Cemil Bayık: Erdoğan MHP’nin esas başbuğu haline gelmiştir

5 Mayıs 2016
Cemil Bayık: Erdoğan MHP’nin esas başbuğu haline gelmiştir

Meclis’te HDP’ye karşı kurulmuş bir ittifakın olduğunu savunan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, “Tuğrul Türkeş şu an AKP hükümeti içinde bir soykırım müfettişi olarak bulunmaktadır. Öyle ki Saray Gladyosu’nun en hararetli destekçileri eski AKP’liler değildir. Tayyip Erdoğan MHP’nin esas başbuğu haline gelmiştir. Kürt düşmanı ulusalcıların “Babatürk”ü de Tayyip Erdoğan olmuştur” dedi.

Öte yandan Bayık, “Tüm Kürt halkı ve demokrasi güçleri AKP'nin irade kırma, teslim alma saldırısına karşı HDP'nin yanında yer almalıdır” çağrısı yaptı.

Cemil Bayık, Azadiya Welat gazetesine yazdığı Kürtçe makalede şunları ifade etti:

“AKP faşizmi Kürt halkını sindirme politikası yürüttüğünden ne kadar Kürt kurumu varsa üzerine yürümekte, her türlü yol ve yöntemle saldırmaktadır. Siyasi soykırım operasyonlarını Meclise kadar uzatmıştır. Dokunulmazlıkları kaldırma yasası çıkararak Meclis’teki HDP’lileri de susturmayı hedeflemektedir. Saldırılarını tutuklu yakınları ve Amedspor’a kadar uzatmaları Kürt düşmanlığının ulaştığı düzeyi ortaya koymaktadır. 1 Mayıs mitingine gidenlere neden Amedspor pankartları taşıyorsunuz diye saldırılmıştır. Kurdun neden suyumu bulandırıyorsun diyerek kuzuya saldırması gibi! AKP faşizmi polis ve askere, mutlaka bir bahane yaratın ve her yerde Kürtlere saldırın emri vermiştir. Nitekim polis ve asker kırmızı şal görmüş boğa gibi nerede bir Kürt görseler saldırıyorlar. Zaten iki Kürdün yan yana gelmesi suç haline gelmiştir. Kürdün ölüsüne saldırınlar tabi ki canlısına saldıracaktır.

Şu anda Kürtlere yapılan saldırılar Türkiye tarihinde yapılan en ağır saldırılardır. Osmanlı döneminde de Türkiye cumhuriyeti tarihinde de Kürtlere yönelik saldırılar böyle topyekun ve tüm alanları kapsayacak şekilde olmamıştır. AKP faşizmi böyle bir iktidar olarak övünebilir. Zaten ittifaklarını Kürt düşmanlığı üzerine kurmuştur. Tuğrul Türkeş şu an AKP hükümeti içinde bir soykırım müfettişi olarak bulunmaktadır. Öyle ki Saray Gladyosu’nun en hararetli destekçileri eski AKP’liler değildir. Tayyip Erdoğan MHP’nin esas başbuğu haline gelmiştir. Kürt düşmanı ulusalcıların “Babatürk”ü de Tayyip Erdoğan olmuştur. Erdoğan ben Kürtleri yok edip 5 Türk büyüğü içine gireceğim demektedir. Eski Türk büyükleri Türkler için vatan ve millet savunuculuğu yapmışken, Erdoğan Kürt düşmanlığı ile büyük olmayı önüne koymuştur. Amiyane deyimle belasını Kürtlere çarpmıştır.

Amedspor’un ismine düşmanlık yapanlar, tarihe mezarlık ve ölü düşmanları olarak geçenler, tutuklu ailelerine düşmanlık yapanlar açısından artık hiçbir ölçü kalmamış demektir. Bu açıdan artık AKP ne yapsa sürpriz görülmemelidir. AKP’den her türlü zulüm beklenebilir. AKP boyun eğmek istemeyen her Kürde düşmandır. Bu açıdan hiçbir Kürt bundan bana bela gelmez dememelidir. Tayyip Erdoğan’ın yanında neredeyse hiçbir AKP kurucusu kalmamıştır. Nitekim AKP kurucularından Mir Dengir Fırat “şu anki AKP’nin kurulduğu zamanki partiyle hiç bir alakası kalmamıştır” demektedir. Bizce de bu tespit doğrudur. Zaten gerçek Müslüman tek bir insanın bu politikaları onaylaması mümkün değildir.

