Güzellik

Gülüzar Özev

15 Şubat 2021
Güzellik

 Tarih, pandemi ayları, büyük işsizlik günleri.. Çocuğunu teyzesine bırakarak intihar eden çift, Boğaziçi öğrencilerinin direnci, kadın cinayetleri... Bunca üzücü konular arasında biraz rahatlatıcı konu seçtim değerli okurlar. Okurken bilgilene, bilgilendikçe mutlu olasın diye…

Ünlü filozof Sokrates,  güzelliğin göreceli olduğunu,  güzellerin birbirine benzemediğini  söyler. Yakışıklı bir güreşçi yakışıklı bir koşucuya benzemez çünkü birbirinden farklıdırlar. Onlardan bekleneni karşılamasına göre güzellikleri değerlendirilir. İhtiyacı karşıladığında çöp kutusu da güzel sayılır. Çünkü birçok atıktan kurtulmamızı sağlar. Erdem bazı şeylere kıyasla, göreceli olarak  iyi değildir, ama bazı şeylere kıyasla güzeldir. Sokrates bu sözleri ile iyilik ve güzelliği bir arada değerlendirir. 

Bu sava Volteire daha değişik bir yorumla katılır.

 “Bir kurbağaya güzelin ne olduğunu sorunuz. Size bunu, küçük kafasından fırlamış iki patlak iri gözü, yassı ve geniş suratı, sarı karın, esmer sırtı ile dişisi olduğunu söyleyecektir’’

Güzellik öyle bir kavramdır ki, sanatta edebiyatta iyi olan her şeyde adı söylenir namı yürür. Evvel ahir zamandan beri, insanlığın en çok duyduğu sözlerden biridir. 

Bu yazıda fiziksel güzellik irdelenecektir. Zira siz de bilirsiniz ki,  güzellik denilince ilk akla gelen kadın güzelliğidir. İşte  tam bu yönüyle inceleyeceğim güzelliği. 

knidos afrodit heykeliAntik Yunan söylencesine göre, Afrodit güzellik yarışmasında birinci gelmek için rüşvet teklif eder Paris’e. Afrodit’ten başka Tanrıça Hera ve Athena’da vaatlerde bulunurlar Paris’e, güzel seçilmek için. Mal, mülk, hükümranlık önerirken Hera ve Athena, Afodit aşkı sunar Paris’e. Ve kazanır güzellik yarışmasını Afrodit. Anılır binlerce yıl adı  en güzel kadın diye.  Bilinmeden tabi aslında kazananın aşk olduğu.

Kimi zaman güzellik başa bela olur. Onun için “Allah çirkin şansı versin” derler. Köyün güzel kızı Emine, güzelliğine vurgun olan Ağa’ya varmak zorunda kalır. Oysa gönlü çoban Ali’dedir. Ailesi zengin bir talip çıktı diye, kızlarını, istemediği birine vermekte hiçbir beis görmez. Kızlarının onayı alınmaz. Onun mutlu olacağını düşünürler. Oysa Güzel Emine güzelliği yüzünden istemediği bir adamla evlenmiştir. Çirkin olsa, ağanın gözü kalmayacak belki de çobanla evlenebilecektir. 

Karakter önemli dense de kadında güzellik aranır önce. Mesela kız istemeye giderken “kız güzel mi” diye sormadan  edemez dünürcüler.

Bakmayın siz “güzele kırk günde doyulur ama güzel huyluya kırk yılda doyulmaz” sözlerine. Bu sözü söyleyen erkek,  diz çökmeye hazırdır her zaman güzel bir kadın önünde. 

Kuaförler, güzellik salonları, diyetisyenler, kozmetik mağazaları, büyük firmalar tek bir şey için çalışırlar; Güzellik !.. Devasa satış kampanyaları, reklam yayınları yaparlar. Dudağı uçuklatacak paralar kazanırlar. Öyle ki ; Amerika’daki kozmetik ürünlerinin satış hasılatı, Afrika'yı doyurabileceği boyuttadır. 

Çirkinlik baki, güzellik geçici denir bir de. Yaşlanınca gider elden güzel yüz, güzel vücut . Denir ama parası olanın yapacağı ilk şeylerden biri,  güzel ve genç bir partner edinmektir. Beyni boş insan, ruhunun zenginliğini değil, gördüğünün zenginliğini arzular.

Güzelliğine güvenme bir sivilce yeter, malına güvenme kıvılcım yeter derler ya. Bu söze de pek inanasım gelmez.   Malı korumak için sigorta yeter, sivilce bir fondötene bakar. Yani anlayacağınız çağımız her şeyin çaresini buluyor. Yoksulluk hariç.  

Tüm bu güzellik üzerine  yaptığım lakırdılar, her şeyin  tüketime yönlendirildiği çağımızda, şekilciliği ön plana alan zihniyetin eleştirisidir.

