Kadın Gündemi: Asla aşağıya bakmam, İtaat etmem, boynumu eğmem

Nuray Kılıç

5 Mart 2021
Kadın Gündemi: Asla aşağıya bakmam, İtaat etmem, boynumu eğmem

Kadınlar, haklı taleplerini haykıracakları, 8 Mart’ta yapılacak Feminist gece yürüyüşüne hazırlanıyorlar. Tüm ülkede eş zamanlı yapılacak yürüyüşler için hazırlıklar başladı.

 

Asla aşağıya bakmam, İtaat etmem, boynumu eğmem; benim bedenim benim kararım.

*Cins kırımın önlenmesi, İstanbul sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunun uygulanması için yürüyoruz. 

*Toplumsal yaşamı dini kurallara göre belirlemek isteyenlere, laik medeni hukuku hiçe sayanlara, bizleri kamusal alandan dışlayıp eve hapsetmeye çalışanlara, bedenimize, sağlığımıza hatta doğrudan yaşam hakkımıza göz dikenlere karşı yürüyoruz.

*Kadınları cemaat-aile-tarikat üçgenine hapseden, bu sınırların dışarısında yaşam alanı tanımayan gericilikle beslenmiş erkek şiddetine, artan taciz ve tecavüzlere karşı yürüyoruz.

*Yoksulluğa, güvencesizliğe, emeğimizin görünmez kılınmasına karşı yürüyoruz.

*Fıtrata fetvaya, her fırsatta vaaz veren kadın düşmanlarına karşı yürüyoruz.

Yeter artık, öldürülen kadınlar sayıdan ibaret değildir. İnsandır, candır can…

Şubat ayında 38 kadın; yetersiz kalan, uygulanmayan, erkekleri koruyan yasalar olduğu için katledildi. Devlet CİNS KIRIM’ın önüne geçemiyor/geçmiyor.

26 Şubat’ta Afyonkarahisar’da Nergiz Sarıkaya evli olduğu Ahmet Sarıkaya tarafından çocuklarının gözü önünde başından vurarak katledildi. Nergiz Sarıkaya’yı öldüren Ahmet Sarıkaya çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

27 Şubat’ta Nevşehir'de yaşayan Pınar Can, Halis D. isimli erkek tarafından boğazından bıçaklanarak katledildi.  Bir ay önce cezaevinden çıktığı belirlenen cinayet zanlısı Halis D. gözaltına alındı. 

28 Şubat’ta İstanbul Silivri'de yaşayan Gülsüm Berk öz oğlu, Güler Kaya üvey oğlu Murat Berk tarafından silahla vurularak katledildi. Katil Murat Berk sonra intihar etti. İhbar üzerine olay yerine gelen jandarma ekipleri, kapıyı kırarak içeri girdiğinde cansız bedenlerle karşılaştı.

ŞİDDET

24 Şubat’ta Adana'da Yüreğir ilçesindeki bir apartmanda Nuri Y.’nin, kredi kartı borcu nedeniyle tartışıp silah çekerek "Seni elimden kimse kurtaramaz" diye tehdit ettiği Raziye Y., telefonuna indirdiği Kadın Destek Uygulaması (KADES) ile polise haber verdi. Kısa sürede adrese ulaşan ekipleri görünce dama çıkan Nuri Y.'yi yakalanarak gözaltına alındı. Raziye Y.’nin koruma kararı aldırdığı, sürenin bitiminin ardından da barıştığı eşi Nuri Y. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Polis merkezine götürülen Raziye Y., Nuri Y. ‘den şikayetçi oldu. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Nuri Y., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

28 Şubat’ta Ankara'da Sincan’da Gülizar Ö., boşandığı Necati Ö. tarafından sokak ortasında 12 yerinden bıçaklayarak ağır yaralandı. Necati Ö. çıkarıldığı mahkemede tutuklandı.

Simbo önündeki KOD 29 grevi devam ediyor,

Pandemi bahane edilerek Sendika üyesi oldukları için ücretsiz izine çıkartılan Simbo emekçilerinden Dilbent ve emekçi arkadaşları yürüttükleri haklı mücadeleyi kazanarak işe dönüş sağladılar. Fakat Emekçilerin başarısını sindiremeyen kapitalist düzenin patronları, işe başlayan emekçileri diğer işçilerden tamamen izole edilmiş farklı bölümlerde çalışmaya zorladılar. Farlı bölümlerde çalışmayı kabul eden işçilere taciz ve hakaret ederek mobing uygulamaya, diğer işçileri örgütleyerek emekçiler arasına nifak tohumları ekmeye, emekçileri birbirlerine kırdırmaya başladılar. İşe iade hakkından bir ay sonra KOD 29 damgası vurularak işten atılan Dilbent Türker Simbo fabrikası önünde direnişine devam ediyor.

 

 

Sendikalaşmak haktır.

