Suriye’nin İdlib bölgesinde Erdoğan ile Putin’in anlaşmasıyla hayata geçirilen 5 Mart’taki Moskova Mutabakatına rağmen sıcak gelişmeler yaşanıyor. Türk-Rus ortak mutabakatına zaman zaman saldırıların yaşandığı bölgede, Rus savaş uçaklarının bombardımanları da yeniden artmaya başladı.
Suriye’de bulunan gazeteci Beritan Sarya’ya göre, Rusya ve İran destekli Şam rejiminin özellikle Kürt dağı bölgesinde kümelenen Türkiye’ye rağmen Moskova mutabakatını kabul etmeyen gruplara karşı operasyonu her an başlayabilir.
Sarya, mutabaka rağmen İdlib bölgesine Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de Şam rejimi ve İran güçlerinin de askeri sevkiyatlarını hiç durdurmadıklarını hatırlattı ve sevkiyatın son günlerde arttığına dikkat çekti.
Beritan Sarya, 18 Ağustos gecesi Türk komutanlar ile Rus komutanların, bir Rus noktasında bir toplantı yaptıklarını ardından Türk komutanların HTŞ’lilerle bir buluşma gerçekleştirdiğini aktardı ve “Toplantı, 19 Ağustos’ta İdlib şehir merkezinde yapıldı. Türk komutanlar, HTŞ ve bağlı çetelere talimat verdiğini biliyoruz. Türk komutanlar ‘Bir kaç güne kadar Ruslar ve rejim Kürt dağına saldıracak, hazırlığınız yapın, hazır olun, biz bu savaşa katılmayacağız ama sizi destekleyeceğiz’ dediler” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin bölgeye yığınak yaptığını hatırlatan Sarya, şöyle dedi:
“Türkiye Rusya ile ilişkilerini bozmak istemiyor. Mutabakattan memnun, bir yandan da bölgedeki varlığını kalıcılaştırmak istiyor. Türkiye kendisini ılımlı muhalifleri, Milli Ordu dediği çeteleri ve kendi gruplarını bölgeye yerleştirmek istiyor. Taraflar bölgeye sevkiyatlarını sürdürüyor. Bölge sıcak. Her an patlayabilir. Büyük ihtimalle Kürt dağına bugünlerde bir operasyon yapabilir.”
Gazeteci Beritan Sarya, TSK ve bağlı grupların denetiminde bulunan Afrin’de yaşanan hak ihlallerini de aktardı. Sarya, yaşanan hak ihlalleri ile ilgili özetle şu bilgileri verdi:
“Afrin'de Kürtlere dönük etnik temizlik uygulanıyor. Aslında soykırım da diyebiliriz. TSK ve bağlı SMO’nun işgali altında. İşgalin ilk gününden beri katliam haberleri gelmeye başladı. Toplam 563 insan, hatta sayının daha daha fazla olduğu söyleniyor. katledildi. Bir kısmı bombardımanda bir kısmı işgal sonrası katledildi. İşkenceyle katledilen 55 kişi var. 165 kadına tecavüz edildi, çocuklar öldürüldü. Geçen günlerde, Afrin’de yüksek bir binadan bir çocuk çeteler tarafından atıldı. Afrin’de Türkiye işgali altında bölgelerde katliamlar, tecavüzler yaşanıyor. Çeteler oradaki kadınları kendileriyle evlenmeye zorluyorlar. Kabul etmeyenleri toplum içinde küçük düşürüyorlar, ya da katlediyorlar. Kadınları sokağa çıktığında taciz ediliyor, evde kalmaya ya da çarşaf giymeye mecbur bırakıyorlar. Çocuk yaşta evlilikler de dayatılıyor. Çeteler aileleri tehdit ederek 18 yaş altı çocukları daha yaşlı olanlarla evlendirmelere mecbur bırakıyorlar. Bu çocuklar, çetelerin ikinci, dördüncü eşi olmaya zorlanıyorlar. Afrin’de kaçırılıp fidye de alınıyor. 6.500 insan kaçırılmış, bunlardan en az üç binin akıbeti belli değil. İki üç gündür Afrin’de en az 13 kaçırma oldu. Hepsi de Kürtler.
ÖSO bunları yapıyor diyoruz ama şu an Milli Ordu olarak adlandırılıyor. Bu Milli Ordu grupları kimin partnerleri, TSK’nin parternleri değil mi, direkt talimatları Türkiye’den almıyorlar mı? Aslında Kürtlere karşı Afrin’de etnik temizlik yapılıyor.”
Deyrezor ve Rakka’da yaşanan suikastlarla ilgili de bilgiler veren Beritan Sarya, şunları söyledi:
“Bu suikastlar daha önce de vardı ama son günlerde yoğunlaştı. Aslında tüm güçler de yapıyor. MİT de Muhaberat (Şam istihbaratı/ da var. Deyrezor’daki son iki suikastın (Arap kanaat önderlerine karşı) arkasında rejim var. Deyrezor’da rejimin hücreleri var. Rejim bölgenin yakınında. Su ayırıyor. DAİŞ’lilerden de bir kısmı rejimin yanında var. Biraz daha rejimi işaret ediyor. QSD yaptığı operasyonda tutuklanan yakalanan bir kişi itiraf etti. Rejimin Arapların Silahlı Direnişi diye bir örgüt kurduğunu söyledi. Bildirisini dağıtırken yakalandı. Arap aşiret liderleri tehdit ediliyor. Bu suikastleri üstlenmiyor. ‘Özerk Yönetim öldürdü. Kürtler, Araplar üzerinde baskı uyguluyor, Arap aşiret liderlerini öldürmek istiyor, petrolü sadece kendileri alacak’ diyorlar. Bu şekilde Özerk Yönetim ile Deyrazor halkını karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar."
Son günlerde Haseki’de bulunan Hol Mülteci Kampı da kaçan ya da kaçmaya çalışan IŞİD’lilerle gündeme geliyor. Kampda 60 bin insan kaldığı bilgisini aktaran Sarya şunları söyledi:
“Dünyanın en büyük dördüncü kampı ama BM’nin tanımadığı kamp aynı zamanda. 60 bin kişi kalıyor bunların 30 bini IŞİD’li ve aileleri. Bunlardan 10 bini gibi muhacir denilen Suriye ve Irak dışından gelen IŞİDlilerin aileleri.”/Ahvalnews
Gazeteci Beritan Sarya’nın verdiği bilgilere göre Hol Kampı’ndan IŞİD’lilerin kaçırılmasını MİT’in örgütlendiğini söyledi. Sarya, “Kaçırılmaları Türkiye, MİT örgütlüyor. Yardım kuruluşları var. Hol kampına yardım götürüyorlar. Onlar kullanılıyor. Kamyonların alt kısımlarında yakalanıyorlar.Tır şoförleri de para karşılığı bunlara yardım ediyor” dedi.
