Ben, benim 8 Haziran’ımı biliyorum. Ya siz?

Nesimi Cem Kalender

26 Mayıs 2015
Ben, benim 8 Haziran’ımı biliyorum. Ya siz?

İspanya da Baskların gördüğü zulme üzülürsün, İngiltere'de İrlandalıların, Amerika’yı lanetlersin, Kızılderililere yaptıkları için, İsrail zaten zalim bir siyonisttir, Filistin Halkı aha şurada duruyor. Ağlarsın Filistin için, hatta boykot edersin İsrail mallarını. Sonra Çin’i lanetlersin, Doğu Türkistan’a (kimilerine göre Sincan) yaptığı zulm için. Gelgelelim Arakan’a.. Ağlarsın.. Rusların, Çeçenlere yaptığı, ayıptır zulm.. Yunanların, Makedonlara…

Bunların hepsini ama hepsini görürsün. Birçoğuna üzülürsün ve içinde birebir hissedersin bu acıyı. Hisset tabii, gayet insanca, gayet doğal. Yalnız bu kadar uzakları görebiliyorsan ve insan olmanın paydasıyla, başkalarının acılarını acın gibi hissederken, dibinde olanları neden ayrı tutuyorsun? Görmüyorsun! Körsün belki de! Yoksa ikiyüzlülük mü?

Basklıları haklı buluyorsun, doğru.. IRA haklı mı? Haklı. Kızılderililer, Filistinliler… Evet haklılar. Yalnış şeyler yaptılar belki zaman zaman, ama bu haklı olduklarını değiştirmez ki. Hatalar yapınca, bedeller ödenir ama hak kaybolmaz. Neyse.. Merak ediyorum; Kürtleri nasıl görmezden gelebiliyorsun? Ya da Ermenileri? Güneydoğu Asya’yı görüyorsun, Myanmar’ı, Arakan’daki zumlu ve ağlıyorsun ona.. Haklısın ağlamakta, insanlık ayıbı bu. Ve bazen ağlamaktan başka bir şey gelmez insanın elinden, haklısın.

Peki, soruyorum; ne farkı var? Kürtler, Ermeniler, Rumlar… Ne farkı var? İspanya, Basklara terörist der, İngiltere, İrlandalılara… İsrail, Filistinlilere. Türkiye, Kürtlere. Devletlerin, diğer etnik veya devlete ait olmayan gruplara dair nitelendirmeleri hep aynı, teröristtir, ayrılıkçıdır, vatan hainidir, dilleri yoktur, kötülükle doludur… falan filan.. Ha, bir de öldürülesidir… Öldürürsen, olay kapanır, biter gider sanki. Cengiz Han, Orta Asya’dan Avrupa’ya kadar öldürdü ama Moğol İmparatorluğu baki değil. Hitler, tüm Avrupa’yı neredeyse. Yahudileri. Yahudiler bitti mi? Bitmedi. Öldürmekle, bitmiyor bir şeyler. Çare öldürmek değil. Öldürmek, sadece biraz daha para israfı, biraz daha ırkçı akım beslemesi, biraz daha acıya halkı zorla ortak etmek. Zorla. Çünkü senin çocuğunu alırlar, kendi düşmanlarını öldürmek için. Ee savaş bu, birine vurursan, o da sana vurur. Ve ölürsün, çocuğun ölür. Ve birden, onların düşmanı, senin de düşmanın olur.

Devlet öldürürse savaş olur, operasyon olur, devlet dışındakilerin öldürmesi terördür. Vatan hainleridir onlar, doğru. Vatan, sizin tekelinizdeki, sizin tanımlamanızdaki ‘vatan’ ise evet ‘vatan haini’ onlar. Nazım Hikmet de onlarla, ‘vatan hainliğine devam ediyor, hala!’. Onlar ayrılıkçıdır, hayır. Onları kovan sizsiniz. Hem ayrılsa ne olur ki? İnsan nelerden ayrılmıyor. Hiçbir zaman gitmeyeceği, hiçbir zaman görmeyeceği, hiçbir zaman görmediği bir ‘toprak’ için ağlamanın mantığı nedir, bilemiyorum. Duyan, kendi toprağını vermiyor sanır. Bu toprakların bir gramı senin değil! Paranla aldıkların dahil! Geçici bir misafirsin sadece, hem madden hem manen. Bir ufak rüzgârda, özel mülkiyetin tuzla buz olur, bilir misin? 1900’lü yıllarda, hangi Ermeni toprağını kaybedebileceğini düşünürdü ki? Hem öyle haraç mezat, hukuksuz, ölerek… Ya kırklarda, hangi Rum? Bu dünyada bırakılacak olan, hoş bir sadadır sadece.

