Kılıçdaroğlu: Kürt sorununu çözeceğime söz veriyorum

28 Temmuz 2020
Kılıçdaroğlu: Kürt sorununu çözeceğime söz veriyorum

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “40 yıldır Kürt sorunu tartışılıyor, 40 yıldır bir sorun neden çözülmez? 40 yıldır siyasi otorite Kürt sorununu çözmedi. Bu sorunu demokratik standartlar içinde, Türkiye'nin bağımsızlığı çerçevesinde çözeceğime söz veriyorum” dedi. 

CUMARTESİ ANNELERİNE DUAYI ÇOK GÖRDÜLER
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. 800’üncü haftada müdahale edilen Cumartesi Anneleri’ne değinen Kılıçdaroğlu, “800 haftadır bir grup anne evlatlarını arıyor. Evlatları kaybolduğunda bazıları 13, 20, 30 yaşlarındaydı. Onların evlatları nerede kayboldu. Güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındılar, tutuklandılar. Bir süre sonra haber alınamadı. 800 haftadır anneler Galatasaray'a gidip bir karanfil bırakmaya gittiler. Evlatlarımızın bari mezarını söyleyin diyor anneler. Bir karanfil bırakmalarını çok gördüler. O annelerin sesini duymayanlara ben insan demem. Cumartesi Anneleri'nin sesini duymak zorundayız. Diyarbakır Anneleri de mübarek annelerdir, onların da evlatları var. O evlatlarının terör örgütlerine gitmesini kim sağladı? Anneler arasında hiçbir ayrım yapmıyoruz. Anneyi bizi yetiştiren bir insan olarak değerlendiriyoruz. Devleti yönetenlerin annelerin sesini dinlememesi kadar acı bir şey yoktur. Bir ayıbı dünya görmesin diye Cumartesi Anneleri'ne izin vermiyorlar” dedi.
 
KAVALA 1001 GÜNDÜR CEZAEVİNDE
 
İş İnsanı Osman Kavala’nın 1001 gündür cezaevinde olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Üç kez mahkemeden beraat etti. Her tahliyeden sonra tutuklandı. Devlete yakışmaz bu. Aynı dosyadan yeni bir suç uyduruyorsanız siz Osman Kavala'dan intikam alıyorsunuz. Tıpkı Selahattin Bey gibi. Kalemi satmayan hiçbir gazeteci zorun karşısında diz çökmez” diye belirtti.
 
CHP’nin 37’nci Kurultay’ını gerçekleştirdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “İkinci Yüzyıl Çağrı Beyannamesi”ni açıkladıklarını belirterek, “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına giderken neyi vaat etmeliyiz? Bunları düşündük. İşsizliği, yoksulluğu yenmek zorundayız.  Yolsuzlukla mücadele etmeliyiz. Bunları kimlerle ve nasıl yapacağız? Bunları dostlarımızla gerçekleştireceğiz, biz bunu söyleyince havuz medyasında titreme oldu. Bizim ortaya koyduğumuz 13 maddeye 'evet' diyen herkes bizim dostumuzdur” dedi.
 
DİKTAYA SON VERECEĞİZ DEMOKRATİK ANAYASA YAPACAĞIZ
 
 Demokratik yolla bir dikta yönetimine son vereceğiz. Nasıl yapacağız? Yeni bir anayasa yapacağız. Bugüne yapılan büyün anayasalar tonu değişmekle birlikte vesayetle oldu. Hiçbir zaman toplumun bütün kesimleri bir araya gelip bir anayasa değişikliği olmadı. Son anayasa değişikliği baskı döneminde yapıldı. Anayasa kitapçığını eline alan her vatandaş bu benim anayasamdır diyecek. 
 
Bu anayasanın özünde demokratik parlamenter sistem olacak. Bu anayasada cumhurbaşkanı tarafsız olacak. Adına cumhurbaşkanı diyorsak 83 milyonun cumhurbaşkanı olacak, herkese eşit mesafede olacak. Bir partinin genel başkanı hâkim tayin etmez. TBMM'de öyle gece yarısı kanunları olmayacak, milletin çıkarı neyi gerektiriyorsa onlar görüşecek.
 
KÜRT SORUNU
 
İkinci hedeflerinin toplumsal huzur ve barış olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “40 yıldır Kürt sorunu tartışılıyor, 40 yıldır bir sorun neden çözülmez? 40 yıldır siyasi otorite Kürt sorununu çözmedi. Batı'nın egemen güçleri Türkiye'nin aleyhine kullanıyor. Sorumlusu bugüne kadar iktidar olup bunu çözmeyendir.  Ben genel başkan olarak bu sorunu demokratik standartlar içinde, Türkiye'nin bağımsızlığı çerçevesinde çözeceğime söz veriyorum. Biz bu memlekete barışı ve huzuru getireceğiz. Her vatandaş huzur içinde yaşayacak.”
 
AKP SEÇMENİNE SESLENDİ
 
Kılıçdaroğlu, AKP’ye oy verenlere seslenerek, şöyle devam etti: “Özellikle AK Parti'ye oy veren kardeşlerimizin sorgulama yapması gerekiyor. İşi ehline vermek insaniyet meselesi midir? Neden işi ehline vermiyorsun? İşi ehline vermezsen yolsuzluğa, haksızlığa çanak tutuyorsun demektir. Bir kişinin liyakatli olması sonradan olmuyor. Önce eğitim olması lazım, tıp fakültesinden mezun olanı cerrah yapmıyorlar hemen. Siz ehline teslim etmezseniz bu iş nereye gidecek? İşi ehline teslim etmek, devleti yönetirken tarafsız olmasını sağlamaktır. Liyakat sahibi kişi vatandaşlarına eşit davranır, oturduğu makamı vatandaşa işkence etme makamı olarak kullanamaz o makamı. O makamın bir sorumluluğu vardır.”
 
