M. Mungan: Savaşları soğukkanlılıkla izler hale geldik

15 Mayıs 2013
M. Mungan: Savaşları soğukkanlılıkla izler hale geldik

Aydınlardan 'Demokrasi ve Barış Konferansı'--HDK Merkezi Yürütme Kurulu üyesi BircanYorulmaz, "ortak geleceğimizin nasıl olması gerektiğini konuşmak amacıyla bir 'Demokrasi ve Barış Konferansı' düzenlemek tarihi bir sorumluluk ve ihtiyaçtır" dedi. Mungan ise 'toplumsal şiddetin sürekli arttığını, gündelik hayatta şiddetin tırmandığını ve her gün kadın cinayeti yaşandığınıi vurguladı. Gürsoy, geçmişle yüzleşmemiz gereğini vurguladı.

Murathan Mungan, Orhan Pamuk, Vedat Türkali, Rakel Dink ve Yaşar Kemal'in de içinde olduğu aydın, akademisyen, yazar ve sanatçıların çağrısıyla 25-26 Mayıs tarihlerinde Ankara'da gerçekleştirilecek Demokrasi ve Barış Konferansı'na ilişkin bir basın toplantısı düzenlendi.

25-26 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek konferansa ilişkin Murathan Mungan, Prof. Dr. Gencay Gürsoy ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Merkezi Yürütme Kurulu üyesi Bircan Yorulmaz'ın katılımıyla Cezayir Toplantı Salonu'nda bir basın toplantısı düzenlendi. Yaşar Kemal, Tarık Ziya Ekinci, Vedat Türkali, Orhan Pamuk, Murathan Mungan, Rakel Dink, Prof. Dr. Yakın Ertürk, Prof. Dr. İoanna Kuçuradi, Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve Arif Sağ'ın çağırıcılığını üstlendiği konferans Ankara'da gerçekleştirilecek.

'KONFERANS TARİHİ BİR SORUMLULUKTUR'

Toplantı HDK Merkezi Yürütme Kurulu üyesi Bircan Yorulmaz'ın konferans çağrı metnini okumasıyla başladı. Türkiye'nin farklı kesimlerini, kültürler ve inanç gruplarını, halkları, aydınları, sendikacıları, yazarları, akademisyenleri, siyasi partileri, meslek örgütlerini, sivil toplum kuruluşlarını, dernekleri ve yurttaş girişimlerini Ankara'daki konferansa davet eden Yorulmaz, "Türkiye, tarihi bir süreçten geçiyor. Özgürlükçü ve eşitlikçi fikirlerin ve insan haklarına dayanan demokratik siyasetin renklerini verdiği bir yaşamı inşa etmek bugünün en önemli işi" dedi.

Barış ve demokrasinin acil bir ihtiyaç olduğunu kaydeden Yorulmaz sürece ilişkin, "Anayasanın toplumdaki kültür, kimlik, dil, inanç, cinsiyet farklılıklarını güvence altına alması ve insan haklarına dayanan demokrasinin evrensel ölçütlerini barındırması gerekiyor. Yasaların, yargı sisteminin insan haklarına ve demokratik hukuk ilkelerine uygun hale gelmesi, uygulamaların da bu çerçevede gerçekleşmesi hepimizin talebi" ifadelerini kullandı. Talepler için güçlü bir toplumsal baskı yaratılması gerektiğine dikkat çeken Yorulmaz, "O nedenle ortak geleceğimizin nasıl olması gerektiğini konuşmak amacıyla bir 'Demokrasi ve Barış Konferansı' düzenlemek tarihi bir sorumluluk ve ihtiyaçtır" ifadeleriyle konferansa çağrıda bulundu.

GÜRSOY: BARIŞ İÇİN YÜZLEŞMEMİZ GEREK

Yorulmaz'ın ardından konferansın çağırıcıları adına söz alan Gencay Gürsoy, konferansın çağrıcılarını tanıttı. Bireyler, toplumun çeşitli kesimleri ve toplum ile devlet arasındaki acı olaylarla yüzleşmenin önemini vurgulayan Gürsoy, "Bütünlüklü bir barışı inşa etmek için adım atmamız gerekli. Bu konferansla çoğulcu, katılımcı, çok kültürlü ve çok etnisiteli bir topluma inananların görüşlerini kamuoyuna yansıtacağız" dedi.

Konferansın iki günlük yoğun bir programı olduğunu belirten Gürsoy, ilk gün "Geçmişle Yüzleşme" ve "Yasal Yol Temizliği" gibi dört paralel oturumun gerçekleştirileceğini bildirdi. Her oturuma ilişkin raporlar kaleme alınacağını söyleyen Gürsoy, konferansın ikinci gününde bu raporların hep beraber değerlendirilip ortaklaşılmış bir perpektif metni oluşturacaklarını ifade etti.

'SAVAŞI SOĞUKKANLILIKLA İZLER HALE GELDİK'

Türkiye'nin uzun süredir sahip olmadığı bir fırsatı yakaladığını belirten Murathan Mungan ise, "Sürecin desteklenmesi gerektiğini düşündüğüm için çağırıcılardan biriyim. Savaşlar artık bizim için bir Hollywood filmine dönüştü. Savaşları soğukkanlılıkla izler hala geldik" dedi.

Bir sivil toplum örgütünün Reyhanlı hakkındaki değerlendirmesinde saldırının ardından Reyhanlı'da bir linç ortamı olduğunu ve Suriyelilerin evlerinden çıkartılıp şiddete maruz bırakıldıklarını aktaran Mungan, "Bu sırada bir dilsizin önünü kesiyorlar. Suriyeli olduğunu düşünüyorlar ancak Suriyeli değil. Dilsiz derdini anlatana kadar cehennem azabı yaşıyor. Kendimizi o dilsiz gibi hissediyorum" dedi.

MUNGAN: DİLSİZLİĞİ AŞMAMIZ GEREK

Edirne'den Ardahan'a bölünmez denilen vatanın, Susurluk'tan Şemdinli'ye bölündüğüne işaret eden Mungan, "Fail-i meçhul cinayetler tarihinden, failleri belli kendisi meçhul bir yere sürüklenmek istemiyorsak harekete geçmeliyiz" ifadelerini kullandı. Toplumsal şiddetin sürekli arttığını, gündelik hayatta şiddetin tırmandığını ve her gün kadın cinayeti yaşandığını vurgulayan Mungan toplumsal şiddete ilişkin, "Eskiden 3. sayfa haberleri diye ayrı yer tutan bir sayfa vardı gazetelerde. Artık her sayfa , sayfa oldu. Kan, gözyaşı, cinayet, ölüm ve acı hakim oldu" ifadelerini kullandı.

Toplumsal dokunun her hücresine sinmiş şiddet kültürünün aşılması gerektiğini belirten Mungan, "Fırsat yine kaybedilirse bizi çok daha uzun ve sancılı bir süreç bekliyor. Kaldığımız yerden hayata devam edebilmek için Reyhanlı'daki dilsizin çaresizliğini aşmamız gerek" dedi.

Konuşmaların ardından basın toplantısı sona erdi. ANF

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…