Emek Cephesinde Umut Veren Bir Gelişme; Birleşik Emek Koordinasyonu

14 Ocak 2018
Emek Cephesinde Umut Veren Bir Gelişme; Birleşik Emek Koordinasyonu

Koordinasyon Girişimi, çağrı metninde, "kendi iradesini işçilerin iradesi yerine koymayan" bir Birleşik Emek Hareketi oluşturmak için yola çıkıldığını ilan etmiştir. Biz bunu, solda ve özellikle emek mücadelesinde birleşik mücadele pratiklerinin önünü kesen, zarar veren ülkemiz soluna on yıllardır musallat olmuş fraksiyonculuktan uzaklaşma gayreti olarak anlıyor ve önemsiyoruz. 

2017 yılı sayısız iş cinayeti ve hak gaspları ile geçen ve özellikle OHAL'i gerekçe göstererek çalışanların itirazlarının bastırıldığı, grevlerin yasaklandığı bir yıl olarak geride kaldı. İşçiler sadece patronlarla değil, siyasi iktidar ve kendilerine ihanet içinde olan bazı işçi sendikalarıyla da mücadele etmek zorunda kaldı.

Bu koşullarda yaşam mücadelesi vermeye çalışan işçiler açısından yılın son günlerinde umut veren bir gelişmeye tanık olduk. 17 Aralık 2017 tarihinde Kozyatağı Kültür Merkezi'nde Birleşik Emek Hareketi için Toplanıyoruz çağrısıyla bir işçi toplantısı düzenlendi. İşçi toplantısı diyoruz, çünkü, kürsüde çoğu zaman rastlanabileceği gibi siyasi parti, örgüt ve sendika temsilcileri değil, baştan sona değişik bölge ve iş kollarından gelmiş işçiler vardı. Toplantıda ilk söz alan kişinin "sadece yaşamak istiyoruz" sözünü, toplantı boyunca salona hakim olan samimi ve gerçek ifadelerin bir özeti gibi tanımlamak yerinde olacaktır. 

Kadını ve erkeği ile Türkiye işçi sınıfının en ağır iş koşullarında, en zor şartlarda çalışan maden, inşaat, metal, tekstil iş kollarındaki işçileri yanı sıra, güvenlik, depo, market, ev çalışanları gibi hizmet sektöründen ve mühendis mimarlar gibi beyaz yakalı kesimler de toplantının katılımcıları arasındaydılar. 

Genç işçiler toplantıya damgalarını vurdular

15 Temmuz 2016'dan bu yana Olağanüstü Halin yaşandığı, baskı ve zulmün kol gezdiği, işten atılmaların ve sürgünlerin olağan hale geldiği bu zorlu koşullarda, yüzlerce insanın Soma'dan, Çerkezköy'den, Gebze'den gelerek İstanbul'da toplanması son derece önemlidir. Bu, kendilerini Birleşik Emek Koordinasyonu Girişimi şeklinde tanımlayan çağrıcıların başarısını göstermektedir. Toplantı süresince işçiler çekinmeden söz almışlar ve kendilerini açıklıkla ifade etmişlerdir. Konuşmaların ana eksenini işverenlerin baskı ve tehditleri, sendika ve sendikacılara olan güvensizlik oluşturmuştur. Sendikacılara olan güvensizlikten DİSK de payını almıştır. İşçilerin şikayetlerinin hedefi haline gelenlerin, bu durumu değerlendirip dipten gelen bu dalgayı dikkate almasını öneririz.  

Konuşmalar işçi sınıfının bağrında taşıdığı devrimci potansiyele işaret ediyordu. 20 Temmuz 2016'dan bu yana devrimci ve demokratik güçler ağır baskı altında demiştik. Buna rağmen Türkiye devrimci ve yurtsever güçleri bir türlü en geniş anlamda bir cephe birliğini sağlayamamış ve dahası anlamsız çekişmelerini sürdürürlerken işçilerin konuşmalarının her biri, bu kısır döngüden nasıl çıkılabileceğinin de işaretlerini vermekteydi. Bu süreci işçi sınıfının politikleşmiş mücadelesi ile aşabiliriz. Baskılar ne kadar yoğun olursa olsun, işçiler sol ve sendikal hareketin zayıflığına rağmen, bazen kendiliğinden de olsa her dönem büyük bir yaratıcılıkla güne uygun mücadele biçimlerini mutlaka buluyorlar.

