WikiLeaks, CIA'e ait binlerce belgeyi sızdırdı. Sızdırılan belgeler istihbarat örgütünün gelişmiş yazılımlar ve tekniklerle akıllı telefonlar, bilgisayarlar, hatta internet bağlantılı televizyonlar da dahil olmak üzere neredeyse tüm cihazlara erişim sahibi olduğunu gösteriyor.
ABD istihbaratının gerçekliğini doğruladığı belgeleri, teknoloji ve bilişim uzmanı-gazeteci Serhat Ayan, RS FM'de Zafer Arapkirli ile Seyr-ü Sabah'a değerlendirdi.
Serhat Ayan, "Teknoloji aslında geliştiğinden beri biz bunları söylüyorduk. Ortaya çıkan cihazlar, yazılımlar birbirini destekleyen akıllı telefonlar, televizyonlar hayatımıza kolaylık getirdi, evet onları masanın üstüne koyduk. Sürekli şunu söyledik: bunların içindeki şu şu şu uygulamalar bizi zamanla dinleme olasılığı sağlar. Birilerine, bu olasılığı verir, dedik. Herkes güldü, geçti. ‘Beni dinlese ne olacak, dinlemese ne olacak?' yaklaşımı oldu halkta. Biz bunları söylemeye devam ettik.
Şu an CIA'i bir kenara bırakalım. Android temelli telefonların içinde sizin bilmeden verdiğiniz izinler var. Kamerayı istediği zaman açabilsin, benim verilerime erişebilsin. Aslında izin olarak veriyoruz onları. Normalde kapalı bunlar ama biz izin olarak verdiğimizde onlar dinleyebilmeye başlıyorlar. Siz bir fener uygulaması indiriyorsunuz, etrafınızı aydınlatsın diye. Fener uygulaması sizden mikrofonunuzu açma izni istiyor. Ne gerek var diyorsunuz şaşırıyorsunuz. Ama öteki türlü fener uygulaması çalışmıyor.
İzin vererek yaptırdıklarımız bunlar. Devletlerin menfaatlerini ve üst akıllarını düşündüğümüz zaman bizden iznini isteyerek bunları yapabiliyorlarsa, bizim iznimiz ve bilgimiz olmadan neler yapabilir'i biraz açmak istiyorum. Şu an kameramızı açıp bizi dinleyebilirler" şeklinde konuştu.
‘BİZİ DİNLEMEMELERİ İÇİN 1990'LARDA ÇIKMIŞ TELEFONLARDAN ALMAMIZ GEREK'
Ayan, şu anki akıllı telefonların içinde neler olduğunu anlayabilmemizin ihtimali olmadığını söylüyor:
"Biraz geriye döndüğümüzde akıllı telefonlar çıkmadan önceki yıllarda 2000'lerin başında işyerinde toplantılar yapılırken insanlar cep telefonlarının pillerini çıkartırlardı. Hatta sim kartlarını çıkartırlardı. Önemli ve gizli yapılması gereken toplantılar öyle yapılırdı. Ama şu anki akıllı telefonların içinde neler döndüğünü bizim anlayabilmemize ihtimal yok. Bizi dinlemek istiyorlarsa bir şekilde dinleyebilirler. Cumhurbaşkanların, başbakanların dinlendiği dönemde bizim dinlenmeme ihtimalimizi sağlayacak bir şey için 1990'larda çıkmış telefonları alıp belki dua ederiz bizi dinlemiyorlardır diye.
CIA mevzuna geldiğimizde bunların aslında 2010'dan sonra gelen o bahsi geçen tarihler arasında, bunun düzenli ve bilinçli olarak yapılması için bir ekip kurulduğunu görüyoruz. Sızan belgeler bize bunları gösteriyor. Özellikle telefonlarda bu açıkların yaratılması için özel bir çalışma yapıldığını görüyoruz. İlk açıklamayı Apple yaptı. Önceden böyle açıklar olduğunu biliyorduk ama yeni sürümümüzde bunu hallettik dedi.
‘GOOGLE HİÇBİR AÇIKLAMA YAPMADI'
Google'ın bu konuda açıklama yapmaması çok ilginç. Apple açıklama yaptı, ben düzelttim diye fakat google hiçbir açıklama yapmadı. Her tür şeyden kaçındı. Markaların isimleri geçiyor ama önemli olan marka isimleri değil. Bugün üstünde kamerası olan her televizyon aslında Google'ın işletim sistemi telefonlarımızda bulunan Android'i kullanıyor. Burada dikkatlerin Android işletim sistemine çekilmesi gerekiyor."
‘TEKNOLOJİK OLARAK KONTROL EDİLMESİ GEREKİYOR'
Serhat Ayan işletim sistemi yazan Microsoft, Apple, Google gibi teknoloji firmalarının belki de uluslarüstü bir düzey tarafından teknolojik olarak kontrol edilmesi, kaynak kodlarının incelenmesi gerektiğini düşünüyor ve ekliyor:
"Şu an Amerika'nın bunun güvenliğini kontrol ediyor olması bizim için bir şey ifade etmiyor. Çünkü bakın ortaya çıktı. CIA bunun için ekip kurmuş. İşin en kötü tarafı, böyle bir ekip kurulduktan sonra bu ekip dünyaya yayılmış ve kendi korsan uygulamalarını geliştirmeye başlamışlar."
