3. büyük partiye saldırıldı, Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı 30 saattir sessiz!

18 Haziran 2021
3. büyük partiye saldırıldı, Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı 30 saattir sessiz!

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü binasına dün sabah saatlerinde ülkücü-cihatçı Onur Gencer tarafından saldırı düzenlendi. Saldırgan, parti binasında bulunan Deniz Poyraz'ı katletti. Saldırganın yalnız olmadığı, ii işinin kaçtığı, SADAT'la ilişili oldukları iddia edildi.

AKP iktidarı ve küçük ortağı MHP, son zamanlarda her fırsatta HDP'yi hedef alan açıklamalarda bulunuyordu. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen günlerde yaptığı açıklamada HDP'ye yönelik "Bunlar daha iyi günleriniz" demişti. Meral Aşener'e yönelli saldırıyla ilgili olarak da ''daha neler olaca neler'' demişti.

Öte yandan Deniz Poyraz'ı katleden saldırgan Onur Gençer'in Instagram hesabından paylaştığı nefret dolu paylaşımları ortaya çıktı. HDP'li Milletvekili Hüda Kaya dün yaptığı açıklamada Gencer'in SADAT ile bağlantısı olduğunu söylemişti. HDP onursal başknaı Ertuğrul ürkçü de saldırganların aslında 3 işi oldukları biligisine ulaştıklarını açıklmaıştı.

SARAY 30 SAATTİR SESSİZ

HDP'nin İzmir İl Örgütü binasına düzenlenen saldırıda parti çalışanı ve üyesi Deniz Poyraz'ın katledilmesinin ardından birçok ilde protesto gösterileri düzenlendi. Sosyal medyadan binlerce destek mesajı paylaşıldı.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP eski Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, EMEP genel başkanı ve birçok HDP'li yönetici, HDP İzmir il binası önünde yurttaşlarla birlikte saldırıyı kınadı. Yurttaşlar, "Saldırılara boyun eğmedik eğmeyeceğiz" dedi.

İstanbul Şişhane'de bir araya bir araya gelen kalabalık ise "Faşizme karşı omuz omuza sloganları" attı. Dıyarbakır'da polis engeline rağmen halk protesto yürüyüşü yaptı.

Deniz Poyraz'ın hayatını kaybetmesinin ardından birçok siyasi parti ve kitle örgütleri baş sağlığı mesajları paylaşırken, Deniz'in cenazesi de. çğlen saatlerinde kaldırılmışen olayın üzerinden 30 saat geçmesine rağmen Saray'dan henüz bir açıklama yapılmadı. 

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, soruşturmanın gidişatı ve katil Onur Gencer'in Suriye dahil olmak üzere olası ilişkileri ile ilgili bilgi vermezken, baş sağlığı mesajı da paylaşılmadı.

SALDIRGANIN EMNİYET İFADESİ

Bu arada saldırı sonrasında binadan çıkamadan yakalanan fail Onur Gencer’in emniyette verdiği ilk ifadeye DW Türkçe ulaştı.

Babasının tekel işçisi olarak emekli olduğunu, kız kardeşinin öğrenci olduğunu, herhangi bir parti dernek sendika üyeliğinin olmadığını, annesinin vefat ettiğini anlatan Gencer, ailece İzmir'in Gaziemir ilçesinde ikamet ettiklerini belirtti. Bekâr olduğunu ve askerlik yapmadığını ifade eden, 2020 yılının ilk aylarında Sağlık Memuru olarak Suriye/Münbiç'e gittiğini, orada da bir süre görev yaptığını söyledi. Gencer, "Sağlık memurluğundan 2021 yılının Nisan ayında istifa ettim. Ancak şu an için açıkta görülebilirim, çünkü işe gitmiyorum" dedi.

"Çocukluktan beri planlar yaptım"

Gencer, saldırıyı neden gerçekleştirdiğine yönelik soruya ise şu yanıtı verdi:

"16 Haziran 2021 tarihinde intihar eden bir polis memurunun paylaşımı sonrasında PKK'lılar tarafından hakaret içerikli görüşmeler yaşadım. Benim ölmüş anneme ve bacıma sövüldü. Bunun üzerine ben de aynı söylemlerde bulundum. Çocukluktan beri PKK'lı öldürmek için planlar yaptım. Olay doğaçlama yaşandı."

