Efendisiz-vesayetsiz-demokratik cumhuriyet için Kurucu Meclis

Mehmet Özgen

10 Ağustos 2016
Efendisiz-vesayetsiz-demokratik cumhuriyet için Kurucu Meclis

Tek-adam diktatörlü?ü OHAL vas?tas?yla kuruluyor.. OHAL parlamentoyu fiilen ortadan kald?rm??t?r. Kurucu Meclis slogan?yla halk kitlelerinin seferberli?ine dayal? bir mücadele d???ndaki her yol, siyasi islamla uzla?mak, onun kuraca?? fa?ist devlet düzeninde ‘muhalefet’ olmay? sindirmek anlam?na gelecektir.

15 temmuz’la ba?layan yeni sürecin ?ifreleri, Erdo?an’?n havaliman?nda sarfetti?i ?u sözlerde sakl?d?r: ‘’Bu Allah?n lütfu. Çünkü Silahl? Kuvvetlerimizin temizlenmesine vesile olacakt?r’’.

Bu sözler, darbe giri?imi devam ederken, yani sonucun ne olaca?? henüz belli de?ilken söylendi. Sonuçtan, bu temizli?in hiç itirazs?z yap?laca??ndan mutlak olarak eminseniz, bu kadar kesin konu?abilirsiniz.

Önceden organize edilen milisileri Rabia i?areti ile soka?a döktü, tanklar?n önüne sürdü. ?eriatç?-milliyetçi sloganlarla, meydanlar zaptedildi.. Amaç demokrasiyi korumak de?il, laik ve demokratik güçlere gözda?? vermek, kontrolü sa?lamakt?.

M?T ve Genelkurmay ba?kanl??? kooridnasyonuyla haz?rland??? anla??lan 1170 subay?n tasfiye listesi ve akabinde soru?turma ve gözalt? kararlar? ile Fetoculara darbeden ba?ka seçenek b?rak?lmad?, erken hareket etmeleri adeta te?vik edildi. Böylece ba?ka ba?lant?lar da ortaya ç?kacak, tasfiye için me?ruiyet ortam? sa?lanm?? olacakt?, sa?land? da.

FA??ST D?KTATÖRLÜK OHAL VASITASIYLA KURULUYOR

Sokak gücü arkaya al?narak, kürt illerinde bir y?ld?r uygulanan OHAL bütün ülkeye te?mil edildi. Darbeye ‘direnen’ meclis sadece onay verdi.. Ba?ta ordu olmak üzere devlet ayg?tlar? on binlerce tasfiye ile tam bir kaos içinde. Fetocu av? ile güvensizlik katsay?s? had safhada. Askeri okullar kapat?l?yor, bürokrasi ay?klan?yor.. Kuvvet komutanl?klar? Savunma bakanl???na, jandarma komutanl??? ?ç ??leri bakanl???na ba?land?.. Genelkurmay, M?T cumhurba?kanl???na ba?lanacak.. Böylece ordunun komuta kademesindeki koordinasyon da parçalanm?? olacak.

Tek-adam diktatörlü?ü OHAL vas?tas?yla kuruluyor.. Cumhurba?kanl???, Ba?kanl?k sisteminin kulesi olarak in?a ediliyor. Bundan sonra AKP’nin yapaca?? ?ey, bu yap?n?n içerildi?i yeni bir anayasa yapmak olacakt?r.

Aç?kças?, Erdo?an rejimi, öncesinde yapamakta zorland??? ?eyi, 15 Temmuz’dan büyük avantjlar elde ederek devleti kendi suretinde yeniden yap?land?rmaya çal???yor. Darbeyi bast?rma operasyonu kisvesi alt?nda, yeniden-biçimleni?e CHP ve MHP’yi ortak ediyor. Tv.lerde ‘darbe bast?rma anlat?s?n?n durmadan tekrarland??? yo?un propaganda ortam?nda do?al müttefik olarak MHP tam destek veririken, CHP yönetimi de ‘neden bize sormad?n?z’ tarz?nda ele?tirel bir destek sunuyor. HDP ise ba??ndan beri d??lanarak, sistem d???na itilmi? durumda.

RÖHM ve H?TLER / GÜLEN ve ERDO?AN

K?sacas?, bütün geli?meler, operasyonlar, darbe giri?imi gecesi ya?anan?n uzun b?çaklar gecesi oldu?unu gösteriyor. (1) Yani Hitler’in kendisine rakip olan yolda?? Ernest Röhm’ün lideri oldu?u SA’lar? ortadan kald?rd??? gece. Benzer ?ekilde, 15 temmuz da, AKP-Cemaat ortakl???n?n kanla biti? tarihidir. Ayn? (islamc?-fa?ist) karakterde olan iki islamc? hizipten birinin di?erini tasfiyesi.. Elbette ki, cemaatin arkas?nda ABD emperyalizmi var. Ama bu darbenin içinde oldu?unu göstermez. AKP’ sözcülerinin B ve C planlar?ndan sözetmeleri, Erdo?an’?n sürekli tetikte olma uyar?s?, darbeye te?vik plan?n?n ba?ka operasyonlar? tetiklemesinden duyulan korkudur.. (Bu operasyonlar?n darbe olmas? da gerekmiyor..) Ordunun koordinasyonunun parçalanmas?n?n bir nedeni de budur. Buna ba?l? olarak, ittifak içine girdi?i eski statüko güçlerine güvensizli?idir.

Öte yandan, bu süreç Erdo?an’?n kitle deste?inin zay?f oldu?unu da ortaya ç?kard?. Devletin bütün ideolojik ayg?tlar?ndan yap?lan ça?r?lar, camilerden verilen selalar beklenen kar??l??? bulmad?. AKP’liler dahil, y???nlar, kendi askerini tekbir getirerek linç eden, bo?az?n? kesenlerle yan yana gelmekten kaç?nd?. Soka?a ç?kanlar?n çekirde?ini dar bir mezhepçi-cihatç? güç, I??D zihniyetliler, lümpenler, cemaatler, ç?karlar? do?rudan AKP’nin varl???na ba?l? olanlar, cumhuriyet dü?manl???n? eskiden beri orduyla özde?tirenler olu?turmu?tur.

Eski satatüko güçlerinin, miliyetçi-?ovenist ulusalc?lar?n, devlet ayg?tlar?ndaki tasfiye edilen cemaatçi kadrolar?n yerini alma pazarl???nda olduklar? bellidir.. CHP’nin ‘cumhuriyetin kurucu de?erleri ve iade-i itibar talebi k?smen bu çerçevede kar??lanabilir. Ancak bunun da, rejimin restorasyonuna dair sahte umut yaratmaktan ba?ka bir anlam? yoktur. Üstelik, rejim kendisini garantiye ald?ktan sonra, t?pk? cemaat gibi, bunlar da tasfiye olmaktan kurtulam?yacaklard?r.

