S. Demirtaş'ın adaylığının dayanılmaz güzelliği ve bir de kehanet: IŞİD AKP'nin sonu olabilir

Selçuk Ş. POLAT

13 Temmuz 2014
S. Demirtaş'ın adaylığının dayanılmaz güzelliği ve bir de kehanet: IŞİD AKP'nin sonu olabilir

Biliyorsunuz ordumuz nasıl geçmişte Hizbullah’ı eğitmişse şimdi de İŞİD’i eğitiyor. İşte bunların ortak bir operasyonu ve bunun deşifre edilmesi ancak Demirtaş gibi bir lider aracılığıyla olur ve bu da AKP’nin sonu demektir. Bu da benim kehanetim: İŞİD AKP’nin sonu demektir.

Demirtaş’ın adaylığının güzelliklerine ve seçilebilmesinin yol ve yöntemlerine bir bakalım:

1- Her şeyden önce Bir Kürt Sosyal-Demokratının varlığı her kesimden insana huzur ve rahatlık veriyor. Siz bakmayın CHP’nin veya Emperyal güçlerin sosyal veya demokrat gözükmelerine. Onlar Fransız, İngiliz, Alman vb.ülkelerin güya sosyal demokratları olarak bir araya gelip, sağırlar birbirini ağırlar hesabı, Pazar genişletme, krizleri yavaşlatma vb. sistem konularını konuşurlar. CHP’li Üye, ülkesine geldiğinde Kürt Sosyal-Demokratına; İspanyol Sosyalisti, Bask veya Katalanya Radikal demokratına; İngiltere İşçi Partisi İskoç solcusuna; Almanya sosyal-demokratı, sınıfın temsilcisi sosyaliste  vb. leri de aynı şekilde, hiç biri, kendi solundaki güçlere burnundan kıl aldırtmaz. Bunlar artık sosyal-demokrat değil statükocu reformculardır. Varlıkları bulundukları ülkenin gizli anayasalarına bağlılık ve düzeni korumak ve kollamaktır. İşte Demirtaş’ın varlığı bu statükoyu eni boyu sallayacaktır.

2- Demirtaş, Kürt Özgürlük Hareketi içinde de dengeleri sarsacak gibi gözüküyor. Erdoğan karşısında güçsüz bir adayla çıkılması ve onun ilk turda seçilmesi planları şimdilik suya düşmüş bulunuyor. İkinci turda Kürtlerin Erdoğan’a külliyen oy vereceği beklentisi veya tahminleri ise bana göre Rojova’da ki gelişmelere bağlı olarak belki de hiç tutmayacak. Demirtaş, Rojova’yı açık ve yalın şekilde dile getirdikçe, Kurt, postunu bir tarafa bile bırakabilir. Çünkü IŞİD, şu an kim ne derse desin AKP Kurmaylarını kendine bağlamış durumda. Bu da Kürt Özgürlük Hareketi içindeki hem boş beklentileri sonlandırır hem de yaratılan kısmi iyileşmelerin aslında koşu bandında olduğu gerçeğini gözler önüne serebilir. Bu ise Devlet için geçmiş olsun demektir.

3- Batıya bir türlü açılamayan ve bu alanda ciddi stratejik hatalar yapan Kürt Özgürlük Hareketi, Demirtaş’ın adaylığıyla bu alanda birazcık da olsa mesafe alacak gibi geliyor bana. Çünkü CHP’nin Cumhurbaşkanlığı atağında, tıpkı Yerel Seçimdeki gibi statükocu davranması, Demirtaş’ı diğer iki aday karşısında vizyon olarak rakipsiz yapıyor. Kaldı ki bugüne kadar verdiği görüntü onu zaten bu alanda öne çıkartmış bulunuyordu. Fakat 1990’dan beri savunduğum; batıyı bize yani grupçu olmayan devrimcilere bırakma taktiği sanırım yeni yeni hayata geçirilmeye çalışılıyor.