Esasen,  güzel görünene meyletmenin bir süre sonra güzel karaktere meyletmeye dönmesi kaçınılmazdır.  Platon ‘un  dediği gibi, ”Bir insanın içinde güzel huylar varsa, dış görünüşü de bu huylara uyuyorsa, gören göz için dünyada bundan daha güzel bir şey olmaz.”

Yani çağlar boyu güzellik beğeni görse de, güzel huyluluk kutsanır,  yüceltilir.   

Güzellik algısı zamana ve yere göre çok değişiklik gösterir. Örneğin eskiden beri köylerde şişman kadınlar  güzel kabul edilir.  Kentlerde ise zayıf ama balık etliliğini  muhafaza eden kadınlar makbuldür. Eski Avrupa’da kadınların saçlarının alın  kısmını,  kaşlarının tamamını traş etmeleri yaygındı.  Zayıf gözükmek için, çok dar korse giymeleri bir gelenekti. Müzikle uğraşan kadınların flüt çalması yasaktı, piyano çalmalarına izin verilirdi.  Flüt çalarsa yanağını şişireceği için çirkin göründüğü kabul edilirdi.

Çinliler, ayakların küçülmesi için kızların ayaklarını çocuk yaşta mengeneye alırlardı.  Çocuğun canı yanıyor, kimi zamanlar sakat kalıyordu.   Japonya’da geyşaların, yüzlerine sürdükleri kurşun ağırlıklı kremler, cilde ağır zararlar veriyordu. Yani eril yapı, kadın bedeni üzerinden türlü oyunlar oynardı. Bu öyle bir acı oyundu ki, adına işkence demek daha uygun düşerdi.

Güzellik uğruna, yaşanan işkencenin dozu azalsa da hala çilesi devam etmekte. Günümüzde kozmetik ürünlerin cilde nefes aldırmaması, sık sık saç boyama, lazer, epilasyon, ağda işlemleri hep güzellik belasına. Üstelik kadın altmışına da gelse durum böyle. 

Neyse, biraz da yazımızın sevimli kısmına geçelim.

Aşık Veysel, güzel bulmadığı ama aşık olduğu  kadına bakın ne söylemiş.

Güzelliğin on pare etmez

Bu bende ki aşk olmasa,

Eğlenecek yer bulamaz

Gönlümdeki köşk olmasa.

Güzelden söz edilir de, Karacaoğlan dan geçilir mi. Aşkın ve sevdanın şairi Karacaoğlan, uzun süredir görmediği kızın nasıl da güzelleştiğini anlatır. Hani deriz ya ismini unuttuğumuz kişiye “hatırlayamadım” diye. Ozanımız da unutmuş görmeye görmeye güzelin adını.

Güzel, ne güzel olmuşsun          

Görülmeyi, görülmeyi

Siyah zülfün halkalanmış

Örülmeyi örülmeyi

 

Mendilin yudum, arıttım

Gülün dalında kuruttum

İsmin ne idi unuttum

Sorulmayı sorulmayı

leyla ile mecnun minyatür.jpg

Seven insana, sevdiği çirkin de olsa güzel görünürmüş. Tıpkı Leyla ile Mecnun efsanesinde olduğu gibi; Mecnun Leyla’ya deli divane aşıktır. Onun için çöllere düşer. Meczup olur. Zamanın hükümdarı Mecnun’a acır. Çağırın der Mecnun’u ve de Leyla’yı. İkisini bulundukları yerden getirirler. Hükümdar Leyla’ya şöyle bir bakar. Bakar ki;  leyla kara kuru bir kız. “Bre Mecnun,  bu kızın neresine vuruldun da çöllere düştün. Kara kuru bir kız Leyla dediğin.” Mecnun;  “Ah! Sultanım,  Leyla’yı siz bir de benim gözlerimle görseniz “ diye karşılık verir.

Victor Hugo, Notre Dame’ın Kamburu’ adlı klasiğinde,  iyiliğin değeri, güzelliğin etkisi anlatılır. Çok çirkin, tek gözü kör, topal ve kambur olan zangoç  Quasimodo ,  güzeller güzeli Esmeralda’ya aşık olur.  Aşkına karşılık bulamayacağını bildiği halde, canı pahasına da olsa güzel kadına iyilik  yapmaktan vazgeçmez. Esmeralda, onun bu iyiliğini unutmaz, her zaman  yanında olur. Güzel ve çirkinliğin, ten de değil ruhta olduğunu, romanı okudukça derinden hissedersiniz.

