Mali’deki darbenin arkasında SADAT ve Saray mı var?

24 Ağustos 2020
Mali’deki darbenin arkasında SADAT ve Saray mı var?

Batı Afrika ülkelerinden Mali’de düzenlenen darbe ile Devlet Başkanı İbrahim Boubacar Keita’nın yedi yıllık iktidarına son verildi. Darbeciler Keita’nın işadamı  oğlu, Başbakan Boubou Cisse ve pek çok bakanı darbenin merkezi başkent Bamako yakınlarındaki Kati’deki bir garnizonda gözaltına aldı. 

Eski bir Fransız sömürgesi olan Mali’de, Fransa yanlısı politika izlemekle suçlanan Devlet Başkanı Keita’nın yönetiminden rahatsızlık duyan halk günlerdir gösteriler düzenliyordu. Gösterilerin liderliğini ise başkent Bamako’daki Merkez Camii’nin İmamı ve Eski Yüksek İslam Konseyi Başkanı Mahmut Dicko yapıyor. 

Karizmatik bir kişilik olan Dicko’nun Türkiye ile yakın ilişkileri de bulunuyordu. Son dönemde Türkiye’den Mali’ye yapılan ziyaretlerde Dicko da görüşülen isimler arasında yer alıyordu. Dicko‘nun, Türkiye’nin Bamako’da yaptırdığı Eyüp Sultan Camii’nin arsasının alınmasında aracılık yaptığı öne sürülmüştü. Dicko ile ilgili başka bir iddia ise Milli Görüş Hareketi ile kurduğu yakın diyalog. 

Darbeyi gerçekleştiren isim olarak ön plana çıkan Albay Malik Diaw’ın ise darbeden yaklaşık iki hafta önce Rusya’dan döndüğü belirtiliyor. Diaw’ın bir süredir Rusya’da askeri eğitim aldığı ifade ediliyor. Darbenin diğer önde gelen figürleri ise Albay Sadio Camara ve Tuğgeneral Fanta Madi Dembele. 

Darbeye sert tepki gösteren ECOWAS (Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu) bu üç isme yaptırım uyguladığını açıkladı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski askeri danışmanlarından ve SADAT adlı paramiliter grubun lideri emekli General Adnan Tanrıverdi ise 15 Mayıs 2014 tarihli Türk Savunma Sanayiindeki Gelişmeler ve Türkiye Afrika İlişkileri başlıklı sunumunda ilginç ifadeler kullanıyor. Tanrıverdi, “Bunun yanında Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali ve Nijerya gibi bazı kritik bölgelerdeki dış destekli ayırımcı ve İslâmi kesime dönük devlet terörünün de, engelleyici tedbirlerle birlikte dikkatli etüt edilmesi gerektiği kanaatindeyim“ ifadelerini kullanıyor. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 10 Aralık 2019 bir televizyon programında Fransa’nın Afrika politikasını eleştirirken şu ifadeleri kullanıyor:

“Sadece burada kalmıyor,  gidiyor Mali'ye. Neymiş çağırmış da onun için gitmişler. Bunları kendisine söylediğim için söylüyorum. Mali'de ne işin var senin?”

3 Mart 2018’de Mali’ye ziyaret düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa’nın bu ülke üzerindeki etkisinden dolayı istediği gibi Mali’nin içişlerine müdahale edemediği belirtiliyor. 

Fransa ile Libya ve Doğu Akdeniz’de büyük bir mücadele içinde bulunan Türkiye, geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Afrika turu çerçevesinde Mali’ye komşu ülke Nijer’e düzenlediği ziyaretten sonra bu ülke ile askeri anlaşmalar imzalayacağını duyurmuştu. Nijer de tıpkı Mali gibi eski bir Fransız sömürgesi ve Fransa bu ülkelerde El Kaide yanlısı örgütlere karşı operasyonlar düzenliyor.

Fransa 2012 sonu ve 2013 başında Mali’nin yaklaşık yüzde 60’ını ele geçiren kuzeydeki Tuareglerin öncülüğünde kurulan Azawad Devleti’ne karşı operasyon düzenlemiş, El Kaide ile bağlantılı bu yapılanmaya son verilmişti. Ancak El Kaide ile bağlantılı bu örgütler zaman zaman Mali’de büyük terör eylemleri düzenliyorlar. Son bir kaç ayda Mali ve BM askerlerini hedef alan saldırılarda onlarca asker öldürüldü. 

Özellikle sosyal medyada paylaşım yapan Malili ve Batılı pek çok hesap darbenin arkasında Türkiye’nin bulunduğunu, Türkiye’nin bu şekilde Fransa’dan Libya ve Doğu Akdeniz’in intikamını almaya çalıştığını öne sürüyor. Fakat Türkiye’nin Mali’de darbe yapma kapasitesinde olup olmadığı bilinmiyor. Özellikle yönetimi elinde bulunduran Keita’nın Türkiye ile mesafeli durduğu belirtiliyordu. Fakat Türkiye’nin başta Maarif Vakfı, TİKA ve IHH adlı yardım kuruluşu başta olmak üzere pek çok sivil görünümlü kuruluş vasıtasıyla bu ülkede aktif olduğu biliniyor. 

Konuyla ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı internet sitesinde yayımlanan resmi açıklamada ise darbe kınanıyor. Açıklamada şu ifadeler kullanılıyor:

"Mali’de 18 Ağustos 2020 günü Silahlı Kuvvetler içerisindeki bir grup tarafından yapılan darbe sonucu Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita’nın Parlamento ve Hükümeti feshederek istifa etmeye zorlanmasını derin endişe ve üzüntüyle karşılıyoruz.

Dost ve Kardeş Mali’de iç barış, güven ve istikrar ortamının süratle yeniden tesis edilmesi, Cumhurbaşkanı Keita ve tutuklu bulunan diğer üst düzey yetkililerin derhal serbest bırakılmaları ve ülkede anayasal düzene bir an önce geri dönülmesi yönündeki güçlü beklentimizi vurguluyoruz. BM, Afrika Birliği ve ECOWAS’ın bu amaçla yürüttüğü çabaları destekliyoruz.” Burak Taygan / Ahval

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…