Şimdi, yeniden 'Bu Daha Başlangıç..' demenin zamanıdır.

Çetin Ali Nergis

23 Haziran 2018
Şimdi, yeniden 'Bu Daha Başlangıç..' demenin zamanıdır.

Önümüzdeki günler, gerçek bir demokrasiden yana olanlarla eski ya da yeni biçimiyle diktatörlü?ün devam?ndan yana olanlar aras?ndaki mücadeleye sahne olacak.

Seçime art?k saatler kald?. Türkiye yeni geli?melere gebe. Seçimlerin sonuçlar? toplumun her kesiminde yeni aç?l?mlara yol açabilece?i gibi derinlerde biriken gerilimlerin aç??a ç?kmas?na da vesile olabilir. Sonuçlardan kastedilen, say?sal da??l?mdan öte, safla?an toplumsal gruplar?n bu da??l?m?n sonucunda duygu dünyalar?nda, bilinçlerinde olu?acak de?i?im ve alacaklar? siyasi tutumdur.

2013 Gezi ayaklanmas?nda aç??a ç?kan toplumsal enerji, y?llard?r biriken sorunlar?n yaratt??? öfkenin ve özgürlüklere duyulan özlemin bir ifadesi idi. Devletin bu taleplere cevab? sert oldu. Toplumun çok de?i?ik dinamiklerinin bir araya gelerek ülkeyi daha özgürle?tirici bir ortama ta??yabilece?i bir f?rsat heba edildi. Geziciler devlet taraf?ndan hain ilan edildi. O günlerde ba?lanan ayr??t?r?c? ve yok say?c? bir tutumla beslenen, gerginli?e dayal? bir siyaset tarz? ile bugüne gelindi. 7 Haziran 2015’de yeniden umuda dönü?en toplumsal tepki yine dü?manla?t?r?c? politikalar ile bo?ulmak istendi. Bu kez hedefte, direnen Kürtler ve onlar?n siyasi temsilcisi HDP vard?. Ya?anan ac?lar? ve zorluklar? biliyoruz. ?imdi, be? y?l sonra toplumsal safla?ma bir kez daha netle?ti. Be? y?ll?k süreçten kimlerin hangi dersleri ç?kartm?? oldu?unu önümüzdeki yak?n süreçte ya?ayarak görece?iz.

Türkiye bu seçimlerde, diktatörlükle, demokrasi aras?nda bir seçim yapacak. Bir tarafta nefret dili kullanarak, toplumu ikiye bölen, halk?n dini de?erlerini kullanan ve mevcut sistemin hata ve eksiklerini istismar ederek iktidar olduktan sonra devletin tüm olanaklar?n? ve güçlerini kendi ki?isel ç?karlar? için seferber eden bir AKP ile etnik temelde bölücülü?ün merkezi olmu? fa?ist parti MHP’nin yer ald??? Cumhur ittifak? denilen fa?ist ittifak, di?er tarafta CHP, ?P ve SP’nin olu?turdu?u Millet ?ttifak? olarak an?lan ittifak ve HDP var. Bu partilerin birlikte an?lmas?n?n sebebi, tamam?n?n diktatörlü?ün yol açt??? hukuksuzlu?a, tek adam rejimine ve OHAL’e itiraz ediyor olmalar?d?r. Bu tarihsel anda, kazanmalar? halinde Türkiye’nin içinde bulundu?u açmazlardan ç?kmas? için ihtiyaç duyulan daha demokratik bir ortama geçi?i sa?layabilecekleri için bu blo?un demokrasi blo?u olarak an?lmas? yanl?? olmayacakt?r. Ayr?ca bu blok sadece bu dört partiden ibaret de?ildir. Bir k?s?m sosyalistlerin ve bu partilerde temsil edilmeyen demokrasiden yana tav?r alan seçmenlerin de sand?kta CHP veya HDP’ye destek verdiklerini biliyoruz. ?yi Parti ya da Saadet Partisi’ni olu?turan kadrolar?n geçmi?e ili?kin sicilleri ve ?u anda savunduklar? program ne olursa olsun, Türkiye’nin bugün ya?ad??? safla?man?n tarifi budur.

