HDP: Türkiye fiilen savaşta TBMM ise tatildedir

24 Ağustos 2016
HDP: Türkiye fiilen savaşta TBMM ise tatildedir

''Türkiye fiilen Suriye savaşına girmiştir. Savaş kararlarını alması gereken kurum olan TBMM ise tatildedir. Siyasi ittifaklarını değiştirmek için sert u dönüşleri yapan hükümetin yeni Suriye politikası da eski politikası gibi yanlış.''

HDP açıklamasında Türkiye'nin fiilen Suriye savaşına girdiğini ancak savaş kararlarını alması gereken kurum olan TBMM tatilde olduğunu hatırlatarak 'Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olma riski yüksektir' ifadelerini kullandı.

Türk Silahlı Kuvvetleri bu sabah saat 04.00'ten itibaren Suriye'nin kuzeyindeki Cerablus'a hava ve kara harekatı başlattı. TSK'nın operasyonlarına ilişkin bir açıklama da HDP'den geldi.

"Türkiye, Suriye’deki savaşa, dolayısıyla bu ülkenin içişlerine askeri yöntemlerle daha fazla karışmamalı, özellikle de Suriye’deki Kürt karşıtı pozisyonunu bir an önce terk etmelidir" denilen açıklamada, "Cerablus’un işgali sonrasında bazı çete grupları aracılığıyla Türkiye’nin uzun vadede bu bölgede fiili ve hukuki varlığını garanti altına alma hesapları yanlıştır" ifadelerine yer verildi.

HDP'nin açıklamasının tamamı şu şekilde:

Mart 2011’de Suriye’de başlayan ayaklanmalar ve sonrasında derinleşen savaş beşinci yılını geride bırakmaktadır. Bugün Türkiye’nin bir askeri müdahaleyle, işgal hamlesiyle girdiği Cerablus 2014 Ocak ayından bu yana IŞİD’in kontrolündedir. Son haftalardaki gelişmelerle birlikte Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) Minbic’i IŞİD’in elinden almasından sonra, Cerablus-Rakka arasında kurulan askeri ve lojistik destek hattının kesilmesi, aynı zamanda dış dünya ile IŞİD’in bağlantısının kopması belli çevrelerde rahatsızlık yaratmıştır. 

'TÜRKİYE KÜRT KARŞITI POZİSYONUNU TERKETMELİ'

Şu çok açık ki, - Türkiye’nin 5 yıllık Suriye politikası tam anlamıyla çökmüştür. Siyasi ittifaklarını değiştirmek için sert U dönüşleri yapan hükümetin yeni Suriye politikası da eski politikası gibi yanlıştır. Türkiye, Suriye’deki savaşa, dolayısıyla bu ülkenin içişlerine askeri yöntemlerle daha fazla karışmamalı, özellikle de Suriye’deki Kürt karşıtı pozisyonunu bir an önce terk etmelidir.

- 5 yıldır devam eden savaşın içine bu şekilde doğrudan giriş Türkiye açısından son derece olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Bu durum Türkiye ve Suriye halklarının çıkarına değildir. Bugün yapılan, Cerablus’ta IŞİD ile başka çete yapılar arasında yer değişikliğidir. Cerablus’un işgali sonrasında bazı çete grupları aracılığıyla Türkiye’nin uzun vadede bu bölgede fiili ve hukuki varlığını garanti altına alma hesapları yanlıştır. Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olma riski yüksektir.

- Cerablus, Suriye halklarının demokratik geleceği için Kerkük veya Golan tepeleri gibi bir kriz merkezine dönüştürülmemesi gereken bir yerdir. Suriye’nin demokratik geleceği açısından, Cerablus’un IŞİD’den temizlenerek halkın yönetimine verilmesi görevi Türkiye’nin değil Suriye halklarınındır. 

- Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) Minbic’i IŞİD’den kurtarmasına karşı bir hamle olarak ve IŞİD ile mücadele kılıfı altında yapılan bu askeri girişim, açık bir şekilde DSG’nin önünü kesmeyi hedefleyen ve en temelde Kürt karşıtı bir girişimdir. Türkiye’nin bugün IŞİD’den almak üzerine başlattığı belirtilen askeri operasyonun esas hedefi, sınır hattının Kürtler’in eline geçmesini engellemektir. Rojava’da yaşayan Kürtler ve DSG’nin diğer bileşenleri düşmanımız değil dostumuzdur. Türkiye’nin yapması gereken, Suriye halklarının demokratik geleceği için savaşan bu güçlere destek vermektir.

- Suriye’nin bundan sonra nasıl yönetileceğine, demokratik bir Suriye rejiminin nasıl şekilleneceğine Suriye halkları karar vermelidir. Rojava halklarının şimdiye kadar olan kazanımları ve ilerleyişi Türkiye tarafından engellenmeye çalışılmaktadır. Bu bağlamda Kuzey Suriye Federasyonu önerisini yapmış olan Rojava halklarının bu teklifi de Suriye’nin demokratik geleceği için ciddi şekilde tartışılmalıdır.  Türkiye bu konuda da tarihsel saplantılarından kurtularak düşünmeli ve adım atmalıdır. 

- Türkiye fiilen Suriye savaşına girmiştir. Savaş kararlarını alması gereken kurum olan TBMM ise tatildedir. Bir kez daha Meclis boşa çıkarılmış, Cumhurbaşkanı ve etrafındaki bürokrat-teknokrat yapı ile AKP Hükümeti halkın iradesi olan Meclis’e danışma ihtiyacı bile duymadan ülkeyi bir savaş girdabının içine sürüklemiştir. 

AKP iktidarının yanlış dış politikalarının bedelini sadece Suriye halkları değil, Türkiye halkları da ağır bir şekilde ödemektedir. Yıllardır olduğu gibi bir kez daha vurguluyoruz ki, bu yanlış politikalardan bir an evvel uzaklaşılmalıdır. 

‘İçte savaş, dışta savaş’ şeklinde özetlenebilecek hükümet politikaları yerine yapılması gereken Türkiye’nin iç barışını sağlamak için acilen çözüm sürecine dönmek; dışta da Kürtler ve diğer demokratik güçlerle ittifak kurmaktır.

 Baluken: En geri dönülmez, en büyük yanlış

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de Cerablus operasyonuyla ilgili Meclis’te basın toplantısı düzenledi.

Baluken’in konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Erdoğan ve AKP, Türkiye’yi bilinçli bir şekilde Ortadoğu’nun en sancılı savaşının içerisine dahil etti. Türkiye’nin en sancılı savaşa sokulduğu bir günde Meclis tatilde. Bu kararda Meclis’in görüşüne başvurulmadı.

“Bu karar Erdoğan ve AKP’nin yanlış üstüne yanlış yaptığı Suriye politikasında geri dönülemez en büyük yanlış olarak bölge halklarının önüne getirildi.

“CHP ve MHP de bu karara tavırlarıyla ortak olmuştur. İki gün önceki zirvede belli ki bu savaş kararı kararlaştırılmış. Ortaya çıkan tablo maalesef üç liderin çılgın bir şekilde Saray’ın talimatıyla ülkeyi geri dönülemez bir savaş süreciyle karşı karşıya bıraktı.

“Bu savaş kararı uluslararası hukuk nezdinde zora sokacak bir karardır. Suriye’deki savaş ortamını daha şiddetli bir şekilde Türkiye’nin içerisine getirecektir. Kürt düşmanlığı Türkiye’yi savaş bataklığına sürüklüyor.

“Erdoğan ve AKP’nin şu anda yapmak istediği temel plan Cerablus ve Bab’da hangi çetelerin hangi isimle yerleştirileceğinin dizayn edilmesi. Nusra ve diğer çeteleri çıkıp ‘ılımlı muhalif’ adı altında dünya kamuoyuna yutturmalarına da kimse inanmıyor. Aynı ideolojik kökenden gelen aynı vahşet pratiğini ortaya koyan bu çetelerle IŞİD arasında bir tanzim operasyonu devreye konuluyor.”

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…