Yarın sandığa gittiğinizde .. Bacakları kopan çocuk ve Lisa'nın yüzü aklınızda olsun.. Bir daha koşamıyacak o.. Hüzünle bakacak cıvıl cıvıl koşuşturan arkadaşlarının ardından.. Bir daha çocuk olamıyacak.. Ki o çocuk, vicdandır, senin kanadı kopan özgürlüğün.. ‘güvercin tedirginliğindir’.. kardeşliğindir.. O senin çocugundur, yokedilmek istenen geleceğin..
Neyi yazacağız.. Neyi kanıtlayacağız daha.. Kime laf anlatacağız.. Anlamayan kim kaldı. Kimin gözleri kör, kulakları sağır hala?
Herşey ayan beyan ortada.. Egemenlerin oyununu neyin bozacağı, nereden bozulacağı ortada..
Suçluların, hırsızların, katliamcıların, halkı aldatanların kimlikleri ortada.. Halka karşı suç ortaklığı kuranlar.. Eski-Türkiyeciler, yeni -Türkiyeciler.. Onların yardakçıları, işbirlikçileri.. Düzenin bütün çakalları, deyyusları, kontraları.. Takkiyeciler.. külliyeciler.. nizamiyeciler.. Hepsi..
**
Ve şarkıdaki gibi herşey..
Olan herşey onu hatırlatıyor.. Her şeyde onun izi..
Diktatör çıplak!
Ve korkak..
İmanmış, kefenmiş.. Boynu ipte ayaklarının altındaki sehpayı tekmeleyenlerin bir zerresi kadar imanı ve cesareti olmayan.. Müktedirlerin en korkağı ve bu yüzden en gaddarı ve de en faşisti.. Selefi gibi kürsüde kur’an sallayan zübük.. Ahlak diye diye ahlaksızlığı, namus diye diye namussuzluğu çoğaltan.. Halkı soyan, ülkenin zenginliklerini çalan; avanesine, yarenlerine, yardakçılarına dağıtan.. yetmezmiş gibi halkın iradesine de göz koyan..
‘Götünün gılı olayım’, 'istese, kocamı bırakır kendimi veririm’, ‘karımla görsem ses çıkarmam’ diyenlere, ‘erkeğin de erkeğe aşkı olurmuş’ diyen yarenine eyvallah derken, 'listelerimizde eşcinsel yok' diyecek kadar pişkin.. Camileri, rüşvetin, hırsızlığın, yolsuzluğun aklanma yeri yaptıran.. Partisine oy hutbesi okutan..
Kendisini tanrısallaştırarak kendi tanrısına bile ihanet eden adam..
Halkına ne yapmaz ki..
**
Erzurum’da Sivas’ın ucunu gösterdiler kardeş.. İnsan yaktılar yine.. Daha ne olsun ki.. Bunları görmeyen, iftira ve karalama manşetleri ortada.. Vicdanını uç kuruşla, konforunu insanlıkla trampa edenler, saray katipleri.. ‘Kalaşnikofa şarjör olmayın’ diyenler de..
Barış için bedenini siper edenler ortada.. İnatla Ağrı’dan Samsun’a asker cenazesi göndermedi, canlı kalkan oldu, can verdi, 5 çocuklu HDP’li Cezmi Budak.. Bingöl’de araçtan indirilip infaz edilen 9 çocuklu Öge.. Provokasyonlar, infazlar, katliamlar.. Bütün acıları bal etmesini bilen, yine de BARIŞ diyen bir halkın destanı ortada..
Daha ne anlatayım ki dostum.. Ne ikna eder seni..
Ve bir an.. Diyarbakır meydanında tarihe kaydolan bir dram.. Parçalanmış bedenler.. Hafızalara kazınan bir ‘manzara’.. Şöyle döküldü bir yazarın kaleminden..
‘’Müzik sustu, yerini çığlıklara bıraktı.. Kolları bacakları kopanlar vardı. Az önceki mutluluk yerini büyük bir acı ve öfkeye bırakmıştı. Yanımdaki kadın çığlık çığlığa ağlayarak, ‘o saray başına yıkılsın, mezarın olsun Erdoğan’ diye bağırıyordu. Başka bir adam çığlık içinde ‘nerede insanlık, nerede’ diye koşturuyordu. Kargaşadan kaçanlar bulunduğum işyerine sığınmışlardı. Epey bir çocuk ve bebekli kadınlar da vardı. Çocuklar ağlıyordu, ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı..Az önce mutlulukla halay çekip şarkı söyleyen insanlardan kanlı eşyalar kalmıştı.’’ (Nurcan Baysal-T24)
Bir çocuğun, genç bir kızın (Lisa'nın) kopan bacaklarını görmemiş ve duymamıştı henüz.. Bir yıl önce Suriyeli çocukların da kopmuştu kolları, bacakları.. Faşist diktatörün gölgesi düşmüştü yine..Bak işte! Şimdi senin ülkende, bacağı, kolu kopan çocuklar, gencecik kızlar ....
**
Ey halkım... Ey güzel insanlar.. namuslular.. vicdanlılar.. yüreği kararmamışlar..
Dostlarım.. Sevdiklerim.. sevenlerim.. İnsan olan herkes..
Yarın sandığa gittiğinizde .. Bacakları kopan çocuk ve Lisa'nın yüzü aklınızda olsun.. Bir daha koşamıyacak o.. Hüzünle bakacak cıvıl cıvıl koşuşturan arkadaşlarının ardından.. Bir daha çocuk olamıyacak..
Ki o çocuk, vicdandır, senin kanadı kopan özgürlüğün.. ‘Güvercin tedirginliğindir’.. kardeşliğindir.. O senin çocugundur, yokedilmek istenen geleceğin..
Yeni bir yaşam için diktatörlüğe karşı büyük kavgaya Evet deyin..
Yazarın Dİğer Yazıları
Fareler, Muktedirler ve Seçim
12 Mayıs 2023TİP’in kararı, HDP’nin Çengiz Çandar Tercihi
28 Nisan 2023Faşizm ve İç Savaş
30 Haziran 2022Devrimci durum ve Emek Cephesi
8 Kasım 2021Kurucu Meclis, Halk ittifakı ve HDP
23 Eylül 2021Mihri Belli’den kalan: Devrimin güncelliği
16 Ağustos 2021Güzel bir insan, kararlı bir devrimci: Şaban Ormanlar
13 Temmuz 2021Faşist MHP Kapatılmalıdır!
4 Temmuz 2021Finale Doğru
26 Nisan 2021Yeni-Osmanlı Galaksi İmparatorluğu:)
13 Şubat 2021Demokrasi Manifestosu, Geçici Hükümet’le Erdoğan’sız seçim!
11 Aralık 2020Seçimler Amerikan toplumundaki yarılmayı açığa çıkardı
11 Kasım 2020Egemen paradigmanın içindeki ‘Muhalefet’
3 Eylül 2020Devletin emperyalist siyaseti, faşizm ve Kürt sorunu
8 Temmuz 2020Dayanışma
21 Mayıs 2020AKP-MHP’li vekiller deyyusların ‘siyasi’ temsilcileri mi?
16 Nisan 2020Cumhuriyeti mi, tasfiyesini mi kutluyorsunuz!
31 Ekim 2019Marksist Devrimci olarak Mihri Belli
16 Ağustos 2019Cumhur ittifakı değil Cürüm ittifakı
13 Mayıs 2019İkili kriz: hem iktidar hem muhalefet
27 Şubat 2019