cam tavan etkisi

Gülüzar Özev

3 Mart 2022
cam tavan etkisi

“Cam ifadesi, engellerin açıkça görülemeyen ve aşılamayan niteliğini vurgulamaktadır. Cam tavan, görülmeyen azınlıkları ve kadınları, yetenekleri ve başarılarını göz önüne almadan şirketin üst basamaklarına çıkmaktan alıkoyan kırılmaz engel“ olarak tanımlanır.**

İçinde bulunduğumuz bugünlerde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz. Yalnız ülkemizde mi? Tüm dünyada kadınları 8 Mart’ı coşkuyla kutluyor. Bu coşkuyla da kadın sorunları hiç azalmayan haliyle gündeme oturuyor.

CAM TAVAN ETKİSİ

 İnsan, bazen bilmediği mekâna gidip cam duvara rast gelir de zanneder ki bir şey yok orada. Aslında bu bir yanılsamadır. O yanılsamayla başını “küt” diye vurur ya… Cam tavan böyle bir şey. Görünmeyen, var olan, üstelik acıtan. 

Çalışan kadının üst düzey yönetici pozisyonlara gelmesine, görülmeyen unsurlar engel olur. Aslında cam tavan etkisi erkekler için de söz konusu olabilir ancak ataerkil yapının hâkim olmasından dolayı, daha çok kadınlar bu sendroma maruz kalırlar.

Cam Tavan kavramının, ilk ortaya çıkışı 1970’li yıllara gidiyor. Rosebeth Moss Kanter isimli Amerikalı yazar, “Şirketlerde Erkekler ve Kadınlar“ kitabında cam tavandan söz ederken dayanağını minik hayvancıklar olan pirelerden alıyor. *

Birkaç pire metal zemin üzerindeki cam bir fanusa konur. Metal zemin ısıtılır. Isının etkisiyle pireler sıcaklar, rahatsız olurlar. Sıçramaya başlarlar ancak her sıçramada cam fanusa çarpıp düşerler. Böyle böyle sıçramamayı öğrenirler.

Devam eden ikinci deneyde aynı ısıtma işlemi tekrarlanır. Bu sefer cam fanus yoktur. Fakat pireler sıçramayı bırakmışlardır. Çünkü minik hayvanlar “öğrenilmiş davranış” diye adlandırılan hale girmişlerdir.

İşte bu deneyden yola çıkarak, kariyer edinmelerinin önündeki engeller, kadınları “öğrenilmiş çaresizliğe” yöneltmiştir.

“Cam ifadesi, engellerin açıkça görülemeyen ve aşılamayan niteliğini vurgulamaktadır. Cam tavan, görülmeyen azınlıkları ve kadınları, yetenekleri ve başarılarını göz önüne almadan şirketin üst basamaklarına çıkmaktan alıkoyan kırılmaz engel“ olarak tanımlanır.**

Türkiye’de kadınların toplam muhasebeciler içindeki oranı yüzde 30’lardadır. Ancak yönetimde yer alma oranları yüzde 10 bile değildir. Muhasebe camiasının en üst kuruluşu olan TÜRMOB’da (Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği) 30 yıllık varoluşundan bu yana, hiçbir kadın başkan olmamıştır.

Ülkemizde akademisyenlerin yüzde 44’ü kadın olup Avrupa genelinden yüksektir. Sevindirici olan bu durum, üniversitelerin yönetim kademelerine gelindiğinde tersine dönmüştür. Zira yönetim kademeleri yükseldikçe, üst kademelerde görev alan kadınların sayısı azalmaktadır.

Şüphesiz kariyer engeline ne muhasebeciler ne de akademisyenler takılıyor.  Beyaz yakalı tüm kadınlar mustariptir bu durumdan.

Şimdi neden kadınlar hak ettikleri yerlere gelemiyor kısaca anlatalım.

En büyük etken erkek egemen toplumda kadınların yüksek mevkilere gelinmesine iyi gözle bakılmıyor. Ya küçümseniyor ya da kıskanılıyorlar.

Kadının sorumluluğun çok fazla olması iş hayatında olumsuz etki yaratıyor. Ondan beklenen iyi anne, iyi eş, iyi kadın gibi roller kadını yoruyor. Kimi zaman rol çatışması yaşıyor. Statüler arasında bocalıyor. Her ne kadar “çocuk da yaparım, kariyer de” dese de bu o kadar kolay olmuyor. Bir süre sonra tükenmişlik sendromuyla kliniklerin kapısını aşındırmaya başlıyor.

Şirketlerin faaliyet politikası kadının üst düzeye gelmesine engel olabiliyor. Örneğin, Seyahat gerektiren iş görüşmelerinde kadın tercih edilmiyor. Ancak evlere şenlik “cam tavan uçurumu” deyiminde anlatıldığı üzere madalyon tersine çevriliyor.

