Dünya Talibana direnen kadınların sesini duysun!

19 Eylül 2021
Dünya Talibana direnen kadınların sesini duysun!

"Özgürlük bizim hakkımızdır" diyen Afgan kadınlar Kabil'de Taliban'a karşı gösterilerine devam ediyorlar. Protesto eden kadınlar artık Taliban'ın en kötü kâbusu haline geliyor. Taliban’ın, kadınları dışarı çıkıp tekrar protesto etmelerini önlemek için bir banka binasına kilitlediği görüntüleri sosyal medyadan paylaşıldı. Tüm engellemelere rağmen Afgan kadınlarının mücadelesinden vazgeçmeye hiç niyeti yok. Seslerini dünyaya duyurmak istiyorlar. Dünya onları duyacak mı?

Afganistan’da bir taraftan kadınların isyanları sokaklarda yankılanırken, diğer tarafta bir grup kadın giydikleri siyah burkalarla Taliban’a destek yürüyüşü düzenledi. 

Taliban’a destek yürüyüşünü kınayan Amerika'da yaşayan bir hak savunucusu olan Spozhmay Maseed sosyal medya hesabından geleneksel Afgan kıyafeti ile “Siyah burka asla Afgan kültürünün parçası olmadı" #KıyafetimeDokunma diyerek paylaşımda bulundu. Ardından çok sayıda Afgan kadını, renkli geleneksel kıyafetler içinde gösteren paylaşımlar yaptılar.

Afgan kadınları özgürlükleri ve kıyafetleri için mücadele ederken Prof. Esin Davutoğlu Şenol 9 yıl önce giydiği askılı bluz yüzünden sosyal medyada bir grup tarafından linç edilmek istendi. İğrenç girişime sosyal medyadan tepkiler çığ gibi büyüdü. Şenol sosyal medya hesabından ‘’Yaz mevsiminde giyilen elbiseye kombinezon deyip dili varsa en ağırını söyleyecek bir müptezel tarafından ruhum istila edilmeye çalışıldıysa da hadi oradan deyip silkelendim ama izin verin şunu söyleyeyim ahlak edep kontrol!” Diye paylaştı. Şenol dava açacağını dile getirdi. 

Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Yönetmeliğin 8. maddesinde Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile 11 Eylül 2021 tarihli Resmî Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe giren bir değişiklik yapıldı. Yayınlanan kararname ile birçok iş kolunda silah ruhsatı alımının kolaylaştırılmasının yanında kadına şiddet nedeniyle hakkında tedbir kararı alınan kişinin ruhsatına el konulacak. Bu kişilerin tedbir kararı süresince silah taşıma veya bulundurma ruhsatı askıya alınacak ve silahı da 'emanete' alınacak. Kararnameyi kadına şiddeti sonlandırmak için düzenlendiğini açıklayan AKP hükümeti, zaten yürürlükte olan ve kararname ile düzenleme yaptıkları yasadan daha kapsamlı olan 6284 sayılı kanunu neden uygulamazlar? 

Eylül ayının ilk on beş gününde, on bir (11) kadın erkekler tarafından öldürüldü. Cezasızlık, katillere uygulanan iyi hal indirimleri, uygulanmayan yasalar katilleri cesaretlendirmektedir. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun cins kırımını önlemenin tek yoludur. 

2 Eylül’de, Antalya’nın Aksu ilçesinde yaşayan Ela Sonyüksek, evinde şüpheli bir şekilde başından tabanca ile vurulmuş halde bulunarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Ela’yı hastaneye götüren eşi Celal Sonyüksek ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. 

3 Eylül’de, Kırşehir'de yaşayan S.Ö. evli olduğu erkek B.Ö. tarafından silahla vurularak öldürüldü. Gözaltına alınan B.Ö. tutuklandı.

4 Eylül’de, evlenmek istemediği için 13 yaşındaki Amara Dwla, babası Mohammed Dwla tarafından şiddet gördükten sonra üzerine tiner dökülerek yakıldı. Gelen çığlıklar üzerine komşuların yaptığı ihbar ile kapı kırılarak hastaneye kaldırılan çocuk hayatını kaybetti. 