Önceki yaz?mda (2) belirtti?im gibi, Erdo?an-ergenekon (veya eski satükonun derin güçleri) ittifak?n?n varolma ko?ullar?ndan biri Cemaatin topyekün tasfiyesi idi. Ba?kanl?k sisteminin yaln?zca Erdo?an’?n de?il bu güçlerin de bir projesi oldu?unu untmamak laz?m. Özal’dan beri Türkiye sa??n?n e?ilimi, hedefi budur. ?ttifak?n ikinci önemli dayana?? olan Kürt sorununu askeri yöntemle çözme, yani sava??n daha da ?iddetlenmesi büyük bir ihtimaldir. Çünkü müttefiklerin ortak dü?man?, Türkiye’deki düzeni alt üst etme dinamizmine, Rojova gibi bir hiterlanda da sahip Kürt halk hareketidir. Bu hareketin i?çi s?n?f? ve di?er emekçi kesimlerle ittifaka girme süreci sadece rejim aç?s?ndan de?il, düzen aç?s?ndan da büyük bir tehdit oldu?u 7 haziran seçimlerinde görülmü?tür.. Ve zaten darbe süreci de o günden ba?lam??t?r.. Bugün HDP’nin, AKP-CHP-MHP konsensüsünden d??lanmas?n?n sebebi de, onun, sadece rejim kar??t? de?il, düzen kar??t? güçlerin bir koalisyonu oldu?u için bir tehdit unusuru olarak alg?lanmas?ndand?r.. 

KR?Z, EGEMENL?K S?TEM?NDE, DEVLETTE DEPREME YOL AÇMI?KEN..

Darbe giri?iminin ard?ndan yap?lan analizlerde demokrasi cephesinin kurulmakta gecikmesi vurgusu var. Ancak hala ortaya stratejik bir yönelim, somut bir yol haritas? sunulmu? de?il.. Daha somut olarak bu demokrasi cephesi, nas?l örgütlenecek, nas?l bir hat izleyecek, hangi program? savunacak.. Bunlar hala belli de?ildir. Siyasal kriz, egemenlik sisteminde, devlette depreme yol açm??ken devrimci durum tespitlerini hat?rlamamak büyük bir çeli?kidir.

Art?k verili ko?ullar?n analizinden, mümkün olan?n belirlenmesine geçmek gerekir. Taksim mitinginde K?l?çdaro?lu’nun aç?klad??? manifestoya bu aç?dan bakarsak, Cumhuriyetin yeniden kurulmas?n? de?il, varolan siyasal rejimle uzla?may? içeren bir mant??? içermektedir. O manifestoda, eski statükonun güçlerine iade-i itibar talebi var da, evleri ba?lar?na y?k?lan, yüzlerce evlad? katledilen, kentleri yokedilen, bodrumlarda yak?lan kürt halk?ndan, do?uda sürdürülen sava?tan bir tek söz yoktur. O manifesto adeta demokrasi ve özgürlük söylemleriyle koku?mu?, diki? tutmayan düzeni savunmak için yaz?lm?? gibidir. Yenikap?’da tekrarlanan bu manifestonun ruhu itibariyle CHP yönetimi aç?kça, ‘Cumhuriyetin kurucu de?erleri’ söylemiyle Erdo?an rejimini besleyip geli?tiren eski rejime dönü?ü, bu temelde bir uzla?may? savunuyor.

CHP içinden baz? kesimler ise, meclisteki partilerle ‘ortak ak?l hükümeti’ kurulmas?n? öneriyor. Oysa bugünkü ko?ullarda bu parlamento içinden kurulacak herhangi bir hükümet ba?kanl?k sistemine hizmet etmekten, ona me?ruiyet sa?lamaktan ba?ka bir i?e yaramaz. OHAL parlamentoyu fiilen ortadan kald?rm??t?r. Erdo?an’?n muhalefete uzatt??? elin, kendisine oy vermeyen yüzde-50 üzerinde de, ?slam-Türk sentezi çerçevesinde hegemonya kurmak oldu?u aç?kt?r. Bunda ba?ar? sa?lad??? ölçüde ortada ne CHP ve hatta MHP de kalmayacakt?r.

Demokratik cumhuriyet olarak devletin yeniden in?as?, Kurucu Meclis slogan?yla halk kitlelerinin seferberli?ine dayal? bir mücadeleyle olur. Bunun d???ndaki her yol, siyasi islamla uzla?mak, onun kuraca?? fa?ist devlet düzeninde ‘muhalefet’ olmay? sindirmek anlam?na gelecektir.

Türkiye’nin devrimci demokratik güçleri, fa?izme kar?? mücadele manifestosunu ve bunu hayata geçirme yolunu bir an önce ortaya koymal?d?r. Ancak taktik politikalar belirlerken, as?l dü?man? tecrit etmeye özen gösterilmelidir. Bu bak?mdan CHP’yi bir bütün olarak kar?? cephenin içinde konumland?rmak gibi kesinlikçi tan?mlar, çekici olsa da, yanl??t?r. Çünkü bu süreçte, sosyal demokrasinin tarihi karakteri olan kaypakl???n? ak?lda tutarak, sürecin do?as? gere?i, somut bir hedefe kilitlenmi? olan siyasal islam d???nda hiç bir siyasal güç henüz kesin bir saf içinde de?ildir. Sosyalistler için de avantaj budur. Salt ele?tiri ile de?il, eylemimizle saflar kristalize olacakt?r. Gezi ?syan? nas?l as?l dü?man d???ndaki herkesi farkl? düzeylerde kendine çektiyse, öyle. Mesele, brbirimize demokrasi bloku / cephesi ça?r?lar? yapmak de?il, bunu stratejik bir yol haritas?na yükseltmek, halk kitlelerini somut hedefler etraf?nda örgütlemektir; yani umut ve güven veren bir siyasi önderlik in?a etmek.. 

A?a??daki yaz?, darbe öncesinde yaz?lm??, ancak redaksiyon a?amas?ndayken darbe giri?imi nedeniyle yay?nlanmas? ertelenmi?, bu yönde at?lm?? bir ad?md?r..

Devrim, Demokrasi ve Kurucu Meclis

Kurucu Meclis deneyi, içerikleri farkl? olsa da, geçici bir biçim olarak, hem sosyalizmin tarihinde, hem de kemalistlerin tarihinde var. CHP içindeki devrimci demokratlar, Özgürlük ve demokrasi için 4. Devrim’den bahsedenler, bu devrimciliklerini ?imdi de?ilse ne zaman prati?e geçirecekler?

Solun olumsuz bir gelene?idir, zor zamanlarda birlikçi e?ilimler nükseder, platformlar olu?turulur. Genel olarak, mümkün olan’?n bilinciyle de?il, zorunlulu?un ya da ciddi bir tehditin dayatmas? bilinciyle olur bu. Yani ortada bir strateji bir program yoktur. Dolay?s?yla o tehditin do?du?u paradigmadan bir kopu?u da temsil etmezler. Bu yüzden, sadece tehlike çanlar?n? çalmaktan öteye geçildi?i görülmemi?tir.

