CHP ‘Milletin Sesi’ mitingi için Maltepe’de buluştu. Mitingde konuşan Kılıçdaroğlu “Ülke elden gidiyor. Türk’ü Kürt’ü, sağcısı solcusu, dindarı dinsizi bir arada olmak zorundayız” dedi.
CHP'nin İstanbul'daki 'Milletin Sesi' mitingi, yüzbinlerce kişi Maltepe'deki miting alanına aktı. Katılımın 500 ile 600 bin arasında olduğu tahin ediliyor. Programın başlamasıyla CHP il ve ilçe belediye başkanları sahneye çıkarak kitleyi selamladı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, "Canan cesurdur, yüreklidir, bizimdir" sözleriyle sahneye çıkması büyük bir alkış aldı.
Ardından Gezi Direnişi'nde yaşamını yitirenlerin aileleri ve Gezi Davası kararlarında hapis cezası alanların aileleri sahne aldı. "Her yer Taksim her yer Direniş" sloganı atıldı.
Yerli ve yabancı 350’yi aşkın basın mensubu mitingi takip etti.
'MİLLLETİN SESİ' MİTİNGİNDE 'SÖZ MİLLETTİN'
Gezi Davası'nda tutuklanan Tayfun Kahraman'ın eşi Meriç Demir Kahraman 'Her yer Taksim her yer direniş' sloganlarıyla Milletin Sesi kürsüsüne çıktı. Demir, "Düşlerimizi gerçekleştirmenin yolu, bizi bugün bir araya getiren özgürlük eşitlik ve kardeşlik talebinde ısrar etmekten ve her şeye rağmen bir arada ve dayanışma içerisinde olmaktan geçiyor." dedi. Bakırköy ve Silivri Cezaevinden tutuklu bulunanlara selam gönderildi.
Ardından kağıt toplayıcı bir yurttaş söz alarak, "Herhangi bir hata yaparsam hepinizden özür dilerim. 25 senedir Şirinevler de ikamet ediyoruz. Ekmek bırakmadılar. Cekceklerimze el koydular Artıları atıkları toplayarak geçiniyoruz. Artık gözümüz açıldı" dedi.
BULAŞIKÇILIK YAPAN NAZİFE CANOĞLU: HAKKIMIZI KENDİMİZ ARAYALIM
"3 dakikanızı alacağım. Ben 70 yılından beri yapmadığım tek bir hırsızlık. 10 senedir her şeyim gitti. Şu an da herkes denizde yüzüyor. Neden? Bu yaşıma kadar 2 senedir bana gelen yardımlarla ayakata kalıyorum. Eşim 2 bin lira alıyor. Nazım geçineceğimizi bana sorun. İdamada götürseler konuşacağım. Kapımızın çalınmasını istiyoruz. Bir ekmek 5 lira. Akşamdan sabaha kadar çalışıyoruz. Ben hayatta böyle bir pahalılık gördüm ne bir şey. Emekliyim. Yeter! Hep yalancılar, hep yalancılar! Hiçbir zaman ırk ayrımı yapmıyorum. Ama gelin doğru yolumuzu kendimiz seçelim. Hakkımızı kendimiz arayalım. Kim başa geliyorsa hakkımızı korusunlar" “
KASAP FATİH ULUDAĞ: İNANIYORUM Kİ GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ
“Yaklaşık 20 yıldır kasaplık yapıyorum ama 20 yıldır en kötü zamanı geçiriyorum. Benim çıraklık zamanımda ihtiyacı olan insanlar geldiğinde ustalarımız ‘geri çevirme’ diyordu. Şu an ihtiyaç sahiplerine borca bile et veremiyoruz. Çünkü, verdiğimiz fiyattan geri alamıyoruz.