4- Ülkemizdeki Türk-İslam Sentezi Anayasasında (Kırmızı Anayasada) Anti- Kürtçülük esastır. Çünkü Devletimize göre kendisi için Komünistler tarihe karıştığına göre(!) esas tehlike Kürtlerdir. Bu açıdan Kürt sorunu veya onların deyimiyle çözüm süreci Devlet açısından bir terör konusudur. AKP bu konuyu ABD ve Ergenekon güçleriyle bağlamıştır. Dolayısıyla din kardeşliği kanalı Demirtaş’ın varlığı ve görüntüsüyle birlikte epey tıkanacak gibi geliyor bana. Yeter ki Demirtaş bu yöndeki ajitasyon ve propagandalarına ara vermesin ve geri adım atmasın.

5- Aynı şekilde Kırmızı Anayasadaki yasalar gereği ve ona bağlı güçler tarafından Aleviler, Anadolu’daki yerlerinden edilip ve sindirilerek düzen içinde kalmaları garanti edildi. Bu garantilerden biri de Alevi gençler askerde iken onları Kürt Özgürlük Hareketine karşı savaşa sokarak Anti-Kürtçü zehri damardan vermek olmuştur. Son Gezi Direnişleri, Alevi Gençlerin küllerinden yeniden doğduğuna şahit olduğumuz post-devrim durumudur. Bu da, statükocuların yıllardır inşa ettikleri duvarlarında bir gedik açıldığının işaretidir. İşte Demirtaş uygun yol ve yöntemlerle bu gedikten içeri girebilecek bir kaç Kürt liderden biridir. Yeter ki bu yönde doğru taktikleri belirlemiş olsun.

6- Artık ülkemde gerçek laikçilerle sahtelerini Demirtaş sayesinde turnusol kâğıdı gibi ayırabileceğiz. Örneğin Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde ki İnek Bayramı Şenliği sonrası iki Kürt öğrencisine satırla saldıran ülkücü 6 genç veya arkadaşları hiçbir kovuşturmaya uğramayınca cezayı Devrimci öğrenciler onları okula almayarak kesmişler. Bunun üzerine, AKP’li Rektör harekete geçmiş ve Güvenlik Güçlerini göreve davet etmiştir. AKP’li Güvenlik güçleri de satırla her yanı doğranmış iki Kürt öğrenci dâhil birçok öğrenciyi gözaltına almıştır. Bu Türk-İslam kardeşliğinin açığa çıkması, tüm ülkemiz için bir ön provadır. Okuldaki laikçi ve modern yaşamdan yana olanlar nasıl bu olay karşısında devrimcileri ve Kürt öğrencileri desteklemişse Demirtaş’la, özellikle de İŞİD gerçeğiyle birlikte bu tavır tüm ülkeyi bir anda sarabilir. Yeter ki geri bir tavır sergilenmesin. Demirtaş’tan eminim. Gelişmelere hazır olalım.

7- Her ne kadar Ergenekon güçlerinin bayrak, ülkeyi bölme vb. provokasyon planları her daim hazır durumda ise de, hem bunların deşifrasyonu dolayısyla eski etkisini yitirmiş olması hem de Erdoğan’ın planlarıyla uyuşmama durumu nedeniyle devletin gizli güçlerinin İŞİD ile ortak bir tatbikatına şahit olabiliriz. Biliyorsunuz ordumuz nasıl geçmişte Hizbullah’ı eğitmişse şimdi de İŞİD’i eğitiyor. İşte bunların ortak bir operasyonu ve bunun deşifre edilmesi ancak Demirtaş gibi bir lider aracılığıyla olur ve bu da AKP’nin sonu demektir. Bu da benim kehanetim: İŞİD AKP’nin sonu demektir.

8- Bana göre güzellikler saymakla bitmez. Demirtaş’ı şahsen tanımış olmaktan büyük bir kıvanç duyuyorum. Bana göre devrimcinin Kürdü Türkü olmaz. Nasıl faşistin yerlisi yabancısı fark etmiyorsa, ülkemizin tüm ilerici- demokrat-liberal-sosyalist- muhafazakâr-üretici ve çalışanları da Demirtaş’ın etrafında kenetlenmelidir. Bu fırsat bir daha gelmeyebilir. Demirtaş’ın ülkeyi böleceğini söyleyenler sanırım ülkemizi Kayseri’nin Su böreği sananlardır. Onlar ülkeyi bölmek için çabaladıkça biz ülkemizi daha sağlam temellere yani demokrat ve sosyal alanda Kürt kardeşlerimizle birlikte kurmaya devam edeceğiz.

