Michael Richard Pompeo: Gizemli ve ürkütücü bir ziyaretçi

10 Şubat 2017
Michael Richard Pompeo: Gizemli ve ürkütücü bir ziyaretçi

Türkiye'de Obama yönetimi ile ipler o tarihte kopmaya başlamıştı. Bugünlerde ise ABD basını, Trump’ın masasında Müslüman Kardeşleri de terörist sayacak bir tasarının beklediğini yazıyor.

Prof. Taner Timur

Beştepe Trump’ı bekliyordu; Trump, CIA Başkanı’nı gönderiyor. Öyle uygun görülmüş! Suskunluk bitti; köprüler kuruluyor; yandaş basın memnun!

“(ABD ile) kritik eşiğin aşıldığı, Erdoğan ile Trump’ın yıldızlarının barıştığı anlaşılıyor” diyor Abdülkadir Selvi! Hala kuşku içinde olanları da Mehmet Barlas rahatlatıyor. Yazısına “Trump’lı ABD, Obama’lı ABD’den iyidir!” diye bir başlık atmış!

Evet, Michael Richard Pompeo Türkiye’ye geliyor ve artık “Acaba bu baş-casus Türkiye’de ne dolaplar çevirecek?” diye spekülasyona da gerek kalmadı. Beştepe sözcüsü açıkladı; Rakka için geliyormuş! “Rakka Planı için siyasi talimat verildi; diyor İbrahim Kalın; ayrıntılar CİA Başkanı ile görüşülecek”. Erdoğan da daha önce bu yönde bir öneride bulunmuştu. Zaten EL Bab’da değil miyiz? Arada kaç km var ki?

***

Mike Pompeo siyasi kariyerini “Establishment” ile kavga üzerine kurmuş bir politikacı; oysa kendi de “Establishment”ın has bir ürünü. West Point’te askerlik öğrenmiş, Harvard’da hukuk okumuş. CV’si askerlik, iş adamlığı, hukukçuluk, siyaset, istihbaratçılık gibi alanlarda etkinliklerle dolu..  Parlak bir CV.. Şu anda da dünyanın her tarafında korku ve dehşetle izlenen bir örgütü yönetiyor!

Siyasete Cumhuriyetçi Parti saflarında katılmış ve onun da en sağ kanadını teşkil eden Tea Party’de yer almış.. Gündemde olan her konuda en tutucu görüşleri temsil ediyor. Çevre ve enerji, sağlık sigortası, iklim değişikliği, doğum kontrolü, insan hakları vb.. Hepsinde! Zaten Trump’ın gözüne de bu alanlardaki “duruş”uyla girmiş.. Bir de Hilary Clinton ile kavgasıyla!.. 2012 yılında Bingazi’de ABD Konsolosluğu’na yapılan saldırıdan sonra kurulan Araştırma Komisyonu’nda üyeliği sırasında Hilary Clinton’a yönelttiği suçlamalarla!

Bu araştırma sonunda hazırlanan rapora, “Dışişleri Bakanı Clinton’un olayı örtmeye çalıştığını” ve “Bingazi’de kendi adamlarını korumaktan çok, siyasetinin meşruluğunu kanıtlama peşinde olduğunu” eklemeyi başarması herhalde Trump’ın gözünden kaçmamıştı. (New York Times, 18 Kasım 2016).

Aslında o günlerde çok tartışmalara yol açan bu konuda, ABD basınında, Clinton yönetimini Bingazi Konsolosluğu’nun korunmasını Müslüman Kardeşlerle bağlantılı kimselere tevdi ettiği şeklinde yazılar da çıkmıştı. Arkadan da Obama yönetimi, AKP iktidarını çok kızdıracak şekilde, Ortadoğu’da IŞİD’le savaşa öncelik veren bir politika benimsemişti.

Türkiye'de Obama yönetimi ile ipler o tarihte kopmaya başlamıştı. Bugünlerde ise ABD basını, Trump’ın masasında Müslüman Kardeşleri de terörist sayacak bir tasarının beklediğini yazıyor. New York Times’ın bir heyet tarafından hazırlanan yazısında (1 Şubat 2017), Huntington’un “Medeniyetler çatışması” tezinden hareket eden Trump ekibinin bunu yakında tartışacaklarını söylediğini yazıyor.

Nereden nereye!

On iki yıl önce AKP iktidarı İspanya ile “Medeniyetler İttifakı” süreceni başlatmıştı; Erdoğan, İspanya Başbakanı Zapatero ile sık sık buluşuyor bunu konuşuyordu. Bugün ise, Türkiye, ilhamını Huntington’dan almış, İslam düşmanlığında Bannon ve Flynn ile yarışan CIA Başkanı’nı misafir etmeye hazırlanıyor.. Hani şu bir tweet’inde  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı “İslami totaliter bir diktatöre” benzeten CIA Başkanıyla.. (Tolga Tanış, Hürriyet, 20 Kasım).

Ne konuşacaklar? Ne tartışacaklar?

Herhalde anlaştıkları en önemli konu Obama düşmanlığı olmalı; o da çok farklı nedenlerle.. Pompeo, Obama yönetimini uğursuz Guantanamo hapishanesini kapatmakla eleştiriyordu. Burayı bir ziyaretinde açlık grevi yapan tutukluları “numara yapmakla” suçlamıştı. Ayrıca gizli hapishaneler (“Black Sites”) ve işkenceyi yasaklayan kanunlara da hep karşı çıktı. NSA’dan bilgiler sızdıran Edward Snowden ise, onun gözünde, Moskova’dan getirilerek yargılanması gereken ve “idam cezası”nı hak eden bir haindi.

İşte CIA Başkanı olarak ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye yapan ve bu ülkede umutla beklenen M. Pompeo’nun “siyasi portresi” kabaca böyle.. Ne demeli? Şimdilik genel bir tahlil denemesini bir yana bırakalım ve  bu bilgileri önümüzdeki  günlerde ne kadar karmaşık olaylarla, ne gibi dönüşümlerle karşılaşacabileceğimizin bir işareti sayalım..

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…