Mikis Theodorakis hayatını kaybetti

2 Eylül 2021
Mikis Theodorakis hayatını kaybetti

Yunanistanlı söz yazarı, besteci ve siyasetçi Mikis Theodorakis 96 yaşında hayatını kaybetti. Theodorakis tüm dünyada müzisyen, yazar ve siyasi kimliğiyle tanınıyordu.

Sağlık sorunları nedeniyle son yıllarda defalarca hastaneye kaldırılan ve 2019 yılında kalp pili için ameliyat geçiren söz yazarı, usta besteci ve siyasetçi Mikis Theodorakis 96 yaşında yaşamını yitirdi.

Yunan basınında yer alan haberlere göre Theodorakis, yerel saatle 09.30’da başkent Atina’daki evinde hayatını kaybetti. Theodorakis dünyada müzisyen, yazar ve siyasi kimliğiyle tanınıyordu.

Theodorakis Yunanistan’da 1967-1974 yılları arasındaki askeri cunta yönetimine direnişi ile bir halk kahramanı haline gelmişti. Bestecinin müziği cunta yönetimine bir direnişi simgeliyordu ve besteci bugüne kadar ‘halkın sesi’ olarak tanımlanıyordu.

Theodorakis’in ölüm haberinin ardından Yunanistan’da bütün televizyon ve radyo kanallarının yayın akışını değiştirerek Theodorakis’in müziklerini çalmaya başladığı ve sanatçıyı anma programları yaptığı belirtildi.

LİVANELİ: ACISI ÇOK DERİN

Zülfü Livaneli de kendisiyle konserler veren, çalışmalar yapan usta besteci için “Acısı çok derin” mesajını paylaştı. Livaneli, sosyal medya hesabından şunları yazdı:

“1983’te Atina’daki bir konserime gelip o iri gövdesiyle bir fırtına gibi soyunma odama dalmasından bu yana neler geçti neler? 1986’da ‘Güneş Topla Benim İçin’ albümünün Altın Plak töreni dolayısıyla ilk kez İstanbul’a gelişi, o günün akşamı Sarıyer’de Urcan lokantasında balık yer rakı içerken Türkiye Yunanistan Dostluk Derneği’ni kurmaya karar verişimiz, yüzlerce konser, Efes’te Hacidakis, Theodorakis ve otuz bin izleyiciyle yaşadığımız unutulmaz gece, yolculuklar, tatiller, hastalıklar… Hepsi birer birer aklımdan geçiyor.

Bunları Boğaziçi Üniversitesi’nin eski rektörü Kadri Özçaldıran’ın 2009 yılında onun için düzenlenen fahri doktora töreninde yaptığı konuşmada da söylediği gibi ‘Daha lise ve üniversite yıllarında ülkesini işgal eden İtalyanlarla, sonra Nazilerle, daha sonra İngilizlerle, iç savaşta kendi kardeşleriyle, daha sonra 40’lı yaşlarında Albaylar Cuntası ile savaşan, daha sonra da dünyanın neresinde bir baskı, bir insan hakları ihlali olduğunu düşünürse tavır almaktan geri durmayan, kısacası, yaşam boyu, her çeşit baskıya ve kendisine karşı savaşan…”

‘Tarifsiz işkencelere maruz kalan, sürgünlere gönderilen, arkadaşlarını işkence masalarında, idam mangalarının önünde yitiren…’ ‘Konserleriyle, demeçleriyle, duruşuyla milyonlarca insanın gözünde bir ‘demokrasi ve özgürlük kahramanı’olan, II. Dünya Savaşı, Yunan İç Savaşı ve Albaylar Cuntası sırasında şarkıları direnişin marşları haline gelen…’ ‘Sürgünden kurtulması için D. Şostakoviç, A. Miller, L. Bernstein gibi isimlerin uluslararası dayanışma komitesi kurduğu…’ ‘Ulusunun düşman olarak algıladığını dost bilen, Türk-Yunan dostluğunun gelişmesi için 20 yıldır çaba gösteren…’ kısacası insan ruhunun, acılardan, savaşlardan, sürgünlerden, aşktan ve ihanetten süzülmüş en has halini temsil eden, hayatta ve sanatta en büyük dostlarımdan birini Mikis Theodorakis’i kaybettim. Acısı çok derin. #MikisTheodorakis”

MİKİS THEODORAKİS KİMDİR?

