Yeşil Parti başkan adayı Jill Stein yeniden sayım talep ediyor!

25 Kasım 2016
Yeşil Parti başkan adayı Jill Stein yeniden sayım talep ediyor!

Akademisyenler, analistler ve bazı senatörler de destek veriyor --Hilary Clinton'ın başkan adayı olduğu Demokrat çevreleri Pennsylvania, Michigan ve Wisconsin eyaletlerinin her birinde 55 bin Trump oyunun Clinton'a geçmesi durumunda, seçimi ülke genelinde Clinton'ın kazanacağına dikkat çekiyor.

PoliTez --Yeşil Parti başkan adayı, oy sayımına hile karıştığına dair ciddi kanıtlar ortaya çıktığı gerekçesiyle Michigan, Pennsylvania ve Wisconsin’deki yeniden sayım çalışmalarını finanse etmek üzere bağış topluyor.

The Guardian'ın bildirdiğine göre, Yeşil Parti Başkan Adayı Jill Stein’ın seçim ekibinin Çarşamba günü duyurduğu üzere, Stein seçimin son ana kadar çekişmeli geçtiği birkaç eyalette oyların yeniden sayılmasını talep etmeye hazırlanıyor.

Stein ve ekibi, Michigan, Pennsylvania ve Wisconsin’de oyların yeniden sayımını talep etmek için gerekli olduğunu söylediği 2,5 milyon dolarlık fonu sağlamak üzere, online bağış toplayan bir web sayfası açtı.

Stein, ‘oylama sürecindeki anomalilerin kanıtlarının’ ortaya çıktığı gerekçesiyle harekete geçmeye karar verdiğini ve devlet kurumlarınca açıklanan seçim sonuç verilerinin analizinin, ‘oy toplamlarında ciddi tutarsızlıklara’ işaret ettiğini ifade etti.

Stein, söz konusu tutarsızlıkların 2016 başkanlık seçim sonuçlarının onaylanmasından önce açıklanması gerektiğini, sonuçlarına güvenebileceğimiz seçimleri hak ettiğimizi ifade etti.

Stein’ın girişiminin yanında, yabancı hackerların seçim sistemine müdahale etmiş olabileceğini düşünen akademisyen ve aktivist grupların yeniden sayım çağrılarının da güçlendiği bir ortam söz konusu. Bu gruplar yakın zamanda seçimin mağlubu Hillary Clinton’a da, hareketlerine destek verme çağrısında bulundu.

Donald Trump Clinton’a karşı Pennsylvania ve Wisconsin’de beklenmedik bir şekilde ve küçük bir oy farkıyla kazandı, henüz kesin bir sonuca bağlanmayan Michigan’da da kazanabilir.

Stein ve ekibi, herhangi bir eyaleti kazanmış olduklarını düşündüklerinden değil, seçim sonuçlarının tarafsızlığından emin olmak için harekete geçtiklerini belirtti. Bazı eyaletlerin yasaları, seçim pusulasında yer alan herhangi bir ismin yeniden sayım talep etmesini mümkün kılıyor. Ancak bu talepler için son tarihler yaklaşıyor, zira Trump’ın %0.7 farkla kazandığı Wisconsin’de yeniden sayım talep etme tarihi 25 Kasım, %1.2 farkla kazandığı Pennsylvania’da 28 Kasım; şu an itibariyla Trump’ın 0.3% farkla önde olduğu Michigan’da ise 30 Kasım.

The Guardian gazetesi, seçimin güvenilirliğinden endişe eden akademisyen ve aktivistlerin önümüzdeki hafta endişelerini dile getiren bir raporu, meclis komite başkanları ve devlet otoritelerine sunacaklarını bildirdi.

Amerika seçim destek komisyonunun danışmanlarından, elektronik oy teknolojileri uzmanı Dr. Barbara Simmons, oyların doğrulamakla ilgilendiğini belirterek, Amerika'nın seçim sonrası pusula denetimi yapması gerektiğini öne sürdü. Simons'un yeniden sayıma yönelik girişimlere analizleriyle katkıda bulunduğu düşünülüyor, ancak bu girişimlerle ilişkisinin tam olarak ne olduğu bilinmiyor.

Ulusal Oylama Hakları Enstitüsü kurucusu John Bonifa ve Michigan Üniversitesi bilgi güvenliği başkanı Profesör Alex Halderman'ın başını çektiği ikinci bir analiz grubu da, sonuçların yeniden değerlendirilmesine yönelik irade gösteriyor.

