'Kuveyt-Türk bankası davasında kabak Türkiye'nin başına patlayacak'

15 Haziran 2016
'Kuveyt-Türk bankası davasında kabak Türkiye'nin başına patlayacak'

BU DAVA DA 'REİS'İ İŞARET EDİYOR --Kuveyt Türk’ün yüzde 18 hissesi Başbakanlığa ait bir kurum olan Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait. 'Halep'e yardım' adı altında para toplayan islami dernekler, web sitelerinde Kuveyt-Türk bankasının hesap numaralarını veriyor.

ABD'de IŞİD ve El Nusra'ya para aktarılarak yaptırımların delindiği, 'insanlığa karşı suç' ve 'soykırım' suçlarına yardım edildiği ithamlarıyla Kuveyt Türk Bankası'na dava açıldı. 21. Yüzyıl Enstitüsü uzmanı Tuğçe Varol, "Uluslararası hukuka uymayan yanlışlar yapıldıysa herkes elini temizledikten sonra kabak Türkiye'nin başına patlayacaktır" dedi.

ABD’de İran asıllı Türk vatandaşı Rıza Sarraf’la ilgili açılan davanın ardından bu kez de Türkiye’de yerleşik olan Kuveyt Türk Bankası (KRPB) ve kardeş kurumu Kuwait Finance House (KFH) aleyhine yeni bir dava açıldı. Suriye ve Irak’daki Süryani Hristiyanları temsil eden bir sivil toplum kuruluşu olan St. Francis Assisi’nin (SFA) Kaliforniya eyaletinde açtığı davada, bu iki finans kurumuna aralarında ‘insanlığa karşı suç’ ve ‘soykırım’ gibi ağır suçlara yardım ve yataklık etme, bu suçları işleyenleri finansal sistem geliştirerek teşvik etme ve moral verme gibi yedi suçlama getiriliyor.

 21. Yüzyıl Enstitüsü’ne danışmanlık yapan ve Kaliforniya’da yaşayan Tuğçe Varol, davanın detaylarını RS FM'de Ceyda Karan'ın hazırlayıp sunduğu 'Eksen' programında değerlendirdi.

'DAVANIN UCU TÜRKİYE'YE DAYANACAK'

Varol, dava tam olarak Türkiye’ye açılmış olmasa bile Türkiye’de yerleşik olan bankaya yönelik suçlamaların ağırlığından ötürü ucunun Türkiye’ye dayanacağı ikazında bulundu. “Çok önemli suçlamalar var. Her şeyden önce Kuveyt Türk Bankası’nın IŞİD ve El Nusra’ya para aktarımında kullanıldığı iddialar arasıda” diyen Varol, ithamları şöyle özetledi:

“IŞİD ve El Nusra’nın şu anda dünyada terör listesinde olmasından dolayı Süryaniler şöyle bir suçlamada bulunuyorlar; Kuveyt Türk Bankası ve diğer Kuveyt finans bankası kurumları bizzat soykırıma katkıda bulunmuşlardır. Uluslararası terörizme katkıda bulunmuşlardır. İnsanlığa karşı suçlara katkıda bulunmuşlardır ve yardım etmişlerdir diye. Para transferinin nasıl yapıldığıyla ilgili çok detaylı bilgiler veriyorlar. İşte bu Türkiye’yi ilgilendiren kısmı. Çünkü para transferlerinin direkt Türkiye’deki bazı dernekler tarafından bağışlar toplanması yoluyla ve uluslararası yaptırım listesine alınmış bir Kuveyt vadandaşı aracılığıyla yapılmış olduğunu iddia ediyorlar. Türkiye’yi en çok ilgilendiren kısım ise Türkiye’deki derneklerin bu Kuveyt Türk Bankası hesaplarını kullanması maalesef.”

'TÜRKİYE YAPTIRIMLARI İHLAL EDER POZİSYONA DÜŞEBİLİR'

Varol, IŞİD ve Nusra Cephesi BM yaptırım listesinde yer aldığında Türkiye’nin yaptırımları ihlal eder pozisyona düşmesinin de söz konusu olabileceğini kaydetti. “Uluslararası terör ve soykırım suçlamaları oldukça ciddi bir konu. Bugün ciddiye almasanız bile aradan yıllar geçtikten sonra bu meseleler tekrar karşısınıza çıkabiliyor” diyen Varol, en son Alman parlamentosunun Ermeni soykırım iddialarına dair tasarısını örnek gösterip, Türkiye’nin geleceğe yönelik hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi.

