Laboratuvarı cebimize sığdıran Türkiyeli bilimci

25 Kasım 2012
Laboratuvarı cebimize sığdıran Türkiyeli bilimci

Prof. Dr Aydoğan Özcan 32 yaşında. İki hafta önce Dünya Teknoloji Ödülü'nü kazandı. Popüler Science dergisi ismini 2012'nin en parlak 10 bilim insanı listesine yazdı. Neden mi? Çünkü cep telefonlarını taşınabilir laboratuvara çevirecek bir cihaz geliştirdi. Öyle ki bu cihaz sıtmadan HIV'e, tüberkülozdan anemiye kadar pek çok hastalığı teşhis edebiliyor.

Prof. Dr. Aydoğan Özcan için tutku ve profesyonel donanım başarının anahtarı. Sıradan ve monoton bilimin önüne geçmenin yolu da disiplinli bir hayal gücü. Özcan dünyanın tanıdığı bir isim, üniversitelerde dersler veriyor. Ama Kaliforniya Üniversitesi'ndeki zamanının yüzde 90'ını araştırmaya ayırıyor, yüzde 10'unu öğrencilerle geçiriyor. Bilim insanı olmak isteyenlere önerisi ise "Emeklemeden yürüyemezsin, yürümeden koşamazsın, koşmadan da uçamazsın" sözünü akıllarına kazımaları. İşte anlattıkları...

- Kimdir Aydoğan Özcan, bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

- İstanbul Atatürk Fen Lisesi ve Bilkent Elektrik Mühendisliği mezunuyum. Bilkent'ten mezun olduktan sonra Stanford Üniversitesi Elekrik Mühendisliği Bölümü'nden burs alarak mastır ve doktora çalışmalarım için ABD'ye gittim. Stanford Üniversitesi'nden 2002 yılında mastırımı, 2005 yılında da doktoramı aldım. Daha sonra yaklaşık iki yıl Harvard Tıp Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştım. 2007 yılından itibaren (University of California, Los Angeles) UCLA'dayım. Kısaca, 2000 yılından itibaren ABD'de eğitim ve profesyonel hayatıma devam ediyorum.

- Kısa bir süre önce Dünya Teknoloji Ödülü'nü kazandınız. Popüler Sicence dergisi de isminizi en parlak 10 bilim insanı listesine yazdı. Nasıl başladı bu serüven?

- Son beş yıl itibarıyla yaptığımız işler oldukça önemli profesyonel ödüllere layık görüldü. Amerikan Başkanlık Ofisi'nden, donanmasından, ordusundan, National Science Foundation'dan, ulusal sağlık kurumlarından (NIH), uluslararası profesyonel kuruluşlardan (IEEE ve SPIE), National Geographic'den, Popular Mechanics'ten, Popular Science'dan, MIT Technology Review'den oldukça prestijli ödüller aldım.

- Başarınızın alameti farikası nedir? Merak, ilgi, çalışmak...

- Tutku ve profesyonel donanım çok önemli başarı için. Sadece tutku, yani çok derin bir merak ve ilgi eğer profesyonel bir altyapı ile gelmezse hayal ya da hobi seviyesinde kalırsınız. Tutku olmadan da aldığınız profesyonel eğitim sizi çok ileri götüremez, rutin bir kariyerde bırakır.

- Ders de veriyorsunuz. 32 yaşında profesör olmak da önemli bir başarı. Nasıl bir çalışma disiplininiz var, neler önerirsiniz bilim insanı olmak isteyen gençlere?

- Bilim insanı olmak isteyen bir gence en ilk vereceğim tavsiye, odasının duvarına, aklının bir yerine, "Emeklemeden yürüyemezsin, yürümeden koşamazsın, koşmadan da uçamazsın" yazmak, hatta kazımak olur. "Türk hastalığı" diyebileceğim, çok sıkça gözlemlediğim bir sorunumuz, emeklemeden uçmak, daha da ileri gidip ışınlanmak arzusu. Yarı yolda, ya da işin başlangıcında kalıp takılmamak için bu çok önemli.

- Özellikle cep telefonlarına monte edilen aparatınız üzerine çok konuşuluyor. Nasıl bir sistem bu, neler yapıyor?

- Uzun yıllardır mikroskopların basitleştirilmesi ve hesaplamalı teknikler kullanarak teletıp için uygun aletler yapmak üzerine çalışmalarımız var. Bu proje de bu çalışmaların bir uzantısı. Sağlık hizmetlerinin daha ücra, azgelişmiş yerlere daha hızlı, etkili ve ucuz getirilmesi için cep telefonlarına entegre edilebilen teknolojiler çok önemli. Benim araştırma grubum da tam bu konu, yani teletıp üzerine çalışıyor. Hastanın gidip gelmesine gerek kalmadan teşhis koymak da mümkün olacak. Böylelikle küçük sağlık ocakları bile tam teşekküllü bir hastanenin vazifesini yapabilecek hale gelebilir.

- Hangi hastalıkların teşhisinde kullanılabiliyor bu sistem?

- Cep telefonuna takılan bir aparatla kan sayımı, sıtma, HIV, sifılis ve bunlara benzer bulaşıcı hastalıklar için kullanılabilir bir platform.

- Yaygın kullanım için adım attınız mı?

- Benim grubumda geliştirilen bu ve benzeri teletıp teknolojileri benim de kurucusu olduğum Holomic LLC Şirketi tarafından lisanlandı. İlk ürün bu yazdan itibaren satışta. Daha fazla bilgiyi https://holomic.com adresinden öğrenebilirsiniz.

- Bu tarz farklı ve başarılı projeleri Amerika'da Türkiye'den bilim insanları yapıyor, neden bu projeler Türkiye'de yapılamıyor?

- Türkiye ile ABD arasındaki önemli farklardan biri, en azından akademik dünya için, genç insanlara tanınan "özgür - bağımsız" araştırma imkânlarının çok daha fazla olması. Diğer bir deyişle genç araştırmacıların özgüveni genel itibarıyla ABD içinde oldukça yüksek. Avrupa içindeki, Türkiye de buna dahil, akademik yapı bu konuda oldukça geride. Şimdi yavaş yavaş düzeliyor, gençlere daha erken bağımsız pozisyonlar veriliyor. Türkiye'de de aynı pozitif ivme söz konusu.

- Bir de İTÜ'nün bünyesinde bir uydu laboratuvarı kurma fikriniz var sanırım. Nedir işin aslı?

- Evet, İTÜ'de bir uydu laboratuvarı kurma projemiz hızla devam ediyor. Benim UCLA'da yürüttüğüm projelerin bir kısmını İTÜ bünyesindeki bir uydu laboratuvarında devam ettirmek istiyorum. İTÜ ve UCLA arasında öğrenci değişimine de izin verecek olan bu yapı akıllı teletıp sistemleri üzerine çalışacak. Halen öğrencilerden ve araştırmacılardan başvuruları kabul ediyoruz, yakında mülakatlara başlayacağız.

Aslı Deniz Uslu / Cumhuriyet Dergi

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…