6-7 Eylül saldırılarının 61 yıl gizli kalan belgesi!

Ali Dağlar-Diken

6 Eylül 2016
6-7 Eylül saldırılarının 61 yıl gizli kalan belgesi!

İstanbul’da azınlıkları hedef alan 6-7 Eylül saldırılarının yıldönümünde 61 yıl gizli kalmış bir yazışma, sahafta ortaya çıktı. Dönemin İstanbul merkez kumandanının örfi idare (sıkıyönetim) kumandanlığına hitaben kaleme aldığı ‘gizli’ ibareli belge, o günlerdeki yağma, saldırı ve cinayetlerin perde arkasına ışık tutuyor.

Faillerin dört ayrı kategoride sınıflandırıldığı belgede asıl sorumluların ise komünistler olduğu öne sürülüyor. Çok geçmeden o günlerin fişlenmiş komünistleriyle, Aziz Nesin, Kemal Tahir, Hasan İzzettin Dinamo ve Asım Bezirci’nin aralarında bulunduğu 60 şair, yazar ve aydın fail oldukları iddiasıyla tutuklanıp yargılanıyor.

Albay Kemal Binatlı imzasıyla kaleme alınmış, 22 Kasım 1955 tarihli ‘gizli’ yazıda şöyle deniyor:

‘Komünistlerin suçluluğu izahtan müstağni’ymiş

“Örfi İdare Kumandanlığı’na/Harbi6-7-eylul-olaylari-2ye

Yüksek emirlerine ittibaen 6 Eylül 1955 gecesi hadiseleri hakkında Merkez Kumandanlığınca edinilen intibaları aşağıda arz ediyorum:

1-Malumu devletleri bulunduğu veçhile; 6 Eylül 1955 hadisesine takaddüm eden ay ve günlerde ortada mevcut (Kıbrıs meselesi) umumi efkarı tehyiç edüp durmakta idi. Kıbrıs Türklerine karşı katliam, Selanik’te Atatürk evine suikast gibi haberler ise bu heyecanı son haddine vardırmış idi.

2-Bu durum göz önünde tutularak hadise incelenirse: 6 Eylül gecesi hadiselerine katılan çeşitli toplulukların şu dört unsurdan mürekkep oldukları isditlal edilmektedir:

a-Nümayişçi gurupları;

b-Milli heyecan tesiri ile nümayişçi guruplarına katılan halk;

c-Nümayiş ve milli heyecan maskesine bürünerek fırsattan istifadeye kalkışan çapulcular ve mütecavizler;

d-Türkiye’nin iç ve dış siyaseti üzerinde kötü tesir husule getirmek ideali ile hareket eden ve bu hususta 6 Eylül’e takaddüm eden hadiselerden azami istifadeyi planlaştırmış olan komünistler.

Bu dört gruba dahil olanların her biri kanaatimce derece derece suçludurlar. Şöyle ki: Bu tarzda başlayan ve gece yarılarına kadar devam eden bir nümayiş -kanun nazarında- hiçbir veçhile tecviz olunamayacağına göre; böyle bir nümayişin suçluluk derecesi, fırsat bekleyen çapulcu ve mütecavizlere ve komünist planların tatbikine zemin ve imkan hazırlaması bakımından ayrıca bir kat daha artmaktadır. Çapulcu ve mütecavizler ile komünistlerin suçlulukları ise izahtan müstağnidir.

Yukarıda belirtilen nokta-i nazara dayanılarak 6 Eylül gecesi bu kabil nümayişçiler ile eli sopalı, baltalı unsurlardan bazılarının tevkifi suretiyle, bu gibi topluluklara hükümet otoritesinin tesiri duyurulmuş ve hadisenin daha fazla inkişafı önlenmiştir. Nümayiş çapul ve tecavüzlerin önüne geçmek hususunda vilayetçe gösterilen hassasiyete Merkez Kumandanlığı elinde mevcut imkanların azami haddi ile yardımda bulunulmuştur (Tevkif edilenlerin hüviyetleri 13 Eylül 1955 gün ve 6416 sayı ile sunulan raporda arz edilmişti).