Bu, bugün de böyledir. Yine ça?r?lar var. Ama ne yaz?k ki, bu ça?r?lar?n içinin bo? oldu?unu söylemek zorunday?z. Sadece bo? de?il, bir endi?e ontolojisiyle, çökmekte olan bir toplumun kendini hissetme halini yans?tmaktad?rlar. Böylece ‘yine bir halt olmayacak’ umutsuzlu?unu da üretmektedirler.

TAR?H MÜMKÜN-OLAN ?Ç?N VER?LEN KAVGA ?LE YAPILIR

Marx’?n ünlü sözüdür: ?nsanlar kendi tarihlerini kendileri yaparlar, ama kendi keyiflerine göre de?il; kendi seçtikleri ko?ullar içinde de?il, do?rudan kar?? kar??ya kald?klar?, belirlenmi? olan ve geçmi?ten gelen ko?ullar içinde yaparlar.’ Marx burada öznel iradenin eylemine vurgu yaparken bu eylemin verili ko?ullar? dikkate almas?na i?aret ediyor. O halde nas?l yapacaklar? O verili ko?ullar içindeki somut imkanlar?n ke?fi ile, soyut ütopyalar?n de?il, militan bir iyimserlikle, gerçekle?ebilir ideallerin pe?inden giderek. Çünkü, Marksist dü?ünür Ernst Bloch’un söyledi?i gibi, verili ko?ullar?n analizi bir görü? sahas? sunar, ancak ufku s?n?rlay?c? bir ufuktur. Fakat bununla birlikte, imkan dahilinde olan?n ara?t?r?lmas? ise Mümkün Olan’a gider. Tarih i?te bu Mümkün-olan için verilen kavga ile yap?l?r.

Tarihsel ve güncel pratik ko?ullar?n analizi mümkün olan?n ara?t?r?lmas?yla böyle ?s?t?lmazssa, bu analiz yüzeyselle?erek aptalla?maya götürür, nihayetinde fiilen uzla?maya ve teslimiyete.

Devrimci tutum, devrimci siyaset, verili ko?ullar içinde, sadece tehlikeyi görmek ve i?aret etmek de?il, ayn? zamanda Mümkün olan? belirlemek ve alternatif olarak sunmak demektir.

Tek millet-tek mezhep, tek-‘akl?’(ak?ld???l???), sald?rgan bir kanser hücresi gibi, bütün hücrelerine zerk ederek teslim al?nmak üzere olunan topluma kurtulu? ve yeniden-kurulu? alternatifi sunmak, verili durumda e?itlikçi-laik demokratik halk cumhuriyetini somut bir alternatif haline getirmek. Onlar?n 2023 hedefinin, Birle?ik ?slam Develetleri ad? alt?nda kurulmak istenen ortaça? kalesinin kar??s?na tam da bunu koymal?y?z. Kürt illerindeki sava??n temel bir nedeni, Suriye ve Irakta yürüttükleri örtülü sava??n nedeni budur.

?deolojik, siyasal, sosyal ve kültürel boyutlar?yla, ya?am?n tüm alanlar?n? ku?atan bir paradigma de?i?iminin radikal sonuçlara, yani toplumsal formasyonun nas?l biçimlenece?ini tayin edecek bir e?i?e gelmi? bulunmaktay?z. Bu noktada öznel iradenin, yani sosyalist, sosyal demokrat, ilerici, yurtsever, e?itlikçi-özgürlükçü bir cumhuriyetten yana olan politik öncülerin ataca?? ad?mlar, tarihin ak?? yönünü belirleyecek.

EGEMEN PARAD?GMADAN KOPMAK

‘Gezi ?syan?’n?n birinci yildönümünde ?u analizi yapm??t?m: ’Geziden önce, genel olarak, toplumda var olan çeli?kiler, eski anlay??lar?n, çat??an paradigmalar?n bask?s? alt?ndayd?. 1. kat?-determinist modernizm ve 2. Modernizmin özgürlükçü içerimlerini topyekün reddeden siyasal islam. ?lki genel olarak iflas etmi?ti, 2.s? o iflas? sömürerek, geçmi?e dönük bir ütopyan?n (asr-? saadet’in) tahrifi üzerinden küresel kapitalizme eklemlenerek kendini kurdu.. Modernizmin özgürlükçü içerimlerini tümüyle yads?rken, onun (genel olarak kemalizm diye ifade edilen) pozitivist akl?n?n bask?c? yönlerine –liberalleri yedekleyerek- direni? potansiyellerini ve e?ilimini kulland? ..

Haziran direni?i i?te bu iki paradigman?n sonunu getirdi. Sonunu getirirken 3.cu bir paradigman?n, alternatifin ipuçlar?n? da ortaya koydu. Kökleri modernizmde ama onun ufkunu a?an bir paradigman?n. ?nsan?n do?a ile uyum içinde özgürle?mesidir bu.’’ (3) 

Erdo?an ve AKP, Gezi isyan?n?n bu potanisyelini kar??t bir paradigma olarak farketmi? olmal? ki, hala bu fark?ndal?kla gezi korkusunu dile getiriyor. Çok somut olarak farkedilebilir gerçek ?udur ki, AKP’yi iktidarda tutan iç ve d?? dinamikler aras?ndaki uyum, 2013’ten, yani Gezi direni?inden itibaren h?zla bozulmu?tur. Ama solun, genel olarak, e? düzeyde bir fark?ndal?kla bir hareket tarzi geli?tirdi?ine dair henüz ortada bir belirti yok..

Bu noktada R?za Türmen’nin ele?tirisini anmak gerekiyor..

‘’Bugün Türkiye’de bütün muhalefet partileri dahil olmak üzere oyun AKP’nin sahas?nda oynan?yor. Gündemi, ne yap?laca??n? o tespit ediyor. Bir kere bu paradigman?n kar??s?nda ba?ka bir yap? in?a etmek, paradigman?n d???na ç?kmak, oyunu kendi sahan?za çekmeniz laz?m.’’ (4) 

Durum budur. D?ktatörlü?ün, bütün sald?r?lar? kar??s?nda dik durmak de?ildir yaln?zca mesele. Kavgay? yeni bir paradigma temeline ta??mak, bu temel üzerinde mevcut düzeni y?k?p yeni bir toplum ve siyasal sistem in?a etme program?n? ortaya koymak; siyaseti, diklenmeyi buradan yürütmektir. Yeni bir paradigmadan sözetti?imizde, mücadelenin sadece tek bir eksene, mesela laiklik eksenli mücadeleye indirgenmesi, sadece Gezi direni?inin esinlediklerini kavrayamamak de?il, Kurtulu? Sava?? sürecindeki ortak bilincin bile gerisine dü?mektir. Bugün lailklik dahi Kürt devrimci dinami?i ile birle?meksizin kazan?lamaz. Aç?k konu?al?m ki Haziran Hareketinde bu e?ilim vard?r. Ama bunun tersi de di?erleri için geçerlidir.