Biz İhtiyaç sahipleri elektirği çok fazla harcıyoruz. 10 bin lira elektrik faturası ödeyen insanlar var. Vatandaş evine et sokamıyor. 15 liralık 100 gram kıyma almak isteyen bir yurttaş geldi. 4 kişiyi bu 100 gram kıymayla doyuracak. Bırakın eti tavuk bile alamıyoruz. Çorbalık kemikler reyonda yerini aldı. Et yiyemeyen et tadı almak için kemik alıyor. Bırakın kırmızı eti tavuk da alamıyorlar.
Kasap reyonlarının etle dolu olması gerekirken, bizim beğenmediğimiz attığımız kemikler uygun fiyata satılmaya başladı. Çorbalık kemikler reyonda yerini aldı. Et yiyemeyen et tadı almak için kemik alıyor. Ben inanıyorum ki güzel günler göreceğiz.”
EV İŞÇİSİ MUAZZEZ SÜNGÜR: ANNELERİ BU HALE GETİREN SİSTEM UTANSIN
"5 kişilik bir ailede büyüdüm. 15 senedir İstanbul'da yaşıyorum. Eşim apartman görevlisi. Ev işçiliği yapıyorum. Aynı zamanda ben bir anneyim. Eskiden çocukları okutabilir miyiz diye kaygı duyardık. Ama şimdi karınlarını doyuramıyorum. Her geçen gün umudum azalıyor. Acaba çocuklarımızın karnını nasıl doğuracağım diye düşünüyorum. 8 yaşındaki çocuğumla markete gidemiyorum. Canı bir şey ister de alamam, üzülür diye. Beni annelerin anlayacağını düşünüyorum. Anneleri bu hale getiren sistem utansın.”
TORNA USTASI ABDULLAH: FAŞİZİM KAYBEDECEK, HALKLAR KAZANACAK
"42 yaşındayım. Yaklaşık 3 aydır işsizim. Düne kadar aileme çocuklarıma iyi bir gelecek kurma hayali içindeydim. Ben çocuğuma karpuz alamadım, hayatımda ilk kez yarım karpuz aldım. 20 yıllık ustayım bana asgari ücreti layık görüyorlar. Faşizim kaybedecek, halklar kazanacak.”
****
İşçilerin konuşmasının ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdarıoğlu sahneye çıktı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Maltepe'de düzenlenen "Milletin Sesi" mitinginde yaptığı konuşmada, 84 milyona "Ülke elden gidiyor" diye seslendi. CHP lideri, "Dindarı, dinsizi, Türkü, Kürtü, Arapı, sağcısı, solcusu, liberali, milliyetçisi... Birlikte olmak zorundayız, birlikte mücadele etmek zorundayız! Vatan bizim vatanımız, bayrak bizim bayrağımız" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının metni şöyle:
'BİR ADIM DAHA ATIP PARTİLERİ KAPATMAYA HAZIRLANIYORLAR'
"Kimse umutsuzluğa kapılmasın, haramilerin saltanatı yıkılıyor! 5 yıl önce ilk adımı attığımız yürüyüşün finaline yaklaşıyoruz. Az kaldı. Bu kentin, bu meydanlarında, tarlalarında, fabrikalarında, üniversitelerinde özgürce kucaklaşacağız. Az kaldı.
Birileri Türkiye'yi zifiri karanlığa sürüklemek istiyor, insanları korkuyla sindirmek istiyor. Yaratılmak istenen bu korku ikliminin aparatlarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Siyasallaşmış yargı, mafya, uyuşturucu kaçakçıları, baronları, paramiliter yapılar, beşli çete, yandaş medya, insan ve silah kaçakçıları; hepsi birlikte çalışıyor. Bunların tek amacı var, korku iklimi yaratmak ve bu iklimden nemalanmak. Bunu hem siyasi hem finansal olarak nemalanmak için yapıyorlar. Bu milleti korkutarak bu sistemi ayakta tutmak istiyorlar. O ve sarayı giderse kaos olur algısının peşindeler. İnsanları gece yarısı tutukluyorlar, okulları basıyorlar. Tweet attı diye çocukları okullarından alıyorlar. Doğayı savunanlara hapis cezası veriyorlar, bebekleri babalarından annelerinden koparıyorlar. Hapse atılan gazeteciler, siyasetçiler... Siyaset yasakları... Şimdi bir adım daha atıp partileri kapatmaya hazırlanıyorlar.
