Faşiste faşist denir..

Rahmi Yıldırım

4 Mayıs 2015
Faşiste faşist denir..

Avukat Umut Kılıç, hâkimlik sınavında “Faşist Erdoğan’ın adamlarısınız” deyince tutuklandı. --“Faşist Erdoğan” hitabının siyasal eleştiri amaçlı olduğu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına göre suç oluşturmadığı bilinmektedir..

Soğuk Savaş yıllarında komünistlik sadece en ağır cezalık suç değil aynı zamanda küfür nesnesiydi. Akıl, idrak, vicdan yoksulu faşistlerin yanı sıra toplumun çok geniş kesiminin dilinde komünist demek “dinsiz imansız Allahsız kitapsız ahlaksız namussuz” demekti.

Aşağılıkta sınır tanımayan ideolojik devlet aygıtlarının komünistliğe yükledikleri bu negatif anlam yüzünden komünistler uluorta komünist olduklarını söylemeye çekinirlerdi. Haksız da değillerdi. “Ben komünistim” diyen kişi, başına bin türlü bela sarmış olurdu.

Komünistsin, değilim, hayır sosyalistim atışması zaman zaman esprili diyaloglara da yol açardı. Nur içinde yatsın, sol hareketin önderlerinden Behice Boran 1965 seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi’nin Urfa Milletvekili olarak TBMM’ye girmişti. Bir keresinde kürsüde konuşurken AP sıralarından laf atılır: “Erkeksen komünist olmadığını söyle!” Behice Boran lafın altında kalmaz, yanıt verir: “Erkek değilim!”

Soğuk Savaş yıllarında solcular da faşistliği hem siyasal suçlama ve eleştiri amacıyla hem de hakaret amacıyla telaffuz ederlerdi. Ancak, toplumun geniş kesiminde faşistlik komünistlik kadar aşağılayıcı bir anlam ifade etmezdi. Faşistliğin komünistlik kadar aşağılayıcı sayılmaması bir yana, Mussolini’yi, Hitler’i vatansever ve milliyetçi belleyen sağcıların ve ülkücülerin gözünde faşistlik bir nevi gurur vesilesiydi. Öyle ki Kara Harp Okulu’nda 1976-77 ders yılında öğretim elemanlarından Hasan Celal Güzel, öğretim kurulu başkanlığı eliyle dağıttığı ders notlarında “Faşizm insan kişiliğini yücelten spritüel bir güçtür” övgüsüne bile yer vermişti.

***

Soğuk Savaş biteli çeyrek asır geçti. Ne mutlu ki komünistlik küfür sözcüğü olmaktan çıktı. Herkese açık toplantılarda, seçim meydanlarında komünistler açık kimlikleriyle boy gösteriyorlar. Eskiden olduğu gibi savcılar, muhbir vatandaşların sözüne uyup, komünistlik konulu yazılar aleyhine iddianame yazmıyorlar. Tamamen olmasa bile toplumun çok geniş kesiminde komünistlik artık küfür ve hakaret olarak algılanmıyor.

Komünistlik felsefi ve siyasi itibarını nihayet kazandı ama galiba faşistlik itibar kaybına uğradı. Geçmişte faşistlik açıkça olmasa bile gururlandırıcı bir şeyken günümüzde birilerine faşist denmesi alınganlığa yol açabiliyor. Nitekim Avukat Umut Kılıç, hâkimlik sınavında heyetle girdiği tartışmada “Faşist Erdoğan’ın adamlarısınız” deyince tutuklandı. Meslekte onca deneyim sahibi yargıçlar savcılar, “Faşist Erdoğan” hitabının siyasal eleştiri amaçlı olduğunu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına göre suç oluşturmadığını bile bile Avukat Kılıç’ı hapsetmekte tereddüt etmediler. Velev ki ve öyle ki, “faşist Erdoğan” ifadesi suç olsa bile, hükmün açıklanmasının geri bırakılması maddesi uyarınca Avukat Umut’un zaten bir gün bile hapis yatmayacağını bile bile tutuklayıp hapse attılar.

