Mücadelemiz Cins kırımı sona erene kadar devam edecektir

19 Haziran 2021
Mücadelemiz Cins kırımı sona erene kadar devam edecektir

Patriyarkal sistemin etkisi altında ezilen kadınların mücadelesi yüzyıllar önce başladı. Fransız devriminde, Rus devriminde, kurtuluş savaşında kadınlar en önde savaştı ve bayrak salladı, sisteme karşı mücadele etti. Örgütlenme pratiklerinde başarı sağlamış olan kadınlar hem yeniden üretim hem ev işleri hem yaşlı bakımı hem de ekonomik mücadelelerini aynı anda yürüttüler. Her türlü engelleme ve zorluklara rağmen ayakta dimdik durdular. Öldürülen kadınlar için yas tutmadılar, isyan ettiler. Katilerin ceza alması için topyekûn mücadele ettiler. 

Öldürülen kız kardeşlerimizin canlarını hiçe sayıp tolere edilir diyenlerden,

Kadın Cinayetlerini önlemeyip, katillere iyi hal indirimi uygulayanlardan,

Mücadele ile kazanılmış haklarımızı, hukuksuz kararname ile feshedenlerden,

Rant uğruna doğayı talan edip, ekolojik tahribata sebep olanlardan,

Hayvanları can değil, mal olarak görenlerden,

Mülteci kadınları görmezden gelenlerden, 

Patriyarkal sistemi yıkmak için, 

Meclis çatısı altında kadınlara uyguladığınız kotalar için,

Cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak için, 

Pandemiyi bahane ederek, kadınları kamusal alandan uzaklaştırdığınız için,

Ekonomik sıkıntıları kadınların omuzlarına yıktığınız için, 

İstanbul Sözleşmesi Bizim! Demek için

El ele, kol kola, omuz omuza 19 Haziranda Maltepe’deyiz.  

Patriyarkal sistemin etkisi altında ezilen kadınların mücadelesi yüzyıllar önce başladı. Fransız devriminde, Rus devriminde, kurtuluş savaşında kadınlar en önde savaştı ve bayrak salladı, sisteme karşı mücadele etti. Örgütlenme pratiklerinde başarı sağlamış olan kadınlar hem yeniden üretim hem ev işleri hem yaşlı bakımı hem de ekonomik mücadelelerini aynı anda yürüttüler. Her türlü engelleme ve zorluklara rağmen ayakta dimdik durdular. Öldürülen kadınlar için yas tutmadılar, isyan ettiler. Katilerin ceza alması için topyekûn mücadele ettiler.

Kadınlar örgütlü mücadelenin karşısında hiçbir gücün duramayacağını biliyorlar.  Kadınlar örgütlü gücün farkındalar ve birlik oldular, birlikte oldular. 

Kadınların örgütlü gücü sayesinde artık Ünzile koyun ile değiş tokuş edilmiyor. Örgütlü kadın mücadelesi Ünzile’nin mal değil can olduğunu haykırıyor. 

Kadınların örgütlü gücü sayesinde Güldünya’lar töreye kurban edilmiyorlar. Kadınlar her fırsatta bir daha çıkmamak üzere, töreleri yerin dibine sokuyorlar. 

Kadınlar Mücadeleye her gün yeniden başlıyor. Aynı kararlıkla aynı azimle…

Kadınların erkekler tarafından öldürülen kız kardeşleri için örgütlü mücadelelilerini cadde ve sokaklarda, kent alanlarında, sosyal medyada ve kız kardeşlerimizin katledildiği yerlerde sürdürüyor. Mücadelemiz Cins kırımı sona erene, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun uygulana kadar devam edecektir. Bir kadının daha katledilmesine tahammülümüz yoktur. 

KADINA ŞİDDET

10 Haziran’da İstanbul Kadıköy'de bir pansiyonda kalan Şebnem Köker 3. kattan şüpheli bir şekilde düşerek hayatını kaybetti. Şebnem Köker’in ölümü ile ilgili T. B isimli erkek gözaltına alındı.  

11 Haziran’da İstanbul Sancaktepe ’de Anzelika Sraufant yaşadığı evin 5. Katından şüpheli bir şekilde düşerek yaşamını yitirdi. Anzelika Sraufant’ın şüpheli ölüme üzerine Burak Ercan isimli erkek gözaltına alındı.  

14 Haziran’da Diyarbakır Merkez Kayapınar ilçesinde yaşayan Esma Yücel sırtından vurularak katledilmiş halde evinde ölü bulundu. 

10 Haziran’da Kırşehir’de 2005 yılında katledilen Seher Alder’in cinayet dosyasını araştıran ekipler, 2005 yılında kayıtlara kayıp olarak geçen Mehlinaz Ayatay’ın ve yine kayıtlara normal ölüm olarak geçen Sultan Boran’ın da katledildiğini ortaya çıkardı. Cinayetler ile ilgili gözaltına alınan D.Ç., D.Ş., B.E., M.K., E.Ş., Cinayet Büro ekipleri tarafından ifadeleri alındıktan sonra adli mercilere sevk edildi. Kadınlardan Sultan Boran’ın evinde boğularak öldürüldüğü tespit edilirken, Mehlinaz Ayatay kuyuya atılmış halde, Seher Alder ise tarlada gömülü olarak bulunmuştu. 