Konserleri yasaklıyor, Kürtçe müziğe tahammül edemiyorlar, sanatçıları mahkemede süründürüyorlar.
O yasak, bu yasak, şu yasak... Tahammül edilmeyen Kpop, gençler, eğlence, mizah, yaşam tarzı, özgürlük...
CHP olarak bizler gençlerden, Atatürk'ün dediği gibi fikri hür, vicdanı hür bir nesil bekliyoruz. Gençlerimizin her biri fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hürdür.
Gençler, iktidar değişti, ülkeye bolluk bereket geldi, huzur geldi, hak hukuk adalet geldi diye yetinmeyeceksiniz. Nerede hata görürseniz, bizi özgürce eleştireceksiniz. Eleştirmekten korkmayacaksınız. Saray rejiminde gençlere eğlence yok, bolca uyuşturucu, bahis, kumar var. Memleketi bir uyuşturucu bataklığına çevirdiler. Türkiye'de her gelir grubuna göre pazarlanan uyuşturucular var.
'SİYASİ SUİKAST HAZIRLIĞI'-'KULLANIŞLI APARATLARLA MÜCADELE EDECEĞİZ'
Kadın cinayetleri, işçi cinayetleri, siyasilere suikast hazırlığı... Biz kullanışlı aparatlarla kavga edeceğiz ve kazanacağız. Bu haklı davamızın önünü kesmek için sürekli güvensizlik ortamı yaratmak istiyorlar, başaramayacaklar, biz kazanacağız.
Sarayın üstünü örtmek istediği ekonomik krizin acı gerçeklerini az önce dinlediniz. Ülkemiz ağır bir ekonomik buhranın içinde. Bu hakka, hukuka, adalete sırt çevirmenin sonucu. Bu ekonomi, adaletsiz yönetimin sonucudur. Milyonlarca aile ağır yoksulluk içinde geçinemiyor. Gençleri umutsuzluğa mahkûm etmek istiyorlar.
Gençlerin yüzde 70'i yurt dışına gitmek istiyor. 550 bini gitti bile. Bu saray ve şürekasının tek yapabildiği hamasi söylemler. Onların hamasi söylemerinden de yalanlardan da bıktık. Hep aynı muhabbetleri yapıyorlar. Ağızlarını açtıklarında yok 2023, yok 2071 yok dış güçler yok Almanlar bizi kıskanıyor yok efendim anlaşmalarda gizli maddeler var... Bunların tamamı yalan yalan yalan!
Çok uzun süredir söyleyecekleri elle tutulur hiçbir şey kalmadı. Ama az kaldı, uzun zamandır değişim rüzgarları esiyor. Türkiye değişime hazır. Çiftçimiz, işçisi, memuru, bürokratı, esnafı, sanayicisi, tüccarı, ithalatçısı, turizmcisi, taksicisi bu değişime hazır. Bu değişime gençler hazır, kadınlar hazır. Biz bu değişime hazırız.
Kollarımızı sıvayıp hemen çalışmaya başlamak zorundayız. Ekonomiyi yeniden inşa etmek zorundayız. Yolsuzluk yapanların, kul hakkı yiyenlerin kim olduklarına bakmadan kafalarına inmek zorundayız. Sarayın ve fotoğrafçı suç işleri bakanının elinden yetkiyi aldığımızda, hepsinin, bu beşli çetelerin defterini dürmek zorundayız.
