Yarın 1 Mayıs! İlk kez 1856’da yürüyüş yapıldı, Melboure’de. Gayet basit bir mesele: 12 saatlik çalışma süresinin 8 saate düşürülmesi. Sonra 1886. Haymarket. Ölenler, öldürülenler, idamlar. Kirli eller… ve o tarihlerden yaklaşık 150 yıl sonra, yani 2015’te hala yasak 1 Mayıs..
İşçi ve Emekçiler Bayramı! Fiilen yasak! 1850’de sistem 12 olan çalışma saatini 8’e düşürmeye karşıydı, şu an dünyada kapitalist sistem tarafından kabul edilen ve çoğu liberal yasayla ‘korunmuş’ olan çalışma saati süresi 8 saat. Şu an ‘düşmanın’ yasaları, daha önce şiddetle ve cinayetle karşı çıktıkları ‘şeyi’ savunuyor. Dünya dönüyor. Ve bu anlamsız karşı çıkmalar, anlamsız ‘uzatmalara oynamalar’ devam ediyor. Sistem, yenilmeye mahkum ve kondisyonunu tüketmiş futbolcular gibi kendi sahasında top çevirmeye çalışıyor. Hala.. Yüzyıllardır böyle. Maç uzatmaya gidecek güya, hakem de yanlarında. Ama bizim çocuklara top gelirse… Kondisyon tam, taktik fena değil, inanç var, atağız.. Sadece topu çalalım, binlerce düdük çalsa da hakemler, o top gol olur. Vurursak gol olur!
Ofsayt Osman
''.... Sizler... Hepiniz... Hepiniz. Hepiniz hakem olun abiler. Yaa bu maç be, tıpkı bir maç! Ama böyle hayat sahasında oynanıyor, oyuncuları bizleriz, topumuz da namusumuz, vicdanımız, insanlığımız. Ben... Ben Osman. Ofsayt Osman. Söyleyin be... Allah rızası için söyleyin be! gene mi atamadım golü haaa!? bu da mı gol değil be!!? gol mü?!!!''
Bu repliği hepimiz hatırlarız galiba, bir nevi tutunamayandır Ofsayt Osman. Belki bizim gibi. Sadri Alışık, insanlığın kelimelerini haykırır hakim karşısında. ‘Bu da mı gol değil?’. Hep ofsaytta kaldık, hakemler de onlardandı. Maç bitmedi daha ama. Onların kanunuyla onları yenebiliriz..
Yarın 1 Mayıs. Taksim’e çıkan her yol kapalı. Dersine iyi çalışmış sistem. 10 bin polis görevlendirmiş sadece Taksim ve çevresi için. Bu rakam İstanbul polis toplamının %30’una tekabül eder! Demir polis ızgaralarıyla sarılmış Taksim meydanı, tomalar, akrepler, gaz bombaları, coplar, gaz maskeleri… hepsi hazır. Savaşa.. Vapur seferleri iptal. İsmi konmamış bir sıkıyönetim, OHAL mevcut! Neden? Korkuyorlar. Çok korkuyorlar. Ve zannediyorlar ki, akıl(!) işte, ulaşımı kapatırsam, birkaç kişiyi öldürürsem, birkaç kişiyi de hapse atarsam bunlar yok olur gider. Akıl işte. Çözümün bu olmayacağını, aksine bunun kendilerine zararı dokunacağını idrak edemiyorlar. Yazık. Ve o ilkel yöntemleriyle, kirli savaşlarıyla karşımıza dikiliyorlar. 1886’da Haymarket’te olduğu gibi. Daha dün işte ‘77’de, kaç cana kıydılar Taksim meydanında. Daha dün, Gezi’de…
Öğrenemezler, öğrenmek işlerine gelmez.
Biz ofsayt’a düştük. Gezi de, 77’de. Aslında düdük yanlıştı, hakem yanlıydı. Yine de biz Ofsayt Osman’dık bu ülkede.
Her yer Taksim
Devlet yarın emekçileri ve işçileri Taksim’e sokmamaya çalışarak, her yeri Taksim yapma yolunda ilerliyor. Muhtemelen Taksim’e yaklaşamayan her gurup olduğu yeri Taksim’e çevirecek 1 Mayıs’ta. Ve ilerlemeye çalışacak Taksim’e. Haziran mevsimindeyiz, Gezi öncesindeyiz ve seçimler kapıda. İnsanlar bıkkın, öfkeli. Haliç’e çelik zincirler çekse de Bizans, II Mehmet’in yoluna, Mehmet girdi yine Konstantinopolis’e. Suyun akışını barajlar engelleyemez! Barajlar, renkleri yolundan alamaz! Engeller, sadece o engelleri yıkmaktaki azmi arttırır. 10 bin polisli, demir bariyerli, tomalı, akrepli, gazlı bir ‘baraj’ kurdular Taksim’e, yüzde onluk seçim barajı gibi. Tüm barajlar yıkılır. Su akar yatağını bulur.