ERBAŞ'A TEPKİ: O KOLTUĞU KİRLETİYORSUN
 
Kılıçdaroğlu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı şu sözlerle eleştirdi: “Tarihi bilmeden belli koltuklara oturursanız, kendi tarihinizi reddedip gerçek tarih gibi bulunduğunuz koltukta ifade ederseniz siz o koltuğa layık değilsiniz. Çıkacaksanız öyle bir konuşma yapacaksınız ki haddinizi aştığını bileceksiniz ve geri almak için çaba harcayacaksınız, bu o koltuğun hakkını veremiyorsun, liyakatli değilsin demektir. O kişi bilmeli Mustafa Kemal ve arkadaşları olmasaydı bugün o camilerin hiçbirisinde 5 vakit ezan okunmazdı. O koltuğa oturduysanız tarihi bileceksiniz. Tarih bilmeyen, rivayetlerle profesör ünvanı alıp belli koltuklara oturan kişilerin Türkiye'ye  ihanet ettiklerini bilmeliyiz. Siz kalkıyorsunuz, bir kişiyi asla yakışmayacak, bir din insanına yakışmayacak, 'lanet' sözcüğü kullanılır mı? 'Lanet' sözcüğünü Erdoğan için kullanmış olabilir, onu da söylesin. Ona rağmen bir din insanı kullanmamalıydı. Dua okunur, e okusaydın o zaman. Ağzını kapatan mı vardı? Bunlar tarihin de gerçeğin de ne olduğunu bilmiyorlar. O koltuğun kendisine paye vereceğini sanıyorlar. O koltuğu sadece ve sadece kirletiyorsunuz.”
 
13 MADDEYE EVET DİYEN DOSTUMUZDUR

‘İkinci Yüzyıla Çağrı’ beyannamesinde neyi anlattık; işsizliği, yoksulluğu, adaletsizliği, yolsuzlukla mücadeleyi çözeceğiz. Kimlerle beraber mi çözeceğiz? Dostlarımızla! Dostlarımızla deyince havuz medyası titredi. Dostlarımız kim? Bu sorunların çözümü için yanımızda duracak olan ve bu sorunları hissedenler. Kurultayda ortaya koyduğumuz 13 maddeye kim ‘evet’ diyorsa bizim dostumuzdur.

SEÇİM YASASINI DEĞİŞTİRECEĞİZ

Rüşvet alan bir kişinin büyükelçilikte ne işi vardır? Seçim yasası değişecek dedik. Bütün vatandaşlarımız milletvekillerini mi seçiyorlar, yoksa önüne konan listeye mi mühür basıyorlar? Bunu 12 Eylül darbecileri yaptı. Darbecinin getirdiği kanunu niye uyguluyorsunuz? Söz veriyorum bunu yapacağım. Bütün dostlarıma söz veriyorum. Milletin vekilini millet seçecek.

Seçim barajını kaldıracağız. Makul bir baraj konabilir. Kadınlar her seferinde siyasette yer almak istiyorlar erkekler izin vermiyor. Meclise cinsiyet kotası verilmeli. Siyasi ahlak yasasını çıkaracağız.

Biz siyasi ahlak yasasını çıkararak Meclis’in itibarını yükselteceğiz. Cebini düşünen değil, milleti düşünen milletvekili olacak. Uzun süredir bu olmadı, ama inşallah biz bunu yapacağız.Kamu ihale kanununu değiştireceğiz. Kul hakkı yemek en büyük günahsa kul hakkı yiyenlere nasıl oy veriliyor? O zaman sen de kul hakkına ortak oluyorsun.

Kütahya havalimanının maliyeti 50 milyon euro. Yolcu garantisi vermiş hükümet. 29 yıl 11 ay çalıştıracak burayı. 205 milyon 281 bin 118 euro vereceğiz. Kimin parasını veriyoruz? Bunu da değiştireceğiz. 

EĞİTİMDE ÇOCUKLARI KOBAYLAŞTIRDILAR

Eğitim sistemini tepeden tırnağa yeniden yapılandıracağız. 

4+4+4 sistemi geldiğinde tek itiraz eden parti bizdik. Bakanlar kurulunda görüşülmedi. Kalkınma planlarında yoktu. Milli Eğitim şuralarında, Milli Eğitim Bakanlığı’nda görüşülmedi. 5 milletvekili kanun teklifini verdi, hiç biri eğitimci değildi. Sonuçta milyonlarca çocuk kobay olarak kullanılıyor. Dünyada kendi çocuklarını kobay olarak kullanan tek ülkeyiz. Üniversiteler tamamen çöktü. 

İran, Suudi Arabistan ve Malezya üniversitelerinde üretilen bilgi sayısı bizim üniversitelerimizi geride bıraktı. Güçlü bir sosyal devlet olarak aile destekleri sigortasını kuracağız. Günlük 39 lira ücret desteği veriyorlar. 1 milyon kişi ücretsiz izne çıkarıldı. Bunların sosyal güvenlik primleri yatmayacak. Pekiş bu bir milyon kişinin çocuğu ya da kendisi hasta olursa parayla tedavi olacak.Güçlü bir sosyal devlet kurmak bizim görevimiz. Hizaya getiren devlet baba olmalı, şevkat gösteren devlet ana olmalı. Yereli güçlendirip, kayyuma son vereceğiz. Seçimle gelen seçimle gidicek. Orta Doğu’yu kan değil, barış alanına çevireceğiz. 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…