Türkei Anschlag auf Büro der prokurdischen HDP in Izmir

Saldırıyı nasıl planladığını da anlatan Gencer, 2021 yılı Ocak ayı içerisinde İzmir İl HDP binasının adresini Google üzerinden öğrendiğini kaydetti. Keşif amaçlı bir İngilizce kursuna kayıt olduğunu ifade eden Gencer, özetle şunları kaydetti:

"Birkaç kez keşif amaçlı çalışmalarım oldu. Gaziemir İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bulundurma olarak 2021 Mayıs ayında silah ruhsatı başvurusu yaptım, geçici ruhsat aldım. Kızlarağası’ndan Mehmet isimli şahıstan 3 bin 500 TL bedelle Ruger Silah aldım. Bu silaha 10 mermi koyarak bugünkü olayı gerçekleştirdim. Olay yeri olan HDP il binası içerisinde 10 mermiyi de sıktım. Amacım birkaç kişiyi orada bulabilmekti. Ancak sadece 1 kişi oradaydı. Buraya da PKK'lıların geldiğini düşündüğümden herhangi bir ayrım yapmadım. Başka kişiler de olsaydı onlara da ateş edecektim. Eylem sonrası kullandığım silahı çantaya koyarak olay yerinden ayrılırken polislerce yakalanarak gözaltına alındım."

Cihatçı-ülücü faşistin ifadesi, aslında önceden planlanmış gibi. Yaalandığında ne söyleceği ona öğretilmiş gibi.

Akla gelen röportaj: HDP'ye yapılan saldırıyı 1 ay önce İsmail Saymaz'ın köşesinden böyle duyurmuştu!

Olabilecek saldırıları önceden söyleyen Eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün 1 ay önceki röportajı yeniden gündem oldu.

Eymür'ün röportajında söylediği "Bu gidişin sonu siyasi cinayetlerdir." sözlerinden 1 ay sonra HDP'ye yapılan saldırı dikkat çekti.

 

Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz'ın sorularını yanıtlayan Mehmet Eymür'ün röportajı şöyleydi:

- Bugünkü durumunu nasıl yorumluyorsunuz?

Cinayetlerden bahsediliyor. Çok üzücü, devletin bu hale düşmesi.

- 1. MİT Raporu sizin elinizden çıkmıştı.

 

Benim elimden çıktı, evet.

- Susurluk'ta da ithamlarda bulunmuştunuz.

Susurluk'u basına ilk haber veren benim.

- Bugünle kıyaslarsak?

 

Bugünkü tablo çok daha vahim. O zaman hiç değilse işleyen bir yapı vardı. Görevimizi yapıyorduk, ciddiyetle yapıyorduk. Destek de alıyorduk.

- Şimdi?

Şimdi daha kuralsız tabii. Şimdiye kadar savcılığın harekete geçtiğini duymadım.

- Geçmesi gerekir mi?

Kesinlikle. Yer yerinden oynuyor. Bütün millet yazışıyor. Her gün videoları bekliyorlar, daha ne olsun. Son videosunda savcıların ne yapması gerektiğini anlatıyor.

"SİYASİ CİNAYETLER YAŞANABİLİR"

- 90'lar böyle miydi?

90'larda bu kadar kepazelik yoktu. Bu derece yoktu.

- 90'larda siyasiler ile çıkar örgütleri aynı fotoğrafa giriyor muydu?

Her zaman vardı. Bakıyorum, yine aynı isimlerden, aynı şeylerden bahsediliyor.

- Ağar ve arkadaşlarının marina fotoğrafını kastediyorsunuz.

E tabii. Bu kadar aleni olması da hayret verici.

- Siz Ağar için ağır ithamlarda bulunmuştunuz.

Evet, söyledim. Hatta zamanında söylediğim bir lafı yine tekrarlamak istiyorum. Bu gidişin sonu siyasi cinayetlerdir.

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…