O halde, e?er paradigma de?i?imini Khun’nun tan?mlad??? ?ekilde kullanacaksak, devrimci bir s?çramay? içerdi?ini de bilmemiz gerekir. Çünkü Khun bilimsel devrimlerle siyasal devrimler aras?nda ko?utluk kurarak ?öyle der: ‘’gerek siyasi gerek bilimsel geli?mede devrimin önko?ulu, düzenin bunal?ma varan ölçüde i?lerli?ini yitirdi?ini haber veren belirtilerin alg?lanmas?d?r.’’

Ancak bu alg?lama, salt alg?lama olarak kal?rsa, bu durumda siyaset, konjonktürün sadece tehlike boyutuna tepki olarak kendisini d??a vurabilir, Oysa devrimci siyaset, tehlikeyi alg?lad??? gibi, imkan? da kavramal? ve alternatif bir formülasyon ortaya koymal?d?r.

Üstelik, imkan? f?rsata çevirmek ?öyle dursun, bugün politik bir stratejiye dayanmak zorunluluktur.. Bir halk devrimi stratejisi izlemeden ne demokratik bir anayasa yap?labilir, ne de demokrasi kazan?l?r.

KURUCU MECL?S VE GEÇ?? TALEPLER?

Soyut bir ‘devrim’ laf? ile yola ç?kal?m demiyorum elbette. Halk devriminin yo?unla?m?? iradesi Kurucu Meclistir. Demokratik Cumhuriyetin kurulu?u, bir kurucu iradeyi gerektirir ve bu da Kurucu Meclis olabilir ve zaten onun içerdi?i varsay?m da budur. Halk s?n?flar?n?n temsilcilerinden olu?an, dolay?s?yla, a?a??dan yukar?ya do?ru kurulan bir meclis. Yani Meclis derken, solcular?n kendilerini örgütledikleri yap?lar? kastetmiyorum. Mahallelerde demokratik savunma / direni? komitelerinden halk meclislerine yükselen bir örgütlenme olmal?d?r.

Bugünkü ko?ullarda, Kurucu Meclis slogan?yla demokratik bir cumhuriyet için kitleleri seferber etmek mümkündür. Cephe örgütlenmesi böyle bir somut amaçla tan?mland??? zaman h?z ve anlam kazan?r. Çünkü salt zorunlulu?un bilinciyle de?il, Mümkün olan’?n bilinciyle örgütlenecektir. Kitlelere somut bir hedef gösterecektir. Mümkün olan?n bilinci ve prati?i ise süreci devrimcile?tirir.

Bu itibarla söyleyebiliriz ki, demokrasi cephesi ça?r?lar?n?n pratikle?ememesinin bir nedeni paradigmatik bir kopu?u tasarlamamak ise, di?eri de buna ba?l? olarak, bu ça?r?lar?n somut bir hedeften yoksunlu?udur. Esasen tehlike çan? çalmaktan ba?ka bir anlam ifade etmemelerinin nedeni budur.

Dolays?yla, solda reformizm (sol liberalizm) ve devrimci çizgi ayr??mas? da somut temeller üzerine oturabilecektir. ?u haliyle sol, genel olarak, düzen s?n?rlar? içinde muhalefet eden bir güç konumundad?r ve bu ayn? zamanda onun güçsüzlü?ünün de nedenidir.

Esas olarak sol, sosyalist ve demokrat hareketlerin öncülü?ündeki cephe örgütlenmesi, Kurucu meclis slogan?n? kitle seferberli?ine dayal? halk devrimi için bir taktik olarak savunmay? elden b?rakmaks?z?n, bu Meclis’in, barajlar?n ortadan kald?r?ld???, e?it propaganda imkanlar?n?n sa?land??? bir seçimle olu?turulmas?na da aç?k kap? b?rakmal?d?r. Bu ?ekilde seçilecek temsilciler, toplumun temel sorunlar?n? demokratik, laik, sosyal, e?itlikçi bir cumhuriyetin kurumlar?n? olu?turmak ve devleti buna gore biçimlendirmek göreviyle yüklü Kurucu Meclisi olu?turur. Bu meclisin yapaca?? anayasa ile Demokratik Cumhuriyetin ana sütünlar? belirlenir. Meclisin içinden nisbi temsile göre belirlenecek devrimci geçici hükümet, Kurucu meclisin kararlar?n? hayata geçirir. 

Demokratik bir cumhuriyet için Kurucu Meclis slogan?, cephenin ön ko?ulu olan bir geçi? program?’na dayanmal?d?r. Yani geçi? program?, cephenin önko?uludur. Siyasi hareketlerin anla?ma zemini budur. Bu program?n ana talepleri ?unlard?r: ‘’bir suç örgütü haline gelen Erdo?an rejiminin yarg?lanmas?, bütün katliamlar?n ve siyasi cinayetlerin hesab?n?n sorulmas?, Kürt sorununun demokratik ve e?itlikçi çözümü, bütün inanç biçimlerinin e?itli?ini sa?layan özgürlükçü laiklik, paras?z-bilimsel e?itim, sendikal örgütlenme ve grev özgürlü?ü, haftal?k çal??ma süresinin 35 saate indirilmesi, özelle?tirilen kamu i?letmelerinin yeniden kamu ve çal??anlar?n denetimine verilmesi, soygun-yolsuzluk ve rü?vet çark? içinde edinilen sermayenin kamula?t?r?lmas?, kad?na yönelik ?iddeti ortadan kald?ran ve özgürlü?ünü geli?tiren politikalar, do?a ve çevrenin sermayenin tahakkümünden ve tahribinden korunmas?, seçim barajlar?n?n kald?r?lmas?, suç örgütleri haline gelen M?T ve Özel Harekat gibi bütün devlet ayg?tlar?n?n la?vedilmesi, koruculu?un kald?r?lmas?, bütün devlet ayg?tlar?n?n emekçi s?n?flar?n ç?karlar?yla uyumlu ve demokrasi bilinciyle yeniden yap?land?r?lmas?, ba??ms?z ve adil yarg?, gericili?i örgütleyen Diyanetin kapat?lmas?, iç sava? tehlikesine, cihadç?-paramiliter örgütlere kar?? halk?n güvenli?i için demokratik savunma komitelerinin kurulmas?..’’ (/detail/mehmet-ozgen/6662/diktatorluge-karsi-halk-devrimi)

KÜRT HAREKET?

Kürt hareketi uzun bir zamand?r demokratik özerklik-demokratik cumhuriyet formülasyonunu savundu.. HDP’nin türkiyelile?me politikas? da bu ba?lamda pratikle?me çabas? gösterdi..

