Saray Entrikası: Muhalefete kayyım tuzağı

3 Eylül 2016
Saray Entrikası: Muhalefete kayyım tuzağı

Belediyelere kayyım atanmasına ilişkin KHK’nin, uzlaşıdan 4 gün önce Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nda imzalandığı ortaya çıktı. 'Yetkiyi, Süleyman Soylu’ya verdi, Çin’e gitti. Önümüzdeki günlerde yerel yönetimlere yönelik gerek FETÖ, gerekse PKK gerekçeleriyle çok sayıda operasyon olabilir.'

AKP iktidarının attığı geri adım sonucu bütün partilerin ortak önergesiyle torba yasadan çıkarılan belediyelere kayyım atanması düzenlemesi, dün gece yayımlanan kanun hükmünde kararname kapsamında yürürlüğe girdi. Ancak hükümetin uzlaşma için geri adım atmadığı, Saray’la birlikte geri adım algısının yaratıldığı ortaya çıktı. Cumhuriyet'ten Sinan Tartanoğlu'nun haberine göre, Belediyelere kayyım düzenlemesini de içeren kanun hükmünde kararname (KHK) 15 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nda, Meclis’te düzenlemeyi içeren torba yasanın görüşmeleri sürerken imzalandı.

Yani düzenlemenin geri çekildiği 19 Ağustos tarihinde KHK hazırdı. Büyükşehir belediye ve il belediye başkanlarının İçişleri Bakanı tarafından atanmasını içeren düzenlemenin Efkan Ala’nın görevden alınmasından bir gün sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 4 gün sürecek Çin seyahatinden birkaç saat önce yayımlanması da dikkat çekti. OHAL döneminin son 3 KHK’si önceki gün Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında bir kerede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kamudan kapsamlı ihracı düzenleyen KHK’ler ayrıca; eğitim, yargı, ekonomi ve güvenlik alanlarında kapsamlı değişiklikleri içerdi. KHK’lerin Bakanlar Kurulu karar tarihi ve yayım tarihi arasındaki 15 günlük fark dikkat çekti.

Her 3 kararname de 15 Ağustos tarihinde Saray’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nda kararlaştırıldı. Ancak belediyelere kayyım düzenlemesinden 19 Ağustos’ta geri adım atılmış, ilgili torba yasanın TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri sırasında düzenleme metninden 4 partinin ortak önergesi ile çıkarılmıştı. Bu, geri adım algısının oluşturulduğu sırada Saray’da KHK hazırlığının yapıldığı yorumlarına neden oldu. Zamanlama ile ilgili ayrıca, belediyelere kayyım yetkisinin KHK ile İçişleri Bakanlığı’na devredilmesinin Efkan Ala’nın bakanlık görevinden alınmasını beklediği değerlendirmesi yapıldı.

40 binden fazla ihraç

672 sayılı KHK ile 40 binden fazla kamu görevlisi ihraç edildi. Bu kapsamda Emniyet Genel Müdürlüğü’nden 7 bin 699, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan 1519, Sağlık Bakanlığı’ndan 2 bin 18, YÖK’ten 2 bin 346 kişi ihraç edildi. En çok ihraç 28 bin 163 kişi ile Milli Eğitim Bakanlığı’nda yaşandı. İhraçların yaşandığı kurumlar arasında TBMM, Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı gibi kurumlar da bulunuyor.

VELİ AĞBABA (Genel Başkan Yardımcısı):

Darbecilerin 15 Temmuz akşamı amacı, Meclis’i devreden çıkarmaktı. Şimdi darbecilerin yapamadığını hükümet yapıyor. Bu 15 Temmuz akşamı oluşan ruhu kirletmektir, 15 Temmuz ruhuna fatiha okudular. KHK ile muhalif operasyonu yapıyorlar. 4 siyasi partinin anlaşarak geri çektiği kayyımların altında AKP’nin de imzası var. Ortak imzayla geri çekilen kayyımın tekrar öne sürülmesi hukukla, akılla alay etmektir. Tamamen kandırmadır. Bu açık bir darbedir.

TEKİN BİNGÖL (Genel Başkan Yardımcısı):

Parlamentoyu devre dışı bırakıp, KHK ile Meclis’te sağlanan uzlaşıyı ortadan kaldıran, siyasi ahlakla bağdaşmayan bir tutum. 15 Temmuz akşamından sonra oluşan uzlaşma, bu davranışla ortadan kalkıyor. Meclis’in iradesi yok sayılarak, 15 Tezmmuz’da “Hâkimiyet milletindir” diyenler, milletin iradesini yok sayan, tek adam zihniyetini hayata geçiriyor. Önceden hazırlıyorlar sonra uzlaşma görüntüsü veriyorlar, daha sonra da bildiklerini okuyorlar. Hülleci bir anlayış.

SEYİT TORUN (Genel Başkan Yardımcısı):

Bu, milli iradenin gaspıdır. İşi fırsatçılığa dönüştürdüler, darbe fırsatçılığı yapıyorlar. Tüm iyi niyetimizle, darbe sonrası Türkiye’de ortak uzlaşı ve akılla belli çözümleri üretmemizin önünü kesiyorlar. Bunun yanlış olduğunu Meclis’te anlatmıştık, onlar da ikna olmuş ve geri çekmişlerdi. Demek ki samimi değillermiş, gerçek yüzlerini, niyetlerini şimdi gösteriyorlar. Bu da ikiyüzlülüktür. Güç zehirlenmesi darbe girişimi ile ertelenmişti ama eski durumlarına dönmeye başladılar.