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. 2.ci 'Allahın büyük lütfu' yaklaşıyor mu?
    RAND RTE’yi uyarmış: ordu içinde orta kademelerde bir potansiyel var aman dikkat et diye! Zaten Erdoğan da bu uyarıyı almış ki gerekli çalışmalara çoktan başlamış bile .. Orduyu önce Kürtlerle…
  2. Yüzbaşı İlyas Aydın: Devrimin iyileşmeyen yarası
    Bu yazıda, eti budu belli ve bir türlü belini doğrultamayan Türkiye devrimci hareketinden sadece İlyas Aydın örneğini vererek sol içi şiddetin saflarımızda açtığı yarayı sergilemeye çalışacağım.  Yüzbaşı İlyas Aydın, 1970’lerde…
  3. Ülkemizin sosyo-ekonomik, siyasi yapısı-1
    Bir yanda sosyal bir inancı savunan Alevi kesimlerle, onların kafasını kesmeyi arzu eden İslamcı teröristler aynı apartmanlarda ikamet ediyorlar. Ülkedeki bölünmüşlük sadece ilerici-gerici ekseninde seyretmiyor. İkinci büyük bölünmüş etnisite üzerinden…
  4. Aydınların Sefaleti
    Aydınların Sefaleti
    22 Ekim 2019
    İştirakçi Hilmi’nin liderliğini yaptığı ve uğruna öldürüldüğü mücadelesine 100 yıl sonra dönüp baktığımızda acı bir gerçekle karşılaşıyoruz. Dönemi belirleyen iki hâkim sınıf partisinden biri olan Hürriyet ve İhtilaf Fırkası (H.İ.F.)…
  5. Kitleleri birleştiren iki güç: Demirtaş ve İmamoğlu
    Diktatörlüğe karşı olan bizler, bu iki liderin eksiklik ve kurumsal pozisyonlarını abartmadan, onların aidiyetlerini, ‘aşil topuklarını’ bilerek, İmamoğlu’nun ısrarlı ve ahkâm kesmeyen tavrını ve Demirtaş’ın seçimlerde izlediği ‘büyük tehlike için…
  6. Erdoğan nereye koşuyor?
    Erdoğan nereye koşuyor?
    24 Temmuz 2019
    Bu soruya doğru cevabı verebilirsek sanırım iktidarın geleceğini de az çok tahmin edebileceğiz. Erdoğan iktidarı, ekonomik kriziyle, siyasi alandaki terör severliğiyle, ideolojik düzeyde ortaçağ zihniyetiyle ve de örgütsel olarak her…
  7. Devrimci hareketin can alıcı sorunu
    Temel Demirer, son seçimde, boş oy atan Sibel Özbudun ve kendisinin tutumlarını açıklayan yazılarına yaptığım eleştiriye öfkeyle cevap vermiş. Öfke duygu demektir. Tartışmalarda bilgi ve mantık yerine duygular geçiyorsa, o…
  8. İmamoğlu'nun cesareti nereden geliyor?
    Niye seçime girip yasal gözükecek hileler ve atraksiyonlarla uğraşıyor ki? Kayyum atasın olsun bitsin! Demek ki bu oyunda karşılıklı güçler devrede. İşte bütün bunlar diktatörlüğümüzün Madein-NATO olduğunu gösteriyor. 23 Haziran,…
  9. CHP:  umut mu yoksa çaresizlik mi?
    CHP ve sağ tabanının gözünü açacak olan ise, ekonomik ve siyasi kriz anıdır. Özellikle Erdoğan’ın iktidarı kaybetme korkusuyla CHP’ye yönelmesi örneğin CHP’li belediyelere Kayyum ataması vb. adımları bu kitleyi devrimci…
  10. Erdoğan'ın (ve AKP'nin) krılma noktaları ve HDP
