Chobani yoğurtlarının üreticisi Türkiyeli Amerikalı ırkçıların hedefinde..

4 Eylül 2016
Chobani yoğurtlarının üreticisi Türkiyeli Amerikalı ırkçıların hedefinde..

Yılın Dünya Girişimcisi seçilen, Birleşmiş Milletler'den ödül alan Chobani yoğurtlarının sahibi Türkiyeli Hamdi Ulukaya, Donald Trump'ın başkan adaylığını destekleyen ırkçı-milliyetçi ve göçmen düşmanı güçlerin hedefi oldu..

The Daily Beast'in yazarlarından James Kırchck, Donald Trump'ı destekleyen beyaz-ırkçıların karalma kampanyasını yazdı. Kampanya, Chobani'nin yoğurt fabrikasında çalışanların yüzde-30'unu göçmenlerden oluşturması üzerine odaklanarak, beyaz işçileri göçmen işçilere karşı kışkırtmayı hedefliyor. Diğer bir neden de, Chobani yoğurtlarının sahibi Hamdi Ulukaya'nın bu uygulamayı özel sektöre önermiş olması.

James Kırchick'in haber yorumu şöyle:

Chobani yoğurtlarının sahibi Hamdi Ulukaya çok başarılı bir kapitalist. Peki aşırı-sağcı standartlara göre hatası ne? Müslüman mültecilere iş veriyor olması.

Hamdi Ulukaya’nın hikayesi, örnek gösterilecek bir Amerikan göçmen başarı anlatısı.

2005’te, Türkiye doğumlu Kürt girişimci, New York eyaletinin kuzeyinde ıskartaya çıkmış bir Kraft fabrikasını, Küçük İşletmeler Yönetimi’nden (Small Business Administration) aldığı 800 bin dolarlık kredi ile satın aldı. Birkaç sene içerisinde, Chobani şirketi birkaç arabalık yoğurdu Long Island’daki bir süpermarkette satmaktan, yıllık geliri 1,5 milyar doları geçen bir şirket ve ülkenin en çok satan yoğurt markası haline geldi.

İki binin üzerinde kişiye asgari ücretin üstünde ve sigortalı olarak doğrudan iş vermenin yanında, şirket her gün Amerikan çiftliklerinden 2 milyon kiloya yakın süt satın alıyor.

Ulukaya çalışanlarına bir baba gibi yaklaşıyor. New York Times’a yaptığı bir açıklama da bunun göstergesi:

“Bana göre dünyada iki tür insan var. Chobani’de çalışanlar ve diğerleri.” Birkaç ay önce, Chobani’nin yüzde 10’luk hissesini çalışanlarına dağıttı, ki bu çok karlı ve piyasa değeri kanıtlanmış bir şirketin CEO’su için alışılmadık bir hamle. Chobani ayrıca Amerikan Olimpiyat Ekibi’nin kurumsal sponsorlarından biri, ki bu Yunan yoğurdu satan bir Türkiyeli için azımsanacak bir başarı değil (ayrıca yüzyıllardır süregelen Türkiye-Yunanistan çekişmelerini düşünürsek biraz da ironik).

Pek çok onursal doktora derecesine layık görülmenin yanında, Ulukaya, Ernst & Young tarafından Yılın Dünya Girişimcisi seçildi, Birleşmiş Milletler Küresel Liderlik Ödülü’nü aldı, ve Warren Buffett’in başını çektiği ‘Giving Pledge (Söz Veriyoruz)’ kampanyasına katılarak malvarlığının en az yarısını hayır işlerinde kullanmayı taahhüt etti. Bu vesileyle Ulukaya hayır amaçlı Tent (Çadır) organizasyonunu kurdu, bu organizasyon mültecilere yeni bir hayat kurma aşamasında destek veriyor. Suriye sınırına çok yakın bir kasabada dünyaya gelmiş olan Ulukaya, hayır işlerinde şu an Türkiye’de mülteci kamplarında yaşayan 2 milyon Suriyeli’den ilham aldığını söylüyor.

