Sonuç, CHP lideri ve kurmaylarının seçimler ve ittifak stratejisindeki öngörüsüzlüklerinin bir ifadesidir. -AKP'ye daha önce akmış olan seküler yaşamdan yana olan oylar geri dönmektedir.
1-ERDOĞAN VE EKİBİ BÜYÜKŞEHİRLER VE KÜRT BÖLGELERİNDEN TASFİYE EDİLMEYE BAŞLANDI
2- ERDOĞAN'A CUMHURBAŞKANLIĞI ALTIN TEPSİDE SUNULDU
3- DEMİRTAŞ’IN ÜSLUBU, DEMOKRAT VE TOPLUMCU DÜŞÜNCELERİ, ÜLKENİN BATISINA GÖRE BİRE BİRDİR
Rakamların ne söylediğine ve bu konuda bize yardımcı olacağına inandığım bilgilere bir bakalım.
Türkiye nüfusu 2013 yılı sayımına göre 76 milyon 667 bin 864 tür.
30 Mart seçimlerine katılım oranı %89.19 olup katılmayan seçmen sayısı 6 milyon 28 bin dört dür.
10 Ağustos seçimlerine katılım oranı %73.81 olup katılmayan seçmen sayısı 14 milyon 419 bin 859 dur.
Rakamların konuşmaları, ülkemizdeki 30 Büyükşehirden alınmıştır.
30 Büyükşehir, toplam nüfusun %77'sini oluşturuyor. Yaklaşık 59 milyon kişi bu kentlerde yaşıyor.
Erdoğan, 10 Ağustos'daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu 30 ilin 12'sinde, 1 milyona yakın oy kaybetmiştir. Kesin rakam: 841.677'dir. Sadece bir Büyükşehirde (Trabzon’da) oylar eşittir
Erdoğan’ın oylarını artırdığı Büyükşehir sayısı 17'dir. Artan oy 356.345'dir.
Erdoğan aslında, 30 Büyükşehrin hepsinde de ciddi bir oy kaybına uğramıştır. Fakat oy artışının görüldüğü 17 il, MHP’nin güçlü olduğu illerdir. Bu kayıp, bu partinin seçmenleri tarafından görünmez kılınmıştır. Yani kayıptan daha çok MHP seçmeninin oy desteği gelmiştir.
Yine aynı şekilde; Erdoğan’ın oylarını yitirdiği 12 ilde, çok daha fazla olan oy kaybı, hem CHP’li seçmenin sandığa gitmemesinin yarattığı ‘haksız rekabet’ koşulları hem de MHP’nin takviyesinin yetersiz kalması sonucunda kısmi düzeyde seyretmiştir.
Erdoğan’ın resmi olarak oy kaybettiği Büyükşehirlerin toplam nüfusu 37 milyon 107 bin 504'dür. Ülke nüfusuna oranı ise %48,4, toplam Büyükşehir nüfusuna oranı da % 63'dür. Yani Erdoğan, ülke nüfusunun yarısında, büyük kentlerin ise 2/3'ünde resmi olarak oy kaybetmiştir.
Erdoğan, 10 Ağustos da 20 milyon 541 bin 254, Partisi ise 30 Mart’ta 20 milyon 519 bin 829 oy almıştır. Yani Erdoğan, bahsedilen karizmasıyla sadece 21 bin 425 oy artırmıştır.
Daha çarpıcı olanı; Erdoğan, Büyükşehirlerin çoğunluğunda oy kaybederken oy kazandığı Büyükşehirlerin hemen hepsinde MHP takviyesi kesin gibidir.
Şöyleki; Adana, Mersin, Erzurum, K. Maraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Manisa, Samsun, Aydın, Balıkesir, Muğla ve Sakarya da MHP’nin oy oranı en az %20 ve üzeridir. Bu iller de E. İhsanoğlu’na verilen oyların toplamı da bu iddiayı desteklemektedir. Örneğin Adana’da MHP ve CHP’nin 30 Mart seçimine göre toplam oyu 715 bin civarındadır. Kendi Çatı adayları İhsanoğlu’nun aldığı oy ise 542 bin civarındadır. Aradaki 173 bin oy nereye gitmiştir? E. İhsanoğlu ile CHP tabanının ideolojik uyuşmazlığı dikkate alındığında kendisine en fazla oy belli ki MHP seçmeni tarafından verilmiştir. Aynı şekilde CHP tabanından Erdoğan’a ciddi bir oy kayması olmayacağına göre, Erdoğan’ın bir önceki seçime göre Adana da aldığı 57 bin fazla oyun kahir çoğunluğu küçük partilerdeki radikal dincilerden ve MHP tabanından oluşmaktadır. CHP tabanı ise seçimlere katılmayarak bu sonucun oluşmasında ister istemez rol almıştır. Bu denklem yukardaki 13 ilde de aşağı yukarı aynıdır. Sadece 4 ilde (Eskişehir, Hatay, Malatya ve Ordu'da.) artışlar hem ufak hem de MHP’nin oy oranı bu illerde %20'nin altındadır. Yani yeterli destek sağlanamamıştır.
Erdoğan Kürt illerinde ciddi oy kaybına uğramıştır. Gaziantep, Mardin, Van, Urfa ve Diyarbakır'da oy kaybetmiştir. Takviye edecek MHP oyu olmadığı için bu bölgede makyaj tamamen akmıştır. Örneğin Diyarbakır’daki oy kaybı rakam olarak 38 bin civarındadır. Fakat bunu İstanbul'daki seçmen sayısıyla eşitleyip orantılarsak bu kayıp 400 bin civarı demektir.
