'Hak-hukuk tanımayanların, Montrö'yü savunanları suçlamaya hakkı yoktur'

4 Nisan 2021
'Hak-hukuk tanımayanların, Montrö'yü savunanları suçlamaya hakkı yoktur'

''Cumhurbaşkanı Başdanışmanı iken (Anayasa’ya aykırı olarak) İstanbul başkent ve resmi dil Arapça olmak üzere İslam Ülkeleri Konfederasyonu kurulmasını öneren emekli general ne kadar düşünce özgürlüğüne sahipse, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin tartışmalı hale getirilmesine karşı görüş bildiren amiraller de en az o kadar düşünce ve ifade özgürlüğüne sahiptir.''

103 emekli amiral tarafından yayımlanan ‘Montrö bildirisi’ Türkiye’nin gündemine oturdu. Emekli amiraller, “Tekkedeki amiral”, “Montrö’nün tartışmaya açılması”, “Atatürk ilke ve devrimleri” konularında dün bir bildiri yayımladı. Açıklamada, FETÖ kumpasları hatırlatıldı ve aynı tehlikenin yaşanmaması için önlemler alınmasının altı çizildi. 

CUNHUR İTTİFAKININ BAŞSAVCISI BAHÇELİ: APOLETLERİ SÖKÜLE

HDP'ni yargılanması ve kapatılası için Başsavcı rolünie soyunan MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli, aynı rolü devam ettirerek şöyle konuştu:

Muhtıra tarzında hazırlanarak gece yarısı servisi yapılan bildiride imzası bulunan amirallerin rütbeleri sökülmelidir. Emeklilik hakları kaldırılmalı, emekli maaşları kesilmelidir. Açıklanan bildirinin çok yönlü adli ve idari soruşturması yapılmalıdır.

Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına, masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz” ifadelerinin kullanıldığı bildiriye Saray’dan sert tepki gelmişti. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Haddinizi bilin! Siz kimsiniz? Ne hakla milli iradenin meşru temsilcilerine parmak sallıyorsunuz?” ifadelerini kullanırken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan da “Üniformayı taşımak şereftir. O şerefi emekli olduktan sonra taşımak daha büyük şereftir.” paylaşımı gelmişti.

Ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘103 amiralden Montrö bildirisi’ başlığı altında yayımlanan bildiriyle ilgili re’sen soruşturma başlattı.

Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“04/04/2021 tarihinde bazı internet siteleri ve sosyal medya mecralarında paylaşılan ve ‘103 amiralden Montrö bildirisi’ başlığı altında yayınlandığı belirtilen açıklamayı hazırlayanlar ile varsa irtibatlı oldukları kişilerin tespiti ve yasal gereğinin takdir ve ifası amacıyla re’sen soruşturma başlatılmıştır.”

CHP: BU SAHTE GÜNDEMLER TUTMAZ

Kılıçdaroğlu, CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın Tweet’ini alıntılayarak şu ifadeleri kullandı:

“Bu sahte gündemler tutmaz. Halkımızın tek gerçek gündemi sofrasıdır. Büyük ve ünlü Ekonomist@RTErdogan yarattığın ekonomik yıkım ile seni yüzleştireceğim. Geleceğini kararttığın gençlerimizin hikayelerini buradan paylaşacağım.”

Öztrak'ın twiti de şöyle: ''AKP’nin mağduriyet kastığı sahte gündemleri konuşmaya değer bulmuyoruz. Genel Başkanımız dünden beri işsiz gençleri can kulağı ile dinlemektedir. Gençlerimizin hali saraylardan görünmüyor ama bizden söylemesi bu gençler manipülasyon nedir biliyorlar. Boşuna nefesinizi harcamayın.''