Bir güzellik hikayesi de  Yusuf peygamberle ilgilidir. Yusuf peygamber, Mısır’da bir firavunun yanında kalmaktadır. Firavunun  karısı Züleyha, Yusuf’a ilk görüşte aşık olur. Yusuf’un ekseninden kurtulamaz. Bu durumu duyan eşraftan kadınlar, Züleyha’yı kınarlar. Züleyha bir gün, eşraftan kadınları sarayına davet eder. Aşağı yukarı on kadın vardır  konuk gelen. Yemekler yenir, şaraplar içilir. Sıra gelir meyve faslına. Hizmetçiler kadınlara tabak içinde birer elma ve bıçak verirler. Herkes tabağını önüne alır tam bıçak ellerinde elma soyacaklarken Yusuf gelir karşılarına. Kadınlar Yusuf’u görünce birden ne yapacaklarını şaşırırlar. Yusuf’un güzelliği karşısında, elmanın kabuğunu soyacaklarına kendi ellerini soyarlar. Hepsinin kanar elleri. Züleyha burada devreye girer; “Ey hanımlar hanımlar! Siz ki beni kınıyor ayıplıyorsunuz da neden Yusuf’u iki dakika görmekle ellerinizi kestiniz. Ya ben ne yapayım, onun güzelliğini her gün görmekle.” 

Nazım güzelliği çok güzel bir yere taşırken;

“Biz ince bel, ela göz, sütun bacak için sevmedik güzelim,

Gümbür gümbür bir yürek diledik kavgamızda.’

 Sait Faik ona eşlik etmekte gecikmeyecektir.

“Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey”

En büyük güzel tabiattır. Kapitalizm güzel olan ne varsa çirkinleştirmek için elinden geleni yapmıştır. İnsanı, çiçeği, suyu toprağı kirletmiştir. Ancak bir çocuğun avazında yeni bir dünya kurulacak, bunu hiçbir zaman engelleyemeyecektir. 

Güzellikler içinde kalın değerli okurlar. 

