Erdoğan TTB'yi hedef aldı: Tahammül edilmez seviyeye ulaştı

14 Ekim 2020
Erdoğan TTB'yi hedef aldı: Tahammül edilmez seviyeye ulaştı

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Muhalefeti ve TTB'yi hedef aldı. TTB'yi de Baro gibi parçalamayı gündemlerine aldıklarını söyledi.

Grup konuşmasına, (Türk Tabipler Birliği) TTB'nin kapatılmasını gündeme taşıyan Devlet Bahçeli'ye minnetini ifade ederek, Türkiye'nin kaderi CUmhur ittifakıyle birleşti diyerek başlayan Erdoğan'ın, muhalefete ve TTB'ye ilişkin sözleri şöyle.

Teröristlerin yanında darbecilerin safında, hasımlarımızın dizi dibinde yer almaya siyaset yapmak diyemeyiz. Muhalefet adına konuşanların hezayana varan açıklamalarına gerektiğinde kabinedeki arkadaşlarımız, gerektiğinde grup yönetimimiz cevap veriyor. Biz de ihtiyaç olduğunda devreye giriyoruz."

"BUNUN ADI TERÖR ÖRGÜTLERİNİN SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA EL KOYMASI HADİSESİDİR"

"Ne zamandan beri terörle iç içe olanlar Tabipler Birliği gibi önemli bir kuruluşun başına geçebiliyor? Değerli arkadaşlar bunun adı demokratik bir yaklaşım değildir. Bunun adı terör örgütlerinin sivil toplum kuruluşlarına el koyması hadisesidir. Biz bunlara hastalarımızı nasıl teslim edeceğiz? Nasıl şifa arayacağız? Teröristten bu beklenir mi? Türk Tabipler Birliği başta olmak üzere diğer meslek kuruluşlarındaki sorunlar da artık tahammül edilemez seviyeye ulaşmıştır. TTB, bunun gibi kimi meslek kuruluşları açıkça Anayasa'ya aykırı faaliyet içindedir. Her şeyden önce bu meslek kuruluşlarının yönetimi, söz konusu meslek mensuplarının tamamını temsil etmekten çok uzaktır. Çoklu Baro Sistemi'nde yapıldığı gibi aynı çalışmayı TTB ve diğer meslek odalarında da yapmak durumundayız. Cumhur İttifakı olarak da çalışmayı başarılı şekilde sürdüreceğimize inanıyorum. Vatan topraklarını kurtarmaya çalışan Azerbaycan'ı hedef almak bir meslek örgütünün görevi olamaz. Onlar benim Azeri kardeşlerimin topraklarını işgal etmek suretiyle, onları ötelediler. Onlar topraklarını terk etmek durumunda kaldılar. Verilen mücadele nedir? 'Biz işgal altındaki topraklarımızı istiyoruz.' İstenen bu. ABD-Rusya-Fransa, hala oyalama taktiğiyle bu işi geçiştiriyor. Versenize işgal altındaki toprakları. Kendi topraklarında ne yapacaklarsa yapsınlar."  

TTB BAŞKANI FİNCANCI: ULUSAL ÇIKAR HALK SAĞLIĞIDIR

Salgınla mücadelede en ön saflarda mücadele eden doktorların meslek örgütü Türk Tabipleri Birliği (TTB), iktidarın ve yandaşlarının hedefinde. ‘TTB kapatılsın’a  varan tehditlerin nedeni salgın yönetimine ilişkin eleştiriler, gerçeklerin şeffaf bir biçimde halka açıklanmaması ve TTB’nin halk sağlığını önceleyen kamucu bir sağlık hizmetinden yana tutum alması. 72. Büyük TTB Kongresinde tabip odalarından delegelerin büyük çoğunluğunun iradesiyle seçilen yeni yönetim ve TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da bu baskıların yeni hedefi. TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Fincancı, TTB’nin geçmişten bu yana sağlığın piyasalaşmasına karşı yürüttüğü mücadele, halk sağlığını önceleyen kamucu ve koruyucu sağlık hizmetini savunduğu için iktidarların hedefi haline geldiğini ifade etmişti. Fincancı, salgın döneminde artan bu baskıların ise iktidarın salgına ilişkin gerçekleri gizleme çabasının TTB tarafından halkla açık bir şekilde paylaşmanın sonucu olduğuna dikkat çekmiş, Sağlık Bakanı Koca’nın halk sağlığıyla ‘ulusal çıkarı’ karşı karşıya getiren açıklamasını eleştirmişti. Fincancı, ‘Halk sağlığının öncelenmediği bir ‘ulusal çıkar’ olabilir mi?’ diye sorarak, ‘Ulusal çıkarınız, öncelikle halkın sağlığının korunmasıdır’ demişti. Fincancı, bakanın ‘Hasta ayrı, vaka ayrı’ söyleminin ise DSÖ kriterlerine aykırı olduğuna değinmişti.

**

Vaka sayılarındaki “algı oyunları”nın teşhir edilmesi Erdoğan'ı kızdırmış olmalı.