Öztrak daha önceki açıklamasında ise şu ifadeleri kullanmıştı:

Emekli amirallerin Montrö ile ilgili fikirlerini beyan ettiklerini belirten Öztrak, “Türkiye’nin gündeminin bu olmaması lazım. Hem ekonomik olarak hem de pandemi açısından çok kötü günlerden geçiyoruz. AKP’nin bunun üstünü örtmek için buradan darbe çıkartmasını anlayamıyorum. İnsanlar Montrö ile ilgili fikirlerini açıklamışlar. Baktığınız zaman o metnin içinde ben bir darbe tetikçiliği görmedim.

Buradan kimse mağdura yatmasın diyerek tepki gösteren Öztrak, “Türkiye’de düşüncesini açıklayan herkese darbeci damgası vurursanız o zaman nerede kaldı demokrasi, nerede kaldı düşünce özgürlüğü?

20 Temmuz sivil darbecileri her yerden kendilerine karşı bir darbe teşebbüsü, darbe senaryosu çıkartıp millete karşı mağdura yatmaya çalışıyorlar. Milleti o kadar mağdur ettiler ki artık ne kadar mağdura yatsalar kurtaramazlar.

Boğaziçi eylemlerinde gençlerin boğazını sıkanlar, hastanelerin koronavirüs tedbiri almaması nedeniyle hasta kabul edemez hale gelmesi sonucunda gencecik insanların ölümüne neden olanlar şimdi kalkıp da 103 tane emekli generalin bildirisini gerekçe gösterip mağdura yatmasınlar''

İYİ PARTİDEN İKİ FARKLI TAVIR

İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray, 103 emekli amiralin imzasıyla yayımlanan ve AKP’lilerin tepki gösterdiği bildiriye destek vererek, “Bir tabip teğmen olarak altına imzamı atıyorum” dedi. Çıray twitnde şöyle dedi: Doğru veya yanlış. Bu ülkenin her evlâdı Anayasa ve hukuk içerisinde kalarak fikirlerini özgürce beyan eder. Bıktık bu darbe paranoya ve tiyatrosundan.'' 

İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener ise bildiriyi 'zevzeklik'le suçladı. Akşener: Akşener, “Sabah bir uyandık emekli amirallerin canı sıkılmış, bildiri yayınlamışlar. Bu bir zevzekliktir. Türkiye bu zevzekliklerden çok çekti. Bu tür gece yarısı emekli de olsa silahlı bürokrasi mensubu kişilerin yaptığı açıklamalar, genellikle Türkiye’de demokrasinin kesintisine uğrayan muhtıraları akıllara getirir. Dolayısıyla iktidar partisinin üzerinde tepinme fırsatı doğmuştur.'' ifadelerini kullandı. 

Eski İYİ Parti’li Emekli Albay Ali Türkşen de Akşener’e sert tepki gösterdi. Akşener, “Kulağının arkasını görürse anca iktidar olacaklardan yorum geldi: Zevzeklik. Bence de bir zevzeklik var ortada ama amiraller cenahında olmadığı kesin” dedi.

DARBELERİN ASKERİ MUHALİFLERİ NE DİYOR?

Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (Adam-Der) ise, 103 amirali bildirisini farklı bir yakşalımla, ''Cumhurbaşkanı Başdanışmanı iken (Anayasa’ya aykırı olarak) İstanbul başkent ve resmi dil Arapça olmak üzere İslam Ülkeleri Konfederasyonu kurulmasını öneren emekli general ne kadar düşünce özgürlüğüne sahipse, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin tartışmalı hale getirilmesine karşı görüş bildiren amiraller de en az o kadar düşünce ve ifade özgürlüğüne sahiptir.'' sözleriyle karşıladı.

Türkiye’ye İstanbul ve Çanakkale boğazları ile Marmara Denizi’nde tam egemenlik haklarını kazandıran Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni tartışmalı hale getirebilecek açıklamalar ve TSK içinde 15 Temmuz öncesindeki FETÖ örgütlenmesini hatırlatan girişimlerin görünür hale gelmesi üzerine 104 emekli amiralin yayımladığı ortak bildiri, iktidar çevrelerinde ve TBMM Başkanı tarafından darbeye çağrı olarak yorumlandı.

