belirleyici bir rolleri olduğunu bir kez daha göstermiş olan gençler, sadece ülkenin geleceğinde değil bugününde de son derece önemli bir demokrasi gücü olduklarını kanıtlamışlardır.
Kadınların ve gençlerin, toplumdaki barış ve özgürlük arayışını, demokrasi mücadelesini ilerletmek konusundaki kararlı katkıları, ülkenin geleceğini belirleyecektir.”

‘SONUÇ ZAFER DEĞİL HEZİMET OLDU’

HDP’nin bildirisinde yapılan anayasa değişikliğinin meşruiyeti olmadığı da savunuldu. Açıklamada şöyle denildi: “Kutuplaşma ve yok sayma, baskı ve zulüm ile toplumsal rızanın sağlanamadığı açıkça ortaya çıkmıştır. Her türlü seçim hilesine rağmen 24 milyona yakın seçmenin, halkın yüzde 49’unun, yani yarısının kabul etmediği bir yarı-anayasanın uygulanabilirliği ve sürdürülebilirliği yoktur. Bu sadece ‘hayır’ diyenlerin değil, iktidarın ve AKP-MHP ittifakının da gördüğü bir gerçektir. Sonuç onlar için zafer değil hezimet olmuştur.”

Türkiye’nin 17 Nisan itibariyle yeni bir döneme girdiği belirtilen bildiride şöyle devam edildi: “Cebren ve hile ile referandumun sonuçlarına ve ülkenin kaderine müdahale edilmiştir. Yasaya aykırı karar almış olan Yüksek Seçim Kurulu’nun bu tutumu ile hem Anayasa hem de uluslararası hukuk alanında büyük bir ihlal gerçekleşmiştir. Yüksek Seçim Kurulu, hukuki meşruiyetini yitirmiş, güvenilmez bir kurum haline gelmiştir. Hukuka aykırı, oldubittiye getirilen bu karar ve yaşanan diğer oylama ihlalleri ile birlikte referandum sonuçlarının demokratik meşruiyeti yoktur.”

‘İKTİDARIN BU YÖNTEMLERLE İLERLEMESİ MÜMKÜN DEĞİL’

Açıklamada iktidarın tavrı da eleştirildi: “Ülkeyi uluslararası demokratik ve hukuk ilkeleri açısından standartların çok altına iten, uluslararası demokratik kamuoyunu ve kuruluşlarını hiçe sayan yaklaşımlarla iktidarın ilerlemesi mümkün değildir. Bu gidiş ülkeyi ve toplumu her gün insan hakları normlarından biraz daha uzaklaştıracaktır. Bu sürdürülebilir, kabul edilebilir ve demokratik meşruiyeti olan bir davranış değildir.”

‘KÜRT HALKI İRADESİNE SAHİP ÇIKTI’

HDP PM bildirisinde Kürt seçmenlerin tavrı ise şöyle değerlendirildi: “Kürt halkı, şehirlerinin yakılıp yıkılmasına, yüzbinlerce insanın göçe zorlanmasına, demokratik siyasetçilerin rehin tutulmasına, seçilmiş belediyelere el konularak kayyumlar atanmasına, binlerce insanımızın gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına; oy kullanma sırasında asker, polis ve korucu zoruna ve baskısına, açık oy kullanma zorlamasına, polis-asker güvenlikçilerin bölgeye yığılarak oy kullanmalarına, mühürsüz oy pusulası hilesine rağmen iradesine sahip çıkmıştır. Son 2 yıldır uygulanan zulüm politikalarına, il ve ilçelerde yüksek oranda hayır diyerek kararlı duruşunu göstermiştir. Kürt halkı kayyum politikalarını, iktidar terörünü ve baskıları reddetmiştir. Batı metropollerinde elde edilen güçlü ‘hayır’ sonuçları da Kürt halkının ve siyasi temsilcilerinin demokrasi mücadelesinin vazgeçilmez bir parçası olduğunu bir kez daha göstermiştir.”

1 MAYIS MESAJI

HDP bildirisinde 1 Mayıs içinse şu çağrı yapıldı: “İşçi ve emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta demokratik hak ve özgürlüklere sahip çıktığımız gibi emeğin haklarına da sahip çıkacağız. Ülkenin her yerinde sendikal örgütlerin ve meslek kuruluşlarının birlikte kutlayacakları 1 Mayıs’ta ortak taleplerimizi haykırmak, en güçlü katılımı sağlamak bizleri bu mücadelede bir adım ileriye götürecek; ‘hayır bitmedi, bu daha başlangıç’ şiarını hep birlikte dile getirmemizi sağlayacaktır.”

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…