5'li çetelere, mafyalara, baronlara seslerini çıkarmayanlar; iyilikte yarışan belediyelerimize baskı kuruyor. Onların halka hizmetini engellemek istiyorlar. Belediye başkanlarımız siyasi talimatla kurulan bütün baskıları, kumpasları aşarak, entrikaları boşa çıkararak halka hizmetlerini sürdürüyorlar. Bu düzen, haramilerin düzenidir.
1 hafta süreyle karanlıkta kaldım biliyorsunuz. Ben neoliberalizme karşıyım, bırakın halkı sömüren sömürsün, piyasa dengesini bulur söylemine karşıyım. Toplumun belleğine yerleşen bu anlayış, iktidar destekli sömürme ve köleleşmeye dönüştü. İnsanların geçim kaynaklarını korumak için devletin müdahil olması gerektiğine inanıyorum.
Vergide indirim istiyorum ama bunu yapabilmek için kamu maliyelerimizin sürdürülebilir temele oturtulması gerektiğine inanıyorum. Mali sorumluluğa inanıyorum. Vatandaştan toplanan verginin hesabının vatandaşa verilmesi gerektiğine inanıyorum.
'BEN SUÇLA MÜCADELEYE İNANIYORUM'
2 kadın gazeteci, işlerini yaptıkları için tehdit ediliyor. Paramilerlere, mafyalara, baronlara, kendini derin devlet olarak ilan eden müptezellere, SADAT'a olur da bu onurlu gazetecilerin tırnağına zarar gelirse, siz kendinizi unutun!
Ben suçla mücadeleye inanıyorum.
Türkiye'ye gelen kaçakların, Afganların ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi gerektiğine inanıyorum. Benim vatan sevgimde sınır namustur anlayışı var.
Yol geçen hanına dönen sınırları koruyamayanlar devleti yönetemezler. 8 milyon kişiyi başımıza indirdiler, bu yük taşınamıyor. Gitmek zorundalar, gidecekler. Davul zurnayla, kardeşçe göndereceğiz. Kimse unutmasın; biz ırkçı değiliz, ırkçılığa karşıyız. Bu temiz milletin alnına bir kara leke sürülmesine izin vermeyeceğiz.
Ortadoğu barış ve işbirliği teşkilatını kuracağız, Suriye'ye, orta doğu'ya barış getireceğiz. Bizim ilkemiz Atatürk'ün söylediği Yurtta Barış Dünyada Barış ilkesidir.
İnsanlar arasında eşitlik istiyorum; hak eşitliği... Fırsatların eşitliğin istiyorum. Değerle siyaseti yapılsın istiyorum. Demokrasiye saygı, işbirliği değerleri üzerinden var olalım istiyorum.
2 kelimede vücut bulan anlayışı iktidara getirmek için birlikte çalışmak zorundayız.
Dindarı, Türkü, Kürtü, sağcısı, solcusu, liberali, 84 milyona ülke elden gidiyor, birlikte olmak zorundayız, birlikte mücadele etmek zorundayız! Vatan bizim vatanımız, bayrak bizim bayrağımız.
Atatürk'ün önderliğinde kazandığımız Kurtuluş Savaşı gibi, neye inandığımız, geçmişte hangi partiyi desteklediğimiz önemli değil. Eski tartışmaları bir tarafa bırakıp gerçek değişimi sağlamak için birlikte çalışmak zorundayız. Demokrasi ve adalet mücadelesini kimseyi ayırmadan, dışlamadan hep birlikte vermeliyiz. Emekçiler, toplumun tüm kesimleri, iş insanları, esnaf, kadınlar, emekliler, bilim insanları, beyaz yakalılar; insanca yaşayacağız, kardeşçe ve hakça bölüşeceğiz.