6 Kasım 2017'de Türkiye Taşkömürüne bağlı işyerlerinde binlerce işçi yeraltından çıkmayarak direniş başlattılar. Rödavans uygulamasıyla iş güvencelerinin ellerinden gideceğini anladıklarında bir an bile tereddüt etmediler ve Türk -İş'i de harekete geçirerek, uygulamayı taslaktan çıkarmayı başardılar. İşçi sınıfının lokomatif gücü Metal işçileri başta olmak üzere çeşitli iş kollarındaki işçiler, açlığı, işsizliği göze alarak kararlı bir mücadeleyi sürdürüyorlar. Bu toplantı bu gelişmelerin anlatıldığı bir toplantı oldu.

Son günlerin önemli gelişmelerinden biri de taşeronda çalışan işçiler meselesidir. Taşeron sistemi kan emici köleci bir sistemdir. Dolayısıyla taşeron işçilerin kadroya geçip sendikalı olabilmeleri başlı başına bir kazanımdır. Ancak sürecin takip edilmesi gerekmektedir. Yüzbinlerce işçi, kapsam dışında bırakılmış, bundan sonra da ne olacağı bilinmemektedir. Bu insanlara sahip çıkılmalı ve mutlaka sendikalı olmaları sağlanmalıdır. İşçi meclisleri ve sendikalar, emekten yana tüm güçler, taşeron işçilerin yanında olmalıdırlar.

Bölgelerde İşçi Meclisleri

Toplantının sonuçlarına dönersek; toplantı, bir yürütme kurulu ve bölgelerde işçi meclislerinin oluşturulması kararını almıştır. Koordinasyon girişiminin, bazı parti ve örgütlerin çabalarıyla oluştuğunu biliyoruz. Toplantının başarısı, kısa süreli bir çalışmanın değil, uzun ve sabırlı çalışmaların ürünü olduğunu gösteriyor. Ülkemizdeki mücadele birikiminin tümüyle işçi meclislerine yansıyabilmesi için koordinasyonun, çağrıcıların dışında kalan diğer örgüt ve kurumların da güç vermesini sağlayacak çabalarının sürekliliğinde yarar olduğunu düşünüyoruz.

Koordinasyon Girişimi, çağrı metninde, "kendi iradesini işçilerin iradesi yerine koymayan" bir Birleşik Emek Hareketi oluşturmak için yola çıkıldığını ilan etmiştir. Biz bunu, solda ve özellikle emek mücadelesinde birleşik mücadele pratiklerinin önünü kesen, zarar veren ülkemiz soluna on yıllardır musallat olmuş fraksiyonculuktan uzaklaşma gayreti olarak anlıyor ve önemsiyoruz. İşçi sınıfının mücadelesinde yol göstericiliğe soyunan parti ve gruplar, örgüt çıkarlarını işçi sınıfının politik çıkarlarının önüne koyduklarında işçi sınıfı davasına zarar verilmektedir. Bu tutumu sürdürenler, yani işçi sınıfının politik birliğinin önüne grupçluk engelini çıkartanlar, niyetleri ne olursa olsun, politik anlamda gericilik yapmaktadırlar. Siyasi parti ve gruplar içinde örgütlenen işçileri "bizim örgütün işçileri", sendikasını da "bizim örgütün sendikası"na indirgeyen yaklaşımlar, birleşik emek hareketi önündeki en büyük engellerden birisidir.

Ülkemizdeki bu baskıcı karanlık dönemi de ancak işçi sınıfının mücadelesinin yükseltilmesi ile aşabiliriz. Bu da sınıf sendikacılığı ilkelerini hayata geçirip sınıfın politik birliğini sağlamak konusunda çalışarak gerçekleşebilir. Faşizme karşı halk sınıflarının birleşik mücadelesinin, demokratik bir Türkiye hedefine ulaşmasında böyle bir emek cephesi hayati öneme sahiptir. Bu düşüncelerle, sınıfın birleşik mücadelesi için biz de çalışmayı sürdüreceğiz.

Politez --Emek Mücadelesi

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…