Ancak HDP’nin bu politikas? ile, kürt hareketinin genel stratejisinin bir çeli?ki içinde oldu?unu söylemek zorunday?z. Bu, devletin s?n?fsal niteli?inin ötesinde, o anki biçimleni?ini, yani islamc? bir devlete dönü?türülme evrimini hesaba katmayan, demokrasi güçlerini ve esas olarak sosyalist kesimleri politik bask?n?n araçlar? olarak kullanarak devletle müzakere yürütmeyi esas alan bir stratejiydi. Çözüm sürecinin ana mant??? bu olmu?tur. Bir ba?ka deyi?le, do?as? gere?i, demokrasi dü?man? bir devlet iktidar?na gerçek demokrasinin sa?lanmas?n?n temel bir unusuru olan bir talebin gerçekle?tirmesini istemek.

Bu durumda, demokratik cumhuriyetle mutlak olarak çeli?en, as?l amac? islamc? bir devlet kurmak olan siyasi iktidar?n bir manipülasyon arac?na dönü?mek tehlikesi vard?r ve çözüm sürecinde de büyük ölçüde ya?anm??t?r bu. Bu yol, cumhuriyetçi güçlerle, ittifak politikas?n? geli?tirmenin yolunu da t?kam??t?r.

Böyle oldu?u içindir ki, hem sosyalist solun bir bütün olarak deste?ini almak mümkün olamam??, hem de solun bir tür statükocu bir konuma kilitlenmesinin de etkenlerinden biri olmu?tur.

K?sacas?, paradigman?n d???na ç?k?lamam??t?r.

Bugün yeni bir politik yakla??m zorunlu hale gelmi?tir. Demokratik cumhuriyetin bile?enlerini somut olarak tan?mlamak ve ona göre bir strateji belirlemek kaç?n?lmazd?r. Demokratik modernite kavram?yla en az sorunlu olanlarla, yani cumhuriyetçi, laik, kemalist, sosyal demokrat kesimlerle, demokrat müslümanlarla sorunun çözümü için ittifak politikas? izlemek gerekiyor. Ki bu kesimler ço?unlukla küçük-burjuva tabakalard?r. Sosyalistler d???nda demokratik cumhuryetin bile?enleri bu kesimlerden ba?kas? de?ildir. Bu eksen üzerinde ideolojik ve politik mücadele yürütüldü?ü zaman, bu tabakalar aras?nda var olan ?ovenist e?ilimler de geriletilebilir. Mesele bu tabakalar?, gerici siyasal önderliklerden tefrik edebilmektedir.. Politika yapman?n anlam? da budur.

"CHP demokrat?m, sosyal demokrat?m diyorsa, kurucu parti olarak bugün rolümü oynamak istiyorum diyorsa, demokratik bir ulusalc? anlay??a sahip olmas? gerekir. 20. Yüzy?l ortalar?ndaki ar?zi ulusalc?l??? b?rak?p Kurucu Meclisin (Birinci Meclisi kastediyor –M.Ö) ruhuna uygun bir demokratik ulusalc?l??a evrilmesi gerekir. Demokratik Ulus olunabilir. Çok farkl? kimlikler Demokratik Ulus alt?nda birlik olabilirler. Bu demokratik ulusçuluk Türkiye'nin sorunlar?n? çözer. CHP’nin de kurucu olmas?na uygun bir tutum içinde olmas?n? sa?lar. Ulusalc?l?k b?rak?lmas?n, bir ulusalc? yakla??m gösterilsin, ama demokratik ulusçu, demokratik ulusalc? olunsun! CHP bu zihniyete kavu?madan demokratik karaktere kavu?amaz." (5)

Mustafa Karasu, bu dü?üncesini Kurtulu? Sava??n? yürüten 1. Meclis’in rolü ve bile?imine at?fta bulunarak, onu olumlayarak dile getiriyor. Bu yakla??m üzerine kurulu bir ideolojik ve politik mücadele çizgisi, hem ittifak? gerçekle?tirme hem de ?ovenist e?ilmleri geriletme ortam? yarat?r.

HDP bugün Alevilerin haklar?na duyarl?l?k gösteriyor.. Kürt özgürlük hareketi de öteden beri Alevi hareketiyle organik ili?kiler geli?tirme çabas?nda..

Peki Alevi sorununun niteli?i nedir? laiklik de?il midir? Laik bir sitem kurulmadan, e?itim sistemi kökten de?i?meden Alevi sorunu çözülmü? olabilir mi? Bu sorunu sahiplenmeden ana dilde e?itim hakk? tek ba??na gerçekle?ebilir mi?

Dolay?s?yla, laiklik meselesi, burjuva cumhuriyetçilerin meselesiymi? gibi bir alg? terkedilmelidir. Laiklik demokratik cumhuriyetin temel taleplerinden biridir.

Kendisi de seküler karakterde olan Kürt hareketinin talepleri (dil, kültür, kad?n, statü) esasen demokratik modernite kapsam?nda taleplerdir. Demokratik cumhuriyet için alevilerin ve di?er ‘ulusalc?’ cumhuriyetçilerin laiklik talebiyle yan yana gelebilir, gelmelidir.

Sonuçta, demokratik özerkli?i elde etmek, yani Kürt sorununu çözmek için de geçi?sel ve ortak bir program? bu süreçte savunmak kaç?n?lmaz hale gelmi?tir. Karasu’nun 1. Meclis’ten Kurucu Meclis olarak sözetmesi, özgürlük hareketinin Kurucu Meclis takti?ine aç?k oldu?unu göstermektedir.

ANAYASALARI KURUCU MECL?SLER YAPAR

Anayasalar devrimlerin ve kar??-devrimlerin sonucu gündeme gelir.. Yeni bir s?n?f egemenili?inin siyasi ve ideolojjk örgütü AKP varolan demokrasiyi kullanarak iktidar oldu; iktidar?n? bir postmodern kar??-devrim süreci olarak sürdürdü. Gezi isyan? ile birlikte, egemenli?ini, anayasa ve yasalar? çi?neyerek, yani diktatörce yürütmeye ba?lad?. Cumhurba?kanl???n? bu diktörce ve aç?k terörist yöntemlerin bir arac? olarak kulland?. ?imdi geldikleri nokta bu kar?? devrimi, dolay?s?yla yeni s?n?f egemenli?ini güvence alt?na alma a?amas?d?r. Bir ba?ka deyi?le, diktatörce kurulan bir s?n?f egemenli?ini dengeli ve kal?c? k?lmak, oturtmakt?r. Kendi ideolojik ve siyasi egemenli?ini kal?c? k?lmaya ve onaylatmaya yarayacak kurallar bütünlü?ü olarak yeni bir anayasa ihtiyac? bunun için. Dolay?s?yla, buna her hangi bir ?ekilde angaje olmak, ona hizmet eder.