3 Eylül’de, Mardin’in Savur ilçesinde yaşayan Emine Pulent, koronavirüs tedbirleri kapsamında bir yıl kadar önce şartlı tahliye edilen, evli olduğu erkek Abdulkadir Pulent tarafından boğazından bıçakla kesilerek öldürüldü. 

7 Eylül’de, İstanbul Kâğıthane’de yaşayan Eda Aydoğan, evli olduğu erkek A. Aydoğan tarafından tabanca ile vurularak öldürüldü. A. Aydoğan, Eda’yı öldürdükten sonra intihar etti. 

9 Eylül’de, Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinde yaşayan Mercan B. evli olduğu erkeğin yeğeni H.B. isimli erkek tarafından tabanca ile vurularak öldürüldü. 

11 Eylül’de, Düzce’nin Cumayeri ilçesinde yaşayan Özlem Kılıç, boşanma aşamasında olduğu erkek Hasan Kılıç tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Hasan Kılıç kayınvalidesi Gülfidan Key’i de ağır yaraladı. Gülfidan Key’in tedavisi sürüyor. 

11 Eylül’de, İstanbul Bayrampaşa'da yaşayan Yüksel Sevinç, oğlu Haluk Sevinç isimli erkek tarafından defalarca bıçaklanarak öldürüldü. 

13 Eylül’de, Siirt'in Tillo ilçesinde yaşayan Ayhan Özden, 3. kattaki evinin balkonundan şüpheli bir şekilde düşerek yaşamını yitirdi. 

14 Eylül’de, Tokat’tın Zile ilçesinde Kadriye Alper, boşanma aşamasında olduğu Murat Alper isimli erkek tarafından boğularak öldürüldü. Kadriye’yi kaçırarak kayıp ilanı veren ve üç gün sonra Kadriye’yi boğup kadının cansız bedenini hafriyat alanına gömen Murat Alper tutuklanarak cezaevine gönderildi. 

15 Eylül’de, İstanbul Zeytinburnu’nda Afganistanlı Fatıma Ayderi, sokakta yürüdüğü esnada boşandığı erkek tarafından kesici aletle öldürüldü. 

KADINA ŞİDDET 

1 Eylül’de, Zonguldak’ta Filiz Adalı, hakkında uzaklaştırma kararı olan evli olduğu erkek Soner Adalı isimli erkek tarafından fiziksel şiddete uğradı. 

4 Eylül’de, Gaziantep’te yaşayan Nuray Koçak, eski erkek arkadaşı İ.H.S. isimli erkek tarafından zorla bindirildiği araç içinde şiddete uğrayarak, hareket halindeki araçtan atıldı. Yaralanan kadını düştüğü yerde tekrar darp eden İ.H.S. daha sonra Nuray Koçak’ı tekrar arabaya bindirerek hastane önüne bırakıp kaçtı. Nuray Koçak tedavisinin ardından taburcu olurken, İ.H.S. hakkında suç duyurusunda bulundu.  

4 Eylül’de, Eskişehir'de yaşayan Nimet Ü., evli olduğu erkek Sedat Ü. tarafından fiziksel şiddet gördü. Şiddetin ardından ambulans ile hastaneye kaldırılan Nimet Ü. tedavisi tamamlandıktan sonra Konya’da yaşayan ailesinin yanına yerleşti. 10 Yıldan beri evli olduklarını ve evlendikleri ilk günden itibaren şiddet gördüğünü açıklayan Nimet Ü., Sedat Ü.’den şikâyetçi olacağını ve boşanma davası açacağını açıkladı. 

7 Eylül’de, Sivas'ta E.D. isimli kadın 7 ay önce boşandığı erkek L.E. tarafından sokak ortasında barışmak istemediği için defalarca bıçaklanarak yaralandı. Şiddet anları güvenlik kameralarına yansıdı. Ağır yaralanan kadın ambulansla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınırken, L.E. ise polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

8 Eylül’de, Kocaeli’nin Darıca ilçesinde G.C. isimli kadın boşanma aşamasında olduğu Y.C. isimli erkek tarafından karşılaştığı sokak ortasında dakikalarca herkesin gözü önünde darp edildi ve ardından tabanca ile yaralandı. Sesleri duyup yardıma gelen vatandaşları da tehdit eden Y.C. çevredekiler tarafından yakalanarak güvenlik güçlerine teslim edildi. Yaralanan G.C. hastaneye kaldırıldı.