29 Temmuz 1925’te Yunanistan’ın Sakız Adası’nda, Giritli avukat bir baba ve İzmir Çeşmeli bir annenin oğlu olarak dünyaya gelen Yunanistanlı söz yazarı, besteci ve siyasetçi Mikis Theodorakis, ömrüne yüzlerce şarkı sığdırdı.

Lenin Barış Ödülü’nün sahibi Theodorakis, Zorba (1964), Z (1969) ve Serpico (1973) filmleri için bestelediği müzikler hafızalara kazındı. Yahudi Soykırımı’nı konu alan ‘Mauthausen Baladı’ eseri büyük beğeni topladı.

Henüz 17 yaşındayken İtalya’nın Yunanistan’a savaş açmasıyla birlikte direniş hareketine katıldı. Esir düşüp serbest bırakıldı. Yunanistan’ın Naziler tarafından işgal edilmesiyle birlikte yeniden direnişçilerin saflarına katıldı. Tekrar esir düşen Theodorakis, yoğun işkencelere maruz kaldı ve ölüm cezasına çarptırıldı. Kurşuna dizildi ancak tesadüf eseri kurtuldu.

İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra başlayan Yunan iç savaşı boyunca (1946-1952 arası) yine birçok kez hapse girip çıktı ve bu dönemin sonunda ülkeden sürgün edildi. Paris’e giden Theodorakis, burada burslu olarak müzik eğitimine devam etti.

1961 yılında Yunanistan’a döndü ve kurduğu Lambrakis Gençlik Örgütünün başkanlığına seçildi. Kısa bir süre sonra da Pire’den milletvekili seçilerek parlamentoya girdi. 1967 Albaylar darbesinin hemen ertesi günü Theodorakis’e yönelik ciddi bir baskı kampanyası başlatıldı. Albaylar Cuntası, 13 nolu ordu kararnamesiyle Mikis Theodorakis’in müziklerinin çalınmasını ve dinlenmesini yasakladı.

Yeraltına çekilen Theodorakis, Yurtsever Cephe’yi kurarak cunta rejimine karşı mücadelesini sürdürdü. Yakalandı, cezaevine konuldu, ardından Oropo toplama kampına götürüldü. Dünya çapında sürdürülen bir dayanışma kampanyası sayesinde cezası sürgüne çevrildi ve böylece 1970 yılında kamptan alınıp sürgüne gönderildi.

Sürgünde de Albaylar Cuntası’na karşı mücadele etti, dünya çapında çıktığı turnelerde bin kadar konser vererek ülkesindeki baskı rejimini teşhir etti. Albayların iktidardan düşmesinden sonra zafer kazanmış olarak yeniden Yunanistan’a döndü.

1974 yılında tekrar milletvekili seçilerek meclise girdi. Zülfü Livaneli ve diğer dostlarıyla birlikte 1986 yılında Türk-Yunan Dostluk Derneğini kurdu; aynı dönemde İstanbul’da verdiği konserler büyük ilgi topladı. 1981-1990 yılları arasında Yunanistan Komünist Partisinden (KKE) milletvekilliği yaptı. 1989’da merkez sağdaki Yeni Demokrasi Partisinin içinde bağımsız bir aday olarak bir süre çalıştı ve koalisyon kurulması için çaba harcadı.

1990’da yeniden parlamentoya seçildi, Constantine Mitsotakis yönetimindeki ülkede Hükümet Bakanı oldu. Bu süreçte uyuşturucu ile mücadele çalışmaları yürütürken kültür, eğitim ve Yunanistan-Türkiye arasındaki ilişkileri iyileştirmek için de çalıştı.

Yüzlerce şarkı yazdı, çok sayıda senfoni, bale, opera ve oratoryo besteledi. Birçok tragedya ve modern tiyatro oyununun yanı sıra 12 sinema filminin de müziğini yazdı. Altmış yılı aşkın bir zaman dilimine yayılan çalışmalarından ötürü birçok ulusal ve uluslararası ödül aldı. Yaşamının son yıllarında Filistin, Afganistan ve Irak’ta yaşanan trajediler karşısında dünyanın dikkatini çekebilmek için bildiriler yazmaya, kampanyalar yürütmeye devam etti.