Geldi?imiz noktada yeni bir toplum sözle?mesi zorunluluktur. Anayasalar esasen bu zorunlulu?un bir ifadesi olarak gündeme gelir. Kürt sorunu bunu dayatan temel etkenlerden biridir. Laiklik sorunu öyledir. Alevi sorunu esasen lailklik sorunudur..Türkiye’nin idari yap?s? demokrasinin geli?mesine izin vermeyen merkeziyetçi bir yap?dad?r. Her?eyi Ankara’dan çözme anlay??? egemendir. Bu yap? fa?ist rejimle daha da merkezile?mi?tir. Ba?kanl?k sisteminin fiilen uygulanmas?yla da mutlakiyetçi bir karakter kazanmaktad?r. Toplumun bir bütün olarak geli?en ihtiyaçlar?, yönetime kat?l?m talebi yap?n?n de?imesini zorunlu k?lmaktad?r.. Kürt sorununun çözümü de bu yap?n?n de?i?mesiyle ilgilidir..

Bunun için yeni bir anayasa zorunludur.. Ancak bunu kurucu bir irade yapar.. Yani Kurucu Meclis yapar. ?u anki parlamento böyle bir anayasa yapamaz, bu ko?ullarda olas? yeni bir erken seçimle gelecek bir parlamento da yapamaz. Bugün gündemde olan ise fiilen kurulan bir diktatörlü?e, totaliter bir rejime anayasal k?l?f geçirmektir, yoksa yeni bir toplum sözle?mesi de?ildir..T?pk? 12 Eylül fa?izminin yapt??? gibi.. Onlar?n darbe ile yapt???n?, bugün parlamento ço?unlu?u ile yapmak istemektedirler.

Bu nedenle , bugünün do?ru slogan? Kurucu Meclistir. Çünkü mevcut parlamento, 1. yüzde-10 seçim baraj?na dayal? bir parlamentodur 2. Bu barajlar? y?kan bir siyasi hareketi ?imdi oradan atmak istemektedirler. 3. Ço?unluk partisi AKP, Davuto?lu’nun saray darbesiyle ba?bakanl?ktan al?nmas? ile nazi partisi karakterinde bir Führer (Reis) partisi olarak yeniden dizayn edilmektedir. 4. Özellikle 7 haziran seçimlerinin hemen ard?ndan sarayla s?k? müttefik olan MHP yönetimi, mahkemeler de kullan?larak partinin bölünmesini göz alacak kadar bu ittifak?n s?k? savuncusudur. 5. CHP içinde Ergenekonla ili?kiler ba?lam?nda, Kürt özgürlük hareketinin tasfiyesi ortak paydas? ile diktatörlükle z?mnen ittifak halinde olanlar vard?r. 6. Mecliste muhalefet etmenin imkanlar? da ?ç tüzük de?i?tirilerek k?s?tlanmak amaçlanmaktad?r. Sonuçta bir CHP’li vekilin dedi?i gibi, ‘parlamenter demokrasinin tabutuna son çivi çak?lmaktad?r.’

Parlamento bu haliye, 12 Eylül’ün Dan??ma meclisi gibi, diktatörlü?ün arka bahçesi konumundad?r.

Diktatörlük, dokunulmazl?klar?n kald?r?lmas?yla HDP’nin meclis d???na itilmesiyle yetinmeyecektir. Kaosu geli?tirme stratejisi gündemdedir. Erdo?an ve AKP’sinin, “tek parti tek lider” amac?na varmalar?n? sa?layacak, ba?kanl?k sistemini de içerecek “yeni bir anayasa hedefini” ba?ka türlü, ola?an ko?ullar alt?nda gerçekle?tirmesi olanaks?zd?r.

Bu tablo ve strateji, esasen siyasal islama dayal? bir devlet ve toplum modelinin olu?turulmu? ana sütunlar?ndan sonra parlamento içindeki mevcut muhalefetin de tasfiye edilece?ini gösteriyor. Çünkü kürsü dokunulmazl???n?n kald?r?lmas? asl?nda mili irade denilen ?eyin ortadan kald?r?lmas? ve Führer’e itaat eden temsilciler haline getirmektedir. Yani ya majestelerinin muhalefeti olacak ya da tasfiye edilecek. Meclis Saraydan yönetilecek. T?pk? Kenan Evren’in Dan??ma Meclisini yönetti?i gibi.. 

KURUCU MECL?S ve CEPHE

Kurucu Meclisi, emekçi s?n?f ve di?er halk katmanlar?n?n olu?turdu?u yerel halk meclislerinin ulusal kongresi olarak dü?ünmek gerekir. Daha do?rusu bu meclisler, özyöetim karakteri itibariyle, Paris Komünü’nden bu yana emekçi s?n?f?n geli?tirdi?i örgütlenme biçimleri ile özde? olmakla birlikte Kurucu meclise temel te?kil edebilir.. Kitleler bu özde? biçimlerin nüvelerini Gezi direni?inde forumlar olarak, komün olarak pratik mücadele içinde özdeneyim olarak da ya?ad?. Kürt halk?, bu meclis örgütlenmelerinin içinde direni?ini süerdürdü, sürdürüyor. Bu meclislerin birle?ti?i düzey ve emekçi kitlelerin tam demokrasiye ula?ma hedefinin devrimci-kollektif iradesi de, bu tarihsel a?amada, anti fa?ist halk cephesi olabilir. Halk s?n?flar?n?n olu?turdu?u bir cephe. halk devriminin kesintisizli?inin / süreklili?inin de güvencesi olur. Bu irade, fa?ist diktatörlü?e kar?? mücadele eden di?er s?n?flar?n kendi özgül örgütlenmelerini yaratmalar?n? kamç?layacak ve onlar?n siyasi hareketlerini halk?n talepleriyle daha uzla?an temsilciler seçmeye zorlayacakt?r. Bütün kesimlerin diktatörlü?e kar?? birle?ti?i düzey ise Kurucu Meclis olacakt?r.

Elbetteki bu kesintisizli?in as?l güvencesi, bir yandan emek cephesinin yarat?lmas?d?r. Emek cephesinin yer almad??? devrimci bir süreç, ne demokratik cumhuriyete, ne de emekçi s?n?f?n demokrasisine giden yolu açar. Üstelik, tarih, emekçi s?n?f?n gücü örgütlenip toplumu de?i?tirmek üzere harekete geçirildi?inde, en güçlü devlet ayg?t?n?n bile bu örgütlü güç kar??s?nda direnemedi?ini gösterir. Emekçi s?n?f?n elinde muazzam bir güç vard?r. Çal??anlar izin vermedikçe, tek bir ampul yanmaz, tek bir çark dönmez, tek bir uçak uçmaz.. O yüzden i?çi s?n?f?n politik birli?ini, emek cephesi formuyla örgütlemek kaç?n?lmazd?r. Bu birli?e ?u veya bu gerekçeyle yana?mayanlar, kendi grup ç?karlar?n? öne alanlar, s?fatlar? Komünist de olsa gericidirler. Çünkü fa?izme kar?? i?çi s?n?f?n?n politik birli?ini in?a etmeye engel olarak, asl?nda fa?izme hizmet etmektedirler.

