HDP Allerjisi mi Kürtlere antipati mi

Rahmi Yıldırım

27 Mayıs 2015
HDP Allerjisi mi Kürtlere antipati mi

Efendim HDP samimi değil, barajı geçerse AKP ile pazarlık edecek, koalisyon hükümeti kuracak. İyi de HDP baraja takılırsa AKP tek başına (belki de Anayasa’yı değiştirecek çoğunlukla) yeniden iktidar olacak. HDP barajı geçip “özerklik” adı altında salt Kürt kimliğine odaklı bir bencillikle AKP’yi yeniden iktidar yaparsa da kendisini inkâr ve intihar etmiş olur ki, bir daha hiçbir şekilde sosyalistlerin demokratların sempatisini ve desteğini alamaz.

Türkiye solundaki kimi örgüt ve çevreler, seçim sürecinde Halkların Demokratik Partisi HDP’ye öyle saldırıyorlar ki, İslamcı faşist iktidara harcayacak cephaneleri kalmadı dense yeridir. HDP’yi yıpratmak, oy vermek isteyenleri caydırmak için su getirmedik dere bırakmadılar. ''Radikal demokrat'', ''sınıf kimliği belirsiz, sosyalizm hedefi yok'', ''burjuva reformisti, sosyalistlere şaşı bakıyor'', ''Kürt milliyetçisi'', ''sosyalistler ulusal hareketin kuyruğuna takılmamalı', ''samimi değil AKP ile işbirliği yapacak'', ''seçim listesinde şeriatçılara yer verdi'' ve daha neler neler?..

Eleştiri ve değerlendirmelerde kısmi haklılık payı olsa da insaf ölçüsünün çok çok dışına çıkıldığı da ortada.

*** 

HDP elbette pratiği ve örgütsel yapısı itibariyle sosyalist bir parti değil. Silahlı Kürt muhalefeti PKK ile sıhrî ilişkisi malum. Kurucu bileşen olarak PKK’nin ağırlığına karşın HDP yüzde yüz PKK güdümünde bir parti veya kimilerinin öne sürdüğü gibi “Kürt MHP’si” de değil. HDP içinde kurucu bileşen olarak çeşitli sol partiler, dergi çevreleri, demokratik kitle örgütleri de bulunuyor.

1990 yılında Halkın Emek Partisi ile başlayan zincirin son halkasını oluşturan HDP, kurucu bileşenleri ve programı itibariyle sosyalist parti izlenimi verse de pratiği ve örgütsel yapısıyla radikal demokrat bir örgüt. Programında sınıfsal kurtuluşu da vurgulamasına karşın pratiğinde sınıfsal kurtuluştan önce kimlik kurtuluşunu öncelediği biliniyor.

“Emek, eşitlik, özgürlük, barış ve adalet için...” başlıklı parti programında “Partimiz, insanlığın sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz bir dünyaya ulaşacağına inanır” diyor. Programında kendisini “Partimiz, her ulustan, her dilden, kültürden ve inançtan Türkiye işçi sınıfının, emekçilerin, üretici köylülerin, küçük esnafın, emeklilerin, kadınların, gençlerin, aydınların, sanatçıların, LGBT bireylerin, engellilerin, ezilen ve sömürülen tüm halk güçlerinin arzuladığı amaca varmak üzere güçlerini birleştirdikleri ve demokratik halk iktidarına/yönetimine yürüyenlerin partisidir” diye tanımlıyor.

Bir örgüt kendisini daha nasıl tanımlasın da dostluğuna sosyalistleri ikna edebilsin?

***

Kabul etmeli ki, kimlik merkezli siyasal mücadele Kürtleri inkâr ve imha politikalarına karşı Kürt kimliğinin talep edilmesiyle başladı; açılan kapıdan Aleviler, İslamcılar, gayrimüslim azınlıklar, kadınlar, LGBT vs de girdi. AKP iktidarıyla birlikte İslamcılar kimlik mücadelesini bırakıp kendi aralarında iktidar paylaşımı kavgasına tutuştular. Kürt kimliği merkezli partiler zincirinin son halkasında ise HDP, Kürtler dışındaki ezilen toplum kesimlerini de kapsayıcı çoğulcu bir parti olma hedefiyle kuruldu. Ne ki, programındaki vurguya karşın pratikte sınıf kimliği belirginleşmedi.