13 Haziran’da Eskişehir Odunpazarı ilçesinde sokak hayvanlarını besleyen Aysun Korkar, arkadaşı Beyza Yerlikaya ile sokak hayvanlarının beslemesini yaptığı sırada tanımadığı bir kişinin saldırısına uğradı. Saldırganın şiddetine maruz kalan Aysun Korkar‘ın çenesinde kırıklar oluştu. 

Mecliste bekletilen ‘’Hayvan Hakları Yasası’’ hemen çıkartılsın…

13 Haziran’da Manisa'nın Yunusemre ilçesinde Meryem Ş.’nin yaşadığı ev ayrı yaşadığı eşi  Aygün Ş., tarafından benzin dökülerek ateşe verildi. Meryem Ş. ve çocuğunun yaşamına kasteden Aygün Ş. olaydan sonra kaçtı. 

13 Haziran’da Antalya'nın Kepez ilçesindeki bir çocuk parkında bir taşın üzerinde "Yaşım 12, tecavüz edildim, adım Altun, hala tecavüz ediliyorum. Lütfen yardım edin" notu yazılmış olarak bulundu. Taşı bulan vatandaşın sosyal medya üzerinden taştaki notu paylaşmasından sonra A.K. isimli çocuğa ulaşıldı. Çocuğu cinsel istismara maruz bırakan komşu H.E. isimli istismarcı sapık erkek tutuklandı. A.K. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından koruma altına alındı.

 

16 Haziran’da N.S isimli kadın, Necmettin Erbakan Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şerafettin D. hakkında 'taciz', 'tehdit', ‘cinsel taciz’, ‘hakaret’, ‘şantaj’, ‘nitelikli tehdit’, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’, ‘huzur ve sükûnu bozma’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ suçlarından suç duyurusunda bulundu. 

 TARİHTE BU HAFTA 

10 Haziran 1692 tarihinde İngiltere’nin Amerikan kolonilerindeki Salem Cadı Mahkemeleri'nde suçlu bulunan Bridget Bishop asıldı. Yaşam tarzı farklı olduğu için, siyah şapka takıp kırmızı pelerin ile sokaklarda korkusuzca ve kendine güvenerek gezdiği için, on yedinci yüzyıl toplumunda “kadının rolünü” reddettiği için, eril zihniyet tarafından iftiralar atılarak istenmeyen kadın, asi kadın ilan edilen Bridget Bishop asılarak idam ediliyor. Yani Ortaçağ Avrupa zihniyeti, göç edenlerle birlikte yeni kıtaya da taşınıyor. Bridget'in kocasının ölümü ile kalan mal varlığı, Salem Köyü'nün kadınları için alışılmadık olan bağımsızlığına yol açtı. O dönemde kadınların ekonomik gücü maalesef erkeklerin ellerindeydi. Bridget Bishop ’tan ekonomik gücü olduğu ve özgür olduğu için korkuluyordu. Çağlar değişse de zihniyetler ziftle kaplandığı için örgütlü kadın mücadelesi Bridget Bishop’ların izinden devam ediyor.

10 Haziran 1984 tarihinde Halide Nusret Zorlutuna 83 yaşında vefat etti. Kadın hakları üzerine çalışmalar yapmış, şair, yazar, öğretmendir. Halide Nusret, Kerkük’te özel hocalardan ders alarak ilköğrenimi tamamladı. Ardından I. Dünya Savaşı'nın başladığı sırada İstanbul'a dönünce Halide Hanım Erenköy Kız Lisesi'ne devam etti. Lise öğrenimini tamamladıktan sonra bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim gördü. Ekonomik koşullar nedeniyle çalışmak zorunluluğu doğunca Darülmuallimat sınavlarına girdi ve öğretmen olma hakkını elde etti. Öğretmenlik mesleğini çok sevdi.  İstanbul'da öğretmenlik yaparken bir yandan İstanbul Üniversitesinde Tarih Bölümü'ne devam etti, özel olarak İngilizce öğrendi. Halide Nusret, genç yaşlarından itibaren sosyal kuruluşlarda ve hayır cemiyetlerinde çalıştı. Türk Kadınlar Birliği, Türk Ocakları, Halkevleri, Muallimler Birliği, Yardım Sevenler Derneği, Söroptomistler, Çocuk Haklarını Müdafaa Cemiyeti ve Çocuk Esirgeme Kurumu yönetim kurullarında uzun yıllar hizmet verdi. 1959'da Türk Anneler Derneği'ni kuruluşuna öncülük etti. Türk Dil Kurumu’nun da kurucu üyelerindendi.

