Militarizm ve erkek egemenliği

2 Ocak 2023
Militarizm ve erkek egemenliği

''Bu yıl yapacağımız etkinliklerle, iktidarın militer ve eril karakterinin ortaya çıkarılması ile bu saldırgan siyasetin deşifre edilmesini ve buradan da militarizme karşı mücadeleyi geliştirmeyi amaçlıyoruz.''

Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği, Militarizmden Arındırılmış Bir Dünya Ütopyası başlıklı karikatür yarışmasının 2023 temasını, Militarizm, Patriyarka ve Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği olarak duyurdu. Kısaca ADAM-DER olarak bilinen Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül Askeri Darbeleri sırasında TSK’dan uzaklaştırılmış askerler tarafından 2011 yılında kurulmuş. Bu yıl üçüncüsü yapılacak yarışma hakkında Dernek Başkanı Çetin Ali Nergis ile görüştük.

Hoş geldiniz. Derneğiniz hakkındaki haberleri mümkün olduğunca sayfalarımızda okurlarımızla paylaşıyoruz. Bu nedenle ADAM-DER Politez okurları için yabancı değil. Öncelikle şunu sormak istiyorum; Niçin karikatür yarışması?

Ç. Nergis: Derneğimizin başta gelen kuruluş amaçlarından birisi de Diktatörlüğe, darbelere ve militarizme karşı demokrasiyi ve insan haklarını savunmak ve bu alanda kamusal bilincin gelişmesine katkıda bulunmak. Hem Karikatür yarışmasının hem de her yıl aynı başlık ve tema ile düzenlemekte olduğumuz sempozyumun esas amacı, militarizmin hayatımıza etkisini, onun neden olduğu sorunları görünür kılmak, nasıl beslenip geliştirildiğini gösterebilmek. Sempozyum, doğrudan bilginin ortaya konup tartışılmasına olanak sağlarken, karikatür yarışması gerçeğin bir başka biçimde sanat yoluyla dile getirilmesi olanağını sunuyor bize. Her ikisi de farklı ve önemli katkılar sunuyor. Sayfalar dolusu bilginin saatlerce aktarılması bize derinlemesine bilgi verirken, bir tek karikatür, bir anda çok önemli bir çelişkiyi ortaya çıkartıp etkileme gücüne sahip. Bunun yanı sıra, karikatürün topluma ama özellikle gençlere ulaşmada daha etkili olacağını düşündük.

Bu yılki temanızı, Militarizm, Patriyarka ve Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği olarak açıkladınız. Bunun özel bir nedeni var mıydı?

Ç. Nergis: Geçtiğimiz yılki temamız, Militarizm ve Milliyetçilikti. Bu bağlam, yani milliyetçiliğin militarizmi güçlendirmek için kullanılması ve militarizm eliyle milliyetçiliğin güçlendirilmesi çabaları, Türkiye’de egemen siyasetin her dönem nasıl işlediğini bilenler açısından hiç de yabancı olamayan bir başlık. Amacımız bunu görünür kılmaktı. Temayı ilan edişimizin ardından kısa bir süre sonra iktidar, Suriye ve Yunanistan’a yönelik savaş söylemleri ile milliyetçi hezeyanları kaşımaya ve böylelikle kendisine olan desteği güçlendirmeyi amaçladı. Bu yılki temayı seçerken de, militarizm ile eril iktidar ilişkisini, savaşlarda bu söylemler içinde kadının ve LGBT+ bireylerin nasıl kullanıldığını, erkek egemenliğinin bu yolla nasıl pekiştirilmeye çalışıldığını göstermek istedik. Yani bu temaların birbirini takip ediyor olması tesadüf değil, doğrudan tanık olduğumuz gelişmelerin daha anlaşılır kılınmasını amaçlıyor. 

Anayasa değişikliği ile kadının ailedeki rolünün konuşulduğu, beraberinde LGBTİ+ bireylere yönelik ötekileştirici ifadelerin yoğunlaştığı bu dönemki gelişmelerin, bu temanın seçimi ile bir bağlantısı var mı?

Ç. Nergis: Evet, var tabi ki. Bu son gelişmeleri de az önce ifade ettiğim militarizmin eril karakteri ve mevcut iktidarın savaş politikaları ile bağını kurarak düşünmekte yarar var. Kamusal alanı tümüyle tek bir din ve mezhebin söylem ve pratiği ile işgal etmeye çalışan iktidar, artık ailenin içine de müdahale etmeye çalışıyor. Mevcut eril kültürü yeni yasal düzenlemelerle geri dönüşü zor bir noktaya taşımak istiyor. Bunu başarabilir mi? Bunun cevabını toplumun göstereceği direnç belirleyecek. İktidar, bu direnç içinde kadının nasıl bir yer tuttuğunun farkında ve şimdi buna yönelmiş durumda. Kadınların mücadelesi son yıllarında önemli bir gelişme kaydetti. Benzer biçimde LGBTİ+ bireyler, mücadeleleri ile kendi varlıklarının kabulü yönünde bir başarı kazandılar. İktidar şimdi her ikisine birden nefret dilini de kullanarak, alanlarda açık şiddete yönelerek bir sindirme, bastırma gayreti içinde. Biz de bu yıl yapacağımız etkinliklerle, iktidarın militer ve eril karakterinin ortaya çıkarılması ile bu saldırgan siyasetin deşifre edilmesini ve buradan da militarizme karşı mücadeleyi geliştirmeyi amaçlıyoruz.