***

Avukat Umut Kılıç’ı şikâyet eden, tutuklayan yargıç ve savcılar, “faşist Erdoğan’ın adamlarısınız” ifadesinin siyasal eleştiri amaçlı olduğunu bile bile nasıl olup da genç avukata böyle anlayışsız davranabildiler?

İnsan nasıl bir açıklama getireceğini şaşırıyor doğrusu. Hukuku meslek edinmiş, adalet dağıtmakla görevli heyet üyelerinin Umut Kılıç’ı sakinleştirip gönlünü alabilecekken, şikâyet edip tutuklatmalarına akıl erdiremiyor insan. Heyet üyeleri sahip oldukları resmi gücü kullanmak yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hemen her gün birilerini diline dolayıp hakaret ettiğini, aşağıladığını anımsayıp Avukat Umut’un gençliğine verebilirlerdi. Veya Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a yumruk atan saldırganın bile tutuklanmadığını hatırlayabilirlerdi.

Hiç de bir yargıç veya savcının sahip olması gereken sükûnet ve ağırbaşlılık hali değil doğrusu. Uygulamakla yükümlü oldukları kanunlara bile aykırı hareket etmişler. Söylemeye dilim varmıyor ama günlük konuşma dilinde faşistlik, bir rejimin görevlilerinin o rejimin kurallarına bile riayet etmemeleri olarak anlamlandırılır. Umut Kılıç’ın tutuklanması tam da böyle bir şey.

Fakat bu bile Avukat Umut Kılıç’ın tutuklanmasındaki vahameti açıklamaya yetmiyor. Tekil bir örnek olsa, “Bir yanlışlık olmuş” denilir ve üst mahkemede düzeltilmesi beklenir. Ama tekil bir olay değil. Umut Kılıç olayı, Türkiye'nin artık "kırıntısıyla bile" hukuk devleti olmadığını, devlet adına güç kullanan kişilerin kâğıt üstündeki kanunlara bile riayet etmediklerini gösteren örnek bir olaydır. Gazeteler neredeyse günlük skor verir gibi Erdoğan’a hakaret iddiasıyla tutuklananların haberlerini veriyorlar. Vahamet burada işte. Yani, Erdoğan faşizminin bütün toplumu tehdit eden baskı ve keyfi yönetiminin sıradanlaşması. Üniversiteler, sendikalar, medya, iş dünyası, bürokrasi, hatta yargıçlar ve savcılar… Toplumun hemen her kesimi Erdoğan faşizminin baskılarından etkileniyor. Umut Kılıç’ın tutuklanması, Yeni Türkiye’nin gerçek hikâyesini anlatıyor.

Türkiye’deki rejimle ilgili tartışmalarda bugüne değin “Türkiye faşizmle yönetiliyor olsa, faşizm var diyemezsiniz” klişesi tekrarlanırdı. Umut Kılıç’ın tutuklanmasıyla bu eşik aşılmış oldu. Umut Kılıç’ın bir hafta hapis yattıktan sonra tahliye edilmesi, olayın vahametini azaltmıyor ne yazı ki.

***

Bu arada, faşistlere özel not:

Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde faşizm sözcüğünün anlamları şöyle sıralanıyor: 1. İtalya'da 1922-1943 yılları arasında etkinliğini sürdüren, meslek kuruluşlarına dayanan, devlet sınırlarını genişletmeyi amaçlayan, yetkinin, tek partinin elinde toplandığı düzen. 2. Demokratik düzenin yerine aşırı bir ulusçuluk ve baskı düzeni kurmayı amaçlayan öğreti. 3. Gerici, ırkçı ve saldırgan anamalcı öğelerin açık buyurganlığına dayalı düzen.

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…