Ve bu safla?man?n yaratt??? enerji sayesinde Türkiye, 16 y?ll?k AKP ve özellikle “R.Tayyib Erdo?an dönemine son” demeye haz?rlan?yor. Böyle dememizin nedeni, sadece gönlümüzden geçenin bu olmas?ndan de?il. ?ktidar ?ak?akç?lar? ve on alt? y?ld?r bu iktidardan nemalananlar?n d???nda kalanlar?n genel kan?s?, AKP ve MHP taban?nda giderek artan bir tereddüt ve da??lma oldu?u yönünde. Bu durum, bir tahmin olman?n ötesinde AKP içinden yükselen seslerden, MHP taban?nda artan istifalardan da anla??l?yor. Miting meydanlar?nda, Erdo?an ve taraftarlar?n?n heyecanlar? hiç de eskiyle k?yaslanabilecek düzeyde de?il. ?ktidar cephesinde bir tela?, tabandan tepeye sirayet etmi? durumda. Bu tela?, Erdo?an’?n kabaran öfkesinde ve konu?malar?nda dü?tü?ü yanl??larda aç?kça görülüyor. Bu durum, art?k gündelik olay hale getirdikleri keyfi ve yasa d??? uygulamalar?n artmas?na da neden oluyor. Ola?an ko?ullarda olsa, yani HDP’li e? ba?kanlar?n ve yöneticilerin tutuklu olmad???, medyan?n iktidar?n borazan? gibi çal??may?p objektif habercilik yapt???, polis bask?s?n?n sokakta bu denli hissedilmedi?i bir seçim süreci ya?ansayd? iktidar taban?ndaki erime ku?kusuz daha h?zl? olurdu.

Ne var ki, muhalefet için bu i? çantada keklik de?il. Ço?unlukla tahminler muhalefetin güçlenmekte oldu?u yönünde. Ancak sand?ktan galibiyetle ç?k?lmas? halinde dahi, bu Erdo?an’?n sonu anlam?na gelmiyor. Sadece 7 Haziran’dan 1 Kas?m’a nas?l gidildi?ini hat?rlamak bile böyle dü?ünmemiz için yeterli bir nedendir. Yani kazanm??ken kaybetmek hala mümkündür. Tersi, ancak muhalefetin 24 Haziran ve 8 Temmuz sonras?na ili?kin yapaca?? haz?rl?klarla sa?lanabilir.

16 Nisan Anayasa Referandumu öncesinde 3 ?ubat 2017 tarihli “Hay?r’? Örgütlemek” ba?l?kl? yaz?mda bu haz?rl?klar?n ne anlama geldi?i ve nas?l olabilece?ini aç?klamaya çal??m??t?m.*  Sözü edilen yaz?da, sürecin bir demokrasi cephesinin olu?mas? için elveri?li ko?ullar? ta??d??? ve bu anlamda sosyalistlerin üzerlerine dü?en görevi almaktan geri durmamalar? gerekti?ine i?aret ediliyor, bu görevin referandumdan önce yerine getirilmesi gerekti?i anlat?l?yordu.

Referandum öncesi önemi anla??lamayan bu durum, ?imdi geli?en süreç içinde daha anla??l?r bir biçimde ortaya ç?km?? görünüyor. Millet ?ttifak? ad? alt?nda bir araya gelen partiler, OHAL’in kald?r?lmas?, hukukun üstünlü?ünün yeniden tesisi, Parlamenter sisteme yeniden dönülerek tek adam diktatörlü?üne son verilmesi yönünde ortak bir dil kullan?yorlar ve dahas? HDP’nin ve Demirta?’?n kriminalize edilmesi kar??s?nda da ortak bir tutum ald?lar. Cumhur ittifak? denilen diktatörlük heveslileri, seçimlerde ittifak sistemi ile kendi lehlerine bir sonuç elde etmeye çal???rlarken, demokrasiye daha yak?n duran güçlerin birlikte davranmas?n?n yolunu açt?lar. Umduklar?n?n tam tersi oldu. Muahlefete kar?? kurduklar? tuza?a kendileri dü?tüler.