Yerel Halk Meclisleri i?çi s?n?f?n?n politik örgütlenmesinde önemli bir kald?raç olabilir. Toplumun yoksul ve ezilen kesimleriyle i?çi s?n?f? aras?ndaki ittifak bu meclisler vas?tas?yla hayata geçirilebilir. Halk iktidar?n?n nüveleri de bu meclislerdir. Emek cephesinin temel bir bile?en oldu?u güçlü yerel meclisler devrimin kesinitisizli?ine / süreklili?ine yol veren örgütlenmelerdir. ??te bu bak?mdan söz konusu gericili?i mahkum etmek ya?amsal önemdedir. 

DEVR?M VE KAR?I-DEVR?M DÖNEMLER?NDE KURUCU MECL?SLER

Kurucu meclisler, genel olarak, devrim ve kar??-devrim dönemlerde ortaya ç?k?yor. 

Komünistler, Rusya’da Çarl?k rejimi ko?ullar?nda somut duruma denk gelen ba?ka taleplerin yans?ra kurucu meclis talebini de yükselttiler. Bu, o s?rada ülkenin somut ko?ullar?n? (yani otokratik bir hükümet, gerçek seçimlerin ve parlamentonun olmamas?) yans?tan burjuva demokratik bir talepti. O günün devrimci Marksistleri, devrimci mücadelede en geni? halk katmanlar?n? –yaln?zca i?çileri de?il, köylüleri ve küçük-burjuvaziyi de– harekete geçirmek için, mevcut duruma uygun olduklar? ve bir ilerici içerik ta??d?klar? ölçüde, demokratik talepleri kullanmaktan kaç?nmad?lar. Elbette ki devrimin temel dayana?? sovyet örgütlenmesiydi ama Çarl?k Rusya’s?n?n somut ko?ullar? alt?nda kurucu meclis talebi en geni? halk katmanlar?n? aya?a kald?rmaya ve çarl?k otokrasisine kar?? olanca gücüyle mücadele etmek üzere harekete geçirmeye yard?mc? oldu?u tarihsel bir olgudur. .

Ülkemizde toplumun ileriye do?ru dönü?ümü çerçevesinde iki önemli örnek var., 23 Nisan 1920’de toplanan ve Kurtulu? Sava??n? yürüten 1. Meclis ve 27 May?s’?n Kurucu Meclisi.. 1. Meclis, kurtulu? sava??n? yönetti?i gibi, yeni devletin temellerini de att?. 1921 Anayasas? (Te?kilat-? Esasiye), Kürt’üyle, Türk’üyle, Çerkez’iyle, Alevi’si ve Sünni’siyle bütün halk s?n?flar?n?n ve onlar?n siyasi temsilcilerinin konsensüsü ile yap?ld?. Bu mecliste, sol kanat vekillerin olu?turdu?u Türkiye Halk ??tirakiyun F?rkas?, reformcular, ittihatç?, Halk Zümresi gibi gruplar vard?. Meclis, Yasama, yürütme ve yarg? i?levlerini yüklendi. Hükümet ba?kan? ayn? zamanda meclis ba?kan?yd?. Kurucu Meclis özelli?ini ‘’ola?anüstü yetkilere sahip meclis ifadesi’’ ile dile getirdi.

Mustafa Kemal, “ink?lâpç? zihniyete” sahip milletvekilleriyle Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu” ad? alt?nda meclis içinde büyük bir grup kurdu. Di?er gruplar ise 1922 temmuzunda ?kinci Müdadafa-i Hukuk Grubunu kurdu. Grup içerisinde; ?ttihatç?s?, Bol?evik’i, muhafazakâr?, ?slâmc?-Saltanatç?s?, mutlak?yet yanl?s? milletvekilleri bulunuyordu. 1. Meclis 1 Nisan1923’de da??t?ld?, ard?ndan 28 haziranda seçimler yap?ld?. 2.ci Grubun üyelerinin tamam?na yak?n? tasfiye edildi. 1924 Anayasas?n? da bu 2. Meclis yapt?. Tek-parti sistemine ve tek etnisiteye dayal? ulus-devlet in?as?na cevaz veren bir sistem kuruldu..

Bu sistemin ilgas?, ‘’çok partili’’ (asl?nda iki partili) yap?ya geçildi?i 1946 da de?il, 27 may?s 1960 ihtilali sonras?nda kurulan Kurucu Meclis iledir. 1924 anayasas? ihtilal iradesi ile yürürlükten kald?r?ld?. Asl?nda yaln?zca CHP de?il, DP de tek parti sisteminin sürdürücüsü oldu. Yani tek-parti rejimi, 1961 kurucu meclisi ile ve onun yapt??? 61 anayasas? ile y?k?ld?. Tarihsel gerçek budur. Türkiye’nin gördü?ü –burjuva anlamda- en demokratik anayasa da budur. 61 Anayasas?n? yok etmek için iki darbe yap?ld?..12 mart darbesi Anayasay? k?smen de?i?tirebildi. 12 Eylül darbesi ise 61 Anayasas?n? ilga etti.. Olu?turdu?u Dan??ma Meclisi, bugünkü anayasay? (82 Anayasas?) haz?rlad?. Bir kar??- devrim meclisi olarak i?lev gördü...

Erdo?an ve AKP de, bugünkü parlamentoyu,’sessiz devrimin’, yani siyasal islam?n bir devlet ve toplum düzeni olarak anayasal bir kisveye büründürmek amac?yla benzer ?ekilde kar??-devrimci bir Kurucu Meclis olarak kullanmak ve Ba?kanl?k sistemini getirerek tek-parti diktatörlü?ünü kurmak istiyorlar..

**

Kurucu Meclis deneyi, içerikleri farkl? olsa da, geçici bir biçim olarak, hem sosyalizmin tarihinde, hem de kemalistlerin tarihinde var.. CHP içindeki devrimci demokratlar, Özgürlük ve demokrasi için 4. Devrim’den bahsedenler, bu devrimciliklerini ?imdi de?ilse ne zaman prati?e geçirecekler?