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Tanrıça Demeter ve Akbelen
    ''Doymak bilmeyen, en sonunda kendi etini yiyerek geberen Kral Ersiton şimdi Muğla Akbelen’de geziniyor. Zalimliğinden bir gram bile kaybetmeden. Akbelen halkı ormanını korumak için direniyor. Limak firması eli silahlı askerleri,…
  2. Örgütlü Mücadelenin Gücü
    ''Daha önce emekli olabilecekler için prim sayısı 5000 gündü.  Kanun taslağı böyle hazırlanmıştı. Ancak 6 Şubattaki büyük Güneydoğu depreminin sonrasında hükümet gün sayısını birden 5975 güne çıkarttı.'' Vatandaşın emeklilik geliri…
  3. Göçebe toplumlardan bugüne Göçler
    İnsanlığın ilk eylemidir yürüyüş.  Dört ayak üstünde ilerleyen Homo erectusun,  ayağa kalkarak yürümesiyle başlar uygarlık yolculuğu. Antropolog Marvin Harris’in dediği gibi “ilkin ayak vardı”. Büyük göçün,  günümüzden iki milyon yıl…
  4. Deprem!
    Deprem!
    19 Şubat 2023
    Cellat kürsüde ikiyüzlüce konuşurken, müjde verircesine imar affı diye naralar atılırken, aslında sunulan halkın toplu cenaze namazı davetiyesiydi. İnsanlığının doğa olayları içinde en baş edemediği bir felakettir deprem. İlk çağlarda,…
  5. Serol Teber
    Serol Teber
    25 Ocak 2023
    ''Yeniçağ insanı sorunları kozmik güçlerin yardımıyla çözebileceğine inanıyor, rüya yorumları, fal baktırma, ruh çağırmayla ilgileniyor, bitkisel beslenmeye çalışıyor, arınma dansları yapıyor. Siyasete karşı ilgisiz. Yeşillikler içinde küçücük evinde sakin doğayla…
  6. Mahsa Amini ve Mücadeleci tüm kadınlara
    Bugün İran’da Mahsa Amani’nin öldürülmesi birkaç vicdansız polisin işi değildir. Kanunlar, töreler, gelenekler, dikta rejimi ve ataerkil sistem işbirliği etmiştir. Tıpkı Medusa söylencesindeki gibi. Ama ne mutlu ki Mahsa Amani’nin…
  7. Spartaküs ve Zenci İSyanı
    ‘’Tanrı herkesi hür yarattı, doğa kimseyi köle yapmamıştır.’’ (Alkidamas) Köle ayaklanması denilince ilk akla gelen şüphesiz Spartaküs’tür. Roma dönemine ait olan bu köle isyanını herkes bilir de İslamiyet dönemine ait…
  8. Rıza Şehri
    Rıza Şehri
    29 Nisan 2022
    ''Rıza Şehri’nde ortak paylaşım vardır. Kimse ihtiyacından fazlasını almaz. Zengin fakir ayrımı yoktur. Kapılar kilitlenmez, para kullanılmaz. Paranın yerine değiş tokuş esastır. Birlikte üretilir, birlikte tüketilir.'' Her yerde ve hep…
  9. Baharın Mitosları
    Baharın Mitosları
    28 Mart 2022
    Dünyanın birçok ülkesinde her yıl Newroz bayramı kutlanır. Bizim ülkemizde özellikle doğu illerinde baharın gelişini karşılamak için şenlikler, ritüeller yapılır. Newroz bahar bayramı olmakla beraber politik bir anlamda taşır. Nasıl taşımasın…
  10. cam tavan etkisi
    cam tavan etkisi
    3 Mart 2022
    “Cam ifadesi, engellerin açıkça görülemeyen ve aşılamayan niteliğini vurgulamaktadır. Cam tavan, görülmeyen azınlıkları ve kadınları, yetenekleri ve başarılarını göz önüne almadan şirketin üst basamaklarına çıkmaktan alıkoyan kırılmaz engel“ olarak tanımlanır.**…
  11. Mitoloji öğretiyor
    Mitoloji öğretiyor
    23 Şubat 2022
    Binlerce yıl öncesinden beri var olagelen, masallar, söylenceler, mitler bugün hala fırından yeni çıkmış sıcak ekmek tazeliğinde konuşuluyorsa  bir hikmeti vardır  bunun. Mitler yalnızca konuşuluyor mu..? Elbette hayır!  Yazılıyor çiziliyor,…
  12. Yunus Emre
    Yunus Emre
    31 Ekim 2021
    Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 2021 yılını Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran yılı ilan etti. Yunus Emre’nin vefatının 700. yılı, Hacı Bektaş Veli’nin vefatının…
  13. Halide Edip Adıvar
    Halide Edip Adıvar
    8 Ağustos 2021
    “Gece, karanlık bir gece... Fakat insanın hayatında sabahı olmayan gece yoktur. Yarın bu korkunç geceyi yırtıp parlak bir sabah yaratacağız. Yalnız ışık geldiği vakit gözümüzü güneşe karanlığı gören baykuşlar gibi…
  14. Özgürlük (2)
    Özgürlük (2)
    17 Temmuz 2021
    Her sistem kendi insanını yaratır. Tüm kurumların örtük faaliyetleriyle, bireyin toplumsal mekanizmaya uygun davranış göstermesi sağlanır. Televizyon, basın, eğitim kurumları, kişinin  başka bir dünya mümkündür şeklinde  düşünmesini istemez. Hem üst…
  15. Özgürlük -1
    Özgürlük -1
    29 Haziran 2021
    “Özgürlük nedir” diye yoldan geçen herhangi bir kimseye sorsanız, muhtemelen şöyle söyleyecektir: “İstediğim zaman istediğim yere gidebilmek.” Kimilerince bu kadar kolay, bu kadar basit algılanır özgürlük. Oysa bu sözcük için insanlık çok mücadele vermiş, çok kan dökülmüştür.   ÖZGÜRLÜK    (1)…
  16. Yalnızlık ve halleri
    Yalnızlık ve halleri
    16 Haziran 2021
    Yalnızlık kimine göre aman çok iyi, kimine göre aman bıktım halleri. Çok iyi diyen de var yalnızlık için, çok kötü diyen de. Cenneti kimilerinin,  kimlerinse cehennemi. Yani bilmeyen yok, yalnızlığın…
  17. Zabel Yeseyan
    Zabel Yeseyan
    3 Haziran 2021
    1915 yılına gelindiğinde, Ermeniler için büyük kıyım başlamıştır. Osmanlı hükümetince tutuklu listesine alınan 214 Ermeni aydın içinde, tek kadın olarak Zabel Yesayan vardır. Genç yazar, bunun üzerine İstanbul’da bir hastanede…
  18. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Kadın Dergileri
    Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde ilk kez Rum Kadınları, Kypseli isimli kadın dergisi çıkarır. Editörü Efrosini Samarcidis‘dir. 1845 yılında İstanbul’da Rumca yayınlanan  Kypseli dergisi, 34 sayı çıkartılır.   “Şurasını iyi bilmek gerekir ki, ne…
  19. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e kadın Dernekleri
    ''Bu arada ilginç bir şey olur; Çarşaf yasaklanır. Evet, yanlış duymadınız, kadınların çarşaf giymesi men edilir. Tarih 2 Nisan 1892’dir. Sanmayın ki kadınlara özgürlüktür sebebi. Padişah Abdülhamit, siyasi nedenlerle güvenlik…
  20. Bacıyan-ı Rum: Anadolu Kadınlar Birliği
    Ahilerin helâl para kazanması gerekir. Bu hem vaciptir, hem sünnettir. Her kimin ki, meslek ve sanatı yoksa ona fütüvvet değmez. Ahinin 18 dirhem gümüş sermayesi ve mutlaka bir işi olmalı,…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…