Sınıf kimliği silik kalsa da HDP, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kritik bir seçiminde anahtar parti konumunu edindi. 12 Eylül faşizminin mirası utanç barajını geçip geçememesi, seçimin kaderini belirleyecek. HDP hırsızlık barajını yıkabilirse, din taciri sermaye hizbinin iktidar binası çatlayacak. Bu durum muhtemelen İslamcı partinin dağılmasının da başlangıcı olacak. HDP’nin barajı yıkamadığı durumda ise, CHP listesindeki üç beş demokrat dışında parlamentoda ezilenlerin sesi soluğu duyulmayacak.

Bu şartlar altında çeşitli sol çevrelerden HDP’ye yöneltilen saldırıların haksızlığı, insafsızlığı daha vahimi akılsızlığı ortadadır.

Efendim HDP listesindeki filan filan şeriatçı, listede toprak ağası bile var. İyi de HDP baraja takılırsa İslamcı partinin listelerinde fazladan en az 40 şeriatçı ve toprak ağası daha Meclis’e girecek.

Efendim HDP samimi değil, barajı geçerse AKP ile pazarlık edecek, koalisyon hükümeti kuracak. İyi de HDP baraja takılırsa AKP tek başına (belki de Anayasa’yı değiştirecek çoğunlukla) yeniden iktidar olacak. HDP barajı geçip “özerklik” adı altında salt Kürt kimliğine odaklı bir bencillikle AKP’yi yeniden iktidar yaparsa da kendisini inkâr ve intihar etmiş olur ki, bir daha hiçbir şekilde sosyalistlerin demokratların sempatisini ve desteğini alamaz.

***

Eleştiri ve kuşkuların sonu gelmez. Seçim sürecinde bile ideolojik mücadele yapılabilir. Aynı sınıf toprağından beslenen örgütler arasında ideolojik mücadele ve dostane eleştiri elbette gerekli ve yararlıdır. Ancak seçim sürecinde HDP’ye yönelik saldırılar pek de dostane görünmüyor. HDP ile seçim dayanışmasından geri durulmasının da anlaşılır ideolojik gerekçeleri olabilir. Ama bununla kalınmayıp yıpratma çabasına girilmesi, HDP alerjisinin ötesinde Kürtlere alerjinin işareti de olabilir ki, bir sosyalist için yüz karasıdır. Umulur ki, Kürt alerjisinin işareti değildir, sol örgütler arası klasik kıskançlık ve çekememezliğin tezahürüdür.

Yüreği solda atan devrimci, kendisini emekçi sınıfların ve ezilenlerin kurtuluşuna adamış sosyalist örgüt, enerjisini öncelikle ve öncelikle sermayedar sınıfın egemenliğine ve örgütlerine karşı seferber eder. İdeolojik politik örgütsel mücadelede enerjisini sınıf rakibinden çok sınıf kardeşine dostuna yöneltmek, devrimciye sosyalist örgüte yakışmaz. Sınıf rakibinden önce sınıf kardeşine dostuna vuran örgüt veya devrimci en iyimser deyişle, basiretsizdir. Daha ileri deyişle sınıfsal kimliği, bilgisi ve bilinci zayıftır. Daha da ileri deyişle zaten kalbi solda atmıyordur, şarlatandır.

Seçim sürecinde sosyalistlere düşen öncelikli görev, dost bir örgütü hırpalamak değil, lümpen faşist İslamcı diktatörü tökezletmek için çaba göstermek olmalıdır. HDP ile seçim dayanışmasına girmenin HDP’li olmayı zorunlu kılmadığını vurgulamak da gerekmiyor herhalde.

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…