HDP KORKUSU

Anlamsız bir HDP korkusu sarmış, kendini solda gören milliyetçi, ulusçu arkadaşları. Akp’nin paçalarının HDP diye yandığı belli, yalnız şu nasyonal sosyalist arkadaşlar canhıraş saldırıyor HDP’ye. Bilindik devlet argümanlarıyla. Yıllardır tekrar olan. Akp karşıtı bu arkadaşlar sözde. Ama içimden bir ses, bunlar Akp ‘trolleri’ diyor. Ortalığı bulandırıyorlar sadece. Çirkin hareketlerle, yıllardır devletin propoganda kaleminde olan görüntüleri, fotoğrafları, sözleri tekrar edip duruyor. Sanki bir düğmeye basılmış gibi yıllardır sahnelenen ‘oyun’ nasyonel sosyalist arkadaşların dilinde. Ve kimi sosyalist fraksiyonların, bilgi kirliliği ihtimalini bile düşünmeden, ilk duydukları sözleri HDP’ye mal ederek eleştiri yapmaları. Anlayamıyorum. Bir HDP savuncusu değilim, HDP destekçisi olabilirim ama savuncusu değilim. Ama anlamıyorum, bu doğrulatılmamış bilgilere sarılarak HDP’ye vurma arzusunu. Belki de siyaset yeterince kirli ve bunu kimin yaptığı hiç önemli değil. Hangi ideoloji olursa olsun, siyasette isen kirlisin. Anlamıyorum ve üzülüyorum.

8 Haziran’da hiçbir şey değişmeyecek. Belki değişime yönelik bir adım olacak 8 Haziran. Daha fazlası değil. Devrim, sandıkta olmayacak. 8 Haziran’da mecliste HDP olmayabilir. Akp tekrar, tek başına iktidar olabilir. Veya tam tersi işte. Bilmiyorum. Ama şunu biliyorum, 8 Haziran’da ben, ekmek parasıydı, sigarasıydı, kirasıydı diye hesap yapacağım yine. Ve yine cebimde metelik olmayacak. Ve patronumun 2 gün sonra, zamanında maaşımı vermesini umarak geçireceğim yaklaşık 14-15 günü. Ama patron zamanında maaşımı vermeyecek. Ve ben yine borçlanacağım ve ben yine sinirleneceğim. Bırakıp gitmek gelecek, bırakamayacağım. Ama biliyorum, bir kadın gelecek bana bira ısmarlayacak, bir arkadaşım sigara alacak. Dostların sofrasında bir tabak fazla olacağım. Ve gülümseyeceğim tabii, her şeye rağmen..

Ben, benim 8 Haziran’ımı biliyorum. Ya siz?