Gerek iktidar beslemesi medyada gerekse sosyal medya mecralarında imzacılar darbeci olmakla suçlanmakta, daha da ileri gidilip rütbelerinin sökülmesi, maaşlarının kesilmesi istenmektedir.

12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbecileri tarafından sol görüşlü olduğumuz için TSK’den ilişiği kesilmiş askerler olarak vurguluyoruz ki, her yurttaş yasaların kendisine verdiği hakları kullanarak görüşlerini dile getirmek, bunları yaymak ve topluca ifade etmek özgürlüğüne sahiptir.

Emekli amirallerin bildirisi, kendi görev alanlarını ilgilendiren konuda, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni savunma ve Deniz Kuvvetleri’ndeki FETÖ benzeri yapılanma girişimlerine dikkat çekme çabasıdır.

Buna karşın emekli amiraller haksız şekilde darbe teşvikçisi olarak suçlanmaktadırlar.

Görevdeyken, yani Deniz Kuvvetleri’ne komuta ederken darbeye kalkışmamış, darbecilikle suçlandıkları kumpas davalarında beraat etmiş amirallerin, hiçbir yaptırım ve zor kullanma gücüne sahip olmadıkları emekliliklerinde darbeciliğe kalkıştıklarını öne sürmek, insaf ve mantık ile bağdaşmaz.

2018 Cumhurbaşkanı seçimi öncesinde Genelkurmay Başkanı’nın muhtemel bir adayı helikopterle ziyaret edip adaylıktan vazgeçirmesini alkışlayan egemen medya ve siyaset aktörlerinin, bugün emekli amirallerin bildirisini demokrasiye ve sivil siyasete parmak sallamak olarak yorumlamaları ibret vericidir.

Yerli yersiz her bahaneyle 15 Temmuz edebiyatı yapan aynı egemen medya ve siyaset aktörlerinin 15 Temmuz felaketinin araştırılması için TBMM’de kurulmuş komisyonun çalışmasının engellenmesi karşısında suskun kalmaları da aynı ölçüde ibret verici bir ikiyüzlülüktür.

Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (ADAM-DER) olarak, Anayasal hakların kullanılması karşısında gösterilen tahammülsüzlüğü, tehdit dolu demeçleri kınıyoruz; her eleştiriyi milli iradeyi hiçe saymak şeklinde yorumlayan baskıcı anlayışı reddediyoruz.

Asker şahısların yanı sıra tüm kamu görevlilerinin siyasetle ilişkisi ilgili yasalarda tanımlanmıştır. Emekli askerlerin söz söyleme, görüş bildirme hakları, halen görevi başında bulunup da her gün görev alanları dışında açıklamalar yapan Diyanet İşleri Başkanı’ndan, Ayasofya Baş İmamı ya da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı’ndan daha az değildir.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı iken (Anayasa’ya aykırı olarak) İstanbul başkent ve resmi dil Arapça olmak üzere İslam Ülkeleri Konfederasyonu kurulmasını öneren emekli general ne kadar düşünce özgürlüğüne sahipse, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin tartışmalı hale getirilmesine karşı görüş bildiren amiraller de en az o kadar düşünce ve ifade özgürlüğüne sahiptir.

15 Temmuz darbe girişimini “Allah’ın lütfu” sayıp kendi sivil darbesini yapanların, darbe girişimini aydınlatmaktan kaçınanların, Anayasa’yı tanımamayı alışkanlık haline getirenlerin, Meclis’i itibarsız ve işlevsiz hale getirip Anayasa Mahkemesi’ni bile kapatmakla tehdit edenlerin millet iradesinden söz etmeye hakları yoktur!

Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği, anayasal hakların kullanılması ve geliştirilmesinde, Cumhuriyet’in kazanımlarının ve demokrasinin kalan son mevzilerinin savunulmasında tüm yurttaşlarla birlikte omuz omuza olmaya devam edecektir.

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…