Genç muhafazakârlar; bu sorunlar hepimizin sorunu, bir kısımın değil. Bu senin de sorunun. İl Başkanımıza siyaseti yasaklayan zihniyet senin nafakanı kesmek istiyor, seni köleleştiriyor. Sesini yükseleyeceksin, itiraz edeceksin. Aynısı sana da yapılacak. SADAT'çıların toplantılarında sen yoksun. Vatana ihanet suçu işlenirken erkekler oturdu yeni anayasa yazdı, sen orada yoksun ve olmayacaksın. Genç muhafazakâr kardeşim, bu seçimde kararsızım diyemezsin. Kayıtsızlık bir cevap değildir, bir sondur. Kayıtsızlık saldırganın dostudur. Saldırgana karşı dik durmalısın, onurlu durmalısın.
'İYİ KALPLİ OLMAYI ZAYIFLIK GİBİ GÖSTERİYORLAR'
Bazıları hala öğretilmiş çaresizlikle bir partinin ve parti liderinin halkını dinlemesini zayıflık gibi algılıyorlar. Bir liderin kibar olmaması gerektiğini söylüyorlar. İyi kalpli olmayı zayıflık gibi gösteriyorlar. Biz birlikte oluyoruz, birlikte iktidar oluyoruz. Ben iktidar olduğumuzda asla değişmeyeceğim, neysem oyum! Kibar olmayı, dinlemeyi, dezavantajlıların derdine koşmayı değişmeyeceğim, inadına koşacağım!
‘YÜZÜKLE YOLA ÇIKTILAR MİLLETİN CELLADI OLDULAR’
İyi insan olmayı zayıflık olarak gösterenler, bir yüzükle yola çıkanlar bugün milletin celladı haline geldiler. Onlar saraylarda fink atıyorlar, millet ise aç. Kendi celladınızı seçmeyin. Bu bir şov değil, demokrasi arayışı; ciddi olmak zorundayız, ahlaklı olmak zorundayız, vicdanımızı dinlemeliyiz, ahlaki değerleri yüceltmek zorundayız.
Aman CHP geçmişte böyle yaptı diyorlar. Evet, hatalar oldu; biz bugün çok mükemmel bir parti iddiasında da değiliz ama hatalardan ders çıkarmasını bilen bir partiyiz. Siz de Allah da şahidimdir ki, kendimizi geliştirmek ve düzeltmek için çok çaba harcıyoruz. İnanmaktan, denemekten, öğrenmekten şükretmekten vazgeçmeyenlerin başına harika şeyler gelir. Biz şu an bu ortamdayız. Tam anlamıyla mükemmel olmasak da mükemmel bir göreve talibiz. İşsizlere iş sağlamak, ülkeye kardeşliği getirmek, milleti huzura kavuşturmak... Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, bölgesinde ve dünyada saygınlığı olan bir ülkeyi yeniden inşa etmek...
'SÖYLEDİKLERİME İNANIYORSANIZ BİZE KATILIN'
Bu söylediklerime inanıyorsanız, bize katılın. Akılcı bir ekonomi yönetimine katılıyorsanız, Silivri korkusu olmadan konuşmak istiyorsanız bize katılın. Barış Akademisyenleri görevlerine dönsün, harp okulu öğrencileri serbest kalsın diyorsanız bize katılın. Çevreyi önemsiyorsanız, eğitim ve sağlık için daha çok bütçe ayrılsın istiyorsanız bize katılın. Çocuklarınızı bu ülkede tutmak istiyorsanız bize katılın. 128 milyar doların nereye gittiğini bilmek istiyorsanız bize katılın. İsraf haramdır, yandaş kayırmak haramdır diyorsanız bize katılın. Asgari ücretli açlık sınırına mahkûm olmasın diyorsanız bize katılın. 3600 ek gösterge ve EYT sorunu çözülsün diyorsanız bize katılın. Çocukların geleceğini düşüyorsanız bize katılın. Komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir felsefesine inanıyorsanız bize katılın. Bu ülkede barış istiyorsanız, aş, iş istiyorsanız bize katılın. Kamu yönetiminde liyakat olsun diyorsanız bize katılın. Herkesin inancına, yaşam tarzına saygı duyulmasını istiyorsanız bize katılın. Süleyman Şah türbesi vatan toprağına dönsün, tank palet fabrikası Katar'ın elinden alınsın diyorsanız bize katılın.