Yayınladığınız duyuruda, militarizmin erkekler üzerinde de bir yük olduğundan söz ediyorsunuz. Bu konuyu biraz açabilir misiniz?

Ç. Nergis: Militarizmin, toplumdaki egemen erkeklik rollerini kullanırken, bir yandan da onları pekiştirdiğinden söz etmiştik. Korkusuz, güçlü, cesur, kahraman olmak gibi toplumda olumlu sayılan her türlü davranışın sahibi olarak erkekler gösterilirken, güçsüzlük, ürkeklik, korku, savaştan, çatışmadan kaçınmak gibi duygu ve davranışlar zayıflık olarak ve öznesi de her zaman kadınlar ve LGBTİ+ bireyler olarak gösteriliyor. Olumlu sayılan özellikler, erkekleri savaşa hazırlayan, vaz geçemeyecekleri, geri durdukları takdirde dışlanmalarına neden olacak, uymaları gereken kalıp davranışlardır. Oysa ki, korkmak, ağlamak, şiddetten kaçınmak insana özgü doğal duygu ve davranışlardandır. Bir erkeğin, kendisine dayatılan bu savaşçı karakterin yok edici yanını ve hele bir de politik anlamını kavraması, tüm bu davranışların onda ağır bir yük haline gelmesine neden olur. Savaş sırasında ve sonrasında yaşanan travmalar bunun açık bir örneğidir. Her ezen ezilen ilişkisinde olduğu gibi, burada da ezenler yani erkekler, bu rolleri benimsedikleri ölçüde kendi insani değerlerinden uzaklaşırlar. Şiddetin uygulayıcısı, eril tahakkümün öznesi olan erkeklerin, bu rollerinin hem kendilerinde hem de toplum ölçeğinde nasıl yıkıcı sonuçlara yol açtığını fark etmesi, sadece militarizmin değil, genel anlamda erkek egemenliğinin ortadan kaldırılması açısından da önemli bir adım olacaktır. Bu konudaki pratik adımlar ise neredeyse yok denecek düzeyde. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadelede erkeklerin neden bu kadar geride durduğunu, bu alanın neden sadece kadınların mücadele etmesi gereken bir konuymuş gibi davrandıklarını da sorgulamak gerekiyor kanımca.

Gerek çizerler, gerekse konuyla ilgili kurumlar ve medya açısından, Yarışmanıza gösterilen ilgi nasıl?

Ç. Nergis: Üzülerek belirtmeliyim ki, beklentimizin altında. Henüz yeni bir organizasyon olduğunu da göz ardı etmiyoruz tabi. Konularımızın spesifik olmasının da bir etkisi olabilir. 2021 yılında 89 çizer 213 eserle, 2022 yılında 73 çizer 223 eserle yarışmaya katılmıştı. Süreklilik kazanıp, tanınır oldukça ilginin artacağını umuyoruz. Medya desteği de çok önemli tabi ki. İlettiğimiz duyuruları, bize en yakın olacaklarını düşündüğümüz medya kuruluşlarının sayfalarında göremiyor olmak bizi üzüyor. Demek ki, iyi anlatamıyoruz diyoruz sonunda ve kendimizi sorguluyoruz. Ancak, Leman dergisini bunun dışında tutmalıyım. Üç yıldır bize hem yol gösteren, hem de seçici kurulda yer alarak bize büyük destek veren Tuncay Akgün ve tüm arkadaşlara teşekkür etmek istiyorum.

Yarışma hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

Ç. Nergis: Yarışma koşulları, www. adamder.org.tr adresinde yayınlandı. İlgilenenler orada detayları bulacaklardır. Yarışmada bir yaş sınırı yok. Herkese açık ve son başvuru tarihi 25 Mart 2023. Bu yılki birincilik ödülünü 10 bin lira olarak belirledik. Bugünün koşullarında belki önemli bir rakam değil elbette ama bu alanda çalışan sanatçılara mütevazı bir katkıda bulunmak istedik. Ayrıca bu yarışmanın hiçbir sponsor tarafından desteklenmeyen, sadece dernek üyelerinin desteği ile finanse edilen bir yarışma olduğunu da belirtmeliyim. 

Yarışma sonrası bir sergi ya da eserlerin bir kitap içinde yayınlanması söz konusu oluyor mu?

Ç. Nergis: Maalesef, hem 2021 hem de 2022 yılı yarışmalarında sonuçlanma tarihlerinin COVİD-19 salgınını en yoğun yaşadığımız günlerine denk gelmesi ile planladığımız sergi açılışlarını yapamadık. Bu da yarışmanın daha görünür olamaması yönünde bir diğer önemli etken. Bu yıl 8 Nisan 2023 tarihinde Kadıköy’de bir salonda ilk sergimizi açmayı planlıyoruz. Daha önceki yarışmalardan da bazı eserleri bu sergiye dahil edeceğiz. Bu güne kadar bir kitap yayınlamadık ancak her yıl düzenlediğimiz sempozyumun sunumlarını yakında kitaplaştıracağız ve o yılın dereceye giren eserlerine bu kitaplar içinde yer vereceğiz.

Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz.

Ç. Nergis: Derneğimize gösterdiğiniz ilgi ve bu yarışmaya verdiğiniz katkı için biz teşekkür ederiz.

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…