'HALEP’E YARDIM GÖTÜRÜYORUZ DİYORLAR'

İddianamede geçenlerden birisinin MUMDER ismini taşıyan mahkumlarla yardımlaşma derneği olduğunu, kendi web sitesinde Kuveyt Türk Bankası’ndaki hesap numaralarının verildiğini anlatan Varol, küçük bir araştırmayla diğer yardım kampanyalarına ulaşmış. Varol, web sitesinde açıkça “Halep’e yardım götürüyoruz” denildiğine de dikkat çekerken, şu vurguları yaptı: “Şu anda Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunsalı, ABD’nin ve Rusya’nın o açık kalan kısmı kapatması konusundaki baskıları düşünürseniz, Türkiye’deki derneklerin açık biçimde Halep’e yardım götürüyoruz adı altında para toplamaları ve bir de fotoğraflar yayınlaması bugün için hiç hafife alınacak meseleler değildir. Türkiye hala bu konuda bir adım atmış değil. Şimdi Kaliforniya’da açılan, küçüK bir azınlığın açtığı bir davanın ileriye dönük daha yaygın davaları ateşleyebilmesi ihtimali var.  O nedenle Türkiye’nin buna muhakkak kulak vermesi gerekiyor.”

'VAKIFLAR BANKASI HİSSESİ VAR, O DA BAŞBAKANLIĞA BAĞLI'

ABD’nin daha önce BNP ve HSBC gbibankalara teröre para aktarmaktan ceza kestiğini anımsatan Tuğçe Varol, “Kuveyt Türk hayli hayli ceza alabilir ve Türkiye’yi çok ciddi olarak ilgilendirir çünkü Kuveyt Türk’ün yüzde 18 hissesinin Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olduğu görülüyor internet sitesinde. Vakıflar Genel Müdürlüğü de Başbakanlığa ait bir kurum” anımsatması yaptı. Kuveyt Türk Bankası’nın yönetim kurulu ve denetlemelerinde Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden atamalar olduğunu belirten Varol, “Bir şekilde mutlaka başbakanla ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni de ilgilendirecek. Bundan kaçış olmayacak gibi görünüyor” dedi.

'TÜRKİYE HAKKINDA TEK BİR İYİ HABER ÇIKMIYOR’

Ülke dışında bir süredir Türkiye’nin imajına dair yurtdışına hiçbir olumlu haber çıkmadığını belirtirken, çok ciddi bir imaj kaybına dikkati çeken Varol, “Türkiye dışındaki herkes bize karşı gibi algı oluşturulmaya çalışılıyor ama bunların hepsinin tesadüf olduğunu herhalde düşünmüyorlar. Türkiye’nin Irak ve Suriye sınırında bu kadar büyük bir kargaşa varken ve Türkiye’nin Suriye politikası batmışken bunun geriye dönük yansımaları tabii ki olacaktır. Uluslararası hukuka uymayan yanlışlar yapıldıysa, Batılı ülkeler ve Türkiye tarafından, herkes ellerini temizledikten sonra en son mutlaka nasıl diyeyim, kabak Türkiye’nin başına patlayacaktır. Bu kadar beceriksiz bir şekilde politikalar devam edildiği için” diye konuştu.

'DERNEKLER TEK ELDEN DENETLENMELİ’

Artık ülke dışında Rıza Sarraf'tan başlayarak Halk Bank, Ziraat Bankası, Vakıf Bank hakkında açıkça konuşulduğunu ancak Türkiye’nin yönetimlerde değişiklikler dışında hiçbir önlem almadığını kaydeden Tuğçe Varol, asıl derneklerin denetlenmesi ve radikal İslamcı örgütlerin bu kadar rahat hareket eder hale gelmesine engel olunması gerektiğini belirtti. Varol, denetimler için, “Bunun tek bir elde toplanması gerekiyor, o da hükümet. Biliyorsunuz 2010’dan beri bu sıkıntıyla karşı karşıyayız. Türkiye Cumhuriyet’nin tarihi bir yanlış olan Suriye politikasıyla karşı karşıyayız. Kurumlar hükümetin elinde. Sadece MIT TIR’larından hareket ederek gidecek olursak, kurumların çalışıp çalışmaması tamamen hükümetin elinde” vurgusu yaptı.

'HÂLÂ NUSRA NEDEN SUÇLANIYOR DENİLİYOR'

Türkiye hükümetin üst rakımlarından ise hala El Nusra için ‘neden suçlanıyor’ söyleminin bulunduğunu anımsatan Varol, “Yani bütün dünya burada artık tek bir noktada birleşmişken, Rusya ve ABD bütün çıkar çatışmalarına rağmen Suriye’de beraber çalışmak zorunda kalmışken, Türkiye’nin hala bambaşka bir noktaya kendini çekiyor olması zaten konunun ne kadar yanlış bir noktada olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

'ORLANDO İÇİN MOSKOVA ELÇİLİĞİNDE BİLE ÇİÇEKLER VAR'

 ABD’deki son Orlando saldırıları karşısında Türkiye’nin gerekli reaksiyonları da geliştiremediğini belirten Varol, şu örnekten yola çıkarak da ikazlarda bulundu: “ABD’ninki 11 Eylül’den beri en büyük terör olayı. ABD ile Rusya arasında sorunlar ortadayken, Moskova’daki Amerikan elçiliği önünde Rusların çiçekleri var. Ruslar bu kadar taziye ile yaklaşıyorken, Türkiye’nin bu kadar sessiz kalması not ediliyordur. Türkiye, demokrasi ve dünya standartlarında insan hakları yönünde hareket edeceğine sanki radikale daha çok kayıyormuş gibi sinyaller veriyor maalesef." /Sputnik

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…