Birçok dalda eserler vermiş olup başlıca eserleri arasında Küller, Sisli Geceler, Bir Devrin Romanı, Aydınlık Kapı, Hanım Mektupları, Geceden Taşan Dertler, Beyaz Selvi sayılabilir. 

ANI: Benim Küçük Dostlarım (1976).

11 Haziran 1847 tarihinde Dame Millicent Garrett Fawcett doğdu. İngiltere'de kadınlara oy kullanma hakkı verilmesi için mücadele edenler arasında ön plana çıkmış bir feministtir. Kadınların oy kullanma hakkına ilişkin ilk konuşmasını 1868 yılında gerçekleştirdi. 1871'li yılların İngiltere’sinde kadınlara eğitim verilen ilk yüksekokullardan biri olan Cambridge'deki Newnham Koleji'nin kuruluşuna önemli katkılar veren isimlerden birisi de Fawcett'di. Fawcett ilerleyen dönemlerde ise Kadınlara Oy Hakkı Dernekleri Ulusal Birliği (NUWSS) başkanlığına seçildi. O dönemlerde Emmeline Pankhurst gibi isimlerin şiddete dayalı mücadele örneklerine karşı çıkarak yasal sınırlar içinde kalmayı savundu. 1905'li yıllarda ise kamuoyunda kadınların oy kullanma hakkına karşı oluşan tepkileri azaltmak için çalışmalarda bulundu. Bu öncül çalışmaların sonucunda ise 1918 yılında yaklaşık 6 milyon kadına oy kullanma hakkı tanıyan Halk Temsil Yasası kabul edildi. Bu tarihten tam on yıl sonra ise kadınlar ile erkekler arasındaki oy kullanma hakkı tamamen eşit hale geldi. Fawcet ilerleyen dönemlerinde Eşit Yurttaşlık Hakları Ulusal Birliği adını alan Kadınlara Oy Hakkı Dernekleri Ulusal Birliği'nin başkanlığından çekildi.

11 Haziran 1880 tarihinde Jeannette Rankin doğdu. ABD Kongresi'nin ilk kadın üyesidir. Bir feminist ve pasifist olarak tanınmış, yaşamı boyunca toplumsal konularda ve seçim yasalarında çeşitli reformların yapılması için mücadele etmiştir. Çeşitli dallarda yükseköğrenim gördükten sonra, 1919'da Washington eyaletinin Seattle kentinde sosyal hizmet görevlisi olarak çalışmaya başladı. Bu dönemde kadınlara oy hakkı mücadelesine katıldı ve Amerika Kadınlara Oy Hakkı Ulusal Derneği'nin yönetiminde görev aldı. 1916'da ABD Temsilciler Meclisi'ne Montana temsilcisi olarak seçilerek ABD Kongresi'nin ilk kadın üyesi oldu. İnançlı bir pasifist olarak ABD'nin dünya politikası dışında kalmasını savundu ve 1917'de Almanya'ya savaş açılmasına karşı oy veren 49 Kongre üyesi arasında yer aldı.

1940'ta, savaş karşıtı bir programla bir kez daha Temsilciler Meclisi'ne seçildi. Pearl Harbor Baskını'ndan (7 Aralık 1941) sonra Japonya'ya savaş açılmasına karşı oy kullanan tek meclis üyesi olarak büyük tepki gördü. Bu olayın yarattığı çalkantılar nedeniyle bir daha Kongre seçimlerine katılmayan Rankin, kadın hareketi içindeki çalışmalarını 1960'ların sonlarına değin sürdürdü ve Georgia'da kadınlar için bir kooperatif çiftlik kurdu. Barış hareketinin etkin bir üyesi olarak kadınlara ABD'nin Vietnam'a müdahalesine karşı çıkanlar için çağrıda bulundu. 15 Ocak 1968'de, 87 yaşındayken, kendilerine Jeannette Rankin Tugayı adını veren 5 bin kadının başında Capitol Hill eteklerine yürüdü ve Vietnam Savaşı'nı yeren bir gösteri yaptı.

15 Haziran 1990 tarihinde Cemile Baklacı doğdu. Örgütlü kadın mücadelesini benimsemiş ve bu alanda çalışmalarını sürdürmektedir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda uzun yıllardır memur olarak çalıştı. Akit gazetesinin hedef göstererek başlattığı karalama çalışmaları üzerine Cemile Baklacı mobinge maruz kalarak, severek yaptığı memurluk görevinden istifa etti. Halen Mor Dayanışma sözcüsü olarak kadınların özgürleşmesi ve kadın hakları üzerine çalımalar yapan Cemile Baklacı ülkemizde cesareti kadınlara bulaştıran feministlerdendir. Kendi deyimiyle patriyarkal sistem yıkılmalı ve yerine eşitlikçi politikalar uygulanmalıdır. Yolun açık olsun Cemile, yaşasın kadın dayanışması, yaşasın örgütlü mücadelemiz. 



ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…