Kadın, önüne çıkan engeller yüzünden mücadele etmekten vaz geçebiliyor hatta eril zihniyetle aynı düşünebiliyor.

CAM TAVAN UÇURUMU

Uçurum sözcüğü herhalde kimsenin aklına iyi şeyler çağrıştırmaz. Cam tavan uçurumu da aynen böyle bir şeydir. Firmalar normal zamanlarında kadının CEO olmasını akıllarına bile getirmezken, zarar ettiklerinde hatta iflasın eşiğine geldiklerinde en üst pozisyona getirirler. Amaç batan ticaretin yükünü kadına yüklemek, günah keçisi yaratmaktır. Tabiri caizse kadını iş hayatının uçurumuna sürüklemektir.  Bu olgu, bana bir yönüyle ülkelerin savaş halini andırır. Eril zihniyet barış içindeyken kadının değerini bilmez, savaş durumunda ise her türlü imkânı sunar. Evde oturan kadın cephede, cephe gerisinde, fabrikada her yerde vardır artık. Eli silah da tutar, çekiç de ekmek de… Kahraman ilan edilir hatta... Ama savaş bitince, hadi derler; doğru evine, kamusal alan senin neyine.

Kadınlar şimdiye kadar elde ettikleri kazanımları büyük mücadelelerle söke söke almıştır. Menzile ulaşılmış mıdır? Ne yazık ki hayır! Kadın cinayetlerinin ayyuka çıktığı, yaşam haklarının tehlikede olduğu bu çağda, daha çok vardır yol alacak…

Yaşayalım!

Kadınlarımızı yaşatalım!

8 Mart Emekçi Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun! 

 -----------------------------

*Uzaktan Eğitim.com

 ** Kadın Muhasebe Meslek Mensuplarına İlişkin Cam Tavan Algısı: Antalya Örneği

 