Şu anki AKP devlet imkanlarını ele geçirmiş olanlar için değerlidir. Yani maddi olanaklar elde etmiş olanlar için mevcut AKP'nin bir anlamı vardır. Manevi değerlere önem verenler için ortada sahiplenecek ne bir parti ne de yöneticileri kalmıştır. Zaman zaman Ahmet Davutoğlu ve Tayyip Erdoğan şu bu manevi değerlerden bahsetseler de bunlar sadece maddi çıkar dünyalarını gizlemek için yapılmış demagojilerdir.

AKP faşizmi Kürtleri sindirme politikasını her alana yaymış durumdadır. Mecliste şiddet uygulanması da önceden planlanmıştır. Ne yapıp edip milletvekillerinin burnu sürtülüp iradeleri kırılacaktır. Tek bir iradeli Kürt bırakmak istemiyorlar. Ya işbirlikçi olacaktır ya da iradesi kırılmış! AKP faşizminin şu andaki Kürt programı budur. Temsilcilerine yapılan saldırılardan tüm Kürtler bu gerçeği görmelidir. Bu gerçeği görmeyen her Kürt gaflet içindedir. Bazı Kürtlere dokunulmuyorsa bunun nedeni Kürtlerin iradelerini kırmada onların varlığını bir zemin olarak kullanmak içindir. Eğer hedeflediği Kürtlerin iradesi kırılırsa sıra onlara gelecektir. Hiç bir Kürt bu faşizmin belasından kurtulamaz.

Bu açıdan Kürtler bu gerçeği görüp birlik olmalıdırlar. Hiç bir Kürt bana dokunulmuyor diye AKP faşizmine karşı mücadele konumundan uzak kalmamalıdır. Hiç kimse boyun eğerek, kaçarak, sinerek bu beladan kurtulamaz. Bu faşizme karşı gösterilecek tek bir tutum vardır o da birlik içinde olup mücadele etmektir. AKP’ye karşı verilen mücadeleyi anlamamak, AKP'ye karşı mücadeleden uzak durmak her Kürt için tarihi bir gaflettir. AKP'ye karşı direnmemek soykırım bıçağına boynunu uzatmaktır.

Şu anda Kürt Özgürlük Hareketi AKP faşizmine karşı kutsal bir var olma mücadelesi vermektedir. AKP faşizmi sadece boyun eğilmesini ve teslim olunmasını istiyor. Ancak karşısında direnen bir güç bulmuştur. Kürt Özgürlük Hareketi direnmeseydi karşısında direnecek hiç bir güç kalmayacak, herkesi ezip geçecekti. Şimdi Kürt Özgürlük Hareketi direndiği için AKP'ye karşı başka direnen kuvvetler de açığa çıkacaktır. AKP faşizminden zarar gören tüm güçlerin mücadelesiyle AKP faşizmi yenilecek ve Türkiye'nin demokratikleşmesinin kapısı sonuna kadar açılacaktır.

HDP AKP saldırısının bir irade kırma saldırısı olduğunu görmüş ve demokratik direnişe geçmiştir. Tüm Kürt halkı ve demokrasi güçleri AKP'nin irade kırma, teslim alma saldırısına karşı HDP'nin yanında yer almalıdır. Özyönetim alanlarına yapılan saldırılarla Meclis’teki saldırılar aynı zihniyetin farklı alanlardaki tezahürüdür. Bu açıdan her iki alandaki direniş de anlamlıdır. Her iki alandaki direnişe sahip çıkıp yanında olmak da AKP faşizmine karşı mücadele olarak görülmeli ve ona göre tutum takınılmalıdır.”

* Azadiya Welat’ta Kürtçe yayımlanan Cemil Bayık’ın yazısını ANF Türkçe’ye çevirdi.

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…