Çarşamba günü bir blog yazısında, Halderman oy pusulalarının ve oylamada kullanılan aksamın Wisconsin, Michigan ve Pennsylvania'da incelenmesi gerektiğini öne sürdü ve birkaç gün içinde adaylar harekete geçmezse, kimsenin sayımda yanlış olabileceği yöndeki kanıtları incelemeyeceğine dikkat çekti.

Clinton'ın Trump'a kaybetmesinin ardından, istihbarat kurumları da Rusyalı hackerların bölgesel seçim sistemlerine girmiş olabileceği ve Demokratik yetkililerin emaillerine ulaşmış olabileceğine yönelik değerlendirmeleri halka açtı.

Wisconsin'e yönelik şüpheler, elektronik sayım sistemi kullanan ilçelerde kağıt pusula kullananlara kıyasla, Trump lehine ciddi bir fark olmasına odaklandı.

Bazı Wisconsin ilçelerinde kullanılmakta olan oy makineleri, Kaliforniya gibi diğer eyaletlerde, güvenlik uzmanlarının ne kadar kolay hacklenebildiklerine dikkat çekmesi üzerine kullanımda kaldırıldı.

Ancak seçim analiz uzmanı ve FiveThirtyEight sitesinin kurucusu Nate Silver, ilçeler arasındaki şüphe çeken farkın, ülke genelindeki oy verme seçimleriyle korelasyon gösteren etnik köken ve eğitim düzeyi faktörleri göz önüne alınırsa önemini yitirdiğine dikkat çekti. Bugüne değin Silver'in aralarında olduğu birkaç önde gelen seçim analisti, ortada geçen ilçelerdeki oy sayımı sürecinin, seçimin güvenilirliğine gölge düşürdüğü varsayımını reddetti.

Buna rağmen, sibergüvenlik, savunma ve seçim alanında uzmanlaşmış birçok profesör, milletvekillerine açık bir mektup yazarak seçimlere ülke dışından müdahale edildiğine dair duyumlardan rahatsızlıklarını dile getirdi ve meclisin harekete geçmesini rica etti.

Nitekim, South Carolina senatörü Lindsey Graham ve Maryland vekili Elijah Cummings Rusya'nın seçime müdahalenin belirlenmesi için soruşturma başlatılmasını talep etti.

Stein'ın Çarşamba günü halka duyurduğu girişim, aynı zamanda Demokrat Parti görevlilerini ve Clinton kampanyasında çalışmış olanları, seçim sonuçlarına doğrudan meydan okuma yükünden kurtarıyor.

Clinton ve ekibinin, seçim öncesinde Trump'ın seçimin kendisine karşı hileli olduğunu iddia etmesini şiddetle eleştirdiği için, bazı Demokratların seçim sonucuna itiraz etme konusunda çekinceli olduğu biliniyor.

Diğer yandan bazı demokratlar ise, fikrini sakınmadan açıklamayı seçti, Clinton'ın baş yardımcısı Huma Abedin'in kardeşi gibi. Facebook'ta Heba Abedin, Pennsylvania, Michigan ve Wisconsin eyaletlerinin her birinde 55 bin Trump oyunun Clinton'a geçmesi durumunda, seçimi ülke genelinde Clinton'ın kazanacağına dikkat çekerek, takipçilerine Amerika Adalet Bakanlığı'na denetim başlatması için telefon etmelerini tavsiye etti. 

Kampanya süresince Moskova ile Trump'ın eski seçim kampanya başkanı Paul Manafort'un bağlarını araştıran, eski Demokratik Milli Komite danışmanı Alexanda Chalupa da yeniden sayım ya da denetleme gerekliliğini savunanlardan: “Hiçbir müdahale olmadan en fazla oyu alanın Beyaz Saray'da olması gerekir. Bu tabii ki Donald Trump olabilir, ancak Amerikan demokrasisine halel gelmemesi için gereken hassasiyetin gösterilmesi gerekir.”

Geçen ay yayınlanan toplu bir bildiride, ulusal istihbarat direktörlüğü makamı ile Ulusal Güvenlik Bakanlığı, Clintın'ın kampanya yöneticisi John Podesta Demokratik Ulusal Komite'nin emaillerinin çalınmasında ve WikiLeaks tarafından yayınlanmasında Rusya hükumetinin başrolde olduğundan emin olduklarını belirtti. Bildiri şöyle devam etti: “Bazı eyaletlerde oylamada kullanılan elektronik sistemlere ulaşılmaya çalışıldığı gözlendi, bu girişimler çoğu bir Rus şirketinin server'larından geldi. Ancak bunun Rusya hükumetiyle bağlantısı olduğunu düşünmemiz için bir sebep yok.”

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…