Cumhuriyetimizin 2. yüz yılına girerken tertemiz sayfa açmak için, ülkemize çöken zifiri karanlığı parlak bir aydınlığa kavuşturmak için, görüşü, inancı, kimliği fark etmeksizin bu ülkenin bütün onurlu insanların haklarını sonuna kadar savunacağım. Bu ülkeden çalınanları geri alacağıma bir kez daha söz veriyorum!
Sevgili halkım, kim olduğunu asla unutma; geliyor gelmekte olan!"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun konuşması sonrası sahnede bulunanlar ve kitle hep bir ağızdan "Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz" şarkısını söyledi.
**
TOKATLI MERYEM ANA: FİRAVUNLAR DENİZE GİRSİN
Miting alanında bulunan Tokatlı Meryem Ana, erkenden miting alanında yerini alan isimlerden biri. Deyişler ve dualar ederek Kılıçdaroğlu'nu bekleyen Fatma Ana, Kılıçdaroğlu'nun adil, dürüst bir insan olduğunu ifade ederek, "Pir Sultan'ın köpekleri haram yemedi. Kılıçdaroğlu'da haram yemez Ehlibeyt soyundan. Kılıçdaroğlu'nu desteklemeye, bayrağı teslim almaya geldik. Atatürk'ün peşindeyiz. Üçler, Beşler, Yediler, Kırklar yardımcısı olsun (Kılıçdaroğlu'nun). Kerbela'da Hüseyin, Ömer ağlıyor muydu? Biz Ehlibeyt soyundayız" dedi. Kılıçdaroğlu'nun arkasında olduğunu dile getiren Fatma Ana, "Alevi olmak suç mu?" diye sordu. "Ben de şu dünyaya bir insan olmaya geldim. Önce insan olalım. Bayrağı yüce olsun, Hakkı Muhammed, Hızır yardımcısı olsun. Daima yanındayız. Nasıl Firavun Musa'ya uğraştı. Ne oldu? Musa kazandı. Daima dürüst olan kazanır. İnşallah Musalar kazanır Firavunlar denize girsin" dedi.
TURAN DEMİR: YETER ARTIK, 20 YILDIR KAN AĞLIYORUZ
Sivas olduğunu söyleyen 75 yaşındaki Ahmet Turan Demir miting alanına iki saat bir yürüyüş sonrası ulaştığını söyledi. Turan Demir, "Bu mitinge gelmemin tek nedeni; Kılıçdaroğlu'nun 6 partiyi bir araya getirmesiyle Türkiye'nin mimari olacağına inanıyorum. Adil bir düzen getirecek. Türkiye'nin huzuru, mutluluğu, sakinliği için Kılıçdaroğlu'nun iktidar olması şart. En gıcık partileri bile bir araya getirdi. Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli CHP ile kurulmuştur" diye konuştu.
Turan Demir sahneye çıkacak olsaydı "Ya İstiklal ya ölüm" diye kitleye seslenmek isteğini söyledi. "Yeter artık! Millet 20 yıldır kan ağlıyor. Biz 3-5 lirayla geçiniyoruz. Ama fakir fukara çöpten ekmek topluyor. Çocuklar yatağa aç giriyor, süt bulamıyor. Kılıçdaroğlu dürüst bir insan" dedi. CHP'nin mitingler düzenlemesinde geç kaldığı eleştirisinde bulunan Turan Demir, Kılıçdaroğlu'nun munis bir kişiliğe sahip olmasından kaynaklandığını söyledi. "Geç açıldı" diyen Turan Demir şunları söyledi: "Efendi, dürüst biri. Öbürleri gibi hareketler yapmıyor. Müslüman oldular da ne yaptılar? Ayıp ya ayıp? Millet aç, eziyet çekiyor. 50 sene geri gittik. Yüreğim yanıyor" diye belirtti.