--------------------------------------------------------------------

1./detail/mehmet-ozgen/7019/uzun-bicaklar-gecesi-ve-ic-savas-provasi

2. agy

3. //detail/-/4294/gezi-isyani-turkiyenin-1905idir

4. https://www.evrensel.net/haber/281518/turmen-demokrasi-mucadelesinde-yeni-bir-hamle

5. /detail/politez-/6561/karasudan-chpye-tamam-ulusalci-olun-ama-demokratik-ulusalci-olun)

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Fareler, Muktedirler ve Seçim
    ''Ancak halk iradesinden, tarihin kenefine süpürülmekten korkan bu gasp ve soygun çetesi her şeyi yapabilir. Çünkü Nazım'ın dediği gibi 'hiç bir korkuya benzemez halkını satanın korkusu.' Satmanın dışında, cinayetlerle, katliamlarla…
  2.  TİP’in kararı, HDP’nin Çengiz Çandar Tercihi
    TİP’in seçimlere İttifak içinde, Yeşil-Sol Partiden ayrı olarak kendi logosuyla girme kararı, buna karşılık HDP’nin Hasan Cemal’i ve özellikle Cengiz Çandar’ı aday göstermesi üzerine tartışmalar devam ediyor. Bu tartışmalar, yakın…
  3. Faşizm ve İç Savaş
    Faşizm ve İç Savaş
    30 Haziran 2022
    Erdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze alan bir politika izledikleri bugün daha net görünüyor. Emareler, eğilimler daha belirgin. Elbette ki iç savaş iki karşıt…
  4. Devrimci durum ve Emek Cephesi
    Devrimci siyaset kurulu düzen içinde ‘’daha iyi bir toplum’’ mücadelesi yürütmek değildir. Böyle görüldüğünde mücadele ve siyaset rutin bir prosedüre ya da protestoculuğa indirgenmiş olur. Devrimci siyaset verili olanı daha…
  5. Kurucu Meclis, Halk ittifakı ve HDP
    Bugün bizde 2001’in Arjantin durumu yok; mafyala?m?? fa?ist bir rejim var. Bu nedenle, böyle bir otokratik rejimin cenderesindeki bir ülkede Kurucu Meclis, sadece bir anayasa yap?m yöntemi olamaz. Ülkenin ve…
  6. Mihri Belli’den kalan: Devrimin güncelliği
    ''Geçmişin devrimcilerini, sosyalist eylemcilerini, sadece yaşamlarını devrime adadıkları için değil, örnek mücadeleleri ve harekete düşünsel ve pratik katkıları ile de değerlendirmeli ve anmalıyız. Bu, öncelikle, onların pratiklerini eleştirel süzgeçten geçirerek…
  7. Güzel bir insan, kararlı bir devrimci: Şaban Ormanlar
    Şaban Ormanlar entelektüel birikimi olan, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde özverili katkıları kadar marksist hareketteki teorik tartışmaları da takip eden onurlu, dürüst bir insan ve kararlı bir komünistti. Onu ilkin TRT…
  8. Faşist MHP Kapatılmalıdır!
    Bu partinin mafya liderleri ile, eski kontrgerilla artıkları ve Susurluk çetesi ile iç içe geçtiği, dolayısıyla, hem insanlığa karşı, hem de mafyatik suçların ODAĞI olduğu görünen bir gerçek. Peki, bunlar…
  9. Finale  Doğru
    Finale Doğru
    26 Nisan 2021
    Biliyorsunuz iktidarın, içeriği artık ayan beyan olan 2023 hedefi var.. Cumhuriyeti 100. cü yılında ilga edip onun yerine otokratik islamcı bir devletin ilan edilmesi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ya da tek-adam…
  10. Yeni-Osmanlı Galaksi İmparatorluğu:)
    Kainatın efendisine naçizane teklifimiz şudur ki, Aya gidecek ilk kafile, Hz. Nuh’un kendisine inanmayarak gemiye binmeyen oğlunu ikna etmek için ‘’cep telefonu ile görüştüğünü’’ ortaya koyan İÜ Deniz Bilimleri Fakültesi…
  11. Seçimler Amerikan toplumundaki yarılmayı açığa çıkardı
    Pensilvanya’daki seçimleri önde bitirmesiyle 20 delege daha kazanması kesinleşen Biden, 46. ABD başkanı olarak anılmaya başlandı bile. Şimdiki tartışma, Trump’ın White House’tan nasıl çıkartılacağı üzerine. Bilindiği gibi, 65 milyonu aşkın…
  12. Egemen paradigmanın içindeki ‘Muhalefet’
    Öznel müdahalenin öncelikle yönelmesi gereken hedeflerden biri, bütün hareketlerde, ama özellikle emek hareketinde emekçi demokrasisini (proleter demokrasiyi) örgütlemek yerine kendi grupsal iktidarını örgütleme anlayışıdır. Bunun devrimci Marksizmle bir alakası yoktur.…
  13. Devletin emperyalist siyaseti, faşizm ve Kürt sorunu
    Krizin görüngülerinden biri ABD hegemonyas?n?n çökmekte olu?u. Büyük ihtimalle hegemonya krizi çoklu seçeneklerle uzun süre devam edecek. Bu seçenekler ?imdilik Çin, Rusya, Hindistan olarak görünüyor. Bölgesel hegemonya mücadelesi içinde olanlar…
  14. Dayanışma
    Dayanışma
    21 Mayıs 2020
    Sosyalist politika, geleceği bugüne izdüşüren bir yaklaşımla hareket eder. Bir başka deyişle onun temeli, alternatif bir toplumsal ilişki biçimini geliştirmektir. Bu ilişki biçimi, egemen ilişki tarzına karşıt alternatif nüve olarak…
  15. AKP-MHP’li vekiller deyyusların ‘siyasi’ temsilcileri mi?
    Bu iktidara kar?? direni? anayasal bir hakt?r ve me?rudur. Ait oldu?u yere, tarihin çöplü?üne gönderilmesi ya?amsal oldu?u kadar art?k ahlaki bir sorundur. Fezlekesini yazman?n zaman? çoktan geçti bile.. ?nfaz yasas? koronavirüse…
  16. Cumhuriyeti mi, tasfiyesini mi kutluyorsunuz!
    Zira Cumhuriyetin ilkeleri, başta laik sistem, onun birincil uygulama alanı eğitimin akla ve bilime dayalı temelleri yok edilmiş durumda. Devlet aygıtları islamileştirilmiş, cumhuriyet ordusu, Son Suriye harekatının da gösterdiği gibi,…
  17. Marksist Devrimci olarak Mihri Belli
    16 Ağustos 2011'de aramızdan ayrılan Mihri Belli'yi, devrimci eylemin önde gelen simalarından ve önderlerinden biri olarak anıyoruz.. Aşağıdaki yazı O'nun yoldaşlarından Mehmet Özgen'e ait. Özgen, bu yazıyı Mihri Belli'nin ardından 2012…
  18. Cumhur ittifakı değil Cürüm ittifakı
    Demokrasiye, özgürle?meye en çok ihtiyac? olanlar, elbetteki emekçi s?n?f ve katmanlard?r, kad?nlard?r.. Bu nedenle, Emek ve Kad?n Cephesi, anti-fa?ist mücadelenin, kürt halk?n?n da taleplerini kapsayan demokratik cumhuriyet mücadelesinin itici gücü olarak…
  19. İkili kriz: hem iktidar hem muhalefet
    Ortada giderek gerçekli?i su yüzüne ç?kmakta olan bir iktisadi kriz olmas?na, bunun da diktatörlü?ü beka endi?esine sürüklemesine ve toplumun her türlü hile ve bask?ya ra?men direncini sürdürüyor olmas?na kar??n, muhalefet…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…