Sonuçta, diktatörlük ve demokrasi blo?u ?eklinde iki ayr? cephe ile seçime giriyoruz. Demokrasi Blo?u, sadece Millet ittifak?n? de?il, HDP’yi ve bu seçimlerde kendi adaylar? olsun ya da olmas?n AKP gericili?ine ve onun eliyle yürütülen soyguna, talana kar?? ç?kan tüm halk güçlerini içermektedir.

?ki a?amal? seçimin ilk aya?? olan milletvekilli?i ve cumhurba?kanl???n?n ilk turunda, muhalefetin ço?unlu?u sa?layaca??na neredeyse kesin gözüyle bak?l?yor. Cumhurba?kanl??? için 8 Temmuz’da yap?lacak ikinci tur seçimin daha fazla riskler ta??d??? söylenebilir. 24 Haziran’?n sonucu muhakkak ki, önemli i?aretler verecektir.

Muhalefetin CHP kanad?nda bugüne kadar görülmeyen kalabal?klarla mitingler yap?l?yor. HDP, eski e? ba?kanlar? ve birçok yöneticisi tutuklu olmas?na ra?men ba?ar?l? bir kampanya yürütüyor. ?yi Parti ve Saadet Partisi bu iki partinin gerisinde kalsalar da AKP ve MHP taban?ndan en çok oyu alabilecek partiler olarak, iktidar taban?ndaki çözülmeyle muhalefet blo?unu güçlendirebilecek bir potansiyeli temsil ediyorlar. Bu tabloyu gören halk kitleleri aras?nda seçimler sonras?nda daha demokratik bir Türkiye’ye ula?ma umudu güç kazan?yor.

Bu noktada sorulmas? gereken soru ise ?udur; Türkiye böyle bir süreçte, yani muhalefetin seçimlerin galibi olarak ç?kmas? sonras?nda daha demokratik bir ülke haline gelebilir mi? HDP de dahil olmak üzere muhalefet partilerinin hiçbiri anti kapitalist bir programa sahip de?iller. Dolay?s?yla bugün ya?anan sorunlar?n nedeni olan sistemi de?i?tirmeyen bir seçimin sonucunda da köklü bir de?i?im beklemek mümkün olamaz. Evet, gerçek olan budur. Ancak güncel sorun kapitalizmi alt etmek de?il, asgari bir demokrasi program? etraf?nda uzla?m?? dinamiklerle demokratik bir cumhuriyete ula?acak yolu açmakt?r. Türkiye, bu yolu açabilecek potansiyeli içinde bar?nd?r?yor. Demokrasiye gidecek yol, diktatörlü?e kar?? geli?tirilecek mücadele ile aç?labilir. Bugün muhalefet partileri, e?er Kürt sorunundan söz ediyorlarsa bu yöndeki taleplerin yükselmi? olmas?ndand?r. Ta?eron düzeni, e?itimdeki gericile?me, Alevilerin talepleri konu ediliyorsa, bu yönde biriken sorunlar?n bir sonucudur. Keyfili?in son bulaca??, hukukun üstünlü?ünün sa?lanaca?? vaat ediliyorsa, adaletsizli?in diz boyu olmas?ndad?r. Yani günümüzün acil sorunlar?; Kürt sorununun demokratik çözümünü sa?lamakt?r. Gerçek bir laikli?e ula?mak, e?itimdeki gerici, dinci müfredat?n açt??? tahribat? ortadan kald?racak, ilkö?renimden üniversitelere kadar bilimsel laik e?itimi egemen k?lmakt?r. Ülkede inanç ve ibadet özgürlü?ünü, istismar edilemeyecek ?ekilde özgürle?tirmektir. Çal??ma hayat? ve her alanda örgütlenmenin önündeki engelleri kald?rmak, çal??anlar?n grevli toplu sözle?meli sendika talebini hayata geçirmek, kad?nlar?n ve çocuklar?n taciz ve istismar?na neden olan ko?ullar? ortadan kald?rmakt?r.