ÖZGÜR ÖZEL (Grup Başkanvekili):

KHK’ye göre 15 Ağustos günü Saray’da yapılan Bakanlar Kurulu’nda bu kararlar alındı. Kayyım düzenlemesi ise 19 Ağustos günü geri çekildi. O gün yapılan Bakanlar Kurulu’nda böyle bir karar alınmış olsa, AKP kayyımı Meclis’e teklif etmez. Bunlar kayyımı önce yasa olarak getirmek istediler. Meclis’in etkili direnişi ile geri çektiler. Türkiye hatta belki dünya siyaset tarihinin en büyük organize, örgütlü sahteciliğiyle karşı karşıyayız. Geriye dönük tarih atmak ya da geçmişte alınmamış bir kararı “Nasılsa biz bizeyiz” demek AKP’yi rezil eder. KHK ile 19’undaki Meclis tutanaklarını yan yana koyduğumuzda ve “15 Ağustos’ta bu düzenlemeyi yaptık” yazısı okunduğunda, resmi kayıtlı mühürlü, imzalı tescilli bir siyasi kalpazanlık ve bir siyasi evrakta sahtecilikle karşı karşıyayız. Eğer kuvvetler ayrılığını gözeten ve kuvvetleri denetleyen organ mahkemesi Türkiye’de olsa, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın yaptıkları bu işten sonra görevde kalmaları mümkün olmazdı. İğne topuzu kadar siyasi ve kişisel ahlak varsa, bu ayıbın altına imza atanlar bulundukları, işgal ettikleri onurlu makamları terk ederler. Önümüzdeki günlerde kendi belediyelerine hızlı bir operasyon başlayabilir. Geriye dönük kayyım yetkisini yaptı. Süleyman Soylu’ya verdi, Çin’e gitti. Önümüzdeki günlerde yerel yönetimlere yönelik gerek FETÖ, gerekse PKK gerekçeleriyle çok sayıda operasyon olabilir.

LEVENT GÖK (Grup Başkanvekili):

AKP’nin mutabakata varılan konularda Meclis’in iradesini yok sayarak ve arkadan dolanarak, KHK yoluyla kararlar çıkartması siyasi etikle bağdaşmaz. Bu konu Meclis’te AKP’nin de içinde bulunduğu bir mutabakatla gündemden çıkarılmıştı. Anlaşılıyor ki AKP, siyaset kurumuna karşı bir oyun içindeymiş.

HDP: 2 EYLÜL DARBE GİRİŞİMİ

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, belediyelere terör gerekçesi ile kayyım düzenlemesinin KHK’ye konulmasına “Yerel yönetimlere, halkın oyuyla seçilen belediye başkanlarına ve belediye meclis üyelerine, doğrudan kayyım atanması suretiyle bir darbe yapılmıştır” tepkisini gösterdi. Baluken, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin yeni bir darbe gününe uyandığını belirterek, “15 Temmuz darbe girişimi tarihe nasıl not geçtiyse 2 Eylül darbe anlayışı da aynı şekilde tarihe not düşecektir. Saray’ın ve AKP’nin bugün itibarıyla yürürlüğe koyduğu KHK’ler, 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz gibi ülkenin demokrasisini kesintiye uğratan darbeler silsilesinin kendisidir” dedi.

Yürürlüğe giren üç KHK ile açık bir şekilde Meclis iradesine karşı darbe yapıldığını savunan Baluken, TBMM Genel Kurulu’nda siyasi partilerin uzlaşarak torba yasa tasarısından çıkarılan birçok hususun, KHK olarak Türkiye toplumuna dayatıldığını söyledi. Bu darbe anlayışının yine bilimsel, demokratik, tarafsız ve özerk alanlar olması gereken üniversitelere de uzandığını iddia eden Baluken, sözlerini şöyle sürdürdü: “Barışa imza atan akademisyenlerin neredeyse tamamının görevden alınmış olması, savaşı kutsayan bir pratikle karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Aynı şekilde kamuda 41 bin 811 kişinin tasfiye edilerek görevden alınması da Türkiye’de yasaların ve anayasanın tamamen askıya alındığı, mevcut durumda fiili bir darbe uygulamasıyla karşı karşıya olduğumuzu açık bir şekilde göstermektedir.”

MHP ve özellikle CHP’nin pratiklerinin, politikalarının, Türkiye’yi bir darbe ve diktatöryal sistem cenderesinin içine attığını üzülerek ifade etmek istediğini söyleyen Baluken, “Biz, MHP’ye bir şey demiyoruz. Tamamen, AKP’nin arkasında yedeklenen bir siyasi partiyle ilgili burada çok fazla ifade edeceğimiz bir şey yok. Ancak CHP’nin özellikle 2 Eylül darbesinin yürürlüğe girmiş olduğu bugünde, bugüne kadarki siyasi pozisyonunu çok net bir şekilde sorgulaması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

 

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…