Rakamların taktik olarak neler dediğini yukarda satır aralarında dile getirdim. Ama önemli olan stratejik olarak ne demek istediğidir. Bu açıdan rakamların Türkçesi şöyle:
-AKP'ye daha önce akmış olan seküler yaşamdan yana olan oylar geri dönmektedir. Akacak ve kendini ifade edeceği, yani ekonomik istikrarı ve gelişmeyi sağlayabilecek, ulusal değil global, savaşçı değil barışçı olan, siyasal İslamcı olmayan, güvenilir bir mecra aramaktadır.
-CHP ve MHP’nin siyasi olarak kan uyuşmazlığı vardır. Çatışmasız ve barışçı bir ülke için empati kurma girişimleri sosyal ve kültürel bir faaliyettir. Takdire şayandır. Fakat geçmiş ve mevcut sorunlar yok farz edilerek siyasi taktikler oluşturulamaz. Diğer yandan siyasi ittifakın kuralları vardır. Bu, eleştiri ve özeleştiri mekanizmasıdır. Bunlar olmadan ilerleme ve başarı olmaz.
-Ülkemizin ihtiyacı olan Anadolu-Mezopotamya Demokrasi Sentezidir. Selahattin Demirtaş bu sentezi en iyi şekilde dillendirmiş ve temsil etmiştir. Demirtaş’a verilen oylar hem tüm ülkeden gelmiş, hem de demokrat ve sosyal içeriklidir. Ayrıca bu oy oranı içinde tepkisel oylar, görmemezlikten gelinmemelidir.
-İŞİD’çi veya Hizbullah orjinli hiçbir siyasal İslami hareket bu ülkede yeşerme şansı bulamaz. Erdoğan’ın kaybetme nedenlerinden biri TC Musul konsolosluğuna saldıran (Yabancı ülkelerde ki Konsolosluk ve Elçiliğe saldırılması ve buralara girilmesi aynı şekilde ülkeye girilmesi ve saldırılmasıyla eşittir.) ve işgal eden İŞİD’çi teröristlerle içli dışlı olması ve bu ilişkiyi oyun sanması onun sonunun başlangıcı olmuştur.
-Erdoğan, 10 Ağustos seçimlerinde oran olarak %52'yi bulmuştur. Bunun iki nedeni vardır: Birincisi MHP seçmenin desteği ikincisi de CHP'li seçmenin sandığa gitmemesidir. CHP ve MHP seçmeni 30 Mart seçimlerindeki oyunu korusa artı çatı adayına oy veren küçük partilerin oyları eklense, diğer yandan Demirtaş’ın oyunu artırmamış varsaysak bile hem muhalefetin oy oranı % 50’lilerin çok üstünde olacak hem de Erdoğan’ın kaybettiği oylar açığa çıkmış olacaktı. MHP seçmeninin Erdoğan’a oy vermediğini tasarladığımızda bu kayıp tahminen 2 milyon civarında olacaktı. 30 Mart seçimindeki katılım oranı esas alınarak hesaplarsak bu 2 milyon oy, %5 lik bir oy oranına tekabül eder. Bu da otomatik olarak Erdoğan’ın oy oranını %38-40 bandına indirecektir. İşte bu sonuç, CHP lideri ve kurmaylarının seçimler ve ittifak stratejisindeki öngörüsüzlüklerinin bir ifadesidir.
-Rakamların son sözleri şöyle:
-SEÇİM KAYBETMEYİ OYUN MU SANDIN BRE HASAN
-GURURLANMA PADİŞAHIM SENDEN BÜYÜK MİLLET VAR.
Yazarın Dİğer Yazıları
2.ci 'Allahın büyük lütfu' yaklaşıyor mu?
19 Şubat 2020Yüzbaşı İlyas Aydın: Devrimin iyileşmeyen yarası
23 Ocak 2020Ülkemizin sosyo-ekonomik, siyasi yapısı-1
26 Kasım 2019Aydınların Sefaleti
22 Ekim 2019Kitleleri birleştiren iki güç: Demirtaş ve İmamoğlu
19 Eylül 2019Erdoğan nereye koşuyor?
24 Temmuz 2019Devrimci hareketin can alıcı sorunu
13 Temmuz 2019İmamoğlu'nun cesareti nereden geliyor?
20 Mayıs 2019CHP: umut mu yoksa çaresizlik mi?
24 Mart 2019Erdoğan'ın (ve AKP'nin) krılma noktaları ve HDP
12 Mart 2019Bidon Kafalılar ve Chape varya Chape
27 Şubat 2019Allahsız Müslümanlar ve İslamcı Laikler -1
14 Şubat 2019Devrimci ve Sosyalist kamuoyuna
21 Haziran 2018Normal ve anormal insan profili
15 Kasım 2017Adalet Yürüyüşü ve Ortak Mücadele Anlayışı Üzerine
8 Temmuz 2017Ya biat ya mevt ya da ortak hareket!
4 Ağustos 2016R.T. Erdoğan'ın 12 Eylül'lünün sonu mu?
7 Temmuz 2016Türkiye'de sağ partilerin paradigması ve AKP'nin geleceği
9 Mart 2016Enseyi karartmak yok!
5 Kasım 2015AKP'nin düşüş eğrisi
26 Ekim 2015