Öncelikli sorunumuz, toplumun birikmi? acil sorunlar?n?n çözümünü sa?layacak toplumsal bir mutabakatla desteklenen yeni bir anayasa haz?rlamak ve bunun gerektirdi?i yasalar? ç?karmakt?r. Böyle bir anayasa ise ancak yeniden düzenlenecek siyasi partiler ve seçim yasas? sonras?nda yap?lacak seçimle yeni bir meclisin olu?turulmas? ile gerçekle?ebilir. Yani kurucu özellikler ta??yabilecek, arkas?nda gerçek bir halk iradesi olan bir meclisten söz ediyoruz. Mücadelemiz ve taleplerimiz bu yönde olmal?d?r.

?ktidara geldi?inden bu yana yap?lan tüm seçimler ve anayasa oylamalar? Erdo?an’?n iktidar?n? daha da güçlendirecek düzenlemeler e?li?inde gerçekle?tirildi. AKP sözcüleri her f?rsatta bunun, cumhuriyetle bir hesapla?ma ve yeni bir cumhuriyetin in?as? için yürütülen bir “dava” oldu?unu aç?kça ifade ettiler. Bu seçim sürecinde de buna özellikle vurgu yap?lmaya devam ediliyor. Haz?rlanan reklam afi?lerinde, filmlerde kullan?lan simgelere dikkat edildi?inde nas?l bir gelecek arzu edildi?i aç?kça görülebilir. 24 Haziran ve 8 Temmuz seçimleri, bugüne kadar yap?lm?? olan tüm düzenlemelerin son noktas?n? te?kil ediyor. Kazan?rlarsa anayasal zemini tamamlanm?? olan “yeniden kurulu?”un son harc? at?lacak. Tabi, demokrasi güçleri kazanacaklar? bir seçimi bir kez daha iktidara teslim ederlerse.

Muhalefet güçleri, yeni bir kurulu? iradesi gösterebilirlerse, Erdo?an’?n 2023 kurulu?u olarak ifade etti?i diktatörlü?e kar?? direnebilir ve halk?n demokrasi umutlar?n? büyütebilirler. Muhalefet cephesinin gerçek anlamda bir demokrasi blo?u olabilmesi de böyle bir kurucu iradeyi gösterebilmesi halinde mümkün olabilir. Önümüzdeki günler, bu yöndeki bir ayr??man?n ya?anaca??, gerçek bir demokrasiden yana olanlarla eski ya da yeni biçimiyle diktatörlü?ün devam?ndan yana olanlar aras?ndaki mücadeleye sahne olacak. Seçimler, bu yolda sadece bir ilk ad?m olma özelli?ini ta??yor.

 * /detail/-/7579/-hayiri-orgutlemek#.Wylvb6czbIU

 