9 Eylül’de, İstanbul Şişli’de yaşayan Şilan Topal şiddet gördüğü için 9 ay önce boşanma davası açtığı ve boşanma aşamasında olduğu erkek Mithat Topal tarafından ailesinin evinin önünden zorla ticari taksiye bindirilerek kaçırıldı. Güvenlik ekipleri tarafından yakalanan Mithat Topal hakkında "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan tutuklandı. 

12 Eylül’de, Kayseri'nin Melikgazi ilçesinde yaşayan Şura Asena A., Şükrü Teke isimli erkek tarafından evinin penceresinden atılarak ağır yaralandı. Olaydan sonra kaçan Şükrü Teke tutuklanarak cezaevine gönderildi. Şura Asena A.'nın sağlık durumu ciddiyetini koruyor.

İSTİSMAR 

02 Eylül’de, Şırnak'ta 9 yaşındaki N.B. isimli çocuk amcası M.B. isimli sapık erkek tarafından cinsel istismara uğradı. Edinilen bilgilere göre çocuğun çığlık atması üzerine istismarı fark eden bazı kişiler, aileye haber verdi. Olayın yaşandığı yere gelen aile, çocuklarını baygın halde buldu. M.B.’nin ailenin polise haber vermek istemesini engelleyerek, kızın annesine “Kendi aramızda çözeriz” dediği belirtildi. Aile M.B.'den şikayetçi oldu. Gözaltına alınan M.B., “çocuğun cinsel istismarı” suçundan tutuklanarak, cezaevine gönderildi. 

7 Eylül’de, İzmir’in Konak ilçesinde yaşayan Asya D., boşandığı fakat aynı evi paylaştığı erkek Serkan E.’yi iki öz kızını istismar ettiğini öğrendiği için çıkan tartışma esnasında silahla yaraladı. İki öz kızını yıllarca istismar eden Serkan E. olayı kabul etti. Serkan E. kızlarını istismar ettiği halde serbest kalırken, Asya D. tutuklandı.

14 Eylül’de, Mersin’in Tarsus ilçesinde İ.K. isimli erkeğin, 16 yaşındaki S.K. isimli kız çocuğunu kaçırmak için bindirdiği minibüs olayın fark edilmesi üzerine durduruldu. Çocuğun ailesi S.K.’yi olay yerinden uzaklaştırdı. İ.K. kendi ailesi ve çocuğun ailesi tarafından tekme, tokat ve sopa ile dövüldü. 

14 Eylül’de, Manisa Salihli ilçesinde bir inşaatta Hüseyin G. isimli erkek, altı (6) yaşındaki F.K. ve sekiz (8) yaşındaki R.Y. isimli 2 kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu. Evlerine giden 2 çocuk, durumu ailelerine anlattı. Şikâyet üzerine Salihli İlçe Emniyet Müdürlüğü, bölge genelinde geniş çaplı soruşturma başlattı. İş yerlerine ait güvenlik kameralarını inceleyen polis, şüphelinin Hüseyin G. olduğunu tespit etti. Hüseyin G., arkadaşının evinde yakalanıp, gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen Hüseyin G. tutuklandı.

TACİZ

4 Eylül’de, İstanbul Esenyurt'ta durakta bekleyen kadınların fotoğrafını çekip taciz eden O.Ç. isimli sapık erkek duraktaki vatandaşlar tarafından dövüldü. Cep telefonunu O.Ç.’nin elinden alan vatandaşlar, çok sayıda kadına ait fotoğraf içeren telefonu da O.Ç. ile birlikte karakola teslim ettiler. Yaşananlar kameraya saniye saniye yansırken O.Ç., adliyeye sevk edilerek gözaltına alımdı.