SML Tekstil önündeki emekçi kadınlardirenişlerine devam ediyor. Emekçi işçiler 22 Ocak’ta sendikaya üye oldukları için işten çıkartıldı. Fabrika yönetimi emekçiler ile görüşerek, pandemi sürecinde işten çıkarılmanın yasak olduğunu gerekçe göstererek rüşvet teklif etmiş ve istifa etmelerini istemişlerdir. Teklifi kabul etmeyen işçilerin ihbar ve kıdem tazminatları ödenerek işten çıkartıldı. İşten çıkarılmayı kabul etmeyen işçiler, konuyu yargıya taşıdı. Dava süreci arabulucuya intikal etmiş durumda.

Grev sözcülerinden Dev Tekstil üyesi Seçil Arı, taleplerini şu şekilde ifade etmektedir;

- Sendikal hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz.

- Emek ve onur mücadelemizden vaz geçmeyeceğiz.

- İşe iade ve sendikal tazminatlarımızı talep ediyoruz

- İş yerimizde kiralık işçi (taşeron işçi) istemiyoruz. İşimizi geri istiyoruz.

 TARİHTE BU HAFTA 

23 Şubat 2006 tarihinde Tuğba Karademir, Torino 2006 Kış Olimpiyat Oyunları’nda piste çıkarak buz pateninde ülkemizi olimpiyat seviyesinde temsil eden ilk kadın sporcumuz oldu. Aynı zamanda, 1995 yılında aldığı Balkan birinciliği ile buz pateni alanında Türkiye'ye ilk altın madalyayı getirmiş olan milli sporcumuzdur.

24 Şubat 1935'te Bangladeş'te Hasna Begum doğdu. Bangladeşli filozof ve kadın hakları savunucusudur. Begum, Aralık 1990 tarihine kadar Dakka Üniversitesi'nde felsefe bölümünde profesördü. 1991-1994 yılları arasında Dakka Üniversitesi Felsefe bölümü başkanıydı. 2010 yılında Bangladeş'in Rokeya Üniversitesi Öğrenim Komisyonu'na (UGC) atandı. 1997-2005 yılları arasında Uluslararası Biyoetik Derneği'nin (IAB) yönetim kurulu üyeliği yaptı. Ayrıca "Biyoetik" adlı derginin editörü ve yönetim kurulu üyesiydi.  Begum 1 Aralık 2020'de Dakka, Bangladeş'te COVID-19 tedavisi gördüğü hastanede 85 yaşında öldü.

25 Şubat 1896 tarihinde Ida Noddack Lackhausen'da doğdu.  Alman kimyager ve fizikçidir. 1934 yılında ilk defa nükleer fizyondan bahsetmiştir. 3 kez kimya dalında Nobel Ödülü'ne aday gösterilmiştir.  1921 yılında Berlin Teknik Üniversitesi'nde doktorasını tamamlamasıyla Almanya'nın en önemli kadın kimyagerlerinden biri oldu. Çalışmak için gittiği Berlin'deki Physico-Technical Research Agency'de çalıştı. Burada çalışma ekibi ile birlikte 75. element olan renyumu keşfetmiştir.

26 Şubat 1886 tarihinde Mihri Müşfik Hanım İstanbul Kadıköy’de doğdu.  Babası, Askeri Tıbbiye ’de ders veren Dr. Çerkez Ahmet Rasim Paşa’dır. Rasim Paşa kızları Enise Salih, Refik ve en küçük kızı Mihri’ye iyi eğitim vermek için elinden geleni yapar. Kızlarını, zamanın revaçta olan anlayışına uygun şekilde yetiştirmek isteyen Mehmet Rasim Paşa onlara; edebiyat, müzik ve resim alanında özel dersler aldırır. İlk eğitimini eve gelen özel mürebbiyelerden alan küçük Mihri, bir süre sonra edebiyat ve müzik derslerini bırakır ve resim dersleri üzerine yoğunlaşır. Mihri Müşfik Hanım, Osmanlı Devleti’nin son yüzyılında yaşamış; zarafeti, cesareti ve çarpıcı kişiliği ile kendisine hayran bırakan bir kadın ressamdır. Mihri’nin resim sanatına olan tutkusu gün geçtikçe daha da artar ve resim yapmayı hayatının merkezine alır. Hatta dönemin saray ressamlarından İtalyan Fausto Zonaro’dan özel resim dersleri almıştır. Bu özel dersler yaklaşık olarak iki yıl sürmüştür. Henüz 20’li yaşlarında bir genç kız iken resim eğitimi almak için İtalya’ya eğitim almaya gitmiştir. Paris’ten döndüğünde pek çok kadın ressamın yetişmesini sağlayan girişimlerde bulunmuş ve 1 Kasım 1914’te kadın ressamların eğitim alabileceği bir okul kurmuştur. 1928 yılında New York’ta kişisel bir sergide açtığı bilinen ilk Türk Kadın ressam Mihri Müşfik Hanım, 1954 yılında New York’ta hayatını kaybetmiş ve kimsesizler mezarlığına gömülmüştür.

Taha Toros’un kaleme almış olduğu ve Akbank tarafından Türk resim sanatı yayıncılığına kazandırılan "İlk Kadın Ressamlarımız" isimli yapıtın dipnotlarından, sanatçının 1988 yılına kadar yapılan araştırmalarda bilinen Türkiye’de 32, İtalya’da 36, Fransa’da 23 ve Amerika’da 60’ı aşkın olmak üzere 150 dolayında eseri kayıt altına alınmıştır. 