İşte bu noktada, Donald Trump'ın başkan adaylığını destekleyen aşırı milliyetçi ve göçmen düşmanı güçler, Chobani'nin hikayesine müdahil oluyor. 2012 yılında, Chobani dünyanın en büyük yoğurt fabrikasını Idaho eyaletinin Twin Falls kentinde açtı. Ülkenin süt üretiminde başı çeken eyaletlerinden biri olmanın yanında, yaşama masraflarının nispeten düşük olması ve işsizlik oranının sadece %3.9 olması itibarıyla Idaho en çok mülteci alan beş eyaletten biri. Chobani'nin Twin Falls'taki işgücünün yüzde 30'u mültecilerden oluşuyor, ki bu %30 uygulaması Chobani'nin kuzey New York eyaletindeki ilk fabrikasında başlatıldı, ki bu bölgenin nüfusunun büyük bir kısmı Vietnam, Burma, Nepal gibi ülkelerden göçenlerden oluşuyor. Ulukaya daha önce “özel sektörün sorumluluk alıp, sesini, yaratıcılığını ve kaynaklarını, küresel (yaratılmış) göç krizini kontrol altına almakta kullanması gerekliliği” üzerine yazdı, ve Chobani fabrikalarında mültecilere iş vermek, Ulukaya'nın özel sektöre salık verdiği yaklaşımı kendi şirketinde uygulamaya geçirme yolu oldu.

Insani değerlere verdiği önem ve sıradan bir girişimciden farlı ve daha yaratıcı uygulamalar benimsemesinin sonucunda Ulukaya, kendini çirkin bir karalama kampanyasının merkezinde buldu. Geçtiğimiz aylarda, başlığı ilk olarak “Amerikalı Yoğurt Fabrikatörü Amerika'yı Müslümana Boğmaya Kararlı” olan bir yazıda, aşırı-sağcı ve komplo teorisyeni World Net Daily sitesinin yazarlarından biri, mültecilerin Twin Falls'a bilhassa Chobani fabrikasında çalışmak için gönderildiği ve Ulukaya'nın büyük Amerikan şirketlerini bir İslami harekata davet ettiği gibi gerçekdışı ithamlarda bulundu (bu ithamlardan ikincisi ilerleyen günlerde yazıdan çıkarıldı ve başlık da, daha ılımlı hale getirilerek “Amerikalı Yoğurt Milyarderi Şirketlere Daha Fazla Mülteciye İş Vermeleri çağrısında bulundu” yapıldı). Bu saçma iddialar yakın zamanda, aşırı-sağcı beyaz milliyetçiliğin ve yabancı düşmanlığının kalelerinden Breitbart.com sitesine de sıçradı, ki sitenin bir evvelki yöneticisi Steve Bannon, yakın zamanda Donald Trump'ın seçim kampanyasına CEO

olarak atandı. Breitbart'ta, Chobani'nin mülteci çalışanlarının hikayesi, daha genel bir komplo teorisinin önemli bir parçası olarak yenide hayat buldu. Geçtiğimiz ay boyunca, Breitbart muhabiri Lee Stranahan Idaho'dan hastalık, tecavüz ve cihat konulu, hepsi bir şekilde Chobani ve Ulukaya'ya bağlanan pek çok haber yaptı.

Twitter'daki özgeçmişine bakılırsa yakın zamanda Twin Falls'a yerleşmiş olan Stranahan, yazılarında Ulukaya'ya canhıraş feryatlarla saldırıp, kendisini 'küreselci korporatist (global corporatist)' olmakla itham ediyor ki bu tamlama, Breitbartçı-Trumpçı milliyetçiliğin geliştirdiği yeni dilde, kişiyi müphem, Amerikan-olmayan kökenler ve bağlılıklarla itham etmekte kullanılıyor. Stranahan'a göre, “Idaho geçtiğimiz senelerde göçmenler için popüler bir hedef haline geldi ve bunda Ulukaya'nın yoğurt fabrikalarında çalışmak üzere mülteci ithal etmesinin payı büyük”, Ulukaya ise “yoğurt fabrikalarını işsiz Amerikalılar yerine yabancı mültecilerle doldurma kararı sebebiyle eleştirilerin odağında”, ve Twin Falls'a mülteci yerleşimi “Chobani'nin başını çektiği yerel gıda endüstrisinin ucuz işgücü arayışıyla bağlantılı”.

Halbuki Idaho'nun göçmenlerin varış yeri olması, 1970'lerin sonunda Vietnam'dan kayıkla gelen göçmenlere kadar gidiyor, ki bu Chobani fabrikasının 2011'deki açılışından çok daha önce. Vietnamlı mültecilerden beri, Idaho eyaletine 50'nin üzerinde ülkeden 30 bin civarı mülteci geldi. Chobani'yi ve CEO'sunu yabancı işgücü 'ithal etmekle' suçlamak, eyalette yıllardır devam eden bir mülteci yerleşim programını, özel bir şirketin 2010'lu yıllarda yaptığı iş verme kararlarıyla karıştırmayı gerektiriyor.