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Militarizm eleştirisi içermeyen bir demokrasi mücadelesi olur mu?
    Toplumun en geniş kesimlerinin, yani emekçilerin hak ve özgürlüklere sahip olduğu bir demokrasi arzuluyorsak, militarizmi eleştirmek, onunla hesaplaşmak zorundayız. Darbelerle bile hesaplaşamamış bir ülkede sistemin temeline yönelik bir eleştiri ve…
  2. Bir Seçime Yaklaşırken, İki Dernek, İki Farklı Tutum
    ...yakın geleceğimizde kaçınılmaz biçimde toplumun yapacağı seçimdeki iki seçeneğe de denk düşüyor. Hakça paylaşımı, barışı, özgür ve eşit biçimde birlikte yaşamı savunan, şiddetten ve savaşlardan arınmış bir dünya ütopyasını büyütenlerin dünyasından…
  3. Demokrasi Konferansı;  Yeniden Kuruluş İçin Halkçı Bir Seçenek Öneriyor
    Demokrasi Konferansı’nda da dile getirilmiş ve yıllardır mücadele alanlarında büyütülmüş özlemlerin Türkiye’sini inşa edecek bir Demokrasi Hareketi için çalışmak bugünün devrimci görevidir. 24 Haziran günü İstanbul’da toplanan Demokrasi Konferansı’nda Demokratik…
  4. Gerici Kuşatma Karşısında Sanatın ve Sanatçının Sorumluluğu
    Tiyatro, ortaçağ Avrupa’sında uzun bir süre feodal devletlerin iktidarının en büyük gücü, kilisenin kontrolünde varlığını sürdürebilmişti. Bugün de insanları yurttaşlık bilincinden uzaklaştırıp, ümmet haline getirmeye ve ortaçağ karanlığına geri götürmeye…
  5. Shakespeare'in Kralları'ndan Bugüne...
    Tiyatronun anlattıkları hayatın kendisidir. Shakespeare’den izlediklerimiz zaman ve mekan kavramını aşan, her devrin çağdaşı, evrensel bir gerçekliğin hikayesidir. Zorbalığın iktidarı biçim değiştirse de her dönemde aynı yol ve yöntemlerle karşımıza…
  6. Kim Bu ADAM'lar ?
    Kim Bu ADAM'lar ?
    8 Eylül 2020
    12 Eylül 1980 Darbesinin 40ncı yılında Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği, Ayrımcılığa İtiraz Ediyoruz, Darbelerle Ayrımsız Hesaplaşılmalıdır başlığı ile bir kampanya başlatıyor. ADAM-DER, yani Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği. 12…
  7. Saray Rejimi, Salgın Felaketini Büyütüyor
    Corona Salgını bir kez daha gösterdi ki; Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetimindeki Türkiye, bir felakete doğru sürükleniyor. Tek adam yönetimi, ülkede kutuplaşmanın, hukuksuzluğun ve zaten bir sistem sorunu olarak var olan,…
  8. AKP Yönetiminde; Sosyal Devletten, Köleci Devlete
    Havalimanı inşaat işçileri, en doğal, yaşamsal hakları için “köle değiliz” diyerek isyan ettiler. Ne var ki, iktidarda devleti ortaçağın sultanlığı haline getirmek isteyen, milleti tebaası, çalışanları da köle gören bir…
  9. Umut içimizde saklı
    Umut içimizde saklı
    2 Ocak 2018
    Umutsuz yaşamak mümkün mü ? En zor anlarda bile insanın direncini diri tutan, onu ayağa kaldıran, daha iyiye daha güzele olana ulaşma arzusu ve umudu değil mi?   Politeze yazı yazmayalı…
  10.  Hayır'ı Örgütlemek
    RTE nin başkanlığının reddi ya da kabulü sonrasında demokrasi güçlerinin programı nedir? Türkiye’yi içine düştüğü bu kaostan ve yıkıcı iç savaş tehdidinden nasıl çıkaracağız? Mevcut rejimin yerine dinci faşist bir diktatörlüğün kurulmasına…
  11. Şimdi Karar Verme Zamanı!
    Şimdi Karar Verme Zamanı!
    15 Aralık 2016
    Hakkında hırsızlık iddiası olan, savaş kışkırtıcılığından dolayı uluslararası mahkemelerde yargılanması istenen, halkı birbirine kırdırabilecek şekilde nefret dili kullanan ve sıklıkla yalan söylediği belgelenmiş birini bu halkın oylarıyla “başkan” seçtirecekler!  Ne…
  12. Gülay'ın ardından..
    Gülay'ın ardından..
    27 Kasım 2015
    Yazmak istediği kitaplardan birincisi, ODTÜ’lü yıllardan başlayarak, THKO ’nun kuruluşu ve Denizlerin idamına uzanan yıllardı. 1968’leri birçok kişinin yazdığını, ancak bir kadın olarak kendisinin de ayrıca aktarmak isteğinde olduğu deneyim…
  13. Haziran Seçimleri; Türkiye Solu'nun imtihanı
    Seçimler yaklaşırken Türkiye solunda ve özellikle BHH içinde sürdürülen tartışma, solun seçimlere etkisinin yanı sıra, kendi geleceği açısından da önem taşıyor. Seçim sandığında kurulacak bir ittifak, Tayyib'in değil, halkın Yeni Türkiye'sini…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…