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Tanrıça Demeter ve Akbelen
    ''Doymak bilmeyen, en sonunda kendi etini yiyerek geberen Kral Ersiton şimdi Muğla Akbelen’de geziniyor. Zalimliğinden bir gram bile kaybetmeden. Akbelen halkı ormanını korumak için direniyor. Limak firması eli silahlı askerleri,…
  2. Örgütlü Mücadelenin Gücü
    ''Daha önce emekli olabilecekler için prim sayısı 5000 gündü.  Kanun taslağı böyle hazırlanmıştı. Ancak 6 Şubattaki büyük Güneydoğu depreminin sonrasında hükümet gün sayısını birden 5975 güne çıkarttı.'' Vatandaşın emeklilik geliri…
  3. Göçebe toplumlardan bugüne Göçler
    İnsanlığın ilk eylemidir yürüyüş.  Dört ayak üstünde ilerleyen Homo erectusun,  ayağa kalkarak yürümesiyle başlar uygarlık yolculuğu. Antropolog Marvin Harris’in dediği gibi “ilkin ayak vardı”. Büyük göçün,  günümüzden iki milyon yıl…
  4. Deprem!
    Deprem!
    19 Şubat 2023
    Cellat kürsüde ikiyüzlüce konuşurken, müjde verircesine imar affı diye naralar atılırken, aslında sunulan halkın toplu cenaze namazı davetiyesiydi. İnsanlığının doğa olayları içinde en baş edemediği bir felakettir deprem. İlk çağlarda,…
  5. Serol Teber
    Serol Teber
    25 Ocak 2023
    ''Yeniçağ insanı sorunları kozmik güçlerin yardımıyla çözebileceğine inanıyor, rüya yorumları, fal baktırma, ruh çağırmayla ilgileniyor, bitkisel beslenmeye çalışıyor, arınma dansları yapıyor. Siyasete karşı ilgisiz. Yeşillikler içinde küçücük evinde sakin doğayla…
  6. Mahsa Amini ve Mücadeleci tüm kadınlara
    Bugün İran’da Mahsa Amani’nin öldürülmesi birkaç vicdansız polisin işi değildir. Kanunlar, töreler, gelenekler, dikta rejimi ve ataerkil sistem işbirliği etmiştir. Tıpkı Medusa söylencesindeki gibi. Ama ne mutlu ki Mahsa Amani’nin…
  7. Spartaküs ve Zenci İSyanı
    ‘’Tanrı herkesi hür yarattı, doğa kimseyi köle yapmamıştır.’’ (Alkidamas) Köle ayaklanması denilince ilk akla gelen şüphesiz Spartaküs’tür. Roma dönemine ait olan bu köle isyanını herkes bilir de İslamiyet dönemine ait…
  8. Rıza Şehri
    Rıza Şehri
    29 Nisan 2022
    ''Rıza Şehri’nde ortak paylaşım vardır. Kimse ihtiyacından fazlasını almaz. Zengin fakir ayrımı yoktur. Kapılar kilitlenmez, para kullanılmaz. Paranın yerine değiş tokuş esastır. Birlikte üretilir, birlikte tüketilir.'' Her yerde ve hep…
  9. Baharın Mitosları
    Baharın Mitosları
    28 Mart 2022
    Dünyanın birçok ülkesinde her yıl Newroz bayramı kutlanır. Bizim ülkemizde özellikle doğu illerinde baharın gelişini karşılamak için şenlikler, ritüeller yapılır. Newroz bahar bayramı olmakla beraber politik bir anlamda taşır. Nasıl taşımasın…
  10. Mitoloji öğretiyor
    Mitoloji öğretiyor
    23 Şubat 2022
    Binlerce yıl öncesinden beri var olagelen, masallar, söylenceler, mitler bugün hala fırından yeni çıkmış sıcak ekmek tazeliğinde konuşuluyorsa  bir hikmeti vardır  bunun. Mitler yalnızca konuşuluyor mu..? Elbette hayır!  Yazılıyor çiziliyor,…
  11. Yunus Emre
    Yunus Emre
    31 Ekim 2021
    Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 2021 yılını Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran yılı ilan etti. Yunus Emre’nin vefatının 700. yılı, Hacı Bektaş Veli’nin vefatının…
  12. Halide Edip Adıvar
    Halide Edip Adıvar
    8 Ağustos 2021
    “Gece, karanlık bir gece... Fakat insanın hayatında sabahı olmayan gece yoktur. Yarın bu korkunç geceyi yırtıp parlak bir sabah yaratacağız. Yalnız ışık geldiği vakit gözümüzü güneşe karanlığı gören baykuşlar gibi…
  13. Özgürlük (2)
    Özgürlük (2)
    17 Temmuz 2021
    Her sistem kendi insanını yaratır. Tüm kurumların örtük faaliyetleriyle, bireyin toplumsal mekanizmaya uygun davranış göstermesi sağlanır. Televizyon, basın, eğitim kurumları, kişinin  başka bir dünya mümkündür şeklinde  düşünmesini istemez. Hem üst…
  14. Özgürlük -1
    Özgürlük -1
    29 Haziran 2021
    “Özgürlük nedir” diye yoldan geçen herhangi bir kimseye sorsanız, muhtemelen şöyle söyleyecektir: “İstediğim zaman istediğim yere gidebilmek.” Kimilerince bu kadar kolay, bu kadar basit algılanır özgürlük. Oysa bu sözcük için insanlık çok mücadele vermiş, çok kan dökülmüştür.   ÖZGÜRLÜK    (1)…
  15. Yalnızlık ve halleri
    Yalnızlık ve halleri
    16 Haziran 2021
    Yalnızlık kimine göre aman çok iyi, kimine göre aman bıktım halleri. Çok iyi diyen de var yalnızlık için, çok kötü diyen de. Cenneti kimilerinin,  kimlerinse cehennemi. Yani bilmeyen yok, yalnızlığın…
  16. Zabel Yeseyan
    Zabel Yeseyan
    3 Haziran 2021
    1915 yılına gelindiğinde, Ermeniler için büyük kıyım başlamıştır. Osmanlı hükümetince tutuklu listesine alınan 214 Ermeni aydın içinde, tek kadın olarak Zabel Yesayan vardır. Genç yazar, bunun üzerine İstanbul’da bir hastanede…
  17. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Kadın Dergileri
    Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde ilk kez Rum Kadınları, Kypseli isimli kadın dergisi çıkarır. Editörü Efrosini Samarcidis‘dir. 1845 yılında İstanbul’da Rumca yayınlanan  Kypseli dergisi, 34 sayı çıkartılır.   “Şurasını iyi bilmek gerekir ki, ne…
  18. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e kadın Dernekleri
    ''Bu arada ilginç bir şey olur; Çarşaf yasaklanır. Evet, yanlış duymadınız, kadınların çarşaf giymesi men edilir. Tarih 2 Nisan 1892’dir. Sanmayın ki kadınlara özgürlüktür sebebi. Padişah Abdülhamit, siyasi nedenlerle güvenlik…
  19. Bacıyan-ı Rum: Anadolu Kadınlar Birliği
    Ahilerin helâl para kazanması gerekir. Bu hem vaciptir, hem sünnettir. Her kimin ki, meslek ve sanatı yoksa ona fütüvvet değmez. Ahinin 18 dirhem gümüş sermayesi ve mutlaka bir işi olmalı,…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…