    AKP’ye diş bileyen kendi seçmenini tüm anti-Kürtçü politikalarına rağmen Millet İttifakını desteklemeye yönlendiren HDP’nin bu hamlesi, sosyalist hareketlerin çok ötesinde bir gelişmişliğe işaret ediyor. Bu bölümde esas olarak AKP yani…
  11. Bidon Kafalılar ve Chape varya Chape
    Yukardaki başlık; ezilen, horlanan ve sömürülen kitlelerin bir araya gelmemesi için yürütülen kampanyanın şifresi. “Bidon kafalılar, cahiller, göbeğini kaşıyanlar, her yeri pisletenler” vb. ajitasyonlarla halkın bir kesimi aşağılanmakta ve bu…
  12. Allahsız Müslümanlar ve İslamcı Laikler -1
    Gelinen noktada toplum giderek diyalektik ikili bir kamplaşmaya doğru akmaktadır. Bir yanda milliyetçi-ulusalcı-İslamcılar diğer yanda kadınlar, emekçiler, Aleviler, Kürtler, aydınlar, ötekileştirilenler ve demokratlar. Ülkemizdeki toplumsal ırmak ne yazık ki yüz yıldır…
  13. Devrimci ve Sosyalist kamuoyuna
    68'liler Birliği Vakfı başkanının açıklamasına cevap: Devrimcilik ülkemizde ezilen halkların yanında olmak demektir; onların haklı ve meşru isteklerini desteklemek, acılarına ortak olmak ve onlara yapılan zulüm ve katliamlara karşı durmak…
  14. Normal ve anormal insan profili
    Diktatörlerin ilk işi, yargıyı yani az-çok çalışan vicdanı söküp atmaktır. Onun yerine kendi hastalıklı, monolitik beyninin ürettiği her kararı aynen onaylayan bir vicdan mekanizmasını yani vicdansızlığı ikame ederler.  İnsanda, davranışlarını,…
  15. Ya biat ya mevt ya da ortak hareket!
    İslami kurallar acımasız ve kesindir: ya biat ya da mevt.. İşte o noktaya hızla yaklaşıyoruz! Tehlike içinde olanlar: emekçiler, çalışanlar, seküler, laik ve modern yaşamdan yana olanlar, Kürtler, Aleviler, aydınlar ve diğerleri.…
  16. R.T. Erdoğan'ın 12 Eylül'lünün sonu mu?
    Erdoğan sınıf tahlilinden uzak, çıkarlarının ona verdiği içgüdüsel pragmatizimle, İsrail'le Ortadoğu'da işbirliğine girerek ABD’yi yumuşatmayı, Bharara’ya baskı yapmasını, Rusya'dan özür dileyerek hem ekonomik iyileşmeyi hem de Suriye politikasını ABD çizgisine…
  17. Türkiye'de sağ partilerin paradigması ve AKP'nin geleceği
    Eğer ekonomik istikrar bozulur veya Ergenekon ittifakı parçalanırsa bu güçler hiç tereddüt etmeden yeni bir sağ partiye doluşmakta tereddüt etmeyeceklerdir. Demek ki aşağıdan yukarı kitlelerin Erdoğan iktidarını alaşağı edeceği bir…
  18. Enseyi karartmak yok!
    Enseyi karartmak yok!
    5 Kasım 2015
    AKP ve Erdoğan’ın sonu, İslami cumhuriyet yolunda ki telaşlı ve yanlış adımları ile kendi içlerinde ki kurtçuklar ve ekonomik kriz vasıtasıyla olacaktır. Ama bu sonu hızlandıracak, dolayısıyla, bizim ihtiyacımız olan ise,…
  19. AKP'nin düşüş eğrisi
    Anketlerde AKP’ye oy vereceklerin oranı %40 civarında gösteriliyor. Fakat aynı halk, Başkanlık sistemini, Suriye politikasını ve diğer hükümet icraatlarını %70 civarında bir oy oranıyla kabul etmiyor. Bu da onun bir…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…