‘Her yer Taksim, her yer direniş!’ İnsanın olduğu her yer, isyanın merkezidir. Taksim sadece bir simgedir. Taksim, her yer'e dönüşür, her yer Taksim’e isyanın başladığı anda. Bu sloganla Taksim Meydanı, Concorde Meydanı’na, sene 1871’e dönmüştü, 2 yıl önce İstanbul’da.
1 Mayıs
Saraydaki sultan, rahatsız. Sultan, Alevilerin kıyamını izliyor Antakya sınırında. ‘Kürt sorunu’ yoktur artık diyor. Sultan, gergin. HDP’nin barajı aşma ihtimali uykularını kaçırıyor Sultanın.. Barajın ötesine itmeye çalışıyorlar HDP’yi, hiçbir akıntıya baraj dayanmaz. Ha gayret Sultanım, daha düşman olacak birkaç ülke kaldı, onları da düşman et bize. Kıbrıs’ı ne güzel azarlıyorsun. Sultanım korkma, gelecek olanlar sizin gibi değiller. Sizin yöntemlerinizi sana kullanmazlar. Korkma. Sana insanca muamele yapar onlar. Diyetini insanca ödersin. Korkma. Sakin ol, ellerini kaldır ve bekle. Henüz vakit varken, Paris yakılıp yıkılmadan önce, vazgeç inadından.
Yarın 1 Mayıs. Yine sokaklar, yine insanlar, yine toma, yine gaz, yine dayak, yine zülum.. Umarım ölüm olmaz bu sefer. Kimse ölmesin, düşmanım bile ölmesin. İstemem. Belki yarın yine ofsayta düşeceğiz, bu da gol olmayacak. Yine top çevirecekler kendi sahalarında, uzatmalara oynayacaklar. Ama bir gün top bizde olacak ve inanın ‘vurursak, gol olur’.
1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı kutlu olsun! Ölümsüz ve coşkulu olsun. Ölen sadece sistem olsun. Ve selam olsun, sıcak yatağından kalkıp insanlık dışı bir müdahaleye mazur kalmaya razı olacak olan, bir şeyleri değiştirmeye çalışan duyarlı insanlara. Selam olsun! Düşersem meydanda kaldırın beni, düşerseniz ben de oradayım. Gücüm yettiğince kaldırırım sizi!
Yazarın Dİğer Yazıları
AKP bir gün düşecek, referandum bunun ne kadar hızlı olacağını söyleyecek sadece!
16 Nisan 2017Cinnet, III. Paylaşım Savaşı, Cennet!
26 Aralık 2016'Çok acı var, dayanamıyorum'
20 Mayıs 2016Ankara’da, Silvan’da, Reyhanlı’da.. hep bizim parmağımız var. Paris’teki katliamda da, Fransızların.
16 Kasım 2015Sıkıldım bu tekrarlardan.. Bu sistem yıkılmalı artık..
9 Ağustos 2015İç savaşın ayak sesleri
25 Temmuz 2015AKP'nin ölüm korkusu..
12 Haziran 2015Ben, benim 8 Haziran’ımı biliyorum. Ya siz?
26 Mayıs 2015Hepimiz çok öldük bu topraklarda…
22 Nisan 2015Ağrı, HDP, Seçimler ve anlamsızlık
14 Nisan 2015Suriyeli aç çocuktan, Cizre'deki çocuklardan bahsetmeyeceğim..
25 Ocak 2015'bat dünya bat, iki gözün kör olsun da piyango bileti sat!'
8 Ocak 2015Vivaldi'nin ithaka'ya yeşil yolculuğu..
29 Ekim 2014Bir insanlık tragedyası: yaşamak veya ölmek
19 Ekim 2014Efendiler! Adalet hissiyatı yaralanmış halklardan korkun!
28 Mayıs 2014Henüz vakit varken.. İstanbul yakılıp-yıkılmadan önce
12 Mayıs 2014Bir kapak, Üç aday; Tek 'oyun'...
7 Aralık 2013Diktatatörler için aşk biter, nefret başlar
30 Kasım 2013Kan..kan.. sokaklardan akan..
15 Ekim 2013