“O Antonis” eserinin müziği, Türkiyeli müzikseverler tarafından Grup Yorum’un “Hoşçakalın Dostlarım” şarkısından da biliniyor. Theodorakis tarafından yazılıp bestelenen şarkı, Nazilere karşı mücadelede yaşamını yitiren bir gerillaya vedadır. Türkçe’ye Nâzım’ın “Hoşçakalın Dostlar” şiirinden uyarlanan hali de Theodorakis’in vedası gibidir.

“Hoşça kalın dostlarım benim, hoşça kalın!
Sizi canımda, canımın içinde
Kavgamı kafamda götürüyorum.
Hoşça kalın dostlarım benim
Hoşça kalın…”

My Beloved Fidel – Mikis Theodorakis

Yunanistan'ın efsanevi bestecisi Mikis Theodorakis, arkadaşı Fidel Castro'ya veda ediyor

Mikis Theodorakis, 26 Kasım 2016
Sevgili Fidel'im,
bizi terk ettin
Ve bu ilk kez
Sana katılmıyorum".

Uluslararası üne sahip Yunan besteci Mikis Theodorakis, kişisel web sitesinde yayınlanan yukarıdaki özlü ifadelerle, Küba devrimcisi Fidel Castro'ya veda etti.

Canto General (Pablo Neruda'nın Şiiri), Axion Esti, Serpico ve Zorba gibi müzikal dehası savaş sonrası Yunanistan'ın kültürel rönesansına belirleyici bir katkıda bulunan sayısız başyapıtın bestecisi Theodorakis, Küba'da Fidel'le tanıştı. Arkadaş oldular.
Aşağıda, Greek Reporter'da yayınlanan ve Mikis Theodorakis ile Fidel Castro arasındaki özel bağı anlatan bir makaleden özetleri paylaşıyoruz:

Yunan besteci1 962'de Birleşik Demokratik Sol (EDA) milletvekili olarak ve bir başka EDA milletvekili Evanhegelos Sakellaris ile Castro ile  Küba'yı devrimci hükümetin konukları olarak Küba'yı ziyaret ettiğinde tanıştı. Tüm adanın, çok popüler hale gelen bir Theodorakis bestesi olan “Luna de miel” sesleriyle şarkı söyleyip dans ettiği zamandı.

O dönemde Küba'nın devrimci hükümeti bürokrasiden kurtulmak için çaba harcıyordu ve dünyanın dört bir yanından sol partilerin delegasyonlarını davet etmişti. Bir hafta kalmışlardı, Theodorakis o anda sağlığının bozuk olduğu ve Havana'nın nemli ikliminin kendisi için kötü olduğu için ayrılmak istemişti. Theodorakis daha sonra Che Guevara'nın kendisine şöyle dediğini söyledi: "Hiçbir yere gitmiyorsun. Temiz havası olan dağlarımız var. Yarın Sierra Maestra'ya gideceğim, seni de alıp yanıma almak için otele geleceğim."

İtirazlara rağmen Guevara kararlıydı. Ertesi sabah büyük, konforlu bir arabaya bindiler ve "Che Guevara ile unutulmaz bir hafta" geçirdiler. Theodorakis, Castro ile arkadaş oldu ve iki adam mektup alışverişinde bulundu.

29 Temmuz 1981'de Theodorakis Küba'nın Havana kentinde bir konser verdi. Castro tarafından davet edilmişti.

Besteci, en büyük eserlerinden biri olan Canto General'i Pablo Neruda'nın şiirine dayanarak sundu, eser Yunan şarkıcılar Maria Farantouri ve Giorgos Dalaras'ın eşlik ettiği bir Küba orkestrası tarafından çalındı.

Havana'nın Katedral Meydanı'ndaki konserde Castro, muhafızlarla çevrili olarak beklenmedik bir şekilde ortaya çıktı. Küba liderinin, suikast girişimlerinden korktuğu için kamuoyuna neredeyse hiç çıkmadığı bir zamandı. Seyirciler “Viva Fidel!” diye tezahürat yaptı.

Konserin sonunda Castro, Theodorakis'i kucaklayarak çalışmalarını övdü. İki adam tanışmış ve karşılıklı saygıyı paylaşmışlardı. Castro, Theodorakis'i kucakladı ve “Müzik siyasetten daha zordur. Bu yüzden müzisyenlerden çok politikacılar var.”

Ve Castro şöyle devam etti: “Daha da az devrimci sanatçılar var. Sanatçılar devrim istese de devrimci olmayan birçok politikacı var. Ancak devrimci bir sanatçı olmak, politikacı olmaktan daha önemlidir.”

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…