26 Şubat 1869 tarihinde Nadezhda Konstantinovna Krupskaya Petersburg’da doğdu. Rus kadın devrimcidir. Ekim Devrimi'nin lideri ve Sovyetler Birliği'nin kurucusu olan Lenin'in eşidir. Sovyetler Birliği Eğitim Halk Komiseri yardımcısı olarak görev yaptı ve SSCB Bilimler Akademisi onursal üyesi oldu.

Büyük Ekim Devrimi’nden önce, beş yıl boyunca bir fabrika patronunun isteği üzerine işçilere okuma-yazma ve aritmetik dersleri verirdi. Burada işçilere ders verirken aynı zamanda işçileri örgütledi. Diğer eğitimci arkadaşlarıyla birlikte verdiği bu dersler çok geçmeden “devrim sınıfları”na dönüştü ve 30 bin işçinin çalıştığı fabrika, ücretlerin iyileştirilmesi talebiyle büyük bir greve gitti. Devrim öncesi sadece elit bir kesimin kullanabildiği kütüphaneler için de harekete geçerek kütüphaneciliğin gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Nadya, emekçi sınıflar için yeraltı kütüphanelerinin kurulmasına öncülük ederek konferanslar düzenledi. Kütüphanecilik seminerlerinin hazırlanması gerektiğini savunarak, Rusya’da kütüphanecilik eğitiminin başlamasına öncülük etti.

Nadezhda Konstantinovna Krupskaya otobiyografisinde kendi yaşamını şöyle özetlemiştir:

"bir gün, öğrencilerin politik tartışmalarına tesadüfen katılmıştım. Bu olayla gözlerimi açtım. Kurslara gitmekten vazgeçip, Marksist eserleri okumaya başladım. Yaşamı, sadece işçilerin devrimci eyleminin değiştirebileceğini kavradım... 1917’yi kapitalizmin ölüm saati olarak düşündüm. Aynı şeyi Sovyetler ‘in 2. Kongresi’nde toprağın ve üretim araçlarının mülkiyetinin halka verildiği zaman da düşünmüştüm. Nihai amacın başarılmasından önce, daha kaç adım atılması gerekiyordu? Son adımı görecek kadar yaşayabilecek miydim? Önemli olan bunu düşlemek ve bilmek değil, tersine bu düşün gerçekleşmesinin olanaklı ve elimizde olmasıydı. Onun gerçekleşmesini önleyebilecek hiçbir gücün olmadığı herkesçe açıktı. Kapitalizm can çekişiyordu. (...) Lenin 1894’de Petersburg’a geldiğinde, çalışmalar daha bir canlılık kazandı ve örgüt daha güçlü bir hâle geldi. Lenin’le aynı bölgede çalıştık ve hemen arkadaş olduk... Sürgünde Lenin’le evlendim. Ondan sonraki yaşamım, onun damgasını taşır. Ona çalışmalarında yapabileceğim yardımın en iyisini yaptığıma inanıyorum... İşçi sınıfının güçlenmesini, partinin büyümesini, dünyadaki en büyük devrime hazırlanmasını, yeni sosyalist bir sistemin doğuşunu, tamamen yeniden kurulan bir yaşamı görmek kaderimmiş. Hiç çocuğum olmadığı için üzülmüştüm, kendimin olmasa da şimdi birçok çocuğum -genç komünistler birliği üyeleri ve genç öncüler- var. Hepsi Leninist olmak istiyor. Otobiyografimi yazmamı genç öncüler istemişti. Otobiyografimi onlara, sevgili çocuklarıma adıyorum."

27 Şubat 1693 tarihinde İlk kadın dergisi "The Ladies' Mercury" Londra'da yayımlandı. Dört haftada bir olmakla birlikte çift yüz olarak tek sayfa basıldı. Dergide yer verilen konular, kadınların;  "aşk, evlilik, davranış, elbise ve mizah gibi konularda, ister bakire olsun, isterse evli veya dul, kadın cinsinin en çok merak ettiği her şey" diye başlık atılarak duyuruldu.

27 Şubat 2002 tarihinde Semahat Geldiay, 79 yaşında vefat etti. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Tabii İlimler Bölümü'nü bitirdi. Mezuniyetinden sonra akademik yaşamına üç yıl kadar ara verdi ve önce Cibali Ortaokulunda sonra İstanbul Kız Öğretmen Okulunda fen öğretmenliği yaptı. Doktora eğitimi için Ankara'ya gitti. Doktora sonrası eğitimine New York'ta Columbia Üniversitesi Zooloji Bölümü'nde devam etti.  Geldiay, böcek hormonlarının böcek kontrolünde kullanılması konusunda Türkiye'de yapılan çalışmalara da öncülük etti. 1987-1990 yıllarında ise böceklerin besinlerle aldığı bitki büyüme regülatörlerinin böcek kontrolünde kullanılabileceği konusundaki çalışmalara öncülük etti. 1996 yılında TÜBA Şeref Üyeliği ile onurlandırıldı.

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…