 TARİHTE BU HAFTA 

1 Eylül 1927 tarihinde Türkiye'de medeni nikâh zorunlu hâle getirildi.

2 Eylül 1968 tarihinde Sabiha Derviş Sertel 73 yaşında vefat etti. İlk Türk kadın gazetecilerden biridir. Türkiye’de feminizmin öncüleri arasında sayılır. Sosyalist görüşlü bir yazardır. “Demokrasinin bir şekil olarak alınmamasını, bütün sınıflara eşit haklar tanıyan bir sistem kurulmasını savunuyorum” diyerek kendini ifade eden Sabiha Sertel 1895 yılında Selanik’te doğdu. İlk ve Ortaöğrenimini Selanik’te tamamladı. Selanik’in Yunan işgaline uğraması üzerine 1912 yılında ailesiyle İstanbul’a göçtü. Ailesinin kendisine uygun bulduğu erkek ile evlenmeyi kabul etmeyerek yazılarını takip ettiği gazeteci Mehmet Zekeriya (Sertel) ile evlenmeye karar verdi. Mehmet Zekeriya Bey ile bir vesile bulup tanıştı ve bir süre sonra evlendiler. Gazeteciliğe, eşiyle birlikte Büyük Mecmua adlı haftalık dergiyi çıkararak başladı. Halide Edip'in başyazarı olduğu Büyük Mecmua dergisinde kadın sorunları hakkında yazılar yazdı. 1919 yılında Halide Edip’in önerisiyle burs imkânından yararlanarak yüksek tahsil için eşi ile beraber ABD’ye gitti. Columbia Üniversitesi’nde sosyal çalışma (sosyal hizmet) öğrenimi gördü. ABD’de kaldığı süre içinde Amerika'da yaşayan Türkler'i örgütleyerek Himaye-i Etfal Cemiyeti'ne çok yüksek miktarda bağış toplanmasını sağladı. Türkiye’ye dönerek eşiyle beraber Resimli Ay dergisini çıkardı. Makalelerinde işçi sınıfının haklarını savundu, sosyal ve politik düzeni eleştiren yazılar yazdı. Dergide çıkan bir yazı için eşinin mahkûm edilmesi üzerine 3 yıl dergiyi tek başına yönetti. 1929 yılında dergide yayımladığı “Savulun Geliyorum” başlıklı yazısı nedeniyle mahkemeye sevk edildi ve “neşriyat yüzünden mahkemeye sevk edilen ilk Türk kadını” oldu. Yeni Felsefe, Büyük Mecmua, Resimli Hafta, Resimli Ay, Sevimli Ay, Sevimli Mecmua, Yarım Ay gibi birçok derginin, 1938- 1945 yılları arasında da Tan gazetesinin Türk basın hayatında yer almalarına vesile olmuşlardı. Sabiha Sertel, Yeni Felsefe dışındaki bütün dergilerde ve Tan gazetesinde yazar olarak hem kendi adıyla hem de müstearlarıyla yer almış, eşinin mahkûmiyet yıllarında da dergilerin basın faaliyetlerini üstlenmişti. Dergi yazılarında daha çok kadın eğitimi, sosyal haklar, evlilik ve evliliğe dair problemler gibi konularda görüşlerini “Sabiha Sertel ve Cici Anne” imzasıyla yazmıştır. Dergilerde “Münîre Handan” müstearıyla da Sabiha Sertel’in kadın ve problemlerini konu edinen hikâyeleri yer alır.

6 Eylül 1944 tarihinde Donna Haraway doğdu. Amerikalı feminist akademisyendir. Halen Kaliforniya Üniversitesi'nde profesör olarak görev yapmaktadır. Söz konusu üniversitenin içinde Bilinç Tarihi Bölümü ve Feminist Çalışmalar Programı'nın başkanıdır. 1990'ların başlarında başlayan "feminist ve postmodernist" olarak tanımlanan bilim ve teknoloji çalışmaları alanında önde gelen bir akademisyendir. Post-hümanizm ve çağdaş ekofeminizm üzerinde çalışmalar yapmış, makaleler yayınlamıştır. Haraway, "A Cyborg Manifesto" gibi bilim ve feminizm sorularını bir araya getiren çok sayıda temel kitap ve makalenin yazarıdır. Cyborg Manifestosunda; kadın olmak kimliğine vurgu yaparken feminizm türlerini karşılaştırıyor. Manifesto aynı zamanda erkeklerin, kadınların yeniden üretim emeğini nasıl sömürdüğünü ortaya koyarak, kadınların işgücü piyasasında tam eşitliğe ulaşmasına engel teşkil eden kapitalizmin önemli bir feminist eleştirisidir.