Reisicumhur gözyaşlarını gizlememiş…

6-7-eylul-olaylari6

3- İstanbul’dan Ankara’ya hareket halinde bulunan REİSİCUMHURUMUZ ile Başvekilimiz hadiseyi yolda haber alarak geri dönmeleri üzerine; (Emniyet ve refakatlarına) memuren beraberlerinde bulunduğum ve hadiseye maruz kalan semtleri kendileri ile birlikte dolaştığımız sırada, MUHTEREM REİSİCUMHURUMUZUN karşılaştıkları halk topluluklarına (gözyaşlarını gizlemeyerek) vaki şu beyanatı da hadiseyi gereği veçhile teşrik etmektedir: ‘Hainler cezalarını göreceklerdir. Senelerce muasır milletlerin medeniyet seviyesine ulaşmak için çalıştık. Yapılan ziyanlar önlenebilir ancak şerefimizin tamiri çok güç olacaktır.’

Derin saygılarımla arz ederim….”

Salkım salkım asılacaklar!

Aziz Nesin, anılarında 6-7 Eylül saldırılarını şöyle anlatmıştı:

“1955 yılı, 6-7 Eylül gecesi, zamanın hükümeti Kıbrıs konusunda Türkiye’nin duyarlılığını dünyaya göstermek için İstanbul’da el altından bir miting düzenlemişti. O miting serserilerin, ayak takımının ve yoksulların gösterisine dönüşmüş, İstanbul’un bütün baldırı çıplakları sokaklara dökülmüş ve bu mitingin yönetimi hükümetin elinden çıkarak bütün gece İstanbul, özellikle Rum, Ermeni, Yahudi evleri ve malları yağmalanmıştı. Sabah olunca hükümet ne yapacağını şaşırmış, olmayan suçluları bulma telaşına kapılmış ve suçluları bulmuştu. Benim de içinde bulunduğum 60 kadar yazar, şair, çevirmen ve aydın!.. Hepimizi askeri cezaevine tıkmış ve zamanın sıkıyönetim komutanı, ‘Bunlar salkım salkım asılacaklar!’ diye buyruğunu vermişti.”

Ne olmuştu?

6-7-eylul-olaylari56 Eylül 1955’te Atatürk’ün Selanik’teki evine bombalı saldırı yapıldığı haberi geldi. Bunun üzerine hızla toplanan halk, İstanbul’da özellikle Rum vatandaşların sıklıkla oturduğu semtlerde protestolara başladı.

Sonradan haberin asılsız olduğu ortaya çıkmasına rağmen polisin müdahale etmekte gecikmesi ve sayıca yetersiz kalması sonucunda protesto gösterileri, saldırı ve yağmalamaya dönüştü. Rumlara ait dükkanlar tahrip edilirken, haneye tecavüz de baş gösterdi.

Aynı gün İzmir ve Ankara’ya sıçrayan saldırılar Rumlarla sınırlı kalmadı ve tüm azınlıklara yöneldi. Ermeniler ve Yahudiler de etkilendi. Hükümet sıkıyönetim ilan etmeye mecbur etti ve ordu göreve çağrıldı.

Üç büyük şehirde kiliselere saldıran halk, İzmir’deki Yunan konsolosluğunu da yakmaya çalıştı.

Ölü sayısı farklı kaynaklarca 11 ile 15 arasında verildi. 150 milyon liralık hasarın bir kısmı daha sonra DP yönetimi tarafından tazminat olarak ödendi.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin yoğun eleştirileri nedeniyle, yayın organı Ulus gazetesi kapatıldı.

Saldırılar 7 Eylül 1955’te binlerce kişinin gözaltına alınması ve İçişleri Bakanı Namık Gedik’in istifasıyla sonuçlandı.

Saldırıların uzun vadedeki etkileri ise hükümet ile muhalefet arasındaki ilişkilerin kopma noktasına gelmesi ve DP yönetiminin baskıcı politikasını artırarak devam ettirmesi olarak görüldü.

6-7 Eylül saldırılarını izleyen dönemde Rumlar İstanbul’dan göç etmeye başladı. Rumların çoğu Yunanistan’a giderken, birazı da Mersin ve Tarsus civarına yerleşti.

Böylece gayrimüslimlerin Türkiye ekonomisindeki etkisi giderek azaldı.

Yassıada mahkemelerinde, DP’nin görevini yerine getirmediği belirtilerek, sorumlular cezalandırıldı.

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…