Bu Breitbart'ın yoğurt fabrikasıyla ilgili ilk kafa karışıklığı da değil. “Twin Falls'ta, Chobani fabrikasının açıldığı 2012 yılında tüberküloz vakaları yüzde 500 arttı, başlığıyla yayınlanan bir haber, şirketin Twin Falls şehrindeki tüberküloz salgınlarından sorumlu olduğunu ima ediyordu. Burada Twin Falls'a ait olduğu iddia edilen verilerin gerçekte çok daha geniş bir bölgenin toplamı olması bir yana, tüberküloz vakalarından bir tanesinin bile Chobani çalışanı veya göçmen olduğuna dair herhangi bir veri yok. Üstelik bahsedilen 'artış', 2011'deki toplam bir vakadan, 2012 yılında 6 vakaya çıkışı niteliyor, üstelik 2015 yılında tekrar senelik bir vakaya düşüldü.

Breitbart'ın 'özel rapor'unun en sansasyonel kısmı, üç mülteci çocuk ile 5 yaşında bir Twin Falls'lı kız arasında geçen yanıltıcı biçimde 'toplu tecavüz' diye tarif edilen bir cinsel istismar vakasına dair. Yerel Müslüman-karşıtı aktivistler soruşturması devam eden bu olayın adeta üstüne atladı, ve Stranahan'ın “Idaho'nun Küreselci Ateşle Oynayışı” diye bahsettiği mülteci yeniden yerleştirme programının tamamını hedef alan bir kampanya başlattı. Geçtiğimiz ay, beyaz-millyetçi bir organizasyon olan Amerikan Özgürlük Partisi, Idaho'daki telefon sahiplerine önceden kaydedilmiş robot-aramalar yaptı ve “eyaletin ve diğer beyaz alanların beyaz olmayanlarca istilası, beyaz soykırımı anlamına gelir” uyarısında bulundu (Aynı parti, Trump'ı desteklemiş ve kendisinden “Büyük Beyaz Umut” diye bahsederek Iowa seçimlerinde Trump için oy isteyen robot-aramalar yapmıştı).

“Twin Falls Mülteci Tecavüzü Özel Raporu: Mülteciler niye buraya göç ediyor?” başlıklı yazısında da Stranahan, Chobani ve diğer şirketlerin mülteci işçiler kullanmasının “toplumsal sorunlar” doğurduğundan bahsederek, bu şirketlerin cinsel istismar vakasından sorumlu olduğu ve üç göçmen çocuğun yaptığından dolayı tüm mülteci yerleşim programının iptal edilmesi gerektiği imasında bulunmuştu.

Trump ve Breitbart'ın Amerikan üretimininin diğer ülkelere kaymasından ne kadar endişe ettiklerini, ve Amerika'nın kırsal hayatını ne kadar yücelttiklerini düşününce, bu popülist web sitesinin Chobani'yi binlerce Amerikalı'ya iş vermesinden, ve ülkenin tarım sektörüne yaptığı katkılardan dolayı tebrik etmesi beklenirdi. Nitekim bu yıl, Cumhuriyetçi Vali C.L. “Butch” Otter, Chobani'nin Twin Falls'ta 100 milyon dolarlık bir küresel araştırma ve geliştirme merkezi yapacağını duyurmasının ardından şöyle konuştu: “Chobani'nin bölgedeki başarısı, Idaho'daki işverenler ile toplumsal önder arasındaki bölgesel işbirliği için iyi bir örnek teşkil ediyor. Tüm Amerika'da ekonomik kalkınma fikir önderleri Idaho'nun potansiyelini fark etmeye başladı. ”

Nihayetinde, Chobani'ye, çalışanlarına ve yaratıcı CEO'suna yapılan mesnetsiz ve histerik saldırılar, Breitbart'ın ve utanmadan desteklediği Trump başkanlık kampanyasının genel ruh hali ve kaygılarının tipik bir örneği. Yalanlar, imalar, yabancı düşmanlığı ve memnuniyetsizliğin tipik bir ifadesi olan bu tip haberler, yurtdışında doğmuş olanların kazandıklarının, 'gerçek' Amerikalıların cebinden çıkması gerektiğini varsayan sıfır-toplamlı oyun tarzı bir dünya görüşünün ifadesi. Hamdi Ulukaya'nın hakkaniyetli, şefkatli ve kozmopolit iş etiği, Donald Trump'ın saldırgan, bencil ve ırkçı duruşuyla ters düşüyor. Nitekim green card sahibi, vergi ödeyen bir Türkiyeli göçmen ve sıfırdan yarattığı işi ile ilgili Breitbart'ın en çok sinirine dokunan da muhtemelen bu. Zira, Trump kampanyası da temelinde, kabadayı ikinci-sınıfların, vasatların ve fırsatçıların kendilerine acıma yakarışlarından ve kendilerinden iyi durumdakileri aşağı çekme çabasından ibaret.

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…