TTB: 7 ayda yüz binlerce vaka gizlendi

Dün Evrensel gazetesinin manşetinde, “TTB: 7 ayda yüz binlerce vaka gizlendi” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19 İzleme Kurulu, salgının 7. ayına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Sağlık Bakanlığının semptom göstermeyen vakaları gizlemesinin yarattığı sonuçlara dikkat çekilen toplantıda konuşan Prof. Dr. Kayıhan Pala, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ‘Test sayılarında pozitif çıkma oranı nisanda yüzde 20, eylülde yüzde 10 oldu’ açıklamasını hatırlatarak ‘Buna göre sadece nisan ve eylül aylarında 350 bin doğrulanmış vaka bildirilmedi’ dedi. TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın moderatörlüğünde online yapılan toplantıda konuşan TTB Covid-19 İzleme Grubu Üyesi ve Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, Bakan Koca’nın PCR testi pozitif vakaların tümünün açıklanamamış olduğunu itiraf ettiğine dikkat çekti. Bakanın bu bilgiyi Bilim Kurulu üyelerine değil bir gazetecinin sorusu üzerine bu bilgiyi açıkladığını hatırlatan Pala ‘Böyle olunca salgına ilişkin durumu anlamamız zorlaşıyor’ dedi. Bakan Koca’nın, tablonun değiştirildiği temmuz ayında değil, nisan ayından beri semptomu olmayan vakaların açıklanmadığını söylemiş olduğunu anlatan Pala ‘Bakan’ın açıklamasına göre nisan ayındaki testlerin yüzde 20’si, eylül ayında ise yüzde 10’u pozitif çıktı. Buna göre nisan ayında 81 bin 571 olgunun pozitif olduğunu, eylül ayında da 275 bin 647 doğrulanmış vakanın olduğunu söyleyebiliriz. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine bakıldığında bu bilgilerin DSÖ’ye de bildirilmediğini görüyoruz. Bu sayılar Türkiye’nin nüfus başına en fazla doğrulanmış vaka olan ülke olduğu anlamına geliyor. Sadece nisan ve eylül ayında 350 binden fazla doğrulanmış olgu topluma bildirilmemiş. Bu nedenle doğrulanmış ölüm sayılarındaki tartışmanın da sürdüğünü görüyoruz’ değerlendirmesinde bulundu.”

Haber Birgün gazetesinin ön sayfasının altında, “Vakalar saklandı, önlem alınmadı” başlığıyla yer aldı:
“Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19 İzleme Grubu, Covid-19 salgınına ilişkin yedinci ay değerlendirme raporunu hazırladı. Rapora ilişkin TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, TTB Merkez Konseyi üyesi Prof. Dr. İbrahim Akkurt ile TTB Covid-19 İzleme Grubu üyeleri Prof. Dr. Kayıhan Pala, Prof. Dr. Özlem Kurt Azap ve Doç. Dr. Osman Elbek’in katılımıyla online açıklama yapıldı. ‘Pandemi döneminde birinci temel sorunumuz doğru ve güvenilir veri gereksinimi’ diyen TTB Covid-19 İzlem Grubu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Mart ayının sonundan itibaren Sağlık Bakanlığı’nın sadece doğrulanmış olguları açıklamasının yetersiz olduğunu, pandeminin yükünü anlayabilmek için doğrulanmış olgularla birlikte, Dünya Sağlık Örgütü’nün 25 Mart’ta yayımladığı rehberine uygun olarak olası ve kuşkulu vakalar ve ölümleri de açıklaması gerektiğine vurgu yaptık. Temmuz ayında o turkuaz tablodaki değişikliğin ardından gördük ki Sağlık Bakanlığı bizim sahada gördüğümüz doğrulanmış olguları açıklamakta bile bir sıkıntı yaşıyor. Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanı Türkiye’de PCR pozitif olan doğrulanmış tüm vakaları açıklamadığını kabul etti. Böyle olunca da durumun ne olduğunu anlamamız zorlaşıyor.’ Bakan Koca’nın açıklamalarına göre aslında bu PCR pozitiflerin açıklanma meselesinin temmuzdan sonrasıyla sınırlı olmadığının nisan ayından bu yana sürdüğünün açığa çıktığını belirten Pala, şunları söyledi: ‘Bakan açıkça diyor ki, ‘Bizim ülkemizde nisan ayında PCR testi yapılanlarda pozitiflik oranı yüzde 20’ydi.’ Buna göre, nisan ayında 81 bin 570 olgunun pozitif olduğu halde topluma açıklanmadığını görüyoruz. Biz aynı zamanda hem DSÖ hem de Avrupa Birliği Hastalıkları Önleme Kontrol Merkezi’nin veri tabanlarına girerek, ‘Sağlık Bakanlığı bunu topluma açıklamazken buralara bildirdi mi?’ diye araştırdık. Hayır. Veri tabanlarına baktığımızda sadece açıklanan verileri bildirdiği açık olarak görüldü.’”

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…