9 Eylül 2020 tarihinde Shere Hite 77 yaşında vefat etti. Seksolog ve feministtir. Seksolojinin kadın cinselliği alanında çalışmaları vardır. Almanya vatandaşı olabilmek için ABD vatandaşlığından vazgeçmiştir. Kadın cinselliğine dair çığır açıcı bir araştırma yapan feminist seksolog 1976’da yazdığı Hite Raporu, büyük yankı uyandırdı ve dünya çapında 50 milyonu aşkın sayıda basıldı. Hite, kadın cinselliği konusunda yazdığı bu rapordan önce adı sanı duyulmamış bir ihtisas öğrencisiydi. Araştırma, cinsellik ve haz deneyimleri üzerine 3.500 kadınla yapılan mülakatlardan oluşuyordu. Kadın orgazmı için klitorisin önemini vurgulayan; penetrasyonun haz alma ve kadın orgazmı üzerindeki etkisinin yok denecek kadar az olduğunu gösteren bulguları tartışmalara vesile oldu. Tehdit edilmiş hissederek öfkelenen, Hite’ı erkek düşmanlığı yapmakla suçlayan Playboy gibi yayınlar rapora “nefret raporu” lakabını dahi taktı. Feminist araştırmalara katkısına rağmen Hite, feministler tarafından da eleştirilen bir figür oldu. Eğitimini tamamlamak için Playboy’a çıplak cinsiyetçi bir mesaj veren kapak fotoğrafı verdi. Hite, daha sonra bu kapağı protesto eden toplantılara katıldı; eğitimine gereken para için bu işi yaptığını dillendirdi. Shere Hite 2011 yılında Guardian gazetesine verdiği bir röportajda “O dönem cinsellik konusunu inceleyen tek feminist araştırmacı bendim. Cinsel faaliyet kavramını, kadın orgazmını ve mastürbasyonunu da kapsayacak şekilde genişletmeye çalıştım” demişti.

Eserleri Ariadne ve Jüpiter’in İlahi Komedyası, İyi Aşıklar Kötü Aşıklar, Hite Raporu’dur.

10 Eylül 1797 tarihinde Mary Wollstonecraft 38 yaşında vefat etti. Yazar, filozof ve “Dünyadan istediğim bir hak, yardım ve bağış değil” diye haykıran ilk liberal feministtir. Mary Wollstonecraft Kısa kariyeri süresince romanlar, felsefi inceleme yazılarının yanı sıra bir seyahatname, bir çocuk kitabı ve bir Fransız Devrimi tarihçesi de yazmıştır. Wollstonecraft en çok kadınların erkeklerden yaradılışından daha değersiz olmadığını ancak eğitimsiz oldukları için daha değersiz göründüklerini savunduğu, 1792 yılında yayımlanan Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi (A Vindication of the Rights of Woman) kitabıyla tanınır. Hem erkeklerin hem de kadınların akıl sahibi varlıklar olarak kabul edilmelerini önerirken mantık üzerine kurulu bir toplumsal düzen olmasını savunur.

Wollstonecraft, erkeklerin sahip olduğu hakları gözden geçirdiğinde kadınların da eğitim, miras, çalışma ve kadınların kendi bedenini tanımaya yönelik haklara sahip olmaları gerektiğini özgürce vurgular, savunur ve bu konuda yazar. Onun tek istediği kadınların yeteneklerini tıpkı erkekler gibi özgürce kullanabilmeleridir. Wollstonecraft’ın bu istekleri sadece orta sınıf kadınlar için geçerlidir, çünkü kırsal kesimde ve fabrikalarda kadınlar daha düşük ücret alarak da olsa çalışmaktadır. Fabrikalarda erkekler çelik işçisi, kadınlar bıçak bileyici olarak hayatlarını devam ettirmektedir. Feminizmin ilk adımı olan bu istekler, kadınların radikal değişimlere doğru yol almasının başlangıcı sayılır. Çünkü on sekizinci yüzyıl kadını, erkeklere verilmiş olan bir takım haklardan yoksundurlar. Wollstonecraft, kadınların paralarını istedikleri gibi özgürce harcayabilme hakkının eğitimden geçtiğine inanır. Bağımsızlığın kazanılması için gerekli olan ilk adım okula gidebilme imkânını elde etme ve bunu elde eden kadının çalışıp, para kazanmasıdır. Eğer kadınlar kendi paralarını çalışarak kazanabilirse, o parayı da, istediği gibi harcama olanağına kavuşacaklardır. Kadının rahatça parasını kazanıp harcayabilmesi, kendisine karşı yapılan bir takım haksızlıklarda kendini özgürce savunabilmesi için gerekli olan bir başlangıçtır.

