‘Yaz kızım'; AKP adaletinin müebbet hapsine...

19 Ocak 2012
‘Yaz kızım'; AKP adaletinin müebbet hapsine...

Hrand Dink'in öldürülmesi, İslamcı camianın, iktidar odaklarının işledikleri bir cinayet değilse bile, delilleri, derin ilşkileri  karartarak ve bu kararla birlikte üstlendikleri bir cinayettir!

5 yıl önce "biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz" dedin; bugün bu ülkede güvercin avlayan ırkçı-şoven katiller "suçsuz" bulundu!

Parasız eğitim isteyen öğrencilerden örgüt çıkaran yargı, senin suikastinde örgüt görmedi. Sanki iki genç kahvede pişpirik oynarken, Tv.den izledikleri Kerinçsizler'in ırkçı hezeyanları ile irkilip hadi gidip şu Ermeni'yi öldürelim demiş. Birlikte fotoğraf çeken polisler, emniyet, jandarma yetkilileri hiç yokmuş .. Bir yıl öncesinden suikast planlarının istihbaratını aldıkları halde hiç bir önlem almayan İstanbul, Trabzon Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı'nın hiç bir payı ve ihmali yokmuş gibi mahkeme basit bir cinayet kararı verdi. 
"Vicdanı hür", imanı sağlam yargıçlar, dönük dolaşıp İst. Emn. Müdürü C. Cerrah'ın açıklamasına geldiler: 'milliyetçi duygularla birkaç gencin işlediği bir cinayet'. Savcısının bile mütaalasında "karanlık cinayet" dediği suikastı iki tetikçiye ihale ettiler. İmamın Ordusu'nun muhbiri Erhan Tuncel'İ tahliye ettiler. İmamın Ordusu'nun yazarı Ahmet Şık ve Dink cinayetinin derin bağlantılarını kitaplaştıran Nedim Şener ise içerde! Onlar içerdeyse Tuncel'in dışarda olması, AKP yargısı açısından daha doğal ne olabilir ki! 

Tuncel, Ramazan Akyürek'in Trabzon Emniyet Müdürü olduğu dönemde, onun imzası ile polis muhbiri olmuştu. Bu dönemde McDonald's bombalanmış; KTÜ Öğretim üyeleri Doç. Hicabı Cindik, Prof. Dr. Sadettin Güner ve Rahip Santoro öldürülmüştü. Bu cinayetlerde de sahnede sadece yaşları yine küçük olan tetikçiler vardı. 

Ramazan Akyürek, İstanbul'da görev yaptığı dönemde Gülen Cemaati'ne yakınlığı ile biliniyordu. Trabzon'dan sonra Cemaatin büyük önem verdiği Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi'nin Başkanlığına getirildi. Hrant Dink cinayeti de bu dönemde işlendi. Tuncel, Dink cinayetini Akyürek'e bağlı kadrolara defalarca bildirmiş ancak bir işlem yapılmamıştı. 

2009'da 14. İdare Mahkemesi, Ramazan Akyürek'in İstihbarat Daire Başkanlığı'ndan alınmasına gerekçe gösterilen Hrant Dink suikastı kapsamındaki iddialarla ilgili olarak mülkiye başmüfettişleri tarafından yapılan inceleme neticesinde Akyürek'e isnat edilebilecek herhangi bir veri ortaya konulamadığına karar verdi. Böylece Akyürek "ak"lanmış oldu.
Dink dosyasına bakıldığında hem Trabzon jandarmasının, hem İstanbul ve Trabzon'daki polis şeflerinin Yasin Hayal'ın bir yıl öncesinden Hrant Dink'e karşı eylem yapacağını bildiklerini görmek mümkün. Adeta Gabriel Garcia Marquez'in Kırmızı Pazartesi romanındaki gibi, işleneceğini herkesin bildiği bir cinayet. Belki de ondan fazlası. Çünkü bu illerin valilikleri, söz konusu polis şefleri için soruşturma izni vermediler. Dink'in avukatlarının karara itirazları da idare mahkemelerince reddedildi. Hrant'i İstanbul valiliğinde tehdit eden MİT mensuplarının sorulsturulmasına izin verilmedi. Buna karşın, Trabzon Valiliği dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'ün yargılanmasına izin veriyor, Öz'ün Bölge İdare Mahkemesi'ne yaptığı itiraz da reddedilebiliyordu..

Akyürek'i "ak"layan, polis şeflerini koruyan AKP valileri ve yargısı, Tuncel'i de korudu. Muhbirinden İstihbarat Daire Başkanı'na kadar bütün polis kadrolarını koruyan bu yargı kararı örgüt mu bulacaktı? İmamın Ordusu'nu mu ya da AKP'nin kendi derin-devletini mi deşifre edecekti? Ahmet Şık ve Nedim Şener'i içeri tıkmanın ne anlamı kalırdı?

Başbakan Erdoğan, Hrand Dink'in 19 Ocak 2007 de öldürülmesinden sonra, bir gezi esnasında, kendisine Dink'I devlet içindeki güçlerin öldürdüğünü söyleyen gazeteciye (Oral Çalışlar) şunu söylemişti: "Beni de öldürmek istiyorlar" Söz konusu edilen AKP iktidarını devirmek isteyen Ergenekon örgütüydü. Dink suikastını de iktidarı devirmeye zemin hazırlama amacıyla işlemişti. Beş yılda köprülerin altından çok sular aktı. Darbe şüphesiyle tutuklanmayan general, açılmayan dava kalmadı. AKP her devlet aygıtına, her alana muktedir oldu, devlet oldu.Madem bu cinayet iktidarı devirmeye zemin hazırlama amacıyla işlendi, o zaman iktidarın bürokratları, emniyet müdürleri neden engellemediler, aksine göz yumdular;, sorumluların soruşturulmasını engellediler, örtbas ettiler? Madem örgüt yoktu, ne diye Özel Yetkili mahkeme bu davayı üstlendi? Bu mahkemelerin alanı örgütlü terör suçları değil miydi?Açıkça söylemek gerekir ki, Hrand Dink'in öldürülmesi, İslamcı camianın, iktidar odaklarının işledikleri bir cinayet değilse bile, delilleri, derin ilşkileri  karartarak ve bu kararla birlikte üstlendikleri bir cinayettir!

Bu yüzden bu dava burada bitmez..Biten "5 yıllık tiyatro"dur. Bu kararda mahkum edilen, katledilen; adalet, ahlak ve vicdandır. AKP "adaleti"ni tarih önünde mahkum edene kadar bu dava sürecektir! O zamana kadar ve bu ülkede Anadolu halklarının kardeşliğini kurana kadar, hepimiz Ermeniyiz!
Mehmet Özgen 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…