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Cinnet, III. Paylaşım Savaşı, Cennet!
    Dünya Üçüncü Paylaşım Savaşı çoktan başladı sanırım. Tahmin ettiğimiz gibi ultra gelişmiş silahlarla, ‘görkemli’ bir başlangıç olmadı ama oraya da geleceğiz daha. Anlaşılıyor ki bu savaş; vicdan ile vicdansızlık arasında…
  2. 'Çok acı var, dayanamıyorum'
    "Çok acı var, dayanamıyorum. Lütfen beni affedin ve kendinizi üzmeyin, siz elinizden geleni yaptınız. Çok özür dilerim. Çok çaresizim. Özür dilerim. Lütfen çıtçıta iyi bakın. Ve paramı ve her şeyimi…
  3. Sıkıldım bu tekrarlardan.. Bu sistem yıkılmalı artık..
    Sabah uyandım... Haberlere baktım önce.. Sonra, sonra tarihe baktım: Ağustos.. 18 Ağustos mu diye endişelendim.. Hayır.. 7 Ağustos.. Tarihleri mi karıştırıyorum derken, baktım 1992 mi diye?Hayır.. 2015 yılındayız.. Bir zaman…
  4.  İç savaşın ayak sesleri
    Zor bir dönem bekliyor bizi. Burada denge unsuru HDP olacak muhtemelen ve HDP’nin izleyeceği akılcı siyaset, onu parlamenter sistemde iktidara bile taşıyabilir. kendini ifade etmeli ..PKK savaştan kaçınmalı mağrur bir şekilde.. Sosyalist…
  5. AKP'nin ölüm korkusu..
    AKP'nin ölüm korkusu..
    12 Haziran 2015
    Zor görünüyor.. Hdp kendini anlatmalı milliyetçilere, milliyetçiler de çaba göstermeli. Chp’nin ulusalcı kitlesi nasıl değişti, gördünüz mü? Zor değil, olur bu da. Seçimler bitti, AKP tek başına iktidar olma durumunu…
  6. Yaşasın 1 Mayıs! Her Yer Taksim!
    Yarın 1 Mayıs! İlk kez 1856’da yürüyüş yapıldı, Melboure’de. Gayet basit bir mesele: 12 saatlik çalışma süresinin 8 saate düşürülmesi. Sonra 1886. Haymarket. Ölenler, öldürülenler, idamlar. Kirli eller… ve o…
  7. Hepimiz çok öldük bu topraklarda…
    ..Ve şayet insansanız, göz pınarlarınız nemlenir. Belki ağlarsınız. İnsanlığın belki en büyük göstergesi, başkasının acısını acınız gibi hissedebilmenizdir. Başkasının suratında patlayan tokadı, kendi suratınızda hissedebilme kabiliyetidir insanlık. İnsan mısınız? "Çok…
  8. Ağrı, HDP, Seçimler ve anlamsızlık
    Ağrı olayından sonra seçimlerde oy kullanmanın bir işe yaradığını düşünmememe rağmen tutupta oyumu HDP’ye vereceğim. Derin devlet ve sığ devletin bu kadar korktuğu ‘şey’ neyse, onun yanında saf tutmak lazım! Hem %50…
  9. Suriyeli aç çocuktan, Cizre'deki çocuklardan bahsetmeyeceğim..
    Umut, gözü dönmüş taşlı, sopalı, ellerinde gaz bidonları olan güruhu, örgütlenmiş cehaleti bir ufak süpürgeyle yenebileceğimizi bilmektedir. O süpürgeyle yenilecek karanlık, o süpürge süpürecek bu ‘pisliği’… Umut gece uyuyamayışımızdadır. Sevdiğimizi,…
  10. Vivaldi'nin ithaka'ya yeşil yolculuğu..
    Hayal gücünün iktidari, Kavafis'in "ithaka"sı gibidir. "Her yürek devrimci bir hücre gibidir" ve önemli olan İthaka'ya varmak değil, o yolda olmaktır. Hayal gücünün iktidarının yolunda. Bazen bu yol kobane'den geçer.…
  11. Bir insanlık tragedyası: yaşamak veya ölmek
    Devlet intiharı sevmez, din intiharı sevmez. Senin bedenin üstünde tasarrufunu, sen sağlamamalısın. Sen kendi bedenine bile sahip değilsin. Sen ölemezsin, ölsen de devletin bildiği şekilde ‘son yolculuğuna’ uğurlanmalısın. Sen bir…
  12. Efendiler! Adalet hissiyatı yaralanmış halklardan korkun!
    Bir toplumda adalet hissiyatı, bir zerre bile yoksa o artık bir toplum değildir. Dokunulmazların, ayrıcalıklıkların olduğu yerde adaletten bahsedilmez. Ki bu kapitalist sistemin adalet anlayışı tamamen bir aldatmacadır. Toplumun gazını…
  13. Henüz vakit varken.. İstanbul yakılıp-yıkılmadan önce
    Henüz vakit varken, inanmalıyız insanlara. İstanbul yakılıp-yıkılmadan önce. İnsanların ilki, kendimizdir. Kendimize inanmalı. Henüz vakit varken, düşmüşken dehşet dehlizlere. Kırım kırım kırılmışken ümitsizlikten, gülümseyebilmeli insan. Getireceğimiz günlerin hatrına, boşuna çıkmadı…
  14. Bir kapak, Üç aday; Tek 'oyun'...
    Time dergisinin kapağında kim olacak? Dergi 3 isim belirliyor; Sisi, Erdoğan ve Miley Cyrus.. Aslında mesajını vermiş bulunuyor o meşhur dergi; üçünüz aynı klasmandasınız. Yılın kişisi hanginiz olsun :) Sonra,…
  15. Diktatatörler için aşk biter, nefret başlar
    Büyük Usta, Milli Şef, Führer, El Caudillo, Duce, Büyük Amca... Örnekler çoğaltılabilir, yakın tarihe dair kimi ‘liderler'e takılan lakaplar... Hepsi diktatörlerin sıfatları. Hepsi uzun yıllar boyunca iktidarda kaldı, ‘karşı-devrimci' hamleler…
  16. Kan..kan.. sokaklardan akan..
    Kan dökülecek... Bu çağda hala şarklı toplumlarda kan çok önemlidir. Kah bir hayvanın boğazında, kah bir kadının kasıklarında... Kan kutlamadır, "iyi şeyler" için kurban etmektir birşeyleri. Kan dökülür... alna sürülür,…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…