14 Eylül 1879 tarihinde Margaret Higgins Sanger doğdu ve 6 Eylül 1966 yılında 87 yaşında vefat etti.  Amerikalı bir doğum kontrol aktivisti, seks eğitimcisi, yazar ve hemşireydi. Sanger, "doğum kontrolü" terimini popüler hale getirdi, ABD'de ilk doğum kontrol kliniğini açtı ve Amerika Planlı Ebeveynlik Federasyonu'na dönüşen organizasyonlar kurdu.  Sanger, kadınların toplumda daha eşit bir yere sahip olmaları ve daha sağlıklı yaşamlar sürmeleri için ne zaman çocuk doğuracaklarını belirleyebilmeleri gerektiğini savundu. Ayrıca, kürtaj ABD'de yasa dışı olduğu için o zamanlar yaygın olan sözde merdiven altı kürtajlarını önlemek istedi. Kürtajın hamile için hayatı tehdit eden durumlarda kullanılmasının uygun bir seçenek olduğunu düşünüyordu. Doğum kontrolünü kürtajdan kaçınmanın tek pratik yolu olarak görüyordu. Kadınların ne zaman çocuk doğurmak istediklerine kadınların karar vermesinin önemi vurguladı. Sanger cinsel ilişkiyi kadınlar için daha güvenli değil, aynı zamanda daha zevkli hale getirmenin tek yolunun doğum kontrol olduğunu savunuyordu. Bir kadın hamile kalma korkusu olmadan sevişebilmeliydi. Birçok kesim tarafından dergilerde yazdığı sansürsüz yazılarından dolayı eleştirildi. Doğum kontrolü broşürleri dağıttığı için yargılandı ve bir süre sürgün yaşadı. ABD’ye dönünce çalışmalarına kaldığı yerden daha hızlı bir şekilde devam etti. Sanger birçok onursal ödüle layık görüldü. 1925'te yaptığı "Çocuk Çağı" konuşması, American Retoric'in 20. Yüzyılın En İyi 100 Konuşması listesinde 81. sırada yer almaktadır. Wonder Woman çizgi romanı için ilham kaynağı oldu. Sanger, 31 kez Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterildi. Venüs'ün kuzey yarım küresindeki bir kratere adı verilmiştir.

14 Eylül 1934 tarihinde Kate Millett veya tam adı ile Katherine Murray Millett doğdu. 6 Eylül 2017 tarihinde 82 yaşında vefat etti. Sanatçı, yazar, heykeltıraş ve feminist filozoftur. Minnesota Üniversitesi'ni bitirdi. Ardından İngiltere'ye giderek Oxford Üniversitesi'nde lisansüstü eğitimini tamamladı. Bir yandan da heykel sanatıyla ilgileniyordu. 1961'de davet edildiği Japonya'nın başkenti Tokyo'da ilk kişisel sergisini açtı. Japonya dönüşünde Columbia Üniversitesi'nde doktora yapmaya başladı. Bu dönemde feminizmin en etkin kuramcıları arasına girmeye başladı. Sınırsız cinsel özgürlüğün savunuculuğunu her tür platformda yapıyordu. 1970'te doktorasını tamamlar tamamlamaz, en bilinen kitabı olan (Sexual Politics )Cinsel Politika’yı yayınlandı. Millett, erkek egemen kültüre ve ataerkil toplum yapısına karşı durabilmek adına tüm feministlerin birleşmesini ve birlikte hareket etmesini savunur. Erkeklerin sınıfsal baskısı altında bulunan kadınların ekonomik özgürlüklerini kazanmaları ve tüm cinsel kısıtlamaları kaldırarak bir Cinsel Devrim yapmalarının önemini vurgular. Birçok ödül kazanmış olan Millett, 1961 yılından 2009 yılına kadar 32 adet sergi açmıştır. Yazılı eserleri Uçmak, Zulüm Politikaları, Sokak Kadınları, Tımarhane Yolculuğu’dur.

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…